439 Kayıt Bulundu.
Bize Züheyr b. Harb, ona Cerîr, ona Hişâm b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: "Kureyş halkı, cahiliye döneminde aşûrâ orucunu tutardı. Rasulullah da (sav) o günü oruçlu geçirirdi. Hz. Peygamber (sav) Medine'ye hicret edince, o günde oruç tuttu ve ashabına da tutmalarını emretti. Ramazan orucu farz kılındığında ise 'Dileyen aşûrâ orucunu tutsun, dileyen tutmasın' buyurdu."
Bize İshak b. İbrahim, ona Cerîr, ona Mansûr, ona da Muhammed b. Müslim ez-Zührî hadisi bu isnad ile (ve) İbn Uyeyne'nin rivayetine benzer şekilde nakletmiştir. (Ravi Mansur), rivayetinde, 'İçinde hurma olan bir sepet ki ona zenbil denir, (getirildi)' demiş ancak 'Hz. Peygamber (sav) yan dişleri gözükecek şekilde gülüverdi' ifadesini zikretmemiştir.
Bize Yahya b. Yahya ve Muhammed b. Rumh, o ikisine Leys; (T) Bize Kuteybe, ona Leys, ona İbn Şihâb, ona Humeyd b. Abdurrahman b. Avf, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Bir adam ramazan ayında hanımı ile birlikte olup Rasulullah'a (sav) bu durum hakkında fetva sormak için geldi. Nebî (sav) ona '(Azat edecek) bir köle bulabilir misin?' diye sordu. Adam 'Hayır' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Peki iki ay oruç tutabilir misin?' buyurdu. Adam 'Hayır' deyince, Rasulullah (sav) 'O zaman altmış fakiri doyur' buyurdu."
Bize Muhammed b. Râfi, ona İshak b. İsa, ona Malik, ona da ez-Zührî hadisi bu isnad ile şöyle rivayet etmiştir: "Adamın biri ramazan ayında orucunu bozdu. Rasulullah (sav) da ona keffaret olarak köle azat etmesini emretti." Ardından Malik, İbn Uyeyne hadisinin benzerini aktarmıştır.
Bize Muhammed b. Râfi, ona Abdürrezzak, ona İbn Cüreyc, ona İbn Şihâb, ona Humeyd b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Nebî (sav), ramazan ayında orucunu bozan adama, köle azat etmesini veya iki ay oruç tutmasını ya da altmış fakiri doyurmasını emretmiştir."
Bize Abd b. Humeyd, ona Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona da Zührî bu isnad ile İbn Uyeyne hadisine benzer şekilde nakletmiştir.
Bize Muhammed b. Rumh b. Muhacir, ona Leys, ona Yahya b. Said, ona Abdurrahman b. Kasım, ona Muhammed b. Cafer b. Zübeyr, ona Abbad b. Abdullah b. Zübeyr, ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: "Bir adam Rasulullah'a (sav) gelip 'Yandım!' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Neden?' diye sorunca, 'Ramazan ayının gündüz vakti hanımımla beraber oldum' dedi. Nebî (sav) 'Sadaka ver, sadaka ver' buyurdu. Adam 'Yanımda hiçbir şey yok ki' deyince, Rasulullah (sav) ondan oturmasını istedi. Derken Hz. Peygamber'e (sav) içinde yemek bulunan iki kap geldi. Rasulullah (sav) adama o yiyeceği (verip) sadaka olarak dağıtmasını emretti."
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Abdülvehhab es-Sekafî, ona Yahya b. Said, ona Abdurrahman b. Kasım, ona Muhammed b. Cafer b. Zübeyr, ona Abbâd b. Abdullah b. Zübeyr, ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: "Adamın biri Rasulullah'a (sav) geldi, deyip hadisi zikretmiştir." Ancak hadisin başındaki 'Sadaka ver, sadaka ver' ve 'gündüz vakti' ifadeleri yer almamaktadır.
Bize Ebu Tahir, ona İbn Vehb, ona Amr b. Hâris, ona Abdurrahman b. Kasım, ona Muhammed b. Cafer b. Zübeyr, ona Abbâd b. Abdullah b. Zübeyr, ona da Hz. Peygamber'in (sav) eşi Aişe şöyle rivayet etmiştir: "Adamın biri ramazan ayında Rasulullah (sav) mescitte iken gelip, 'Yandım ya Rasulallah, yandım!' dedi. Hz. Peygamber (sav) ona 'Nedir, ne oldu?' diye sorunca, adam 'Hanımımla beraber oldum' dedi. Nebî (sav) 'Sadaka vermelisin' buyurdu. Adam 'Ey Allah'ın Nebî'si! Yemin olsun ki, hiç bir şeyim yok, vermeye güç yetiremem' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Otur' buyurdu, o da oturdu Tam o esnada yiyecek taşıyan bir merkebi sürüyerek bir adam çıkageldi. Hz. Peygamber (sav) 'Az önce yandım diyen nerede?' buyurdu. Adam ayağa kalkınca, Rasulullah (sav) 'Bunları sadaka olarak dağıt' buyurdu. Adam 'Ey Allah'ın Rasulü! Bizden başkasına mı dağıtayım? Yemin olsun ki bizler, hiçbir şeyi olmayan aç kimseleriz' dedi. Nebî (sav) de 'O zaman onu siz yiyin' buyurdu."
Bize Amr en-Nâkıd, ona İsmail b. İbrahim, ona el-Cüreyrî, ona Ebu Nadre, ona da Ebu Said el-Hudrî (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) ile ramazan ayında gazveye çıkardık. Kimimiz oruçlu olur, kimimiz de oruç tutmazdı. Ne oruç tutan tutmayanı ne de oruç tutmayan oruç tutanı ayıplardı. Onlar, gücü yetenin oruç tutabileceğini ve bunun güzel bir davranış olduğunu düşünür, aynı şekilde zayıflık hissedenlerin de oruç tutmayabileceğine ve bunun da güzel bir davranış olduğuna inanırlardı."