1118 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Abdullah b. Zübeyr, ona Süfyan, ona Ebu'z-Zinâd, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Biriniz 'Allah'ım dilersen beni bağışla! Allah'ım dilersen bana merhamet et!' diye dua etmesin! Kişi Allah'tan (cc) istekte bulunduğunda ısrarcı olsun! Zira Allah'ı zorlayacak hiçbir şey yoktur". Abdullah 'Babam Ahmed b. Hanbel'in kitabında da hadis bu şekilde, bir şey yazılı değildi' demiştir.
Açıklama: "Abdullah 'Babam Ahmed b. Hanbel'in kitabında da hadis bu şekilde, bir şey yazılı değildi' demiştir." ifadesi hadisin devamında yer alan başka bir rivayetin bu hadisle birleştirildiğini, ancak başına isnadının yazılmadığını ifade etmektedir (Bk. Ahmed b. Hanbel, Müsned, Thk. Şuayb Arnaud ve ark., Müessesetu'r-Risâle, XVI, 296 (dipnot 4).
Bize Veki', ona Süfyan, ona Ebu'z-Zinâd, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Biriniz 'Allah'ım dilersen beni bağışla! Allah'ım dilersen bana merhamet et!' diye dua etmesin! Bilakis kişi Allah'tan (cc) istekte bulunduğunda ısrarcı olsun! Zira Allah'ı zorlayacak hiçbir şey yoktur".
Açıklama: Söz konusu mesele için bkz. D002152 numaralı hadis.
Bize el-Ka'neb, ona Malik, ona Ebu'z-Zinâd, ona el-A'rec, ona da Ebu Hureyre (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Bir kadının, kız kardeşinin yerini boşaltmak için onun boşanmasını istemesi helâl değildir. O da evlensin; onun için ancak Allah'ın kendisine takdir ettiği vardır."
Açıklama: Hangi gerekçe ile olursa olsun kimsenin bir başkasının boşanmasını istemesi helâl değildir. Boşanma kararını bizzat eşlerin vermeleri gerekir. Özellikle kadınların, evli erkeklerin yuvalarının bozulmasına sebep oldukları zaman zaman görülebilmektedir. Burada amaç, söz konusu erkekle kendisinin evlenmesidir. Bu gibi durumlarda sadece kadınların değil, erkeklerin de suçlu oldukları inkâr edilemez. Çünkü buna rıza gösteren de bizzat erkektir. Hâsılı nereden bakılırsa bakılsın, başkalarının müdahalesiyle bir yuvanın yıkılması meşru görülemez.
Bize İshak b. İsmail et-Tâlkânî, ona Süfyan, ona İbn Ebu Necih, ona Mücahid, ona Kaze'a, ona da Ebu Said (ra), Hz. Peygamber'in (sav) yanında, ilişki esnasında meninin rahim dışına akıtılmasından -yani azil yapmaktan- bahsedilince, Rasulullah (sav) "kimse böyle bir şey yapmasın!" demedi, aksine "sizden biri neden böyle bir şey yapar? Yaratılması mukadder hiçbir varlık yoktur ki, Allah onu yaratmasın!" [Ebû Davud dedi ki: (Hadisin senedinde yer alan) Kazea, Ziyâd'ın azatlı kölesidir.]
Bize Musa b. İsmail, ona Ebân, ona Yahya, ona Muhammed b. Abdurrahman b. Sevban, ona Rifa'a, ona da Ebu Said el-Hudrî (ra) rivayet etmiştir: Bir adam Hz. Peygamber'e gelerek, Ey Allah'ın Rasulü, benim bir cariyem var, ona azil yapıyorum, çünkü hâmile kalmasını istemiyorum. Her erkeğin arzu ettiği şeyi şüphesiz ben de arzu ediyorum. Ama Yahudiler, azil yapmanın çocuğu diri diri toprağa gömmenin küçüğü olduğunu söylüyorlar dedi. Hz. Peygamber cevaben, "yahudiler yalan söylemişler. Eğer Allah onu yaratmak isteseydi, sen ona engel olamazdın," buyurdu.
Bize el-Ka'neb, ona Malik, ona Rabî'a b. Ebu Abdurrahman, ona Muhammed b. Yahya b. Habban, ona da İbn Muhayriz rivayet etmiştir: Bir gün mescide girdim ve orada Ebu Said el-Hudrî'yi gördüm, hemen gidip yanına oturdum. Ona azil konusunu sordum. Ebu Said şöyle cevap verdi: Rasulullah (sav) ile Benû Mustalik savaşına çıkmıştık. Orada Araplardan pek çok kadını esir almıştık. Bizler de kadınlara karşı arzu duyuyorduk. Çünkü bekârlık başımıza vurmuş, bizi zorlamaya başlamıştı. Bu işi yapmayı arzu ediyorduk, azil yapmayı istedik, ama aramızda Allah'ın Rasulü varken ona sormadan nasıl azil yaparız? dedik. Kendisine sorduk, bize şöyle cevap verdi: "Bunu yapmanıza gerek yok. Çünkü kıyamet gününe kadar yaratılacağı takdir edilen her canlı mutlaka yaratılacaktır."
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona el-Fadl b. Dükeyn, ona Züheyr, ona Ebu'z-Zübeyr, ona da Cabir (ra) rivayet etmiştir: Ensardan bir adam Rasulullah'a (sav) gelerek; Benim bir cariyem var, onunla ilişkide bulunuyorum, ama gebe kalmasını istemiyorum dedi. Rasulullah (sav) cevaben, "istersen azil yap (ama netice değişmez), çünkü onun için takdir edilmiş olan şey mutlaka başına gelecektir" buyurdu. Adam bir süre durduktan sonra tekrar gelip; Ey Allah'ın Rasulü, gerçekten câriye gebe kaldı dedi. Hz. Peygamber de "ben, onun için takdir edilmiş olan şeyin mutlaka başına geleceğini sana söylemiştim," buyurdu.
Bize Ali, ona Verkâ, ona Ebu'z-Zinâd, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Biriniz 'Allah'ım dilersen beni bağışla! Allah'ım dilersen bana merhamet et!' diye dua etmesin! Bilakis kişi Allah'tan (cc) istekte bulunduğunda ısrarcı olsun! Zira Allah'ı zorlayacak hiçbir şey yoktur".