657 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah el-Ka'neb, ona Malik, ona Zeyd b. Ebu Üneyse, ona Abdülhamid b. Abdurrahman b. Zeyd b. el-Hattab, ona da Müslim b. Yesar el-Cüheni şöyle rivayet etmiştir: "Ömer b. el-Hattab'a (ra) 'Hani Rabbin Âdem oğullarının bellerinden zürriyetlerini almıştı' [A'râf, 7/172] mealindeki ayetin anlamı soruldu. [Ka'neb ayetin tamamını okudu] Bunun üzerine Hz. Ömer 'Bu ayet sorulduğunda Hz. Peygamber'in (sav) şöyle cevap verdiğini işittim' dedi: Şüphesiz ki Allah Teala Adem'i yarattı. Sonra kudret eliyle sırtını sıvazlayıp ondan zürriyetini çıkardı ve 'bunları cennet için yarattım, cennetliklerin amelini işleyecekler' buyurdu. Sonra yine Adem'in sırtına dokunup ondan bir nesil daha çıkardı ve 'bunları cehennem için yarattım. Cehennem ehlinin amelini işleyecekler' buyurdu. Bunun üzerine bir adam 'Ey Allah'ın Rasulü! öyleyse amel niçin? Amelin ne faydası var? dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Şüphesiz ki Allah, bir kulu cennetlik yaratınca ölünceye kadar ona cennet ehlinin amelini işletir ve bu sayede onu cennete sokar. Bir kulu da cehennem için yaratınca, ona da ölünceye kadar cehennem ehlinin amelini işletir ve bu sebeple onu cehenneme sokar' cevabını verdi."
Açıklama: Müslim b. Yesar ile Ömer b. Hattab arasında inkıta' vardır.
Bize Abdan, ona Abdullah, ona Yunus, ona Zührî, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Her doğan çocuk, fıtrat (İslam yaratılışı) üzere doğar. Sonra anne-babası onu Yahudileştirir, Hristiyanlaştırır. Tıpkı, sağlıklı (eksiksiz) bir deve doğuran hayvan gibi. Hiç burnu kesik (kusurlu) doğmuş bir deve yavrusu gördün mü?" Sonra Ebu Hureyre (ra) "O halde Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmışsa ona yönel! Allah’ın yaratmasında değişme olmaz..." [Rum, 30/30] ayetini okudu.
Bize Abdullah b. Cerrah, ona Hammad b. Zeyd, ona Halid b. Hazzâ şöyle demiştir:, "Hasan-ı Basrî'ye, 'Ey Ebu Said, Hz. Adem gökte yaşamak için mi yoksa yerde yaşamak için mi yaratıldı?' diye sordum. Bana 'Yerde yaşamak için yaratıldı' diye cevap verdi. 'Peki öyleyse, kendini koruyup da o ağaçtan yemeseydi durumu ne olurdu?' dedim. 'Ondan kaçınması mümkün değildi' dedi. Bunun üzerine ben 'Sizler cehenneme girecek kimseden başkasını Allah'a karşı azdırıp saptıramazsınız.' [Sâffât, 37/162] ayetini bana açıkla' dedim. O da bu ayetleri 'Şeytanlar Allah'ın cehenneme girmesini takdir ettiği kimselerden başkasını saptırarak fitneye düşüremezler' diye tefsir etti."
Bize Ali b. Muhammed, ona Vekî, Muhammed b. Fudayl ve Ebu Muaviye; (T) Bize Ali b. Meymûn er-Rakkî, ona Ebu Muaviye ve Muhammed b. Ubeyd, onlara A'meş, ona Zeyd b. Vehb, ona da Abdullah (b. Mesud) rivayet ettiğine göre her daim doğru söyleyen ve doğruluğu tasdik edilmiş olan Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Her birinizin yaratılışı, annesinin karnında kırk günde toparlanır. Sonra bir o kadar sürede rahme tutunan bir kan pıhtısı halini alır. Sonra yine bir o kadar sürede bir çiğnem ete dönüşür. Bilahare melek gönderilir ve melek, ona ruh üfler. Bu meleğe dört şeyi; yani bebeğin rızkını, ecelini, bedbaht mı yoksa bahtiyar mı olacağını yazması emredilir. Kendisinden başka hiç bir ilah olmayan Allah'a yemin ederim ki biriniz cennetliklerin amelini işlemeye devam eder. Nihayet cennet ile kendisi arasında bir zirâ mesafe kalır, sonra kader yazısı onun önüne geçer ve cehennemliklerin amelini işleyerek cehenneme gider. Yine biriniz cehennemliklerin amelini işlemeye devam eder. Nihayet kendisi ile cehennem arasında bir zirâ mesafe kalır, sonra kader yazısı onun önüne geçer, cennetliklerin amelini işleyerek cennete girer."
Bize Abdülaziz b. Abdullah, ona Mâlik, ona Ebu Zinâd, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre'nin (sav) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Kadın, kaburga kemiği gibidir. Eğer sen onu doğrultup düzeltmeye kalkarsan kırarsın. Eğer ondan faydalanmak istiyorsan, onu bu eğriliği ile kabul edip ondan faydalan."
Bize Ömer b. Hafs, ona babası, ona el-A'meş, ona Zeyd b. Vehb, ona da Abdullah (b. Mesud) rivayet ettiğine göre her daim doğru söyleyen ve doğruluğu tasdik edilmiş olan Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Her birinizin yaratılışı, annesinin karnında kırk günde toparlanır. Sonra bir o kadar sürede rahme tutunan bir kan pıhtısı halini alır. Sonra yine bir o kadar sürede bir çiğnem ete dönüşür. Bilahare melek gönderilir ve melek, ona ruh üfler. Bu meleğe dört şeyi; yani bebeğin rızkını, ecelini, bedbaht mı yoksa bahtiyar mı olacağını yazması emredilir. Bir adam cennetliklerin amelini işlemeye devam eder. Nihayet cennet ile kendisi arasında bir zirâ mesafe kalır, sonra kader yazısı onun önüne geçer ve cehennemliklerin amelini işleyerek cehenneme gider. Yine bir adam cehennemliklerin amelini işlemeye devam eder. Nihayet kendisi ile cehennem arasında bir zirâ mesafe kalır, sonra kader yazısı onun önüne geçer, cennetliklerin amelini işleyerek cennete girer."
Bize Ali b. Muhammed, ona Vekî, Muhammed b. Fudayl ve Ebu Muaviye; (T) Bize Ali b. Meymûn er-Rakkî, ona Ebu Muaviye ve Muhammed b. Ubeyd, onlara A'meş, ona Zeyd b. Vehb, ona da Abdullah (b. Mesud) rivayet ettiğine göre her daim doğru söyleyen ve doğruluğu tasdik edilmiş olan Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Her birinizin yaratılışı, annesinin karnında kırk günde toparlanır. Sonra bir o kadar sürede rahme tutunan bir kan pıhtısı halini alır. Sonra yine bir o kadar sürede bir çiğnem ete dönüşür. Bilahare melek gönderilir ve melek, ona ruh üfler. Bu meleğe dört şeyi; yani bebeğin rızkını, ecelini, bedbaht mı yoksa bahtiyar mı olacağını yazması emredilir. Kendisinden başka hiç bir ilah olmayan Allah'a yemin ederim ki biriniz cennetliklerin amelini işlemeye devam eder. Nihayet cennet ile kendisi arasında bir zirâ mesafe kalır, sonra kader yazısı onun önüne geçer ve cehennemliklerin amelini işleyerek cehenneme gider. Yine biriniz cehennemliklerin amelini işlemeye devam eder. Nihayet kendisi ile cehennem arasında bir zirâ mesafe kalır, sonra kader yazısı onun önüne geçer, cennetliklerin amelini işleyerek cennete girer."
Bize Ali b. Muhammed, ona Vekî, Muhammed b. Fudayl ve Ebu Muaviye; (T) Bize Ali b. Meymûn er-Rakkî, ona Ebu Muaviye ve Muhammed b. Ubeyd, onlara A'meş, ona Zeyd b. Vehb, ona da Abdullah (b. Mesud) rivayet ettiğine göre her daim doğru söyleyen ve doğruluğu tasdik edilmiş olan Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Her birinizin yaratılışı, annesinin karnında kırk günde toparlanır. Sonra bir o kadar sürede rahme tutunan bir kan pıhtısı halini alır. Sonra yine bir o kadar sürede bir çiğnem ete dönüşür. Bilahare melek gönderilir ve melek, ona ruh üfler. Bu meleğe dört şeyi; yani bebeğin rızkını, ecelini, bedbaht mı yoksa bahtiyar mı olacağını yazması emredilir. Kendisinden başka hiç bir ilah olmayan Allah'a yemin ederim ki biriniz cennetliklerin amelini işlemeye devam eder. Nihayet cennet ile kendisi arasında bir zirâ mesafe kalır, sonra kader yazısı onun önüne geçer ve cehennemliklerin amelini işleyerek cehenneme gider. Yine biriniz cehennemliklerin amelini işlemeye devam eder. Nihayet kendisi ile cehennem arasında bir zirâ mesafe kalır, sonra kader yazısı onun önüne geçer, cennetliklerin amelini işleyerek cennete girer."
Bize Ali b. Muhammed, ona Vekî, Muhammed b. Fudayl ve Ebu Muaviye; (T) Bize Ali b. Meymûn er-Rakkî, ona Ebu Muaviye ve Muhammed b. Ubeyd, onlara A'meş, ona Zeyd b. Vehb, ona da Abdullah (b. Mesud) rivayet ettiğine göre her daim doğru söyleyen ve doğruluğu tasdik edilmiş olan Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Her birinizin yaratılışı, annesinin karnında kırk günde toparlanır. Sonra bir o kadar sürede rahme tutunan bir kan pıhtısı halini alır. Sonra yine bir o kadar sürede bir çiğnem ete dönüşür. Bilahare melek gönderilir ve melek, ona ruh üfler. Bu meleğe dört şeyi; yani bebeğin rızkını, ecelini, bedbaht mı yoksa bahtiyar mı olacağını yazması emredilir. Kendisinden başka hiç bir ilah olmayan Allah'a yemin ederim ki biriniz cennetliklerin amelini işlemeye devam eder. Nihayet cennet ile kendisi arasında bir zirâ mesafe kalır, sonra kader yazısı onun önüne geçer ve cehennemliklerin amelini işleyerek cehenneme gider. Yine biriniz cehennemliklerin amelini işlemeye devam eder. Nihayet kendisi ile cehennem arasında bir zirâ mesafe kalır, sonra kader yazısı onun önüne geçer, cennetliklerin amelini işleyerek cennete girer."
Bize Ali b. Muhammed, ona Vekî, Muhammed b. Fudayl ve Ebu Muaviye; (T) Bize Ali b. Meymûn er-Rakkî, ona Ebu Muaviye ve Muhammed b. Ubeyd, onlara A'meş, ona Zeyd b. Vehb, ona da Abdullah (b. Mesud) rivayet ettiğine göre her daim doğru söyleyen ve doğruluğu tasdik edilmiş olan Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Her birinizin yaratılışı, annesinin karnında kırk günde toparlanır. Sonra bir o kadar sürede rahme tutunan bir kan pıhtısı halini alır. Sonra yine bir o kadar sürede bir çiğnem ete dönüşür. Bilahare melek gönderilir ve melek, ona ruh üfler. Bu meleğe dört şeyi; yani bebeğin rızkını, ecelini, bedbaht mı yoksa bahtiyar mı olacağını yazması emredilir. Kendisinden başka hiç bir ilah olmayan Allah'a yemin ederim ki biriniz cennetliklerin amelini işlemeye devam eder. Nihayet cennet ile kendisi arasında bir zirâ mesafe kalır, sonra kader yazısı onun önüne geçer ve cehennemliklerin amelini işleyerek cehenneme gider. Yine biriniz cehennemliklerin amelini işlemeye devam eder. Nihayet kendisi ile cehennem arasında bir zirâ mesafe kalır, sonra kader yazısı onun önüne geçer, cennetliklerin amelini işleyerek cennete girer."