1119 Kayıt Bulundu.
Bize Ali b. Muhammed, ona Ebû Muâviye, ona Davud b. Ebî Hind, ona Amr b. şuayb, ona da babası vasıtasıyla dedesi şöyle dedi: Şuayb (ra)’den, babası Muhammed b. Abdillah (ra)’ın şöyle “Ashâb-ı kirâm kader meselesini tartışırlarken Rasûlullah (sav.) onların yanına geldi. Tartıştıklarını anlayınca öfkesinden yüzü sanki yarılmış nar tanesi gibi kıpkırmızı oldu. Sonra şöyle dedi: “Siz, bununla mı emrolundunuz? Yahut bunun için mi yaratıldınız? Kur’ân âyetlerini birbirleriyle vuruşturuyorsunuz. Sizden önceki ümmetler bu türlü tartışmalar yüzünden helâk oldular.” Râvî dedi ki: (Babam) Abdullah b. Amr şöyle söyledi: “Nefsimin beni Rasûlullah’ın (sav.) meclslerinden geride bırakmış olduğu hiçbir meclis için, bu meclisten geri bıraktığı kadar mutlu olmadım.”
Açıklama: Elbani bu hadisin hasen-sahih olduğunu ifade etmiştir
Bize Ali b. Muhammed, ona Yahya b. İsa el-Cerrâr, ona Abdul’a’lâ b. Ebî’l-Müsâvir, ona eş-Şa’bî şöyle demiştir: Adiy bin Hâtim Kûfe’ye geldiği zaman Kûfe fukahasından bir grupla yanına vardık ve ona, bize Rasûlullah’dan (sav.) işittiğin hadislerden bahset, dedik. O da, bir gün Rasûlullah’ın (sav) yanına gitmiştim de bana; “- Ya Adiy, Müslüman ol, kurtul!” demişti. Ben; “- İslâm nedir?” diye sordum. Şöyle cevap verdi: “- İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve benim de Allah’ın rasûlü olduğuma şehadet etmen, hayrı ve şerri, tatlısı ve acısı da dahil olmak üzere bütün kaderlere iman etmendir.”
Açıklama: Elbani وَإِنَّ الرَّجُلَ لَيُحْرَمُ الرِّزْقَ لِلْخَطِيئَةِ يَعْمَلُهَا kısmının zayıf olduğunu, bunun dışındaki kısmın ise hasen olduğunu ifade etmiştir
Bize Ali b. Muhammed, ona dayısı Yahya, ona el-A’meş, ona Cabir b. Ebî’l-Ca’d, ona da Cabir (ra.) şöyle rivâyet etti: Ensar’dan biri Rasûlullah’a (sav.) geldi ve; “- Ey Allah’ın rasûlü, benim bir cariyem var ve ben ondan azil yapıyorum. Ne buyurursun?” diye sordu. Hz. Peygamber; “- Cariyen için takdir edilmiş olan şey (çocuk) mutlaka kendisine gelecektir” buyurdu. Bir süre sonra adam tekrar geldi ve; “- O cariyem hâmile kaldı” dedi. Bunun üzerine Raesûlullah (sav.); “- Her nefis için takdir edilmiş olan şey mutlaka olur” buyurdu.