Öneri Formu
Hadis Id, No:
281254, M006738-4
Hadis:
حَدَّثَنَا شَيْبَانُ بْنُ فَرُّوخَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَارِثِ ح وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَزُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ وَإِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ وَابْنُ نُمَيْرٍ عَنِ ابْنِ عُلَيَّةَ ح وَحَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى أَخْبَرَنَا جَعْفَرُ بْنُ سُلَيْمَانَ ح وَحَدَّثَنَا ابْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ كُلُّهُمْ عَنْ يَزِيدَ الرِّشْكِ فِى هَذَا الإِسْنَادِ حَدَّثَنَا مُطَرِّفٌ عَنْ عِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ . بِمَعْنَى حَدِيثِ حَمَّادٍ قِيلَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَعُلِمَ أَهْلُ الْجَنَّةِ مِنْ أَهْلِ النَّارِ قَالَ فَقَالَ: " نَعَمْ " قَالَ قِيلَ فَفِيمَ يَعْمَلُ الْعَامِلُونَ قَالَ: "كُلٌّ مُيَسَّرٌ لِمَا خُلِقَ لَهُ " وَفِى حَدِيثِ عَبْدِ الْوَارِثِ قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ .
Tercemesi:
Bize Şeybân b. Ferrûh, ona Abdülvâris (T); Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Züheyr b. Harb ve İshak b. İbrahim ve İbn Nümeyr, onlara İbn Uleyye (T); Bize Yahya b. Yahya, ona Cafer b. Süleyman (T); Bize İbn Müsennâ, ona Muahmmed b. Cafer, ona Şu'be, onların tamamına Yezîd er-Rişk bu isnatla nakletmiş, ona Mutarrif, ona İmrân b. Husyn Hammâd’ın hadisinin anlamında şu hadisi rivayet etmiştir:
Ey Allah'ın Rasulü! Cennetliklerin cehennemliklerden ayrılacağı belirlenmiş midir? denildi. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Evet" cevabını Verdi. Yine kendisine öyleyse amel edenler niçin amel ediyorlar? diye sorulunca, Rasulullah (sav) "Herkes ne için yaratılmış ise o kendisine kolaylaştırılmıştır." buyurdu. Abdülvâris'in rivayetinde ‘Ya Rasulallah (sav) dedim.’ ziyadesi vardır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Kader 6738, /1092
Senetler:
1. Ebu Nüceyd İmran b. Husayn el-Ezdî (İmran b. Husayn b. Ubeyd b. Halef b. Abdünühüm)
2. Ebu Abdullah Mutarrif b. Abdullah el-Haraşî (Mutarrif b. Abdullah b. Şıhhir b. Avf b. Ka'b b. Vakdân)
3. Ebu Ezher Yezid b. Ebu Yezid el-Basrî (Yezid b. Şerik b. Rişk)
4. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
5. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
Konular:
İman, Esasları, Kaza ve Kader
Kader, amel, ilm-i ezelîye rağmen amel
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, KADER
Sahabe, kader ve kaza anlayışları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
281255, M006738-5
Hadis:
حَدَّثَنَا شَيْبَانُ بْنُ فَرُّوخَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَارِثِ ح وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَزُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ وَإِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ وَابْنُ نُمَيْرٍ عَنِ ابْنِ عُلَيَّةَ ح وَحَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى أَخْبَرَنَا جَعْفَرُ بْنُ سُلَيْمَانَ ح وَحَدَّثَنَا ابْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ كُلُّهُمْ عَنْ يَزِيدَ الرِّشْكِ فِى هَذَا الإِسْنَادِ حَدَّثَنَا مُطَرِّفٌ عَنْ عِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ . بِمَعْنَى حَدِيثِ حَمَّادٍ قِيلَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَعُلِمَ أَهْلُ الْجَنَّةِ مِنْ أَهْلِ النَّارِ قَالَ فَقَالَ " نَعَمْ " . قَالَ قِيلَ فَفِيمَ يَعْمَلُ الْعَامِلُونَ قَالَ: "كُلٌّ مُيَسَّرٌ لِمَا خُلِقَ لَهُ" وَفِى حَدِيثِ عَبْدِ الْوَارِثِ قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ .
Tercemesi:
Bize Şeybân b. Ferrûh, ona Abdülvâris (T); Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Züheyr b. Harb ve İshak b. İbrahim ve İbn Nümeyr, onlara İbn Uleyye (T); Bize Yahya b. Yahya, ona Cafer b. Süleyman (T); Bize İbn Müsennâ, ona Muahmmed b. Cafer, ona Şu'be, onların tamamına Yezîd er-Rişk bu isnatla nakletmiş, ona Mutarrif, ona İmrân b. Husyn Hammâd'ın hadisinin anlamında şu hadisi rivayet etmiştir:
Ey Allah'ın Rasulü! Cennetliklerin cehennemliklerden ayrılacağı belirlenmiş midir? denildi. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Evet" cevabını verdi. Yine kendisine, öyleyse amel edenler niçin amel ediyorlar? diye sorulunca, Rasulullah (sav) "Herkes ne için yaratılmış ise o kendisine kolaylaştırılmıştır." buyurdu. Abdülvâris'in rivayetinde ‘Ya Rasulallah (sav) dedim.’ ziyadesi vardır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Kader 6738, /1092
Senetler:
1. Ebu Nüceyd İmran b. Husayn el-Ezdî (İmran b. Husayn b. Ubeyd b. Halef b. Abdünühüm)
2. Ebu Abdullah Mutarrif b. Abdullah el-Haraşî (Mutarrif b. Abdullah b. Şıhhir b. Avf b. Ka'b b. Vakdân)
3. Ebu Ezher Yezid b. Ebu Yezid el-Basrî (Yezid b. Şerik b. Rişk)
4. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
5. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Numeyr el-Hemdânî el-Hârifî (Muhammed b. Abdullah b. Numeyr el-Hemedânî)
Konular:
İman, Esasları, Kaza ve Kader
Kader, amel, ilm-i ezelîye rağmen amel
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, KADER
Sahabe, kader ve kaza anlayışları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
281256, M006738-6
Hadis:
حَدَّثَنَا شَيْبَانُ بْنُ فَرُّوخَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَارِثِ ح وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَزُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ وَإِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ وَابْنُ نُمَيْرٍ عَنِ ابْنِ عُلَيَّةَ ح وَحَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى أَخْبَرَنَا جَعْفَرُ بْنُ سُلَيْمَانَ ح وَحَدَّثَنَا ابْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ كُلُّهُمْ عَنْ يَزِيدَ الرِّشْكِ فِى هَذَا الإِسْنَادِ حَدَّثَنَا مُطَرِّفٌ عَنْ عِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ . بِمَعْنَى حَدِيثِ حَمَّادٍ قِيلَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَعُلِمَ أَهْلُ الْجَنَّةِ مِنْ أَهْلِ النَّارِ قَالَ فَقَالَ: " نَعَمْ " قَالَ قِيلَ فَفِيمَ يَعْمَلُ الْعَامِلُونَ قَالَ: " كُلٌّ مُيَسَّرٌ لِمَا خُلِقَ لَهُ" وَفِى حَدِيثِ عَبْدِ الْوَارِثِ قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ .
Tercemesi:
Bize Şeybân b. Ferrûh, ona Abdülvâris (T); Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Züheyr b. Harb ve İshak b. İbrahim ve İbn Nümeyr, onlara İbn Uleyye (T); Bize Yahya b. Yahya, ona Cafer b. Süleyman (T); Bize İbn Müsennâ, ona Muahmmed b. Cafer, ona Şu'be, onların tamamına Yezîd er-Rişk bu isnatla nakletmiş, ona Mutarrif, ona İmrân b. Husyn Hammâd'ın hadisinin anlamında şu hadisi rivayet etmiştir:
Ey Allah'ın Rasulü! Cennetliklerin cehennemliklerden ayrılacağı belirlenmiş midir? denildi. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Evet" cevabını verdi. Yine kendisine, öyleyse amel edenler niçin amel ediyorlar? diye sorulunca, Rasulullah (sav) "Herkes ne için yaratılmış ise o kendisine kolaylaştırılmıştır." buyurdu. Abdülvâris'in rivayetinde ‘Ya Rasulallah (sav) dedim.’ ziyadesi vardır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Kader 6738, /1092
Senetler:
1. Ebu Nüceyd İmran b. Husayn el-Ezdî (İmran b. Husayn b. Ubeyd b. Halef b. Abdünühüm)
2. Ebu Abdullah Mutarrif b. Abdullah el-Haraşî (Mutarrif b. Abdullah b. Şıhhir b. Avf b. Ka'b b. Vakdân)
3. Ebu Ezher Yezid b. Ebu Yezid el-Basrî (Yezid b. Şerik b. Rişk)
4. Ebu Süleyman Cafer b. Süleyman ed-Duba'î (Cafer b. Süleyman)
5. Ebu Zekeriyya Yahya b. Yahya en-Neysâbûrî (Yahya b. Yahya b. Bekir b. Abdurrahman)
Konular:
İman, Esasları, Kaza ve Kader
Kader, amel, ilm-i ezelîye rağmen amel
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, KADER
Sahabe, kader ve kaza anlayışları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
281257, M006738-7
Hadis:
حَدَّثَنَا شَيْبَانُ بْنُ فَرُّوخَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَارِثِ ح وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَزُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ وَإِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ وَابْنُ نُمَيْرٍ عَنِ ابْنِ عُلَيَّةَ ح وَحَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى أَخْبَرَنَا جَعْفَرُ بْنُ سُلَيْمَانَ ح وَحَدَّثَنَا ابْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ كُلُّهُمْ عَنْ يَزِيدَ الرِّشْكِ فِى هَذَا الإِسْنَادِ حَدَّثَنَا مُطَرِّفٌ عَنْ عِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ . بِمَعْنَى حَدِيثِ حَمَّادٍ قِيلَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَعُلِمَ أَهْلُ الْجَنَّةِ مِنْ أَهْلِ النَّارِ قَالَ فَقَالَ: " نَعَمْ " قَالَ قِيلَ فَفِيمَ يَعْمَلُ الْعَامِلُونَ قَالَ " كُلٌّ مُيَسَّرٌ لِمَا خُلِقَ لَهُ " وَفِى حَدِيثِ عَبْدِ الْوَارِثِ قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ .
Tercemesi:
Bize Şeybân b. Ferrûh, ona Abdülvâris (T); Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Züheyr b. Harb ve İshak b. İbrahim ve İbn Nümeyr, Onlara İbn Uleyye (T); Bize Yahya b. Yahya, ona Cafer b. Süleyman (T); Bize İbn Müsennâ, ona Muahmmed b. Cafer, ona Şu’be, onların tamamına Yezîder-Rişk bu isnatla nakletmiş, ona Mutarrif, ona İmrân b. Husyn Hammâd’ın hadisinin anlamında şu rivayet etmiştir:
Ey Allah'ın Rasulü! Cennetliklerin cehennemliklerden ayrılacağı belirlenmiş midir? denildi. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Evet" cevabını verdi. Yine kendisine: Öyleyse amel edenler niçin amel ediyorlar? diye sorulunca, Rasulullah (sav)
"Herkes ne için yaratılmış ise o kendisine kolaylaştırılmıştır." buyurdu. Abdülvâris'in rivayetinde ‘Ya Rasulallah (sav) dedim.’ ziyadesi vardır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Kader 6738, /1092
Senetler:
1. Ebu Nüceyd İmran b. Husayn el-Ezdî (İmran b. Husayn b. Ubeyd b. Halef b. Abdünühüm)
2. Ebu Abdullah Mutarrif b. Abdullah el-Haraşî (Mutarrif b. Abdullah b. Şıhhir b. Avf b. Ka'b b. Vakdân)
3. Ebu Ezher Yezid b. Ebu Yezid el-Basrî (Yezid b. Şerik b. Rişk)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Gunder Muhammed b. Cafer el-Hüzelî (Muhammed b. Cafer el-Hüzeli)
6. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
İman, Esasları, Kaza ve Kader
Kader, amel, ilm-i ezelîye rağmen amel
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, KADER
Sahabe, kader ve kaza anlayışları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
281959, M005785-2
Hadis:
وَحَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ وَمُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ وَعَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ قَالَ ابْنُ رَافِعٍ حَدَّثَنَا وَقَالَ الآخَرَانِ أَخْبَرَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ بِهَذَا الإِسْنَادِ نَحْوَ حَدِيثِ مَالِكٍ أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ خَرَجَ إِلَى الشَّامِ حَتَّى إِذَا كَانَ بِسَرْغَ لَقِيَهُ أَهْلُ الأَجْنَادِ أَبُو عُبَيْدَةَ بْنُ الْجَرَّاحِ وَأَصْحَابُهُ فَأَخْبَرُوهُ أَنَّ الْوَبَاءَ قَدْ وَقَعَ بِالشَّامِ . قَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ فَقَالَ عُمَرُ ادْعُ لِىَ الْمُهَاجِرِينَ الأَوَّلِينَ . فَدَعَوْتُهُمْ فَاسْتَشَارَهُمْ وَأَخْبَرَهُمْ أَنَّ الْوَبَاءَ قَدْ وَقَعَ بِالشَّامِ فَاخْتَلَفُوا فَقَالَ بَعْضُهُمْ قَدْ خَرَجْتَ لأَمْرٍ وَلاَ نَرَى أَنْ تَرْجِعَ عَنْهُ . وَقَالَ بَعْضُهُمْ مَعَكَ بَقِيَّةُ النَّاسِ وَأَصْحَابُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَلاَ نَرَى أَنْ تُقْدِمَهُمْ عَلَى هَذَا الْوَبَاءِ . فَقَالَ ارْتَفِعُوا عَنِّى . ثُمَّ قَالَ ادْعُ لِىَ الأَنْصَارَ فَدَعَوْتُهُمْ لَهُ فَاسْتَشَارَهُمْ فَسَلَكُوا سَبِيلَ الْمُهَاجِرِينَ وَاخْتَلَفُوا كَاخْتِلاَفِهِمْ . فَقَالَ ارْتَفِعُوا عَنِّى . ثُمَّ قَالَ ادْعُ لِى مَنْ كَانَ هَا هُنَا مِنْ مَشْيَخَةِ قُرَيْشٍ مِنْ مُهَاجِرَةِ الْفَتْحِ . فَدَعَوْتُهُمْ فَلَمْ يَخْتَلِفْ عَلَيْهِ رَجُلاَنِ فَقَالُوا نَرَى أَنْ تَرْجِعَ بِالنَّاسِ وَلاَ تُقْدِمْهُمْ عَلَى هَذَا الْوَبَاءِ . فَنَادَى عُمَرُ فِى النَّاسِ إِنِّى مُصْبِحٌ عَلَى ظَهْرٍ فَأَصْبِحُوا عَلَيْهِ . فَقَالَ أَبُو عُبَيْدَةَ بْنُ الْجَرَّاحِ أَفِرَارًا مِنْ قَدَرِ اللَّهِ فَقَالَ عُمَرُ لَوْ غَيْرُكَ قَالَهَا يَا أَبَا عُبَيْدَةَ - وَكَانَ عُمَرُ يَكْرَهُ خِلاَفَهُ - نَعَمْ نَفِرُّ مِنْ قَدَرِ اللَّهِ إِلَى قَدَرِ اللَّهِ أَرَأَيْتَ لَوْ كَانَتْ لَكَ إِبِلٌ فَهَبَطْتَ وَادِيًا لَهُ عِدْوَتَانِ إِحْدَاهُمَا خَصْبَةٌ وَالأُخْرَى جَدْبَةٌ أَلَيْسَ إِنْ رَعَيْتَ الْخَصْبَةَ رَعَيْتَهَا بِقَدَرِ اللَّهِ وَإِنْ رَعَيْتَ الْجَدْبَةَ رَعَيْتَهَا بِقَدَرِ اللَّهِ قَالَ فَجَاءَ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَوْفٍ وَكَانَ مُتَغَيِّبًا فِى بَعْضِ حَاجَتِهِ فَقَالَ إِنَّ عِنْدِى مِنْ هَذَا عِلْمًا سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ : "إِذَا سَمِعْتُمْ بِهِ بِأَرْضٍ فَلاَ تَقْدَمُوا عَلَيْهِ وَإِذَا وَقَعَ بِأَرْضٍ وَأَنْتُمْ بِهَا فَلاَ تَخْرُجُوا فِرَارًا مِنْهُ " قَالَ فَحَمِدَ اللَّهَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ ثُمَّ انْصَرَفَ وَزَادَ فِى حَدِيثِ مَعْمَرٍ قَالَ وَقَالَ لَهُ أَيْضًا أَرَأَيْتَ أَنَّهُ لَوْ رَعَى الْجَدْبَةَ وَتَرَكَ الْخَصْبَةَ أَكُنْتَ مُعَجِّزَهُ قَالَ نَعَمْ . قَالَ فَسِرْ إِذًا . قَالَ فَسَارَ حَتَّى أَتَى الْمَدِينَةَ فَقَالَ هَذَا الْمَحِلُّ . أَوْ قَالَ هَذَا الْمَنْزِلُ إِنْ شَاءَ اللَّهُ .
Tercemesi:
Ma'mer bu isnadla Malik'in naklettiği hadisin bir benzerini rivayet etmiştir. Söz konusu hadis şöyledir:
Ömer b. Hattab (ra), Şam'a doğru yola çıktı. Nihayet Serğ denilen yere gelince kendisini Ecnadlılar yani Ebu Ubeyde b. Cerrah (ra) ve arkadaşları karşıladı ve ona Şam'da veba çıktığını haber verdiler. Bunun üzerine Ömer (ra); 'Bana ilk muhacirleri çağır.' dedi. Ben de hemen onları çağırdım. Ömer (ra), onlarla istişare etti. Onlara Şam'da veba çıktığını söyledi. Onlar da bu konuda (Şam'a girip girmeme konusunda) ihtilafa düştüler. Bazıları; 'Önemli bir iş için yola çıktın. Bundan vaz geçmeni uygun görmüyoruz.' dediler. Bazıları da; 'Beraberinde diğer insanlar ve Rasulullah'ın (sav) ashabı var. Onları bu vebaya götürmeni uygun bulmuyoruz.' dediler. Ardından; 'Bana ensarı çağır.' dedi. Ben de kendisine onları çağırdım. Ömer (ra) onlarla istişare etti. Onlar da muhacirler gibi davrandılar; onların ihtilafa düştükleri gibi ihtilafa düştüler. Ömer 'Gidebilirsiniz.' dedi. Sonra; 'Bana burada bulunan fetih yılında hicret etmiş olan Kureyşli ihtiyarları çağır.' dedi. Ben de onları çağırdım. Onlardan hiç kimse ihtilaf etmedi. Dediler ki; 'İnsanları geri döndürmenin ve bu vebaya götürmemenin uygun olacağını düşünüyoruz.' Bunun ardından Ömer (ra) insanlar arasında; 'Ben sabaha bir bineğin sırtına binmiş olacağım. Siz de sabaha bir bineğin sırtında olun.' diye seslendi. Bunun üzerine Ebu Ubeyde b. Cerrah (ra); 'Allah'ın kaderinden kaçmak için mi?!' dedi. Ömer (ra); 'Eğer senden başkası bu sözü söyleseydi ey Ebu Ubeyde! Ona tavrım çok daha farklı olurdu!' dedi. Nitekim Ömer (ra) kendisine muhalefet edilmesinden hoşlanmazdı. Ömer (ra) sözlerini şöyle sürdürdü: 'Evet, Allah'ın kaderinden yine Allah'ın kaderine kaçıyoruz. Ne dersin? Senin bir takım develerin olsaydı da biri verimli diğeri kurak iki yakası olan bir vadiye inseydin, verimli olanda develerini otlattığında Allah’ın takdiriyle otlatmış, kurak olanda otlattığında da yine Allah'ın takdiriyle otlatmış olmaz mıydın?' Derken Abdurrahman b. Avf (ra) geldi. Bazı ihtiyaçları için ortadan kaybolmuştu. Dedi ki: ‘Bu konuda bende bir bilgi var. Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken duydum:
"Bir yerde veba olduğunu duyduğunuz zaman oraya gitmeyin. Sizin de içerisinde bulunduğunuz bir yerde veba çıktığı zaman da vebadan kaçmak için oradan çıkmayın."
Bunun üzerine Ömer (ra), Allah'a hamd etti ve oradan ayrıldı.
Mamer'in rivayet ettiği hadiste ravi şu ilavede bulunmuştur: Ömer (ra), Ebu Ubeyde'ye (ra) şunları da söyledi: 'Ne dersin? Kişi develerini kurak olan yerde otlatıp verimli olan yerleri bıraksaydı onu acizlikle/beceriksizlikle itham eder miydin?' Ebu Ubeyde; 'Evet.' şeklinde cevap verdi. Bunun üzerine Ömer (ra); 'Yürü, o halde.' dedi. Ardından yola koyuldular. Nihayet Medine'ye gelince Ömer; 'Allah'ın izniyle işte burası, varılacak mahaldir' ya da 'İşte burası varılacak menzildir.' dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tıb 5785, /939
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdurrahman b. Avf ez-Zührî (Abdurrahman b. Avf b. Abduavf b. Abd b. el-Haris)
2. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
3. Ebu Yahya Abdullah b. Haris el-Haşimi (Abdullah b. Abdullah b. Haris b. Nevfel b. Haris b. Abdulmuttalib)
4. Ebu Ömer Abdülhamid b. Abdurrahman el-Adevi (Abdülhamid b. Abdurrahman b. Zeyd b. Hattab)
5. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
6. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
7. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
8. Muhammed b. Râfi' el-Kuşeyrî (Muhammed b. Râfi' b. Sabur)
Konular:
İman, Esasları, Kaza ve Kader
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, KADER
Sahabe, kader ve kaza anlayışları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
281960, M005785-3
Hadis:
وَحَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ وَمُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ وَعَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ قَالَ ابْنُ رَافِعٍ حَدَّثَنَا وَقَالَ الآخَرَانِ أَخْبَرَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ بِهَذَا الإِسْنَادِ . نَحْوَ حَدِيثِ مَالِكٍ أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ خَرَجَ إِلَى الشَّامِ حَتَّى إِذَا كَانَ بِسَرْغَ لَقِيَهُ أَهْلُ الأَجْنَادِ أَبُو عُبَيْدَةَ بْنُ الْجَرَّاحِ وَأَصْحَابُهُ فَأَخْبَرُوهُ أَنَّ الْوَبَاءَ قَدْ وَقَعَ بِالشَّامِ . قَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ فَقَالَ عُمَرُ ادْعُ لِىَ الْمُهَاجِرِينَ الأَوَّلِينَ . فَدَعَوْتُهُمْ فَاسْتَشَارَهُمْ وَأَخْبَرَهُمْ أَنَّ الْوَبَاءَ قَدْ وَقَعَ بِالشَّامِ فَاخْتَلَفُوا فَقَالَ بَعْضُهُمْ قَدْ خَرَجْتَ لأَمْرٍ وَلاَ نَرَى أَنْ تَرْجِعَ عَنْهُ . وَقَالَ بَعْضُهُمْ مَعَكَ بَقِيَّةُ النَّاسِ وَأَصْحَابُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَلاَ نَرَى أَنْ تُقْدِمَهُمْ عَلَى هَذَا الْوَبَاءِ . فَقَالَ ارْتَفِعُوا عَنِّى . ثُمَّ قَالَ ادْعُ لِىَ الأَنْصَارَ فَدَعَوْتُهُمْ لَهُ فَاسْتَشَارَهُمْ فَسَلَكُوا سَبِيلَ الْمُهَاجِرِينَ وَاخْتَلَفُوا كَاخْتِلاَفِهِمْ . فَقَالَ ارْتَفِعُوا عَنِّى . ثُمَّ قَالَ ادْعُ لِى مَنْ كَانَ هَا هُنَا مِنْ مَشْيَخَةِ قُرَيْشٍ مِنْ مُهَاجِرَةِ الْفَتْحِ . فَدَعَوْتُهُمْ فَلَمْ يَخْتَلِفْ عَلَيْهِ رَجُلاَنِ فَقَالُوا نَرَى أَنْ تَرْجِعَ بِالنَّاسِ وَلاَ تُقْدِمْهُمْ عَلَى هَذَا الْوَبَاءِ . فَنَادَى عُمَرُ فِى النَّاسِ إِنِّى مُصْبِحٌ عَلَى ظَهْرٍ فَأَصْبِحُوا عَلَيْهِ . فَقَالَ أَبُو عُبَيْدَةَ بْنُ الْجَرَّاحِ أَفِرَارًا مِنْ قَدَرِ اللَّهِ فَقَالَ عُمَرُ لَوْ غَيْرُكَ قَالَهَا يَا أَبَا عُبَيْدَةَ - وَكَانَ عُمَرُ يَكْرَهُ خِلاَفَهُ - نَعَمْ نَفِرُّ مِنْ قَدَرِ اللَّهِ إِلَى قَدَرِ اللَّهِ أَرَأَيْتَ لَوْ كَانَتْ لَكَ إِبِلٌ فَهَبَطْتَ وَادِيًا لَهُ عِدْوَتَانِ إِحْدَاهُمَا خَصْبَةٌ وَالأُخْرَى جَدْبَةٌ أَلَيْسَ إِنْ رَعَيْتَ الْخَصْبَةَ رَعَيْتَهَا بِقَدَرِ اللَّهِ وَإِنْ رَعَيْتَ الْجَدْبَةَ رَعَيْتَهَا بِقَدَرِ اللَّهِ قَالَ فَجَاءَ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَوْفٍ وَكَانَ مُتَغَيِّبًا فِى بَعْضِ حَاجَتِهِ فَقَالَ إِنَّ عِنْدِى مِنْ هَذَا عِلْمًا سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ: " إِذَا سَمِعْتُمْ بِهِ بِأَرْضٍ فَلاَ تَقْدَمُوا عَلَيْهِ وَإِذَا وَقَعَ بِأَرْضٍ وَأَنْتُمْ بِهَا فَلاَ تَخْرُجُوا فِرَارًا مِنْهُ " قَالَ فَحَمِدَ اللَّهَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ ثُمَّ انْصَرَفَ وَزَادَ فِى حَدِيثِ مَعْمَرٍ قَالَ وَقَالَ لَهُ أَيْضًا أَرَأَيْتَ أَنَّهُ لَوْ رَعَى الْجَدْبَةَ وَتَرَكَ الْخَصْبَةَ أَكُنْتَ مُعَجِّزَهُ قَالَ نَعَمْ . قَالَ فَسِرْ إِذًا . قَالَ فَسَارَ حَتَّى أَتَى الْمَدِينَةَ فَقَالَ هَذَا الْمَحِلُّ . أَوْ قَالَ هَذَا الْمَنْزِلُ إِنْ شَاءَ اللَّهُ .
Tercemesi:
Bize İshak b. İbrahim ve Muhammed b. Râfi' ve Abd b. Humeyd, onlara Abdürrezzak b. Hemmâm, ona Ma'mer bu isnadla Malik'in rivayet ettiği hadisin bir benzerini rivayet etmiştir. Söz konusu hadis şöyledir:
Ömer b. Hattab (ra), Şam'a doğru yola çıktı. Nihayet Serğ denilen yere gelince kendisini Ecnadlılar yani Ebu Ubeyde b. Cerrah (ra) ve arkadaşları karşıladı ve ona Şam'da veba çıktığını haber verdiler. Bunun üzerine Ömer (ra); 'Bana ilk muhacirleri çağır.' dedi. Ben de hemen onları çağırdım. Ömer (ra), onlarla istişare etti. Onlara Şam'da veba çıktığını söyledi. Onlar da bu konuda (Şam'a girip girmeme konusunda) ihtilafa düştüler. Bazıları; 'Önemli bir iş için yola çıktın. Bundan vaz geçmeni uygun görmüyoruz.' dediler. Bazıları da; 'Beraberinde diğer insanlar ve Rasulullah'ın (sav) ashabı var. Onları bu vebaya götürmeni uygun bulmuyoruz.' dediler. Ardından; 'Bana ensarı çağır.' dedi. Ben de kendisine onları çağırdım. Ömer (ra) onlarla istişare etti. Onlar da muhacirler gibi davrandılar; onların ihtilafa düştükleri gibi ihtilafa düştüler. Ömer ‘Gidebilirsiniz.' dedi. Sonra; 'Bana burada bulunan fetih yılında hicret etmiş olan Kureyşli ihtiyarları çağır.' dedi. Ben de onları çağırdım. Onlardan hiç kimse ihtilaf etmedi. Dediler ki; 'İnsanları geri döndürmenin ve bu vebaya götürmemenin uygun olacağını düşünüyoruz.' Bunun ardından Ömer (ra) insanlar arasında; 'Ben sabaha bir bineğin sırtına binmiş olacağım. Siz de sabaha bir bineğin sırtında olun.’ diye seslendi. Bunun üzerine Ebu Ubeyde b. Cerrah (ra); 'Allah'ın kaderinden kaçmak için mi?!' dedi. Ömer (ra); 'Eğer senden başkası bu sözü söyleseydi ey Ebu Ubeyde! Ona tavrım çok daha farklı olurdu!' dedi. Nitekim Ömer (ra) kendisine muhalefet edilmesinden hoşlanmazdı. Ömer (ra) sözlerini şöyle sürdürdü: 'Evet, Allah'ın kaderinden yine Allah’ın kaderine kaçıyoruz. Ne dersin? Senin bir takım develerin olsaydı da biri verimli diğeri kurak iki yakası olan bir vadiye inseydin, verimli olanda develerini otlattığında Allah’ın takdiriyle otlatmış, kurak olanda otlattığında da yine Allah’ın takdiriyle otlatmış olmaz mıydın?’ Derken Abdurrahman b. Avf (ra) geldi. Bazı ihtiyaçları için ortadan kaybolmuştu. Dedi ki: ‘Bu konuda bende bir bilgi var. Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken duydum:
"Bir yerde veba olduğunu duyduğunuz zaman oraya gitmeyin. Sizin de içerisinde bulunduğunuz bir yerde veba çıktığı zaman da vebadan kaçmak için oradan çıkmayın." Bunun üzerine Ömer (ra), Allah'a hamd etti ve oradan ayrıldı.
Mamer'in rivayet ettiği hadiste ravi şu ilavede bulunmuştur: 'Ömer (ra), Ebu Ubeyde'ye (ra) şunları da söyledi: ‘Ne dersin? Kişi develerini kurak olan yerde otlatıp verimli olan yerleri bıraksaydı onu acizlikle/beceriksizlikle itham eder miydin?’ Ebu Ubeyde; 'Evet.' şeklinde cevap verdi. Bunun üzerine Ömer (ra); 'Yürü, o halde.' dedi. Ardından yola koyuldular. Nihayet Medine’ye gelince Ömer; ‘Allah'ın izniyle işte burası, varılacak mahaldir' ya da 'İşte burası varılacak menzildir.' dedi.'
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tıb 5785, /939
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdurrahman b. Avf ez-Zührî (Abdurrahman b. Avf b. Abduavf b. Abd b. el-Haris)
2. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
3. Ebu Yahya Abdullah b. Haris el-Haşimi (Abdullah b. Abdullah b. Haris b. Nevfel b. Haris b. Abdulmuttalib)
4. Ebu Ömer Abdülhamid b. Abdurrahman el-Adevi (Abdülhamid b. Abdurrahman b. Zeyd b. Hattab)
5. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
6. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
7. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
8. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
Konular:
İman, Esasları, Kaza ve Kader
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, KADER
Sahabe, kader ve kaza anlayışları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282089, İM000076-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ وَمُحَمَّدُ بْنُ فُضَيْلٍ وَأَبُو مُعَاوِيَةَ ح وَحَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مَيْمُونٍ الرَّقِّىُّ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ وَمُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدٍ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ زَيْدِ بْنِ وَهْبٍ قَالَ قَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْعُودٍ حَدَّثَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ الصَّادِقُ الْمَصْدُوقُ قَالَ: " يُجْمَعُ خَلْقُ أَحَدِكُمْ فِى بَطْنِ أُمِّهِ أَرْبَعِينَ يَوْمًا ثُمَّ يَكُونُ عَلَقَةً مِثْلَ ذَلِكَ ثُمَّ يَكُونُ مُضْغَةً مِثْلَ ذَلِكَ ثُمَّ يَبْعَثُ اللَّهُ إِلَيْهِ الْمَلَكَ فَيُؤْمَرُ بِأَرْبَعِ كَلِمَاتٍ فَيَقُولُ اكْتُبْ عَمَلَهُ وَأَجَلَهُ وَرِزْقَهُ وَشَقِىٌّ أَمْ سَعِيدٌ . فَوَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ إِنَّ أَحَدَكُمْ لَيَعْمَلُ بِعَمَلِ أَهْلِ الْجَنَّةِ حَتَّى مَا يَكُونُ بَيْنَهُ وَبَيْنَهَا إِلاَّ ذِرَاعٌ فَيَسْبِقُ عَلَيْهِ الْكِتَابُ فَيَعْمَلُ بِعَمَلِ أَهْلِ النَّارِ فَيَدْخُلُهَا وَإِنَّ أَحَدَكُمْ لَيَعْمَلُ بِعَمَلِ أَهْلِ النَّارِ حَتَّى مَا يَكُونُ بَيْنَهُ وَبَيْنَهَا إِلاَّ ذِرَاعٌ فَيَسْبِقُ عَلَيْهِ الْكِتَابُ فَيَعْمَلُ بِعَمَلِ أَهْلِ الْجَنَّةِ فَيَدْخُلُهَا"
Tercemesi:
Bize Ali b. Muhammed, ona Veki', ona Muhammed b. Fudayl ve Ebu Muaviye (T); Bize Ali b. Meymûn er-Rakî, ona Ebu Muaviye ve Muhammed b. Ubeyd, onlara A'meş, ona Zeyd b. Vehb, ona Abdullah b. Mesud'un söylediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Sizden birinizin yaratılışı, annesinin karnında kırk günde tamamlanır. Sonra bu sürede alaka (kan pıhtısı) haline gelir. Sonra yine bu sürede mudğa (et parçası) haline gelir. Sonra Allah ona dört kelime ile; yani amelini, ecelini, rızkını, ve said veya şaki (cennetlik veya cehennemlik) olacağını yazmak üzere bir melek gönderir. Canımı elinde tutan Allah’a yemin olsun ki, sizden biriniz cennetliklerin amelini yapar, hatta cennetle arasında bir zira kadar bir mesafe kalır, ama sonra (yazılan) bu kitabı öne geçer ve cehennemliklerin amelini yaparak oraya girer. Yine biriniz cehennemliklerin amelini yapar, hatta cehennemle arasında bir zira kadar bir mesafe kalır, ama sonra (yazılan) bu kitabı öne geçer ve cennetliklerin amelini yaparak oraya girer."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mukaddime 10, /26
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Süleyman Zeyd b. Vehb el-Cühenî (Zeyd b. Vehb)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
5. Ebu Hasan Ali b. Meymun el-Attar (Ali b. Meymun)
Konular:
İman, Esasları, Kaza ve Kader
Kader, amel, ilm-i ezelîye rağmen amel
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, KADER
KTB, YARATILIŞ
Yaratılış, ceninin oluşum safhaları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282090, İM000076-3
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ وَمُحَمَّدُ بْنُ فُضَيْلٍ وَأَبُو مُعَاوِيَةَ ح وَحَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مَيْمُونٍ الرَّقِّىُّ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ وَمُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدٍ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ زَيْدِ بْنِ وَهْبٍ قَالَ قَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْعُودٍ حَدَّثَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ الصَّادِقُ الْمَصْدُوقُ قَالَ: " يُجْمَعُ خَلْقُ أَحَدِكُمْ فِى بَطْنِ أُمِّهِ أَرْبَعِينَ يَوْمًا ثُمَّ يَكُونُ عَلَقَةً مِثْلَ ذَلِكَ ثُمَّ يَكُونُ مُضْغَةً مِثْلَ ذَلِكَ ثُمَّ يَبْعَثُ اللَّهُ إِلَيْهِ الْمَلَكَ فَيُؤْمَرُ بِأَرْبَعِ كَلِمَاتٍ فَيَقُولُ اكْتُبْ عَمَلَهُ وَأَجَلَهُ وَرِزْقَهُ وَشَقِىٌّ أَمْ سَعِيدٌ . فَوَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ إِنَّ أَحَدَكُمْ لَيَعْمَلُ بِعَمَلِ أَهْلِ الْجَنَّةِ حَتَّى مَا يَكُونُ بَيْنَهُ وَبَيْنَهَا إِلاَّ ذِرَاعٌ فَيَسْبِقُ عَلَيْهِ الْكِتَابُ فَيَعْمَلُ بِعَمَلِ أَهْلِ النَّارِ فَيَدْخُلُهَا وَإِنَّ أَحَدَكُمْ لَيَعْمَلُ بِعَمَلِ أَهْلِ النَّارِ حَتَّى مَا يَكُونُ بَيْنَهُ وَبَيْنَهَا إِلاَّ ذِرَاعٌ فَيَسْبِقُ عَلَيْهِ الْكِتَابُ فَيَعْمَلُ بِعَمَلِ أَهْلِ الْجَنَّةِ فَيَدْخُلُهَا"
Tercemesi:
Bize Ali b. Muhammed, ona Veki', ona Muhammed b. Fudayl ve Ebu Muaviye (T); Bize Ali b. Meymûn er-Rakî, ona Ebu Muaviye ve Muhammed b. Ubeyd, onlara A'meş, ona Zeyd b. Vehb, ona Abdullah b. Mesud'un söylediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Sizden birinizin yaratılışı, annesinin karnında kırk günde tamamlanır. Sonra bu sürede alaka (kan pıhtısı) haline gelir. Sonra yine bu sürede mudğa (et parçası) haline gelir. Sonra Allah ona dört kelime ile; yani ameli, eceli, rızkını ve said veya şaki (cennetlik veya cehennemlik) olacağını yazmak üzere bir melek gönderir. Canımı elinde tutan Allah’a yemin olsun ki, sizden biriniz cennetliklerin amelini yapar, hatta cennetle arasında bir zira kadar bir mesafe kalır, ama sonra (yazılan) bu kitabı öne geçer ve cehennemliklerin amelini yaparak oraya girer. Yine biriniz cehennemliklerin amelini yapar, hatta cehennemle arasında bir zira kadar bir mesafe kalır, ama sonra (yazılan) bu kitabı öne geçer ve cennetliklerin amelini yaparak oraya girer."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mukaddime 10, /26
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Süleyman Zeyd b. Vehb el-Cühenî (Zeyd b. Vehb)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
5. Ali b. Muhammed el-Kûfî (Ali b. Muhammed b. İshak)
Konular:
İman, Esasları, Kaza ve Kader
Kader, amel, ilm-i ezelîye rağmen amel
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, KADER
KTB, YARATILIŞ
Yaratılış, ceninin oluşum safhaları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282091, İM000076-4
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ وَمُحَمَّدُ بْنُ فُضَيْلٍ وَأَبُو مُعَاوِيَةَ ح وَحَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مَيْمُونٍ الرَّقِّىُّ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ وَمُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدٍ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ زَيْدِ بْنِ وَهْبٍ قَالَ قَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْعُودٍ حَدَّثَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ الصَّادِقُ الْمَصْدُوقُ قَالَ: " يُجْمَعُ خَلْقُ أَحَدِكُمْ فِى بَطْنِ أُمِّهِ أَرْبَعِينَ يَوْمًا ثُمَّ يَكُونُ عَلَقَةً مِثْلَ ذَلِكَ ثُمَّ يَكُونُ مُضْغَةً مِثْلَ ذَلِكَ ثُمَّ يَبْعَثُ اللَّهُ إِلَيْهِ الْمَلَكَ فَيُؤْمَرُ بِأَرْبَعِ كَلِمَاتٍ فَيَقُولُ اكْتُبْ عَمَلَهُ وَأَجَلَهُ وَرِزْقَهُ وَشَقِىٌّ أَمْ سَعِيدٌ . فَوَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ إِنَّ أَحَدَكُمْ لَيَعْمَلُ بِعَمَلِ أَهْلِ الْجَنَّةِ حَتَّى مَا يَكُونُ بَيْنَهُ وَبَيْنَهَا إِلاَّ ذِرَاعٌ فَيَسْبِقُ عَلَيْهِ الْكِتَابُ فَيَعْمَلُ بِعَمَلِ أَهْلِ النَّارِ فَيَدْخُلُهَا وَإِنَّ أَحَدَكُمْ لَيَعْمَلُ بِعَمَلِ أَهْلِ النَّارِ حَتَّى مَا يَكُونُ بَيْنَهُ وَبَيْنَهَا إِلاَّ ذِرَاعٌ فَيَسْبِقُ عَلَيْهِ الْكِتَابُ فَيَعْمَلُ بِعَمَلِ أَهْلِ الْجَنَّةِ فَيَدْخُلُهَا "
Tercemesi:
Bize Ali b. Muhammed, ona Veki', ona Muhammed b. Fudayl ve Ebu Muaviye (T); Bize Ali b. Meymûn er-Rakî, ona Ebu Muaviye ve Muhammed b. Ubeyd, onlara A'meş, ona Zeyd b. Vehb, ona Abdullah b. Mesud'un söylediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Sizden birinizin yaratılışı, annesinin karnında kırk günde tamamlanır. Sonra bu sürede alaka (kan pıhtısı) haline gelir. Sonra yine bu sürede mudğa (et parçası) haline gelir. Sonra Allah ona dört kelime ile; yani ameli, eceli, rızkını ve said veya şaki (cennetlik veya cehennemlik) olacağını yazmak üzere bir melek gönderir. Canımı elinde tutan Allah’a yemin olsun ki, sizden biriniz cennetliklerin amelini yapar, hatta cennetle arasında bir zira kadar bir mesafe kalır, ama sonra (yazılan) bu kitabı öne geçer ve cehennemliklerin amelini yaparak oraya girer. Yine biriniz cehennemliklerin amelini yapar, hatta cehennemle arasında bir zira kadar bir mesafe kalır, ama sonra (yazılan) bu kitabı öne geçer ve cennetliklerin amelini yaparak oraya girer."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mukaddime 10, /26
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Süleyman Zeyd b. Vehb el-Cühenî (Zeyd b. Vehb)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Fudayl ed-Dabbî (Muhammed b. Fudayl b. Ğazvan b. Cerîr)
5. Ali b. Muhammed el-Kûfî (Ali b. Muhammed b. İshak)
Konular:
İman, Esasları, Kaza ve Kader
Kader, amel, ilm-i ezelîye rağmen amel
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, KADER
KTB, YARATILIŞ
Yaratılış, ceninin oluşum safhaları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282092, İM000076-5
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ وَمُحَمَّدُ بْنُ فُضَيْلٍ وَأَبُو مُعَاوِيَةَ ح وَحَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مَيْمُونٍ الرَّقِّىُّ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ وَمُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدٍ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ زَيْدِ بْنِ وَهْبٍ قَالَ قَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْعُودٍ حَدَّثَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ الصَّادِقُ الْمَصْدُوقُ قَالَ: " يُجْمَعُ خَلْقُ أَحَدِكُمْ فِى بَطْنِ أُمِّهِ أَرْبَعِينَ يَوْمًا ثُمَّ يَكُونُ عَلَقَةً مِثْلَ ذَلِكَ ثُمَّ يَكُونُ مُضْغَةً مِثْلَ ذَلِكَ ثُمَّ يَبْعَثُ اللَّهُ إِلَيْهِ الْمَلَكَ فَيُؤْمَرُ بِأَرْبَعِ كَلِمَاتٍ فَيَقُولُ اكْتُبْ عَمَلَهُ وَأَجَلَهُ وَرِزْقَهُ وَشَقِىٌّ أَمْ سَعِيدٌ . فَوَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ إِنَّ أَحَدَكُمْ لَيَعْمَلُ بِعَمَلِ أَهْلِ الْجَنَّةِ حَتَّى مَا يَكُونُ بَيْنَهُ وَبَيْنَهَا إِلاَّ ذِرَاعٌ فَيَسْبِقُ عَلَيْهِ الْكِتَابُ فَيَعْمَلُ بِعَمَلِ أَهْلِ النَّارِ فَيَدْخُلُهَا وَإِنَّ أَحَدَكُمْ لَيَعْمَلُ بِعَمَلِ أَهْلِ النَّارِ حَتَّى مَا يَكُونُ بَيْنَهُ وَبَيْنَهَا إِلاَّ ذِرَاعٌ فَيَسْبِقُ عَلَيْهِ الْكِتَابُ فَيَعْمَلُ بِعَمَلِ أَهْلِ الْجَنَّةِ فَيَدْخُلُهَا "
Tercemesi:
Bize Ali b. Muhammed, ona Veki', ona Muhammed b. Fudayl ve Ebu Muaviye (T); Bize Ali b. Meymûn er-Rakî, ona Ebu Muaviye ve Muhammed b. Ubeyd, onlara A'meş, ona Zeyd b. Vehb, ona Abdullah b. Mesud'un söylediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Sizden birinizin yaratılışı, annesinin karnında kırk günde tamamlanır. Sonra bu sürede alaka (kan pıhtısı) haline gelir. Sonra yine bu sürede mudğa (et parçası) haline gelir. Sonra Allah ona dört kelime ile; yani amelini, ecelini, rızkını ve said veya şaki (cennetlik veya cehennemlik) olacağını yazmak üzere bir melek gönderir. Canımı elinde tutan Allah’a yemin olsun ki, sizden biriniz cennetliklerin amelini yapar, hatta cennetle arasında bir zira kadar bir mesafe kalır, ama sonra (yazılan) bu kitabı öne geçer ve cehennemliklerin amelini yaparak oraya girer. Yine biriniz cehennemliklerin amelini yapar, hatta cehennemle arasında bir zira kadar bir mesafe kalır, ama sonra (yazılan) bu kitabı öne geçer ve cennetliklerin amelini yaparak oraya girer."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mukaddime 10, /26
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Süleyman Zeyd b. Vehb el-Cühenî (Zeyd b. Vehb)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
5. Ali b. Muhammed el-Kûfî (Ali b. Muhammed b. İshak)
Konular:
İman, Esasları, Kaza ve Kader
Kader, amel, ilm-i ezelîye rağmen amel
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, KADER
KTB, YARATILIŞ
Yaratılış, ceninin oluşum safhaları