Giriş

Bize Muhammed b. Râfi, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona da Hemmâm b. Münebbih 'Bunlar bize Ebu Hureyre'’nin Rasul-i Ekrem'’den (sav) rivayet ettikleridir' diyerek birtakım hadisler zikretti. Bu rivayetlerden birine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Her doğan çocuk fıtrat üzere dünyaya gelir. Sonra anne-babası onu Yahudi ya da Hıristiyan yapar. Tıpkı yetiştirdiğiniz develer gibi. Onların kulaklarını sizler kesmedikçe içlerinden kulakları kesik olana rastlıyor musunuz?" Ashab 'Ey Allah’ın Rasûlü, ya küçük yaşta ölen çocuklar?' diye sordu. Rasulullah (sav) 'Allah, onların ne yaptıklarını en iyi bilendir' buyurdu."


    Öneri Formu
12495 M006760 Müslim, Kader, 24

Bize Kuteybe b. Said, ona Abdülaziz ed-Darâverdî, ona Alâ, ona babası (Abdurrahman b. Yakub), ona da Ebu Hureyre, Rasul-i Ekrem'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Her insanı annesi fıtrat (İslam) üzere doğurur. Sonra anne ve babası onu Yahudi, Hristiyan ve Mecusi yapar. Eğer ebeveyni Müslüman ise çocuk da Müslüman olur. Hz. Meryem ve oğlu hariç, annesinin doğurduğu her insanı şeytan iki yanından yumruklar. "


    Öneri Formu
12496 M006761 Müslim, Kader, 25

Bana Ebu Tahir (el-Kuraşî) ve Ahmed b. İsa (el-Mısrî), onlara İbn Vehb (el-Kuraşî), ona Yunus b. Yezid (b. Mişkan), ona İbn Şihab (ez-Zührî), ona Ebu Seleme Abdurrahman (b. ez-Zührî), ona da Ebu Hüreyre Rasul-i Ekrem’in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Her doğan çocuk fıtrat (İslam) üzere dünyaya gelir.” Sonra Ebu Hüreyre, "Allah'ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata sımsıkı tutun. Allah'ın yaratmasında hiçbir değiştirme yoktur. İşte bu dosdoğru dindir." âyetini okuyun." demektedir. (Rum, 30/30)


    Öneri Formu
288870 M006757-2 Müslim, Kader, 22

Bize Yeîd b. Hârûn ve Affân, onlara Hammâd b. Seleme, ona Ali b. Zeyd, ona Ebu Nadre, ona Ebu Saîd el-Hudrî şöyle demiştir: Rasulüllah (sav) bize ikindiden sonra güneşin batımına yakın bir zamana kadar bir hutbe verdi. -Bizden onu ezberleyenler ezberledi, unutanlar unuttu. Affân der ki: Hammâd 'Benim hafızamda en çok kalan şunlardır' demiştir.- Önce Allah’a hamd etti. sonra kıyamete kadar olacak olan şeyleri anlattı. Allah’a hamd ve sena ettikten sonra 'amma ba'du' diyerek şöyle buyurdu: "Muhakkak ki dünya çekici ve tatlıdır. Allah sizin, ne yaptığınızı görmek üzere buraya yerleştirmiştir. Aman ha uyanık olunuz ve dünyanın çekiciliğinden, kadınların da cazibesinden sakınınız! Dikkat edin! Âdemoğlu farklı tabiatlarda yaratılmıştır. Bir kısmı mümin olarak doğar, mümin olarak yaşar, mümin olarak ölür. Bir kısmı kâfir olarak doğar, kâfir olarak yaşar, kâfir olarak ölür. Bir kısmı mümin olarak doğar mümin olarak yaşar, kâfir olarak ölür. Bir kısmı da kâfir olarak doğar, kâfir olarak yaşar, mümin olarak ölür. Bilin ki, öfke insanın göğsünde yanan bir kor gibidir. Gözlerinin kızardığını ve boyun damarlarının şiştiğini görmez misiniz? Her kim böyle bir durumla karşılaşırsa hemen yere (secdeye) yönelsin. Dikkat edin! Erkeklerin en hayırlısı, öfkelendiğinde yavaş öfkelenen ve çabuk sakinleşendir. En şerlisi ise, çabuk öfkelenip geç sakinleşendir. Eğer bir kişi hem öfkesinde yavaş hem de sükûnete dönüşte yavaş, ya da hem çabuk öfkelenip hem de çabuk sakinleşen ise, bu da makul bir dengedir. Dikkat edin! Tüccarların en hayırlısı, borcunu güzel ödeyen alacağına da güzel tavır takınandır. En şerlisi ise kötü ödeme yapan ve alacağına da kötü tavır takınan kişidir. Eğer bir kişi iyi ödeme yapar ama alacağını kötü isterse, yahut kötü ödeme yapar ama alacağını iyi isterse, bu da bir denge hâlidir. Dikkat edin! Her hainin, kıyamet gününde ihanetine göre bir sancağı olacaktır. En büyük ihanet ise halkın yöneticisinin ihanetidir. Dikkat edin! İnsanlardan çekinerek kimse hakkı bildiği hâlde söylemekten geri durmasın. Bilin ki, en faziletli cihad, zalim bir sultana karşı söylenen hak sözdür." Hz. Peygamber (sav) güneş batmaya yaklaşınca da şöyle buyurdu: "Dikkat ediniz! Yaşanan kısmına nispetle geri kalan dünya hayatının misali, geçen kısmına nispetle şu gününüzün geri kalan kısmı gibidir."


Açıklama: Zeyd b. Ali'nin zaafından dolayı bu hadis zayıftır. Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: أَفْضَلُ الْجِهَادِ كَلِمَةُ عَدْلٍ عِنْدَ سُلْطَانٍ جَائِرٍ

    Öneri Formu
50054 HM011160 İbn Hanbel, III, 19

Bize İsa, ona Rakabe, ona Kays b. Müslim, ona Tarık b. Şihab, ona da Hz. Ömer (ra) şöyle haber vermiştir: "Hz. Peygamber (sav) bizim aramızda ayağa kalkarak yaratılışın başlangıcından itibaren cennet ve cehennem yerlerine girinceye kadarki zaman içinde olmuş ve olacak her şeyi anlattı. Ezberleyenler ezberledi. Unutanlar da unuttu."


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile İsa b. Musa arasında inkıta vardır. Aynı şekilde İsa ile Rakabe arasında da inkıta vardır (Fethü'l-Bârî, Dârü'l-Ma'rife, VI, 290).

    Öneri Formu
31498 B003192 Buhari, Bed'ü'l-Halk, 1

BizeRavh, ona Malik;(T) Bize İshak ona Malik;(T) Bize Musab ez-Zübeyrî, ona Zeyd b. Ebu Üneyse, ona Abdülhamid b. Abdurrahman b. Zeyd b. el-Hattab, ona da Müslim b. Yesar el-Cüheni şöyle rivayet etmiştir: Ömer b. Hattab'a (ra) “Hani Rabbin Âdem oğullarının bellerinden zürriyetlerini almıştı” [A'râf, 7/172] ayetinin anlamı soruldu. Hz. Ömer “Bu ayet sorulduğunda Hz. Peygamber'in (sav) şöyle cevap verdiğini işittim” dedi: "Şüphesiz ki Allah Teala Adem'i yarattı. Sonra kudret eliyle sırtını sıvazlayıp ondan zürriyetini çıkardı ve 'bunları cennet için yarattım, cennetliklerin amelini işleyecekler' buyurdu. Sonra yine Adem'in sırtına dokunup ondan bir nesil daha çıkardı ve 'bunları cehennem için yarattım. Cehennem ehlinin amelini işleyecekler' buyurdu. Bunun üzerine bir adam 'Ey Allah'ın Rasulü! öyleyse amel niçin? Amelin ne faydası var? dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Şüphesiz ki Aziz ve Celil Allah, bir kulu cennetlik yaratınca ölünceye kadar ona cennet ehlinin amelini işletir ve bu sayede onu cennete sokar. Bir kulu da cehennem için yaratınca, ona da ölünceye kadar cehennem ehlinin amelini işletir ve bu sebeple onu cehenneme sokar' cevabını verdi."


Açıklama: Hz. Ömer ile Müslim b. Yesar arasında inkıta vardır. Ayrıca ondan sadece Abdülhamid b. Abdurrahman rivayette bulunmuştur. Rivayet mutabaatla sahih li-gayrihi olur.

    Öneri Formu
39240 HM000311 İbn Hanbel, I, 45

Bize Abdullah, ona Muhammed b. Ya’kub ez-Zübâlî, ona Mu’temir b. Süleymân, ona babası (Süleyman b. Abdurrahman), ona Rabî b. Enes, ona Rufey Ebu Âliye şöyle rivayet etmiştir: "Ubey b. Ka’b, Aziz ve Celil olan Allah’ın 'Kıyamet gününde, biz bundan habersizdik demeyesiniz diye Rabbin Âdemoğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şahit tuttu ve 'Ben sizin Rabbiniz değil miyim?' buyurdu. Onlar da 'Evet biz buna şâhit olduk' dediler' [A’raf: 7/172] ayeti hakkında şöyle dedi: Allah önce onları bir araya topladı, sonra ayrı ayrı ruhlar kıldı, ardından kendilerini şekillendirdi ve en sonunda konuşmalarını istedi, onlar da konuştular. Sonra Allah onlardan ahit (söz) ve misak (bağlılık) alıp 'Ben sizin rabbiniz değil miyim?' diyerek onları kendi sözlerine şahit tuttu ve 'kıyamet günü biz bunu bilmiyorduk, dememeniz için yedi kat göğü ve yeri size şahit tutuyorum. Ayrıca atanız Âdem’i de bu olaya şahit tutuyorum. Bilin ki benden başka ilah ve rab yoktur. O halde bana hiçbir şeyi ortak koşmayın. Size peygamberlerimi göndereceğim ve onlar da aldığım söz ve misakımı size hatırlatacaklar. Bir de size kitaplarımı indireceğim' buyurdu. Bunun üzerine ruhlar 'Biz şehadet ederiz ki Sen bizim Rabbimiz ve İlâhımızsın, Senden başka Rabbimiz yoktur' diye ikrar ve itirafta bulundular. Sonra Allah Teâlâ, Âdem’i (as) onları görebileceği şekilde yükseltti ve Adem gördü ki onlardan kimi zengin, kimi fakir, kimi güzel, kimi de çirkin... Bunun üzerine 'Rabbim! Keşke kullarını eşit yaratsaydın' dedi. Allah Teâlâ 'Ben şükredilmekten hoşlanırım' buyurdu. Bundan sonra Hz. Âdem, onların içinde, kendilerinden risâlet ve nübüvvet konusunda özel bir söz ve misak alınmış peygamberleri halka ışık saçan kandiller gibi gördü. Yüce Allah'ın 'Hani Biz, peygamberlerden; Senden, Nuh'tan, İbrahim'den, Musa'dan ve Meryem Oğlu İsa'dan söz almıştık. (Evet) biz onlardan pek sağlam bir söz aldık.' [Ahzâb, 33/7] ayeti buna işaret etmektedir. İsa (as), o ruhların içindeydi, Allah onu Meryem'e gönderdi." [Ubey'den nakledildiğine göre, ruh Meryem'in ağzından (bedenine) girmiştir.]


    Öneri Formu
70433 HM021552 İbn Hanbel, V, 135

Bize Ali b. Abdullah, ona Ebu Safvan Abdullah b. Said, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Said b. Müseyyeb ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "İhtiyarın kalbi iki şeyde hep genç kalır: dünya sevgisi ve uzun emel (yaşama arzusu)." [Leys der ki: Bana Yunus ve İbn Vehb, onlara Yunus, ona İbn Şihâb, ona da Saîd ve Ebu Seleme bu hadisi rivayet etmiştir.]


    Öneri Formu
23447 B006420 Buhari, Rikâk, 5

Bize Müslim b. İbrahim, ona Hişam, ona Katâde, ona da Enes'in (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "İnsanoğlu büyür, onunla birlikte mal sevgisi ve uzun yaşam arzusu da büyür." [Bu hadisi Şu'be, Katâde'den rivayet etmiştir.]


    Öneri Formu
23450 B006421 Buhari, Rikâk, 5

Abdurrezzâk der ki: Bize İbn Cüreyc, ona Yezîd b. Abdullah b. Usame b. Hâd, ona Muhammed b. İbrahim b. Hâris et-Teymî, ona Süleymân b. Yesâr, ona da Abdullah b. Ebu Ümeyye şöyle rivayet etmiştir: Bir kadının kocası vefat etmişti. Bunun üzerine bir adam onunla evlenmek istedi (ve bu niyetini kendisine ima etti). Kadın, önceki kocasına ait bekleme süresi (iddet) dolunca – dört ay on gün – hamile olduğu hâlde doğum yaptı. Adam 'Bu da nedir şimdi?' dedi. Kadın da 'Bu çocuk sendendir' dedi. Adam 'Hayır, vallahi bu çocuk benden değildir' dedi. Bu durum Ömer b. el-Hattâb’a ulaştı. Kadını çağırttı ve ona sordu. Kadın 'Vallahi bu onun çocuğudur' dedi. Hz. Ömer, kadın hakkında soruşturma yaptı, ama onun hakkında hayırdan başak bir şey söylenmedi. Bunun üzerine Ömer bu işe hayret etti. Daha sonra câhiliye dönemini yaşamış bazı kadınlara haber gönderip bir araya getirdi ve kadının durumunu onlara anlattı. İçlerinden biri kadına 'Adet görür müydün?' dedi. Kadın 'Evet' dedi. Bunun üzerine kadın şöyle dedi: Bu kadının durumunu anladım. O, ilk kocasından hamile kalmıştı ama karnındaki cenin düşükte kalmış, kanlı akıntı olarak dışa atılmış gibi olmuştu. Fakat aslında cenin rahimde kalmıştı. İkinci kocasıyla cinsel ilişkiye girdiğinde, onun suyu (menisi) rahimdeki cenine ulaştı, o da canlandı, hareket etti ve bu sebeple artık kadın kan görmedi (adet kesildi). Bu çocuk işte o çocuktur. Doğum da dokuz ayı tamamlayınca gerçekleşti. Diğer kadınlar 'Doğru söyledi. Bu iş böyledir' dediler. Bunun üzerine Hz. Ömer, o adam ile kadın arasında ayırma kararı verdi ve 'Sizi ayırmam, size bir kin ya da düşmanlıktan dolayı değildir. Sizi araştırdım, hakkınızda hep hayır işittim. Ancak ben kadınların ihtiyatlı olmalarını, (iddet sürelerini tam ve sabırlı şekilde beklemelerini) ve nikah için acele davranmamalarını sağlamak istedim' dedi."


    Öneri Formu
82412 MA013450 Musannef-i Abdurrezzak, VII, 352