1119 Kayıt Bulundu.
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyân, ona Zührî, ona Ebu Huzâme, ona da babası [Ya'mer] şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav)'a; '"Yâ Rasulallah, okuduğumuz rukyeler, kullandığımız ilaçlar, korunmak için yaptığımız bir takım şeyler Allah'ın kaderinden bir şeyi savabilir mi, ne dersiniz'' diye sordum. Peygamber (sav), ''onlar da Allah'ın kaderindendir'' buyurdu. Ebu İsa şöyle dedi: Bu hasen-sahih bir hadistir. Bize Said b. Abdurrahman, ona Süfyân, ona Zührî, ona İbn Ebu Huzâme, ona da babası, Peygamber'den (sav) benzeri bir hadis rivayet etmiştir. Bu da, hasen-sahih bir hadistir. Bu iki rivayet İbn Uyeyne'den rivayet edilmiş; bazıları Ebu Huzâme vasıtasıyla onun babasından, bazıları İbn Ebu Huzâme vasıtasıyla onun babasından, bazıları da (doğrudan) Ebu Huzâme'den rivayette bulunmuştur. İbn Uyeyne'den başka râviler, bu hadisi Zührî'den, o Ebu Huzâme'den, o da babasından rivayette bulunmuştur ki bu (tarik), daha sahihtir. Ebu Huzâme'nin babasından rivayette bulunduğu bu hadis dışında başka bir rivayetini bilmiyoruz.
Bize Said b. Abdurrahman el-Mahzûmî, ona Süfyân b. Uyeyne, ona İbn Ebu Huzâme, ona da babası [Ebu Huzâme b. Ya'mer] şöyle rivayet etmiştir: Bir adam Nebi'ye (sav) geldi ve '"Yâ Rasulallah, okuduğumuz rukyeler, kullandığımız ilaçlar, korunmak için yaptığımız bir takım şeyler Allah'ın kaderinden bir şeyi savabilir mi, ne dersiniz'' diye sordu. Peygamber (sav), ''onlar da Allah'ın kaderindendir'' buyurdu. Ebu İsa şöyle dedi: Bu, sadece ez-Zührî'nin hadisi ile bildiğimiz bir rivayettir. Daha pek çok kişi bu hadisi Süfyân'dan, o ez-Zührî'den, o Ebu Huzâme'den, o da babasından rivayet etmiştir ki, bu daha sahihtir. Aynı şekilde daha pek çok kişi (bu hadisi) ez-Zührî'den, o Ebu Huzâme'den, o da babasından rivayet etmiştir.
Bize Ahmed b. Mansur b. Seyyar, ona Osman b. Ömer, ona Şu‘be, ona Ebu Cafer el-Medenî, ona Umare b. Huzeyme b. Sabit, ona Osman b. Huneyf’in rivayet ettiğine göre gözü görmeyen bir adam Nebi’ye (sav) gelerek: Allah’a bana afiyet vermesi için dua et, dedi. Rasulullah (sav): "Dilersen senin için bunu erteleyeyim, böylesi senin için daha hayırlıdır. Dilersen de dua ederim", buyurdu. Adam: Dua buyur, dedi. Rasulullah (sav) o adama güzel bir şekilde abdest almasını, iki rekat namaz kılmasını ve şu duayı yapmasını emretti: “Allah’ım, ben senden rahmet nebisi Muhammed adına istiyor ve sana yöneliyorum, Ey Muhammed, ben senin ile bu ihtiyacımın görülmesi için Rabbime yöneldim. Allah’ım, benim bu ihtiyacımı gör. Allah’ım, sen onu benim hakkımda şefaatçi kıl.”
Bize Muhammed b. Sabbâh, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Zührî, ona da İbn Ebu Hizâme), ona da Ebu Huzâme şöyle rivayet etti: Rasulullah'a (sav) şöyle soruldu: "Yâ Rasulallah, kullandığımız ilaçlar, okuduğumuz rukyeler, korunmak için yaptığımız bir takım şeyler Allah'ın kaderinden bir şeyi savabilir mi, ne dersiniz'' diye sordu. Peygamber (sav), ''onlar da Allah'ın kaderindendir'' buyurdu.
Bize Kuteybe b. Said, ona Hatim b. İsmail, ona Ca'd b. Abdurrahman, ona da Saib b. Yezid şöyle rivayet etti: Teyzem beni Peygamber'e (sav) götürdü ve 'Ey Allah’ın Rasulü! kız kardeşimin oğlunun ağrısı var (rahatsız)' dedi. "Bunun üzerine O (sav) başımı sıvazladı ve benim için bereket dua buyurdu. Sonra Rasulullah (sav) abdest aldı; ben de abdest aldığı sudan geriye kalanı içtim ve O'nun (sav) ardına durdum ve iki küreği arasındaki Peygamberlik mührüne baktım, keklik yumurtası büyüklüğündeydi." Ebu İsa dedi ki; Zirr: (Keklik) yumurtası demektir. Ebu İsa dedi ki; Bu konuda Selman, Kurre b. İyas el-Müzeni, Câbir b. Semure, Ebu Rimse, Büreyde el-Eslemi, Abdullah b. Sercis Amr b. Ahtab ve Ebu Saîd’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu isnadıyla hadis, hasen-sahih-garibtir.
Bize Amr b. Avn, ona Ebu Avane (Vazzah b. Abdullah), ona Mansur (b. Mu'temir), ona Abdullah b. Mürre, ona da (Abdullah) b. Ömer şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Adak, (kaderde) olan hiç bir şeyi değiştirmez. Onunla sadece cimri kimseden bir şey (mal) çıkartılmış olur."
Allah dileseydi onları bir tek millet yapardı. Fakat O, dilediğini rahmetine kavuşturur; zalimlerin ise hiçbir dostu ve yardımcısı yoktur.