Öneri Formu
Hadis Id, No:
14373, T000783
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ إِسْمَاعِيلَ السُّدِّىِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ الْبَهِىِّ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ مَا كُنْتُ أَقْضِى مَا يَكُونُ عَلَىَّ مِنْ رَمَضَانَ إِلاَّ فِى شَعْبَانَ حَتَّى تُوُفِّىَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . قَالَ وَقَدْ رَوَى يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ الأَنْصَارِىُّ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ عَائِشَةَ نَحْوَ هَذَا .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Ebu Avâne, ona İsmail es-Süddî, ona Abdullah el-Behî, ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir:
Ben, Ramazan (orucu) borcumu Rasulullah (sav) vefat edene dek Şaban (ayında) kaza ederdim.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir. (Bu rivayeti) Yahya b. Said el-Ensârî, Ebu Seleme vasıtasıyla Aişe'den buna benzer şekilde (nahve) nakletmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Savm 66, 3/152
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Muhammed Abdullah b. Yesar el-Behî (Abdullah b. Yesar)
3. Ebu Muhammed es-Süddî el-Kebîr (İsmail b. Abdurrahman b. Ebu Kerime)
4. Ebu Avane Vazzah b. Abdullah el-Yeşkurî (Vazzah b. Abdullah)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
KTB, ORUÇ
Oruç Olgusu
Oruç, kaza ve keffareti
Oruç, Şaban ayında
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31416, B004503
Hadis:
حَدَّثَنِى مَحْمُودٌ أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ عَنْ إِسْرَائِيلَ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنْ عَلْقَمَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ دَخَلَ عَلَيْهِ الأَشْعَثُ وَهْوَ يَطْعَمُ فَقَالَ الْيَوْمُ عَاشُورَاءُ . فَقَالَ كَانَ يُصَامُ قَبْلَ أَنْ يَنْزِلَ رَمَضَانُ ، فَلَمَّا نَزَلَ رَمَضَانُ تُرِكَ ، فَادْنُ فَكُلْ .
Tercemesi:
Bize Mahmud (b. Ğaylan), ona Ubeydullah (b. Musa), İsrail (b. Yunus), ona Mansûr (b. Mu'temir), ona İbrahim (en-Nahaî), ona Alkame (b. Kays), ona da Abdullah (b. Mesud) (ra) şöyle rivayet etmiştir:
"Ben yemek yerken Eş'as b. Kays yanıma girdi. 'Bu gün âşûrâ günüdür' dedi." İbn Mesud da:
"Âşûrâ, Ramazan (ayında oruç tutma emri) inmeden önce oruç tutulan bir gündü. Ramazan (ayında oruç tutma emri) inince âşûrâ orucu terk edildi. (Onun için) yaklaş da bizimle yemek ye! dedi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 24, 2/151
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Şibl Alkame b. Kays en-Nehaî (Alkame b. Kays b. Abdullah b. Malik b. Alkame)
3. Ebu İmran İbrahim en-Nehaî (İbrahim b. Yezid b. Kays b. Esved b. Amr)
4. Ebu Attab Mansur b. Mu'temir es-Sülemî (Mansur b. Mu'temir b. Abdullah)
5. Ebu Yusuf İsrail b. Yunus es-Sebîî (İsrail b. Yunus b. Ebu İshak)
6. Ubeydullah b. Musa el-Absi (Ubeydullah b. Musa b. Bazam)
7. Ebu Ahmed Mahmud b. Ğaylan el-Adevi (Mahmud b. Ğaylan)
Konular:
Aşure, aşure gününde oruç tutmaya teşvik
cahiliye, âdetleri
KTB, ORUÇ
Oruç Olgusu
Oruç, Aşure, aşure gününde oruç tutmanın hükmü
Oruç, Aşure, aşure gününde tutulacak orucun zamanı ve şekli
Açıklama: Rivayet muallaktır. Buhari ile Leys b. Sa'd arasında inkıta' vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
27135, B006822
Hadis:
وَقَالَ اللَّيْثُ عَنْ عَمْرِو بْنِ الْحَارِثِ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْقَاسِمِ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ جَعْفَرِ بْنِ الزُّبَيْرِ عَنْ عَبَّادِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الزُّبَيْرِ عَنْ عَائِشَةَ أَتَى رَجُلٌ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فِى الْمَسْجِدِ قَالَ احْتَرَقْتُ . قَالَ « مِمَّ ذَاكَ » . قَالَ وَقَعْتُ بِامْرَأَتِى فِى رَمَضَانَ . قَالَ لَهُ « تَصَدَّقْ » . قَالَ مَا عِنْدِى شَىْءٌ . فَجَلَسَ وَأَتَاهُ إِنْسَانٌ يَسُوقُ حِمَارًا وَمَعَهُ طَعَامٌ - قَالَ عَبْدُ الرَّحْمَنِ مَا أَدْرِى مَا هُوَ - إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « أَيْنَ الْمُحْتَرِقُ » . فَقَالَ هَا أَنَا ذَا . قَالَ « خُذْ هَذَا فَتَصَدَّقْ بِهِ » . قَالَ عَلَى أَحْوَجَ مِنِّى مَا لأَهْلِى طَعَامٌ قَالَ « فَكُلُوهُ » . قَالَ أَبُو عَبْدِ اللَّهِ الْحَدِيثُ الأَوَّلُ أَبْيَنُ قَوْلُهُ « أَطْعِمْ أَهْلَكَ » .
Tercemesi:
Ve el-Leys, Amr ibnu'l-Hâris'ten; o da Abdurrahmân ibni'l-Kaasım'dan; o da Muhammed ibn Ca'fer ibni'z-Zubeyr'den; o da Ab-bâd ibnu Abdillah ibni'z-Zubeyr'den; o da Âi.şe(R)'den şöyle söyledi: Mescidde iken Peygamber(S)'in yanına bir adam geldi de:
— (Yâ Rasûlallah!) Yandım! dedi. Peygamber:
— "Bu yanman neden oldu?" diye sordu. O adam:
— Ramazânda oruçlu iken karımla cinsî münâsebette bulundum! dedi.
Peygamber ona (sırasıyle köle azadı ve iki ay devamlı orucu zikrettikten sonra):
— "(Altmış fakîri doyuracak) sadaka ver!" buyurdu. O da:
— Benim yanımda sadaka vereceğim hiçbirşey yoktur, dedi. Ve orada oturdu. O sırada Peygamber'e bir insan, üzerinde yiyecek birşey bulunan bir eşeği sürerek geldi.
Abdurrahmân ibnu'l-Kaasım: Ben o yiyecek şeyin ne olduğunu bilmiyorum, dedi. (Ebû Hureyre hadîsinde o yiyeceğin bir zenbîl hurma olduğu açıkça belirtilmiştir.)
O insan bu yiyecek şeyi Peygamber'e verdi. Bunun üzerine Peygamber:
— "O yanan adam nerededir?" diye seslendi. O adam:
— O benim; buradayım yâ Rasûlallah! dedi. Peygamber:
— "Bu yiyecek taamı al da bunu keffâret olarak sadaka ver!" buyurdu.
O adam:
— Benden daha muhtâc olana mı vereceğim? Benim ailemin hiç-birşeyi yoktur! dedi.
Peygamber de ona:
— "Öyleyse bunu sizler yiyin!" buyurdu.
Ebu Abdillah el-Buhârî: Ebû Usmân en-Nehdî'den rivayet edilmiş olan birinci hadîs daha açıktır. Oradaki sözü "Bunu kendi ailene yedir!" şeklindedir, dedi
Açıklama:
Rivayet muallaktır. Buhari ile Leys b. Sa'd arasında inkıta' vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hudûd 26, 2/632
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Abbad b. Abdullah el-Kuraşi (Abbad b. Abdullah b. Zübeyir b. Avvam)
3. Muhammed b. Cafer el-Esedi (Muhammed b. Cafer b. Zübeyir b. Avvam)
4. Ebu Muhammed Abdurrahman b. Kasım et-Teymî (Abdurrahman b. Kasım b. Muhammed b. Ebu Bekir Sıddîk)
5. Amr b. Haris el-Ensarî (Amr b. Haris b. Yakub)
6. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
Konular:
KTB, ORUÇ
KTB, SADAKA
Oruç, bozan şeyler, cinsel ilişkide bulunmak
Oruç, kaza ve keffareti
Yargı, keffaret
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14194, T000731
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ عَنْ سِمَاكِ بْنِ حَرْبٍ عَنِ ابْنِ أُمِّ هَانِئٍ عَنْ أُمِّ هَانِئٍ قَالَتْ كُنْتُ قَاعِدَةً عِنْدَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَأُتِىَ بِشَرَابٍ فَشَرِبَ مِنْهُ ثُمَّ نَاوَلَنِى فَشَرِبْتُ مِنْهُ فَقُلْتُ إِنِّى أَذْنَبْتُ فَاسْتَغْفِرْ لِى . فَقَالَ « وَمَا ذَاكِ » . قَالَتْ كُنْتُ صَائِمَةً فَأَفْطَرْتُ . فَقَالَ « أَمِنْ قَضَاءٍ كُنْتِ تَقْضِينَهُ » . قَالَتْ لاَ . قَالَ « فَلاَ يَضُرُّكِ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ وَعَائِشَةَ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Ebu Ahvas, ona Simâk b. Harb, ona da İbn Ümmü Hânî şöyle rivayet etmiştir:
Nebî'nin (sav) yanında oturuyordum da bir içecek getirildi. Hz. Peygamber (sav) ondan içti. Ardından bana verdi, ben de ondan içtim (ve) ''günaha girdim! Benim için bağışlanma dile'' dedim. Rasulullah (sav), ''niçin''buyurdu. (Râvi, ''Ümmü Hânî'nin), 'oruçlu idim (ama), bozum' dediğini'' (nakletti). Nebî (sav), ''kazâ ettiğin bir oruç muydu'' buyurdu. Ben, ''hayır'' dedim. Hz. Peygamber (sav) de ''bir şey olmaz'' buyurdu.
Bu konuda Ebu Said ve Aişe'den de hadis nakledilmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Savm 34, 3/109
Senetler:
1. Ümmü Hani Fahite bt. Ebu Talib el-Haşimiyye (Fahite bt. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Hişam b. Adbümenaf)
2. Harun b. Ümmü Hani (Harun b. Ca'de b. Hübeyre)
3. Simak b. Harb ez-Zühlî (Simak b. Harb b. Evs b. Halid)
4. Ebu Ahvas Sellâm b. Süleym el-Hanefî (Sellâm b. Süleym)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
KTB, ORUÇ
Nafile Oruç, nafile
Oruç Olgusu
Oruç, bozulması
Oruç, kaza ve keffareti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14206, T000735
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ حَدَّثَنَا كَثِيرُ بْنُ هِشَامٍ حَدَّثَنَا جَعْفَرُ بْنُ بُرْقَانَ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ كُنْتُ أَنَا وَحَفْصَةُ صَائِمَتَيْنِ فَعُرِضَ لَنَا طَعَامٌ اشْتَهَيْنَاهُ فَأَكَلْنَا مِنْهُ فَجَاءَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَبَدَرَتْنِى إِلَيْهِ حَفْصَةُ وَكَانَتِ ابْنَةَ أَبِيهَا فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّا كُنَّا صَائِمَتَيْنِ فَعُرِضَ لَنَا طَعَامٌ اشْتَهَيْنَاهُ فَأَكَلْنَا مِنْهُ . قَالَ « اقْضِيَا يَوْمًا آخَرَ مَكَانَهُ » . قَالَ أَبُو عِيسَى وَرَوَى صَالِحُ بْنُ أَبِى الأَخْضَرِ وَمُحَمَّدُ بْنُ أَبِى حَفْصَةَ هَذَا الْحَدِيثَ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ مِثْلَ هَذَا . وَرَوَاهُ مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ وَمَعْمَرٌ وَعُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ وَزِيَادُ بْنُ سَعْدٍ وَغَيْرُ وَاحِدٍ مِنَ الْحُفَّاظِ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عَائِشَةَ مُرْسَلاً . وَلَمْ يَذْكُرُوا فِيهِ عَنْ عُرْوَةَ وَهَذَا أَصَحُّ . لأَنَّهُ رُوِىَ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ قَالَ سَأَلْتُ الزُّهْرِىَّ قُلْتُ لَهُ أَحَدَّثَكَ عُرْوَةُ عَنْ عَائِشَةَ قَالَ لَمْ أَسْمَعْ مِنْ عُرْوَةَ فِى هَذَا شَيْئًا وَلَكِنِّى سَمِعْتُ فِى خِلاَفَةِ سُلَيْمَانَ بْنِ عَبْدِ الْمَلِكِ مِنْ نَاسٍ عَنْ بَعْضِ مَنْ سَأَلَ عَائِشَةَ عَنْ هَذَا الْحَدِيثِ . حَدَّثَنَا بِذَلِكَ عَلِىُّ بْنُ عِيسَى بْنِ يَزِيدَ الْبَغْدَادِىُّ حَدَّثَنَا رَوْحُ بْنُ عُبَادَةَ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ فَذَكَرَ الْحَدِيثَ . وَقَدْ ذَهَبَ قَوْمٌ مِنْ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ إِلَى هَذَا الْحَدِيثِ فَرَأَوْا عَلَيْهِ الْقَضَاءَ إِذَا أَفْطَرَ وَهُوَ قَوْلُ مَالِكِ بْنِ أَنَسٍ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Menî', ona Kesîr b. Hişâm, ona Cafer b. Bürkân, ona ez-Zührî, ona Urve, ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir:
Ben ve Hafsa oruçluyduk. Bize (pek) sevdiğimiz bir yemek getirildi de ondan yedik. (Çok geçmeden) Rasulullah (sav) geldi. Babası (Ömer'in) kızı olduğundan Hafsa, benden önce davranıp ''yâ Rasulullah! Bizler oruçluyduk. Bize (pek) sevdiğimiz bir yemek getirildi de ondan yedik'' dedi. Hz. Peygamber (sav) de ''onun yerine bir gün kaza edin'' buyurdu.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu hadisi Salih b. Ebu Ahdar ve Muhammed b. Ebu Hafsa, ez-Zührî'den, o da Urve vasıtasıyla Aişe'den benzer şekilde (misl) rivayet etmiştir. (Ancak bu hadisi) Mâlik b. Enes, Ma'mer (b. Râşid), Ubeydullah b. Ömer, Ziyâd b. Sa'd ve ileri derecede hıfz sahibi (huffâz) daha pek kimse, ez-Zührî'den, o da Aişe'den mürsel olarak nakletmiş; (senette) Urve'yi zikretmemiştir ki bu, daha sahihtir. Nitekim, İbn Cüreyc'den rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir: ez-Zürî'ye ''Urve, Aişe'den naklen sana hadis rivayet etti mi'' diye sordum. O, ''bu hususta Urve'den bir şey işitmedim. Ancak ben, Süleyman b. Abdülmelik'in hilafeti (döneminde) bu hadis hakkında Aişe'ye soru soran bir kısım insanlardan işittim'' dedi. Bu (bilgiyi), bu şekilde bize Ali b. İsa b. Yezid el-Bağdâdî, ona Rahv b. Ubâde, ona da İbn Cüreyc nakledip (mezkur) hadisi zikretmiştir.
Nebî'nin (sav) ashabından ve onlardan başka kimselerden bir kısım ilim ehli, bu hadisi(n gereğince) görüş (beyanında) bulunmuş; (nafile oruç tutan kimse orucunu) bozduğunda kazâ etmesi gerektiğini ifade etmişlerdir ki bu, Mâlik b. Enes'in de görüşüdür.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Savm 36, 3/112
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Abdullah Cafer b. Burkan el-Kilabî (Cafer b. Burkân)
5. Ebu Sehl Kesir b. Hişam el-Kilâbî (Kesir b. Hişam)
6. Ahmed b. Meni' el-Begavî (Ahmed b. Meni' b. Abdurrahman)
Konular:
KTB, ORUÇ
Nafile Oruç, nafile
Oruç Olgusu
Oruç, bozulması
Oruç, kaza ve keffareti
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رُمْحٍ أَنْبَأَنَا اللَّيْثُ بْنُ سَعْدٍ عَنْ نَافِعٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ أَنَّهُ ذُكِرَ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمُ عَاشُورَاءَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « كَانَ يَوْمًا يَصُومُهُ أَهْلُ الْجَاهِلِيَّةِ فَمَنْ أَحَبَّ مِنْكُمْ أَنْ يَصُومَهُ فَلْيَصُمْهُ وَمَنْ كَرِهَهُ فَلْيَدَعْهُ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17173, İM001737
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رُمْحٍ أَنْبَأَنَا اللَّيْثُ بْنُ سَعْدٍ عَنْ نَافِعٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ أَنَّهُ ذُكِرَ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمُ عَاشُورَاءَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « كَانَ يَوْمًا يَصُومُهُ أَهْلُ الْجَاهِلِيَّةِ فَمَنْ أَحَبَّ مِنْكُمْ أَنْ يَصُومَهُ فَلْيَصُمْهُ وَمَنْ كَرِهَهُ فَلْيَدَعْهُ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Rumh, ona Leys b. Sa'd, ona Nâfi', ona da Abdullah b. Ömer şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah'ın (sav) huzurunda Âşûrâ orucundan bahsedildi de Hz. Peygamber (sav), ''câhiliyye ehlinin oruç tuttuğu bir gündür. O gün oruç tutmak isteyen tutsun. İstemeyen de bırakıp (tutmasın)'' buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mâ câe fi's-sıyâm 41, /277
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
4. Ebu Abdullah Muhammed b. Rumh et-Tücibî (Muhammed b. Rumh b. Muhacir b. Muharrar)
Konular:
Aşure, aşure gününde oruç tutmaya teşvik
KTB, ORUÇ
Mübarek zamanlar,
Oruç, Aşure, aşure gününde oruç tutmanın hükmü
Oruç, Aşure, aşure gününde tutulacak orucun zamanı ve şekli
Öneri Formu
Hadis Id, No:
41602, DM001758
Hadis:
أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ الْمَجِيدِ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ : أَنَّ رَجُلاً أَفْطَرَ فِى رَمَضَانَ.... فَذَكَرَ الْحَدِيثَ.
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Abdülmecid, ona Mâlik, ona İbn Şihâb, ona Humeyd b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre, ''bir adam Ramazan'da oruc(unu) bozdu'' diyerek (ilgili) hadisi zikretti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Savm 19, 2/1073
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Abdurrahman Humeyd b. Abdurrahman ez-Zühri (Humeyd b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf b. Abd)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Ali Ubeydullah b. Abdulmecid el-Hanefî (Ubeydullah b. Abdulmecid)
Konular:
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
KTB, ORUÇ
Oruç, bozan şeyler, cinsel ilişkide bulunmak
Oruç, kaza ve keffareti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
41603, DM001759
Hadis:
أَخْبَرَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَخْبَرَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ الأَنْصَارِىُّ أَنَّ عَبْدَ الرَّحْمَنِ بْنَ الْقَاسِمِ أَخْبَرَهُ أَنَّ مُحَمَّدَ بْنَ جَعْفَرِ بْنِ الزُّبَيْرِ أَخْبَرَهُ أَنَّهُ سَمِعَ عَبَّادَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الزُّبَيْرِ أَنَّهُ سَمِعَ عَائِشَةَ تَقُولُ : إِنَّ رَجُلاً سَأَلَ النَّبِىَّ -صلى الله عليه وسلم- فَقَالَ : إِنَّهُ احْتَرَقَ فَسَأَلَهُ :« مَا لَهُ؟ ». فَقَالَ : أَصَابَ أَهْلَهُ فِى رَمَضَانَ ، فَأُتِىَ النَّبِىُّ -صلى الله عليه وسلم- بِمِكْتَلٍ يُدْعَى الْعَرَقَ فِيهِ تَمْرٌ ، فَقَالَ :« أَيْنَ الْمُحْتَرِقُ؟ ». فَقَامَ الرَّجُلُ. فَقَالَ : « تَصَدَّقْ بِهَذَا ».
Tercemesi:
Bize Yezid b. Harun, ona Yahya b. Said el-Ensârî, ona Abdurrahman b. Kasım, ona Muhammed b. Cafer b. Zübeyr, ona Abbâd b. Abdullah b. Zübeyr, ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir:
Bir adam Nebî'ye (sav) soru sorup yanıp (mahvolduğunu) söyledi. Hz. Peygamber (sav) ona ne olduğunu sordu. (Adam), Ramazan'da hanımı ile beraber olduğunu söyledi. (O esnada) Rasulullah'a (sav), 'arak denilen (ve) içerisinde hurma bulunan bir sepet getirildi de ''yanıp (mahvolan) nerede?'' buyurdu. O adam kalktı. Hz. Peygamber (sav) de ''bunları sadaka olarak dağıt'' buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Savm 19, 2/1073
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Abbad b. Abdullah el-Kuraşi (Abbad b. Abdullah b. Zübeyir b. Avvam)
3. Muhammed b. Cafer el-Esedi (Muhammed b. Cafer b. Zübeyir b. Avvam)
4. Ebu Muhammed Abdurrahman b. Kasım et-Teymî (Abdurrahman b. Kasım b. Muhammed b. Ebu Bekir Sıddîk)
5. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
6. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
Konular:
KTB, ORUÇ
KTB, SADAKA
Oruç, bozan şeyler, cinsel ilişkide bulunmak
Oruç, kaza ve keffareti
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ أَنَّ عَائِشَةَ وَحَفْصَةَ زَوْجَىِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَصْبَحَتَا صَائِمَتَيْنِ مُتَطَوِّعَتَيْنِ فَأُهْدِىَ لَهُمَا طَعَامٌ فَأَفْطَرَتَا عَلَيْهِ فَدَخَلَ عَلَيْهِمَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَتْ عَائِشَةُ فَقَالَتْ حَفْصَةُ وَبَدَرَتْنِى بِالْكَلاَمِ وَكَانَتْ بِنْتَ أَبِيهَا يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى أَصْبَحْتُ أَنَا وَعَائِشَةُ صَائِمَتَيْنِ مُتَطَوِّعَتَيْنِ فَأُهْدِىَ إِلَيْنَا طَعَامٌ فَأَفْطَرْنَا عَلَيْهِ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم اقْضِيَا مَكَانَهُ يَوْمًا آخَرَ . قال يحيى سمعتُ مالكاً يقول من أكل أو شرب ساهياًأو ناسياً في صيام تطوعٍ فليس عليه قضاءٌ وليُتم يومَه الذى أكل فيه أو شرب و هو متطوعٌ ولا يفطرْه و ليس على من أصابه أمرٌ يقطع صيامه و هو متطوعٌ قضاءٌ إذا كات إنما أفطر من عذر غير متعمد للفطر ولا أرى عليه قضاءَ صلاة نافلة إذا هو قطعها من حدثٍ لا يستطيع حبسه مما يحتاج فيه إلى الوضوء قال مالك و لا ينبغي أن يدخل الرجلفي شئٍ من الأعمال الصالحة الصلاة والصيام والحج وما أشبه هذا من الأعمال الصالحة التي يتطوع بها الناس فيقطعه حتى يُتمه على سنته إذا كبر لم ينصرف حتى يصلى ركعتين و إذا صام لم يُفطر حتي يتم صوم يومه و إذا أهل لم يرجع حتى يُتم حجَه وإذا دخل فى الطوافِ لم يقطعه حتى يتم سبوعَه ولا ينبغي أن يترك شيئاً من هذا إذا دخل فيه حتى يقطيه إلا من أمر يعرض له مما يعرض للناس من الأسقام التي يُعذَرون بها و الأمورُ التي يُعذرون بها و ذلك أن الله تبارك و تعالى يقول فى كتابه وكلوا واشربوا حتى يتبيّن لكم الخيطُ الأبيض من الخيط الأسود من الفجر ثم أتموا الصيام إلى الليل ۲\۱٨٧ فعليه إتمام الصيام كما قال الله و قال الله تعالى و أتمواالحج والعمرة لله ۲\۱٩٦ فلو أن رجلاً أهلّ بالحج تطوعاً و قد قضى الفريضة لم يكن له أن يترك الحج بعد أن دخل فيه و يرجع حلالاً من الطريق وكل أحدٍ دخل في نافلة فعليه إتمامها إذا دخل فيها كما يُتمّ الفريضة و هذا أحسن ما سمعت.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35563, MU000683
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ أَنَّ عَائِشَةَ وَحَفْصَةَ زَوْجَىِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَصْبَحَتَا صَائِمَتَيْنِ مُتَطَوِّعَتَيْنِ فَأُهْدِىَ لَهُمَا طَعَامٌ فَأَفْطَرَتَا عَلَيْهِ فَدَخَلَ عَلَيْهِمَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَتْ عَائِشَةُ فَقَالَتْ حَفْصَةُ وَبَدَرَتْنِى بِالْكَلاَمِ وَكَانَتْ بِنْتَ أَبِيهَا يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى أَصْبَحْتُ أَنَا وَعَائِشَةُ صَائِمَتَيْنِ مُتَطَوِّعَتَيْنِ فَأُهْدِىَ إِلَيْنَا طَعَامٌ فَأَفْطَرْنَا عَلَيْهِ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم اقْضِيَا مَكَانَهُ يَوْمًا آخَرَ . قال يحيى سمعتُ مالكاً يقول من أكل أو شرب ساهياًأو ناسياً في صيام تطوعٍ فليس عليه قضاءٌ وليُتم يومَه الذى أكل فيه أو شرب و هو متطوعٌ ولا يفطرْه و ليس على من أصابه أمرٌ يقطع صيامه و هو متطوعٌ قضاءٌ إذا كات إنما أفطر من عذر غير متعمد للفطر ولا أرى عليه قضاءَ صلاة نافلة إذا هو قطعها من حدثٍ لا يستطيع حبسه مما يحتاج فيه إلى الوضوء قال مالك و لا ينبغي أن يدخل الرجلفي شئٍ من الأعمال الصالحة الصلاة والصيام والحج وما أشبه هذا من الأعمال الصالحة التي يتطوع بها الناس فيقطعه حتى يُتمه على سنته إذا كبر لم ينصرف حتى يصلى ركعتين و إذا صام لم يُفطر حتي يتم صوم يومه و إذا أهل لم يرجع حتى يُتم حجَه وإذا دخل فى الطوافِ لم يقطعه حتى يتم سبوعَه ولا ينبغي أن يترك شيئاً من هذا إذا دخل فيه حتى يقطيه إلا من أمر يعرض له مما يعرض للناس من الأسقام التي يُعذَرون بها و الأمورُ التي يُعذرون بها و ذلك أن الله تبارك و تعالى يقول فى كتابه وكلوا واشربوا حتى يتبيّن لكم الخيطُ الأبيض من الخيط الأسود من الفجر ثم أتموا الصيام إلى الليل ۲\۱٨٧ فعليه إتمام الصيام كما قال الله و قال الله تعالى و أتمواالحج والعمرة لله ۲\۱٩٦ فلو أن رجلاً أهلّ بالحج تطوعاً و قد قضى الفريضة لم يكن له أن يترك الحج بعد أن دخل فيه و يرجع حلالاً من الطريق وكل أحدٍ دخل في نافلة فعليه إتمامها إذا دخل فيها كما يُتمّ الفريضة و هذا أحسن ما سمعت.
Tercemesi:
İbn Şihab'tan: Hz. Aişe ve Hafsa sabahleyin oruçlu olarak kalktılar. Kendilerine yemek getirilmişti, onu yiyerek oruçlarını bozdular. Bu sırada yanlarına Resûlullah (s.a.v.) geldi. Hz. Hafsa hemen Hz. Aişe'den önce söze başlayarak (tam babasının kızıydı): "Ya Resûlallah! Aişe ile ben sahurda nafile oruç tutmaya niyet etmiştik, fakat bize birinin yiyecek hediye getirdiğini görünce orucumuzu bozduk! dedi. Resûlullah (s.a.v.): "Öyleyse, yerine başka bir gün kaza tutarsınız," buyurdu.
İmam Malik'ten: Unutarak veya-sehven (yanlışlıkla) içmek suretiyle nafile orucunu bozan kimseye kaza lâzım gelmez. Fakat nasıl olsa orucum bozuldu diye yemeye içmeye devam etmemeli, o gün akşama kadar orucu tamamlamalıdır. Nafile oruç tutan kimsenin başına orucunu bozmaya mecbur edecek bir hal gelse, ona da kaza lâzım gelmez. Ancak bu durumdaki kimsenin asıl maksadı orucunu bozmak olmamalıdır. Orucunu bozuş sebebi başına gelen özür olmalıdır. Nafile olarak kılınan namaz da böyledir. Şayet namazda elinde olmayan bir sebepten abdesti bozulsa ve tekrar abdest almak imkânsız olsa o namazın kazası gerekmez.
İmam Malik'ten: Namaz, oruç, hac ve bunlara benzer faydalı ibadetleri nafile olarak tamamlama imkânına sahip olmadıkça bu ibadetleri yap¬maya kalkışmamalıdır. Meselâ, bir namaza başlayıp iftitah tek¬birini alınca iki rekât kılmalıdır. Oruca başlayınca o gün akşama kadar tutmalıdır. îhrama girince tavafını tamamlamalı, tavafa başlayınca da yedi şavt yapmalıdır. Başlanılan bir ibadeti terk et¬meden bitirmesi gerekir. Ancak, insanoğlunun başına gelebilecek hastalıklar ve ibadetinin devamına mani olan mazeretlerden do¬layı bırakabilir. Bundan dolayı Cenabı Allah, Kur'an-ı Kerim'inde: "Ramazan gecelerinde beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye yani şafak atıncaya kadar yiyin için." buyurmaktadır. O halde başladığı orucu tamamlaması vaciptir.
Yine başka bir ayeti kerimede: "Allah için başladığınız hac ve umreyi tamamlayın" denilmektedir. Çünkü üzerine farz olan haccını ifa eden bir müslümanın başladığı başka bir nafile haccı sonraya bırakması, ihramdan çıkarak yoldan dönmesi doğru değildir. Nafile ibadete başlayan herkes, farz ibadeti tamamladığı gibi onu da bitirmeden bırakmamalıdır." Duyduklarımın en güzeli budur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Sıyâm 683, 1/107
Senetler:
()
Konular:
KTB, ORUÇ
Nafile Oruç, nafile
Nafile Oruç, nafile oruç bozulabilir mi?
Oruç, bozulması
Oruç, kaza ve keffareti