Öneri Formu
Hadis Id, No:
232201, İHS002907
Hadis:
2907 - أَخْبَرَنَا الْفَضْلُ بْنُ الْحُبَابِ، قَالَ: حَدَّثَنَا الْقَعْنَبِيُّ، عَنْ مَالِكٍ، عَنِ ابْنِ أَبِي صَعْصَعَةَ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ يَسَارٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «مَنْ يُرِدِ اللَّهُ بِهِ خَيْرًا يُصِبْ مِنْهُ».
قَالَ أَبُو حَاتِمٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ: «ابْنُ أَبِي صَعْصَعَةَ هَذَا: هُوَ مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِي صَعْصَعَةَ مِنْ سَادَاتِ أَهْلِ الْمَدِينَةِ»
Tercemesi:
Bize el-Fadl İbnu'l-Hubâb haber verdi: El-Ka'nebî bize Mâlik'ten, o da İbn Ebû Sa'saa'dan, o da Saîd İbn Yesâr'dan, o da Ebû Hureyre'den anlattı:
Allâh'ın Elçisi (s.a.v.) buyurdu ki: Allâh, bir kişiye hayır diledi mi ona musibet verir.
Ebû Hâtim (İbn Hibbân) (r.a.): Buradaki İbn Ebû Sa'saa Medine halkının ileri gelenlerinden olup adı, Muhammed İbn Abdullâh İbn Abdurrahmân İbn Ebû Sa'saa'dır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Kitabu'l-cenâiz ve mâ yete'allaku bihâ mukaddemen 2907, 7/168
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
Konular:
İman, Esasları: Kader, Allah'ın dilemesi/meşîet
KTB, KADER
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18541, T003075
Hadis:
حَدَّثَنَا الأَنْصَارِىُّ حَدَّثَنَا مَعْنٌ حَدَّثَنَا مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَبِى أُنَيْسَةَ عَنْ عَبْدِ الْحَمِيدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ زَيْدِ بْنِ الْخَطَّابِ عَنْ مُسْلِمِ بْنِ يَسَارٍ الْجُهَنِىِّ أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ سُئِلَ عَنْ هَذِهِ الآيَةِ ( وَإِذْ أَخَذَ رَبُّكَ مِنْ بَنِى آدَمَ مِنْ ظُهُورِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَأَشْهَدَهُمْ عَلَى أَنْفُسِهِمْ أَلَسْتُ بِرَبِّكُمْ ؟ قَالُوا بَلَى شَهِدْنَا أَنْ تَقُولُوا يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّا كُنَّا عَنْ هَذَا غَافِلِينَ ) قَالَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ : سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم سُئِلُ عَنْهَا فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ اللَّهَ خَلَقَ آدَمَ ثُمَّ مَسَحَ ظَهْرَهُ بِيَمِينِهِ فَاسْتَخْرَجَ مِنْهُ ذُرِّيَّةً فَقَالَ خَلَقْتُ هَؤُلاَءِ لِلْجَنَّةِ وَبِعَمَلِ أَهْلِ الْجَنَّةِ يَعْمَلُونَ ثُمَّ مَسَحَ ظَهْرَهُ فَاسْتَخْرَجَ مِنْهُ ذُرِّيَّةً فَقَالَ خَلَقْتُ هَؤُلاَءِ لِلنَّارِ وَبِعَمَلِ أَهْلِ النَّارِ يَعْمَلُونَ » . فَقَالَ رَجُلٌ : يَا رَسُولَ اللَّهِ فَفِيمَ الْعَمَلُ ؟ قَالَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ اللَّهَ إِذَا خَلَقَ الْعَبْدَ لِلْجَنَّةِ اسْتَعْمَلَهُ بِعَمَلِ أَهْلِ الْجَنَّةِ حَتَّى يَمُوتَ عَلَى عَمَلٍ مِنْ أَعْمَالِ أَهْلِ الْجَنَّةِ فَيُدْخِلَهُ اللَّهُ الْجَنَّةَ وَإِذَا خَلَقَ الْعَبْدَ لِلنَّارِ اسْتَعْمَلَهُ بِعَمَلِ أَهْلِ النَّارِ حَتَّى يَمُوتَ عَلَى عَمَلٍ مِنْ أَعْمَالِ أَهْلِ النَّارِ فَيُدْخِلَهُ اللَّهُ النَّارَ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ . وَمُسْلِمُ بْنُ يَسَارٍ لَمْ يَسْمَعْ مِنْ عُمَرَ وَقَدْ ذَكَرَ بَعْضُهُمْ فِى هَذَا الإِسْنَادِ بَيْنَ مُسْلِمِ بْنِ يَسَارٍ وَبَيْنَ عُمَرَ رَجُلاً مَجْهُولاً .
Tercemesi:
Bize el-Ensârî, ona Ma'n, ona Malik b. Enes, ona Zeyd b. Ebu Üneyse, ona Abdülhamid b. Abdurrahman b. Zeyd b. Hattâb, ona da Müslim b. Yesâr el-Cühenî şöyle rivayet etmiştir:
Ömer b. Hattâb'a, ''Hani Rabbin (ezelde) Ademoğullarının sulplerinden zürriyetlerini almış, onları kendilerine karşı şahit tutarak, "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" demişti. Onlar da, "Evet, şahit olduk (ki Rabbimizsin)" demişlerdi. Böyle yapmamız kıyamet günü, "Biz bundan habersizdik" dememeniz içindir'' ayeti hakkında soruldu. Ömer ise ''Rasulullah'a bu ayet hakkında soru sorulduğunda şöyle buyururken işittim'' dedi:
Allah, Adem'i yarattı. Ardından sağı ile (Adem'in) sırtını sıvazladı da ondan bir zürriyet çıkarıp ''bunları cennet için ve cennetliklerin amelini işlesinler (diye) yarattım'' buyurdu. Akabinde (Adem'in) sırtını (yine) sıvazladı da ondan (başka) bir zürriyet çıkarıp ''bunları (da) cehennem için ve cehennemliklerin amelini işlesinler (diye) yarattım'' buyurdu. (Ömer, ''bunun üzerine) bir adam, 'ya Rasulullah, (o zaman) amel de niye' diye sordu'' dedi. Ömer, Rasulullah'ın şöyle buyurduğunu söyledi:
Allah, kulu(nu) cennet için yarattığında onu cennetliklerin ameli üzere muvaffak kılar. Nihayet (kul), cennetliklerin amellerinden bir ameli işlerken ölür de Allah, onu cennete koyar. Allah, kulu(nu) cehennem için yarattığında onu cehennemliklerin ameli üzere muvaffak kılar. Nihayet (kul), cehennemliklerin amellerinden bir ameli işlerken ölür de Allah, onu cehenneme koyar.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen bir hadistir. Müslim b. Yesâr, Hz. Ömer'den hadis işitmemiştir. Bazıları, bu isnatta Müslim b. Yesâr ile Hz. Ömer arasında meçhûl bir râvi zikretmişlerdir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 7, 5/266
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Müslim b. Yesar el-Cüheni (Müslim b. Yesar)
3. Ebu Ömer Abdülhamid b. Abdurrahman el-Adevi (Abdülhamid b. Abdurrahman b. Zeyd b. Hattab)
4. Zeyd b. Ebu Üneyse el-Cezeri (Zeyd b. Zeyd)
5. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
6. Ebu Yahya Ma'n b. İsa el-Kazzâz (Ma'n b. İsa b. Ma'n)
7. Ebu Musa İshak b. Musa el-Ensari (İshak b. Musa b. Abdullah b. Musa b. Abdullah b. Yezid)
Konular:
Cehennem, Cehennemlikler
Cennet, Cennetlikler, vasfı , sıfatı , yaşamı vs.
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
İman, Esasları, Kaza ve Kader
İman, Esasları: Kader, Allah'ın dilemesi/meşîet
Kader, amel, ilm-i ezelîye rağmen amel
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, İMAN
KTB, KADER
Sahabe, kader ve kaza anlayışları