Giriş

Bize Nasr b. Abdurrahman el-Kûfî, ona Ahmed b. Beşîr, ona Şebîb b. Bişr, ona da Enes b. Mâlik şöyle rivayet etmiştir: Bir adam, binek istemek için Hz. Peygamber'e (sav) geldi, ancak Hz. Peygamber (sav) yanında binek bulamadı ve onu bir başkasına yönlendirdi. O sahabi de adama bir binek temin etti. Adam Hz. Peygamber'e (sav) geldi ve durumu anlattı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Bir hayra vesile olan olan onu yapan gibidir." [Bu konuda Ebu Mesud el-Bedrî ve Büreyde'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa der ki: Enes'in Nebî'den (sav) rivayet ettiği bu hadis, bu tarik ile garibtir.]


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: الآمر بالمعروف كفاعله

    Öneri Formu
15803 T002670 Tirmizi, İlim, 14

Bize Harun b. İshak el-Hemdânî, ona Abde b. Süleyman, ona Hişâm b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyir), ona da Abdullah b. Amr b. Âs, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah ilmi insanlardan ansızın çekip almaz; önce alimleri onların arasından çekip alır. Alim kalmayınca, insanlar cahilleri önder edinirler. Onlar da kendilerine sorulduğunda bilgisizce fetva verir, böylece hem kendileri saparlar hem de başkalarını saptırırlar." [Bu konuda Aişe ve Ziyâd b. Lebîd'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa şöyle der ki: Bu, hasen-sahih bir hadistir. Bu hadisi benzer şekilde Zührî, Urve vasıtası ile Abdullah b. Amr ve Aişe'den, onlar da Hz. Peygamber (sav)'den rivayet etmiştir.]


Açıklama: ''Şüphesiz Allah, ilmi, insanların arasından kaldırmakla çekip almaz'' şeklinde bir tercümenin dayanağı için bk. Mübârekfûrî, Tuhfetü'l-ahvezî, VII, 344.

    Öneri Formu
15310 T002652 Tirmizi, İlim, 5

Bize Muhammed b. Zeyd, ona Asım b. Reca b. Hayve, ona Kesir b. Kays şöyle rivayet etmiştir: Bir kişi Medine'den yola çıktı ve Dımeşk'te bulunan Ebu Derdâ'nın yanına geldi. Ebu Derdâ “Ey kardeşim, seni buralara getiren nedir?” diye sordu. Adam “Senin Rasulullah'tan (sav) rivayet ettiğin bana ulaşan bir hadis (beni buralara getirdi)” dedi. “Sen şimdi buraya ticaret için gelmedin mi?” dedi. Adam “Hayır” dedi. Ebu Derdâ “Ya da herhangi bir ihtiyacın için gelmedin mi?” dedi. Adam “Hayır” dedi. “Sadece bu hadisi almak için mi geldin?” dedi. Adam “Evet” dedi. Bunun üzerine Ebu Derdâ “ben Rasulullah'ı (sav) işittim, şöyle buyuruyordu” dedi: "Kim ilim elde etmek üzere yola koyulursa, bu gayreti nedeniyle Allah da ona cennete giden yola çıkartır. Melekler, ilim talebesinden duydukları hoşnutluk sebebiyle, ona hürmeten kanatlarını yere sererler. Göklerde ve yerde bulunan her varlık, hatta denizlerdeki balıklar bile, âlimin bağışlanması için Allah’a yalvarır. Alimin abide üstünlüğü, dolunayın diğer yıldızlara olan üstünlüğüne benzer. Alimler Peygamberlerin varisleridir. Peygamberler ne dinar bıraktılar, ne de dirhem. Geride bıraktıkları sadece ilimdir. Kim bu ilimden istifade ederse çok büyük nasip elde etmiştir."


Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte sahih li ğayrihidir.

    Öneri Formu
69977 HM022058 İbn Hanbel, V, 197

Bize Nasr b. Ali, ona Halid b. Yezid el-Atekî, ona Ebu Cafer er-Râzî, ona Rabî' b. Enes, ona da Enes b. Mâlik, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "İlim talebi için (yola) çıkan kimse, dönene dek Allah yolundadır." [Ebu İsa şöyle der ki: Bu, hasen-garîb bir hadistir. Bazıları bu hadisi ref etmeden (mevkuf olarak) rivayet etmiştir.]


    Öneri Formu
15292 T002647 Tirmizi, İlim, 2

Bize Muhammed b. Humeyd er-Râzî, ona Muhammed b. Muallâ, ona Ziyâd b. Hayseme, ona Ebu Davud, ona Abdullah b. Sahbera, ona da Sahbera, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kim ilim öğrenmeye yönelirse, bu uğraşı onun geçmiş (günahlarına) kefaret olur." [Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, isnadı zayıf olan bir hadistir. (Zira) Ebu Davud, zayıf sayılmıştır. Ayrıca, biz Abdullah b. Sahbera'nın ve babasının güvenilirliği konusunda kayda değer bir bilgiye sahip değiliz. Ebu Davud'un ismi ise Nüfey olup kendisi görme özürlüdür. Katâde ve ilim ehlinden daha pek çok kişi onu tenkit etmiştir.]


    Öneri Formu
15294 T002648 Tirmizi, İlim, 2

Bize Muhammed b. Ömer b. Velîd el-Kindî, ona Abdullah b. Nümeyr, ona İbrahim b. Fadl, ona Ebu Saîd el-Makburî ona da Ebu Hüreyre Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "hikmetli söz müminin yitiğidir, bulduğu yer onu almayı en çok hak eden odur." [Ebu İsa (et-Tirmizî): Bu, garib bir hadis olup sadece bu tarikle bilmekteyiz. İbrahim b. Fadl el-Medenî el-Mahzûmî, hadis konusunda hıfzı yönünden zayıf bir râvi olarak kabul edilir.]


    Öneri Formu
15861 T002687 Tirmizi, İlim, 19

Bize Muhammed b. Selâm, ona Ebu Muâviye, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona Zeyneb bt. Ümmü Seleme, ona da Ümmü Seleme şöyle rivayet etmiştir: "Ümmü Süleym Rasulullah'ın (sav) huzuruna geldi ve 'ey Allah'ın Rasulü, Allah haktan haya etmez, kadına ihtilam olduğunda gusletmesi gerekir mi' diye sordu. Nebî (sav), '(evet),suyu gördüğünde' buyurdu. Ümmü Seleme (utanarak) yüzünü örttü ve 'ey Rasulullah, kadın da ihtilam olur mu?' dedi. Hz. Peygamber (sav) de 'Elbette, eli bereketlensin, yoksa çocuğu kendisine nasıl benzeyecek' buyurdu."


Açıklama: ''تَرِبَتْ يَمِينُكِ'' ifadesi, daha güzel nasıl ifade edilebilir, düşünmek gerek.

    Öneri Formu
1221 B000130 Buhari, İlim, 50

Bize Müslim b. Hâtim el-Ensârî el-Basrî, ona Muhammed b. Abdullah el-Ensârî, ona babası (Abdullah b. Müsennâ), ona Ali b. Zeyd, ona Said b. Müseyyeb, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) bana 'ey oğulcağızım! Eğer, kalbinde herhangi bir kimse için kin beslemeden sabahlayıp akşamlayabiliyorsan bunu yap' buyurdu. Ardından bana 'ey oğulcağızım, işte bu benim sünnetimdir. Sünnetimi ihya eden beni sevmiş olur. Beni seven de cennette benimle olur' buyurdu." [Hadiste uzun bir kıssa anlatılmaktadır.] [Ebu İsa şöyle demiştir: Bu rivayet, bu tarikten hasen-garîb bir hadistir. Muhammed b. Abdullah el-Ensârî, güvenilir (sika), babası, güvenilir (sika), Ali b. Zeyd de sadûktur. Ancak o, zaman zaman başkalarının mevkuf olarak rivayet ettiği hadisi merfu olarak rivayet etmiştir.] [Ebu İsa şöyle demiştir: Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Velîd, ona da Şu'be “Ali b. Zeyd bize hadis rivayet ederdi. Kendisi çokça ref ederdi. (Mevkuf hadisleri merfu olarak rivayet ederdi.)” demiştir. Uzunca zikredilen şekliyle bu hadis dışında, Said b. Müseyyeb'in, Enes'ten rivayet ettiği başka bir hadis bilmiyoruz. Bu hadisi Abbâd b. Meysere el-Minkarî, Ali b. Zeyd'den, o da Enes'ten rivayet etmiş ama senette Said b. Müseyyeb'i zikretmemiştir. Ebu İsa der ki: Bu meseleyi Muhammed b. İsmail (el-Buhârî) ile müzakere ettim ancak o, bu hadisi tanımadı. Said b. Müseyyeb'in, Enes’ten ne bu hadisi, ne de başka bir hadisi rivayet ettiği bilinmemektedir. Enes b. Malik, 93/712 senesinde, Said b. Müseyyeb ise ondan iki sene sonra; 95/714 senesinde vefat etmiştir.]


Açıklama: Tirmizi'nin değerlendirmelerinden "قَالَ أَبُو عِيسَى وَذَاكَرْتُ بِهِ مُحَمَّدَ بْنَ إِسْمَاعِيلَ فَلَمْ يَعْرِفْهُ" kısmı tam olarak anlaşılamamış; tercümeye ''..ancak o, bilgisinin olmadığını ifade etti.'' şeklinde yansıtılmıştır.

    Öneri Formu
15830 T002678 Tirmizi, İlim, 16

Bize Nasr b. Ali, ona Ebu Ahmed, ona Kesir b. Zeyd, ona da Muttalib b. Abdullah b. Hantab şöyle rivayet etti: "Zeyd b. Sabit, Muaviye'nin huzuruna girdi. Muaviye, bir hadis hakkında ona soru sordu, ardından, birine hadisi yazmasını emretti. Bunun üzerine Zeyd ona, “Rasulullah (sav), bize hadislerini yazmamamızı emretti” dedi, Muaviye de hadisi sildi."


    Öneri Formu
22930 D003647 Ebu Davud, İlm, 3

Bize Müsedded, ona Cafer b. Süleyman, ona Mualla b. Ziyad, ona Ala b. Beşir el- Müzeni, ona Ebu Sıddîk en-Naci, ona Ebu Said el-Hudrî şöyle demiştir: "Zayıf (yoksul) muhacirlerden oluşan bir toplulukla birlikte oturuyordum. Öyle ki, bazılarımız çıplaklıktan dolayı (elbiseleri yetmediğinden) birbirinin arkasına saklanıyordu. O sırada bir kişi bize Kur'an okuyordu. Derken Rasulullah (sav) yanımıza geldi. Yanımıza vardığında Kur'an okuyan sustu. Peygamber (sav) selam verdi ve 'ne yapıyordunuz?' diye sordu. Biz de 'ey Allah’ın Rasulü! Bize Kur'an okuyan bir kardeşimiz vardı, biz de Allah’ın kitabını dinliyorduk' dedik. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'ümmetim içinde, kendileriyle birlikte sabretmem emredilen kimseleri var var eden Allah'a hamdolsun' buyurdu, sonra Peygamber (sav) bizim ortamıza oturdu, adeta aramızda eşit olmak için kendisini tam ortamıza konumlandırdı ve elini şöyle (daire çizer gibi) yaptı, biz de hemen halka oluşturduk, yüzlerimiz O’na bakar hâle geldi. (Ebu Saîd el Hudrî der ki:) Rasulullah’ın (sav) aramızdan bir tek beni tanıdığını fark ettim. Sonra şöyle buyurdu: Müjde size ey yoksul muhacirler topluluğu! Kıyamet günü, sizler tam bir nurla parlayacak ve zenginlerden yarım gün önce cennete gireceksiniz. Bu da beş yüz yıl demektir."


    Öneri Formu
25595 D003666 Ebu Davud, İlm, 13