1101 Kayıt Bulundu.
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Vekî (T), Bize Ali b. Muhammed, ona Ebu Muaviye ve Vekî, onlara A'meş, ona Sa'd b. Ubeyde, ona Ebu Abdurrahman es-Sülemî, ona da Hz. Ali şöyle demiştir: "Bakîü'l-Garkad mezarlığında Rasulullah'ın (sav) yanında oturuyorduk. Elinde bir asa vardı. Onunla yere izler çizmeye başladı. Sonra başını kaldırdı ve 'Sizden her bir kişinin ve yaratılmış olan her şeyin cennetteki ve cehennemdeki yeri Allah tarafından yazılmıştır' buyurdu. Kendisine 'Ey Allah'ın Rasulü! Öyleyse biz kaderimize mi dayanalım?' denildi. Rasulullah (sav) 'Hayır, çalışın, kaderinize dayanmayın. Çünkü herkes ne için yaratıldı ise o iş kendisine kolaylaştırılır' buyurdu ve 'Kim verir ve korunursa, en güzelini tasdik ederse, böylece ona en kolayı kolaylaştırırız. Ama kim de cimrilik eder ve müstağni olursa en güzelini yalanlarsa; ona en zoru kolaylaştırırız' [Leyl, 92/5-10] ayetlerini okudu."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: فَكُلٌّ مُيَسَّرٌ لِمَا خُلِقَ لَهُ
Bize Kuteybe, ona Abdurrahman b. Zeyd b. Ebu Mevâlî el-Müzenî, ona Ubeydullah b. Abdurrahman b. Mevheb, ona Amra, ona da Aişe, Hz. Peygamber (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Altı (sınıf insan) vardır ki ben, Allah ve tüm peygamberler onları lanetlemiştir: Allah'ın kitabına ilavede bulunan, Allah'ın kaderini yalanlayan, zorbalıkla Allah'ın zelil kıldığını izzetli, izzetli kıldığını da zelil göstermeye çalışan, Allah'ın haram kıldığını helal kılan, ehli beytimden Allah'ın haram kıldığını helal kılan ve sünnetimi terk eden." [Ebu İsa der ki: Aynı şekilde bu hadisi, Abdurrahman b. Ebu Mevâlî, Ubeydullah b. Abdurrahman b. Mevheb'den, o Amra'dan, o Aişe'den, o da Nebî (sav)'den rivayet etmiştir. Bu hadisi Süfyan, Hafs b. Ğiyâs ve daha pek çok kişi de, Ubeydullah b. Abdurrahman b. Mevheb'den, o Ali b. Hüseyin'den, o da Hz. Peygamber'den (sav) mürsel olarak rivayet etmiştir ki, bu (tarikler) daha sahihtir.]
Açıklama: Sünen-i Tirmizî nâşirlerinden Beşşâr'a göre bu ve önceki hadis, Tirmizî'nin hadisi değildir. Zira kendisi, ne neşirde esas aldığı nüshalarda ne de Mizzî'nin Tuhfetü'l-eşrâfı'nda bu hadise tesadüf etmiştir. Ayrıca ona göre, müstedrikler de bu tariki görmezden gelmişledir (Tirmizi, ''Kader'', 16 (no:2154), 1. dpt.).
Bize Osman, ona Cerir, ona Mansur, ona Sa'd b. Ubeyde, ona da Ebu Abdurrahman, ona da Ali şöyle demiştir: "Bakîü'l-Garkad mezarlığında bir cenazedeydik. Rasulullah (sav) yanımıza geldi ve oturdu. Biz de etrafına oturduk. Elinde bir değnek vardı. O değnekle yere çizgiler çizmeye başladı. Sonra da 'Sizden her bir kişinin ve yaratılmış olan her şeyin cennetteki ve cehennemdeki yeri Allah tarafından yazılmıştır. Kişinin kötü yada iyi biri olacağı da yazılmıştır' buyurdu. Bir Adam 'Ey Allah'ın Rasulü! Öyleyse biz amel etmeyi bırakıp, bu kaderimize mi dayanalım? Nasıl olsa bizden iyi olan kimse, iyi kimselerin ameline ulaşacak, kötü olan kimse de, kötü olanların ameline ulaşacaktır' dedi. Rasulullah (sav) 'İyi olanlara iyilerin amelleri kolaylaştırılır, kötü olanlara da kötü kimselerin amelleri kolaylaştırılır' buyurdu 'Kim verir ve korunursa, en güzelini tasdik ederse, böylece ona en kolayı kolaylaştırırız. Ama kim de cimrilik eder ve müstağni olursa en güzelini yalanlarsa; ona en zoru kolaylaştırırız' [Leyl, 92/5-10] ayetlerini okudu."
Bize Osman b. Ebu Şeybe, Züheyr b. Harb ve İshak b. İbrahim (metin Züheyr'e aittir), onlara Cerîr, ona Mansur, ona Sa'd b. Ubeyde, ona Ebu Abdurrahman, ona da Hz. Ali şöyle demiştir: "Bakîü'l-Garkad mezarlığında bir cenazedeydik. Rasulullah (sav) yanımıza geldi ve oturdu. Biz de etrafına oturduk. Elinde bir asa vardı. Onunla yere izler çizmeye başladı. Sonra da 'Sizden her bir kişinin ve yaratılmış olan her şeyin cennetteki ve cehennemdeki yeri Allah tarafından yazılmıştır. Kişinin kötü yada iyi biri olacağı da yazılmıştır' buyurdu. Bir Adam 'Ey Allah'ın Rasulü! Öyleyse biz amel etmeyi bırakıp, bu kaderimize mi dayanalım?' dedi. Rasulullah (sav) 'Bizden iyi olan kimse, iyi kimselerin ameline ulaşacaktır. Bizden kötü olan kimse de, kötü olanların ameline ulaşacaktır' buyurdu, ardından 'İyi olanlara iyilerin amelleri kolaylaştırılır, kötü olanlara da kötü kimselerin amelleri kolaylaştırılır' dedi ve 'Kim verir ve korunursa, en güzelini tasdik ederse, böylece ona en kolayı kolaylaştırırız. Ama kim de cimrilik eder ve müstağni olursa en güzelini yalanlarsa; ona en zoru kolaylaştırırız' [Leyl, 92/5-10] ayetlerini okudu."
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys, ona Ebu Kabîl, ona Şüfey b. Mâti, ona da Abdullah b. Amr b. Âs şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), elinde iki kitâb olduğu halde çıkageldi ve 'bu iki 'kitabın ne olduğunu biliyor musunuz' dedi. Bizler 'Hayır ey Allah'ın Rasulü, sen bize bildirmezsen (nereden biledim)' dedik. Sağ elindeki için 'Bu, alemlerin Rabbi'nden (gelen) bir kitaptır ki, onda cennetliklerin, onların babalarının ve kabilelerinin isimleri vardır. Onların sonuncusuna varıncaya kadar hepsi yazılmıştır. Onlar, asla ne artırılacak ne de eksiltilecektir' buyurdu. Ardından solundaki (kitap) için 'Bu da alemlerin Rabbinden (gelen) bir kitaptır ki, onda cehennemliklerin, onların babalarının ve kabilelerinin isimleri vardır. Onların sonuncusuna varıncaya kadar hepsi yazılmıştır. Onlar da, asla ne artırılacak ne de eksiltilecektir' buyurdu. Sahabe 'ey Allah'ın Rasulü! İşler önceden tayin edildiyse amel de niye' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'İşlerinizde doğru olun ve orta yolu tutun. Zira cennetlik, hangi ameli işlerse işlesin (kaderi), cennetliklerin ameli ile son bulur. Cehennemlik de hangi ameli işlerse işlesin (kaderi), cehennemliklerin ameli ile son bulur' buyurdu. Ardından ellerindekini işaret edip onları attı ve 'Allah, kulların (kaderlerini) tayin etti. Bir kısım cennette, bir kısım da ateştedir' buyurdu." [Bize Kuteybe, ona Bekir b. Mudar, ona da Ebu Kabîl, benzeri bir hadis rivayet etmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir. Bu konuda İbn Ömer'den hadis rivayet edilmiştir. Bu, hasen-garîb-sahih bir hadistir. Ebu Kabîl'in ismi, Huyey b. Hânî'dir.]
Bize Osman b. Ebu Şeybe, Züheyr b. Harb ve İshak b. İbrahim (metin Züheyr'e aittir), onlara Cerîr, ona Mansur, ona Sa'd b. Ubeyde, ona Ebu Abdurrahman, ona da Hz. Ali şöyle demiştir: "Bakîü'l-Garkad mezarlığında bir cenazedeydik. Rasulullah (sav) yanımıza geldi ve oturdu. Biz de etrafına oturduk. Elinde bir asa vardı. Onunla yere izler çizmeye başladı. Sonra da 'Sizden her bir kişinin ve yaratılmış olan her şeyin cennetteki ve cehennemdeki yeri Allah tarafından yazılmıştır. Kişinin kötü yada iyi biri olacağı da yazılmıştır' buyurdu. Bir Adam 'Ey Allah'ın Rasulü! Öyleyse biz amel etmeyi bırakıp, bu kaderimize mi dayanalım?' dedi. Rasulullah (sav) 'Bizden iyi olan kimse, iyi kimselerin ameline ulaşacaktır. Bizden kötü olan kimse de, kötü olanların ameline ulaşacaktır' buyurdu, ardından 'İyi olanlara iyilerin amelleri kolaylaştırılır, kötü olanlara da kötü kimselerin amelleri kolaylaştırılır' dedi ve 'Kim verir ve korunursa, en güzelini tasdik ederse, böylece ona en kolayı kolaylaştırırız. Ama kim de cimrilik eder ve müstağni olursa en güzelini yalanlarsa; ona en zoru kolaylaştırırız' [Leyl, 92/5-10] ayetlerini okudu."
Bize Osman b. Ebu Şeybe, Züheyr b. Harb ve İshak b. İbrahim (metin Züheyr'e aittir), onlara Cerîr, ona Mansur, ona Sa'd b. Ubeyde, ona Ebu Abdurrahman, ona da Hz. Ali şöyle demiştir: "Bakîü'l-Garkad mezarlığında bir cenazedeydik. Rasulullah (sav) yanımıza geldi ve oturdu. Biz de etrafına oturduk. Elinde bir asa vardı. Onunla yere izler çizmeye başladı. Sonra da 'Sizden her bir kişinin ve yaratılmış olan her şeyin cennetteki ve cehennemdeki yeri Allah tarafından yazılmıştır. Kişinin kötü yada iyi biri olacağı da yazılmıştır' buyurdu. Bir Adam 'Ey Allah'ın Rasulü! Öyleyse biz amel etmeyi bırakıp, bu kaderimize mi dayanalım?' dedi. Rasulullah (sav) 'Bizden iyi olan kimse, iyi kimselerin ameline ulaşacaktır. Bizden kötü olan kimse de, kötü olanların ameline ulaşacaktır' buyurdu, ardından 'İyi olanlara iyilerin amelleri kolaylaştırılır, kötü olanlara da kötü kimselerin amelleri kolaylaştırılır' dedi ve 'Kim verir ve korunursa, en güzelini tasdik ederse, böylece ona en kolayı kolaylaştırırız. Ama kim de cimrilik eder ve müstağni olursa en güzelini yalanlarsa; ona en zoru kolaylaştırırız' [Leyl, 92/5-10] ayetlerini okudu."
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Vekî (T), Bize Ali b. Muhammed, ona Ebu Muaviye ve Vekî, onlara A'meş, ona Sa'd b. Ubeyde, ona Ebu Abdurrahman es-Sülemî, ona da Hz. Ali şöyle demiştir: "Bakîü'l-Garkad mezarlığında Rasulullah'ın (sav) yanında oturuyorduk. Elinde bir asa vardı. Onunla yere izler çizmeye başladı. Sonra başını kaldırdı ve 'Sizden her bir kişinin ve yaratılmış olan her şeyin cennetteki ve cehennemdeki yeri Allah tarafından yazılmıştır' buyurdu. Kendisine 'Ey Allah'ın Rasulü! Öyleyse biz kaderimize mi dayanalım?' denildi. Rasulullah (sav) 'Hayır, çalışın, kaderinize dayanmayın. Çünkü herkes ne için yaratıldı ise o iş kendisine kolaylaştırılır' buyurdu ve 'Kim verir ve korunursa, en güzelini tasdik ederse, böylece ona en kolayı kolaylaştırırız. Ama kim de cimrilik eder ve müstağni olursa en güzelini yalanlarsa; ona en zoru kolaylaştırırız' [Leyl, 92/5-10] ayetlerini okudu."
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerir; (T) Bize Hennâd b. Serî, ona Ebu Muaviye, (Metin Hennâd'a ait), ona el-A'meş, ona Minhal, ona Zazân, ona da Bera b. Azib şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) ile Ensar'dan bir adamın cenazesinde bulunarak defnetmek üzere Baki mezarlığına doğru yola çıktık. Daha kabrin kazılması tamamlanmadan kabre vardık. Rasulullah (sav) oturdu, kabrin etrafına biz de oturduk. Sanki başlarımızın üzerinde birer kuş varmış gibi (sakin duruyor) idik. Hz. Peygamber (sav) elindeki bir çöple yeri karıştırıyordu. Derken başını kaldırıp iki ya da üç defa 'kabir azabından Allah'a sığının' buyurdu. [Cerir'in rivayetinde burada şu ilave vardır:] Hz. Peygamber (sav) 'Muhakkak ki defnedenler, dönüp giderlerken, cenaze onların ayak seslerini işitir. O sırada kendisine 'Rabbin kimdir? Dinin nedir, peygamberin kimdir?' diye sorulur. [Hennâd'ın rivayetine göre:] İki melek gelir, Onu oturtur ve 'Rabbin kimdir?' derler. 'Rabbim Allah'tır' der. Sonra ona 'Dinin nedir?' derler. 'Dinim İslam'dır' der. Sonra 'Şu size gönderilen adam da kimdir?' diye sorarlar. Ölen kişi 'Salat ve selam üzerine olsun, O Allah'ın Rasulü'dür' cevabını verir. Sonra 'Bunu sana öğreten nedir?' derler, o da 'Ben Allah'ın Kitabını okudum, ona inandım ve tasdik ettim' der. [Cerir'in rivayetinde şu ilave vardır:] Aziz ve Celil Allah'ın 'Allah inananları dünya hayatında da ahirette de sağlam bir sözle tespit eder' [İbrahim (14/27] ayeti buna işaret eder. [Raviler ittifakla şöyle devam ettiler:] Hz. Peygamber (sav) sözlerine devamla şöyle buyurdu: Bunun üzerine gökten bir münadi 'Kulum doğru söyledi. Ona cennetten bir yer hazırlayınız ve ona cennete bir kapı açınız' der. Hemen arkasından o kula (cennetin) esintisi ve hoş kokusu gelmeye başlar ve daha kabrinde iken ufku, gözünün alabildiği kadar açılıp genişler." "Kafire gelince, Hz. Peygamber (sav) kafirin ölümünü anlattı ve şöyle buyurdu: Muhakkak ki kafirin ruhu da cesedine iade edilir. Sonra ona iki melek gelip onu oturtarak kendisine 'Rabbin kimdir?' derler O hık-mık edip 'bilmiyorum' cevabını verir. Bunun üzerine 'Dinin nedir?' derler yine hık-mık ederek 'bilmiyorum' der. Sonra 'Size gönderilen adam da ne oluyor?' derler. Yine hık-mık edip 'bilmiyorum' cevabını verir. Bunun üzerine gökten bir münadi 'Yalan söylüyor, ona cehennemden bir yer hazırlayınız. Cehennem elbiselerinden bir elbise giydirin ve ona, Cehenneme bir kapı açınız diye seslenir. O sırada (cehennemin) sıcağı yakıcı havası kendisine gelmeye başlar. Kabri kendisine öyle bir daraltılır ki kaburga kemikleri birbirine girer. [Cerir'in rivayetinde şu ilave vardır:] Sonra ona, yanında demirden bir tokmak olan, kör ve dilsiz biri musallat edilir. Eğer o tokmak dağa vurulsa dağ toz haline gelir. O tokmağı, kafire öyle bir vurur ki, kafir toz haline gelir. O vuruşu insan ve cin dışında, doğu batı arası (olan her varlık) işitir. Sonra onun ruhu kendisine iade edilir."
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerir; (T) Bize Hennâd b. Serî, ona Ebu Muaviye, (Metin Hennâd'a ait), ona el-A'meş, ona Minhal, ona Zazân, ona da Bera b. Azib şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) ile Ensar'dan bir adamın cenazesinde bulunarak defnetmek üzere Baki mezarlığına doğru yola çıktık. Daha kabrin kazılması tamamlanmadan kabre vardık. Rasulullah (sav) oturdu, kabrin etrafına biz de oturduk. Sanki başlarımızın üzerinde birer kuş varmış gibi (sakin duruyor) idik. Hz. Peygamber (sav) elindeki bir çöple yeri karıştırıyordu. Derken başını kaldırıp iki ya da üç defa 'kabir azabından Allah'a sığının' buyurdu. [Cerir'in rivayetinde burada şu ilave vardır:] Hz. Peygamber (sav) 'Muhakkak ki defnedenler, dönüp giderlerken, cenaze onların ayak seslerini işitir. O sırada kendisine 'Rabbin kimdir? Dinin nedir, peygamberin kimdir?' diye sorulur. [Hennâd'ın rivayetine göre:] İki melek gelir, Onu oturtur ve 'Rabbin kimdir?' derler. 'Rabbim Allah'tır' der. Sonra ona 'Dinin nedir?' derler. 'Dinim İslam'dır' der. Sonra 'Şu size gönderilen adam da kimdir?' diye sorarlar. Ölen kişi 'Salat ve selam üzerine olsun, O Allah'ın Rasulü'dür' cevabını verir. Sonra 'Bunu sana öğreten nedir?' derler, o da 'Ben Allah'ın Kitabını okudum, ona inandım ve tasdik ettim' der. [Cerir'in rivayetinde şu ilave vardır:] Aziz ve Celil Allah'ın 'Allah inananları dünya hayatında da ahirette de sağlam bir sözle tespit eder' [İbrahim (14/27] ayeti buna işaret eder. [Raviler ittifakla şöyle devam ettiler:] Hz. Peygamber (sav) sözlerine devamla şöyle buyurdu: Bunun üzerine gökten bir münadi 'Kulum doğru söyledi. Ona cennetten bir yer hazırlayınız ve ona cennete bir kapı açınız' der. Hemen arkasından o kula (cennetin) esintisi ve hoş kokusu gelmeye başlar ve daha kabrinde iken ufku, gözünün alabildiği kadar açılıp genişler." "Kafire gelince, Hz. Peygamber (sav) kafirin ölümünü anlattı ve şöyle buyurdu: Muhakkak ki kafirin ruhu da cesedine iade edilir. Sonra ona iki melek gelip onu oturtarak kendisine 'Rabbin kimdir?' derler O hık-mık edip 'bilmiyorum' cevabını verir. Bunun üzerine 'Dinin nedir?' derler yine hık-mık ederek 'bilmiyorum' der. Sonra 'Size gönderilen adam da ne oluyor?' derler. Yine hık-mık edip 'bilmiyorum' cevabını verir. Bunun üzerine gökten bir münadi 'Yalan söylüyor, ona cehennemden bir yer hazırlayınız. Cehennem elbiselerinden bir elbise giydirin. Ve ona Cehenneme bir kapı açınız diye seslenir. O sırada (cehennemin) sıcağı yakıcı havası kendisine gelmeye başlar. Kabri kendisine öyle bir daraltılır ki kaburga kemikleri birbirine girer. [Cerir'in rivayetinde şu ilave vardır:] Sonra ona, yanında demirden bir tokmak olan, kör ve dilsiz biri musallat edilir. Eğer o tokmak dağa vurulsa dağ toz haline gelir. O tokmağı, kafire öyle bir vurur ki, kafir toz haline gelir. O vuruşu insan ve cin dışında, doğu batı arası (olan her varlık) işitir. Sonra onun ruhu kendisine iade edilir."