662 Kayıt Bulundu.
Bize Musa b. Mervan (et-Temmâr) er-Rakkî, ona Muâfa (b. İmran el-Ezdî); (T) Bize Ahmed b. Said el-Hemdanî, ona İbn Vehb –ki onun hadisi budur- ona Hişam b. Said, ona Said b. Ebu Said (el-Makburî), ona babası (Ebu Said Keysan el-Makburî), ona da Ebu Hureyre Rasul-i Ekrem'in (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: "Aziz ve Celil olan Yüce Allah, cahiliyye döneminin kibrini ve atalarla övünme âdetini sizden gidermiştir. (İnsanlar iki kısımdır. Birincisi) takva sahibi mümin kimseler, (ikincisi de) Allah yolundan sapmış bedbaht kimselerdir. Sizler Adem'in çocuklarısınız; Adem de topraktan (yaratılmış)tır. Allah'a yemin olsun ki insanlar ya kavimlerle övünmeyi terk ederler -ki onlar cahiliyye âdeti üzere yaşadıkları için şimdi) cehennem kömürlerinden bir kömürdürler- ya da Allah katında burnuyla dışkı yuvarlayan bok böceğinden daha değersiz bir hale düşerler."
Bize Musa b. Mervan (et-Temmâr) er-Rakkî, ona Muâfa (b. İmran el-Ezdî); (T) Bize Ahmed b. Said el-Hemdanî, ona İbn Vehb –ki onun hadisi budur- ona Hişam b. Said, ona Said b. Ebu Said (el-Makburî), ona babası (Ebu Said Keysan el-Makburî), ona da Ebu Hureyre Rasul-i Ekrem'in (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: "Aziz ve Celil olan Yüce Allah, cahiliyye döneminin kibrini ve atalarla övünme âdetini sizden gidermiştir. (İnsanlar iki kısımdır. Birincisi) takva sahibi mümin kimseler, (ikincisi de) Allah yolundan sapmış bedbaht kimselerdir. Sizler Adem'in çocuklarısınız; Adem de topraktan (yaratılmış)tır. Allah'a yemin olsun ki insanlar ya kavimlerle övünmeyi terk ederler -ki onlar cahiliyye âdeti üzere yaşadıkları için şimdi) cehennem kömürlerinden bir kömürdürler- ya da Allah katında burnuyla dışkı yuvarlayan bok böceğinden daha değersiz bir hale düşerler."
Bize Ali b. Abdullah, ona Sufyân, ona Ebu Zinâd, ona A'rac, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) sabah namazını kıldırdı, sonra yüzünü insanlara dönüp şöyle buyurdu: "(îsrâîl oğullarından) bir kimse bir öküzünü önüne katıp sürer giderken, birden öküze bindi ve ona değnekle vurdu. Bunun üzerine o hayvan 'biz bunun için yaratılmadık, bizler ancak tarla sürmek için yaratıldık' dedi." İnsanlar “Subhânallah! konuşan bir sığır” diyerek şaşkınlıklarını dile getirdiler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Ben hayvanın böyle söylediğine inanıyorum, Ebu Bekir ile Ömer de inanıyorlar" buyurdu. Rasulullah bu kıssayı naklettiği sırada Ebu Bekir ile Ömer orada yoktular. Hz. Peygamber (sav) yine şöyle buyurdu: "Bir adam koyun sürüsü içinde bulunduğu sırada birden kurt hücum ederek sürüden bir koyunu alıp götürdü. Çoban koyunun peşine düşüp onu kurttan kurtardı. Bunun üzerine kurt, o adama 'Sen bu koyunu benden kurtardın, Peki yırtıcı hayvanların gününde, koyunun benden başka çobanı bulunmadığı o günde koyunu benden kim kurtaracak?' dedi." Bu kıssa üzerine insanlar yine “Subhânallah! konuşan bir kurt” dediler. Rasulullah (sav) "Ben kurdun böyle söylediğine inanıyorum, Ebu Bekir ile Ömer de inanıyorlar" buyurdu. Hâlbuki Ebu Bekir ile Ömer orada yoktu. Bize Ali, ona Sufyân, ona ona Mis'ar, ona Sa'd b. İbrahim, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre o da Hz. Peygamber'den (sav) bunun benzerini rivayet etmiştir.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) Hz. Peygamber'in (sav) şöyle demiştir: "Bir çoban, sürüsünün içinde bulunduğu sırada sürüye kurt saldırdı ve ondan bir koyun aldı. Çoban koyunun ardına düşerek kurtardı. Kurt da ona dönerek 'peki yırtıcı hayvanların gününde, koyunun benden başka çobanı bulunmadığı o günde koyunu benden kim kurtaracak?' dedi. Yine bir adam bir sığırın üzerine yük yüklemiş olarak onu sürüp giderken, sığır ona dönerek 'biz bunun için yaratılmadık, bizler ancak tarla sürmek için yaratıldık' dedi." İnsanlar “Subhânallah!” diyerek (şaşkınlıklarını dile getirdiler). Hz. Peygamber (sav) ise "Ben buna (hayvanların konuştuğuna) inanıyorum, Ebu Bekir ve Ömer b. Hattâb da inanıyor" buyurdu.
Açıklama: Hadisler, cenînin 40 gün sonunda insan olarak uzuvlarının yaratıldığını ifade etmektedir. Şüphesiz bu sırada cenîn canlı olmalıdır. Onun rahme konan cansız bir biblo olduğunu düşünmek makul gözükmemektedir. Onun cansız olduğu kabul edilecek olursa, cansız bir nesnenin büyümesini, gelişip tekâmül etmesini izah zordur. Çünkü canlı olmayan bir şeyin gelişmesi ve büyümesi söz konusu olamaz. Hadislerde belirtildiği üzere kırk gün sonunda cenînin gözü-kulağı, eti-kemiği teşekkül ettiğine, hatta cinsiyeti bile belirlendiğine göre, onun canlı olması gerekir. Kaldı ki nutfe de canlı hayvancıklardan ibarettir.