Giriş

Bize Abdurrahman b. Yunus, ona Hatim b. İsmail, ona Ca'd, ona Saib b. Yezid şöyle rivayet etmiştir: "Teyzem beni Rasûlüllah'a (sav) götürüp 'Ey Allah'ın Rasûlü! Kız kardeşimin (şu) oğlunun çok ağrısı (rahatsızlığı) var.' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber, başımı sıvazladı ve benim için bereket diledi (bana hayır duada bulundu). Sonra abdest aldı. Ben de onun abdest suyundan (geri kalanını) içtim. Sonra arkasında durdum ve omuzlarının arasındaki çadır düğmesi (veya keklik yumurtası) gibi Peygamberlik mührüne baktım."


    Öneri Formu
1880 B000190 Buhari, Vudu, 40

Bana Abdullah b. Ebu Şeybe, ona Yahya, ona Süfyan, ona el-xxcA’meş, ona Müslim, ona Mesruk, ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etti: Nebi (sav) onlardan herhangi birine (hasta olana) sağ eliyle dokunarak (sıvazlayarak) şöyle dua ederdi: "Ey insanların Rabbi! Rahatsızlığı gider! Şifa ver! Şifa veren yalnız sensin. Senin şifandan başka şifa yoktur. Öyle bir şifa ver ki, o şifa hiçbir hastalık izi bırakmasın.” Ben Mansur'a bu hadisten söz ettim. O da bana İbrahim, ona Mesruk, ona da Aişe isnadıyla yukarıdaki hadise benzer bir rivayette bulundu.


    Öneri Formu
17862 B005750 Buhari, Tıp, 40


    Öneri Formu
1229 B000101 Buhari, İlim, 35


    Öneri Formu
10323 D001479 Ebu Davud, Tefriu' ebvabi'l-vitr, 23


    Öneri Formu
10327 D001483 Ebu Davud, Tefriu' ebvabi'l-vitr, 23


    Öneri Formu
10395 D001535 Ebu Davud, Tefriu' ebvabi'l-vitr, 29

Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî (T) Bana Muhammed b. Sellâm, ona Attâb b. Beşîr, ona İshak, ona ez-Zührî, ona Ali b. Hüseyin, ona Hüseyin b. Ali, ona Ali b. Ebu Tâlib (ra) şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) (bir gece) kızı Fatıma’nın kapısını çalarak "Namaz kılmıyor musunuz" diye seslendi. Ali dedi ki: ‘Ey Allah’ın Rasulü, canlarımız Allah’ın elindedir, o bizi uyandırmak isterse uyandırır.’ Bunun üzerine Rasulullah (sav) bana hiçbir cevap vermeden ayrılıp gitti. Sonra arkasını dönüp giderken dizine vurarak "Gerçekten insan tartışmaya çok düşkün olan bir varlıktır." (Kehf 18/54) ayetini söylediğini işittim. Ebu Abdullah el-Buhârî şöyle dedi: (Târık sûresinde geçen) ‘târık’ kelimesinin, (ışığı ile karanlıkları delip geldiği için) sana geceleyin gelen anlamına geldiği söylenmiştir. ‘Târık’ın yıldız, ‘Sâkıb’ın ışık saçan şey manasına geldiği de söylenmiştir. 'Sâkıb' kelimesi emir fiili olarak ‘eskıb’ şeklinde kullanıldığında, ateşini parlat manasına gelir denilmiştir.


    Öneri Formu
282101 B007347-2 Buhari, İ'tisâm, 18


    Öneri Formu
2311 B000318 Buhari, Hayız, 17


    Öneri Formu
18267 N000061 Nesai, Taharet, 49


    Öneri Formu
29497 B007347 Buhari, İ'tisâm, 18