Öneri Formu
Hadis Id, No:
12541, T000527
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ الْحَجَّاجِ عَنِ الْحَكَمِ عَنْ مِقْسَمٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ بَعَثَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عَبْدَ اللَّهِ بْنَ رَوَاحَةَ فِى سَرِيَّةٍ فَوَافَقَ ذَلِكَ يَوْمَ الْجُمُعَةِ فَغَدَا أَصْحَابُهُ فَقَالَ أَتَخَلَّفُ فَأُصَلِّى مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ أَلْحَقُهُمْ . فَلَمَّا صَلَّى مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم رَآهُ فَقَالَ « مَا مَنَعَكَ أَنْ تَغْدُوَ مَعَ أَصْحَابِكَ » . فَقَالَ أَرَدْتُ أَنْ أُصَلِّىَ مَعَكَ ثُمَّ أَلْحَقَهُمْ . قَالَ « لَوْ أَنْفَقْتَ مَا فِى الأَرْضِ جَمِيعًا مَا أَدْرَكْتَ فَضْلَ غَدْوَتِهِمْ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ . قَالَ عَلِىُّ بْنُ الْمَدِينِىِّ قَالَ يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ قَالَ شُعْبَةُ لَمْ يَسْمَعِ الْحَكَمُ مِنْ مِقْسَمٍ إِلاَّ خَمْسَةَ أَحَادِيثَ . وَعَدَّهَا شُعْبَةُ وَلَيْسَ هَذَا الْحَدِيثُ فِيمَا عَدَّ شُعْبَةُ. فَكَأَنَّ هَذَا الْحَدِيثَ لَمْ يَسْمَعْهُ الْحَكَمُ مِنْ مِقْسَمٍ . وَقَدِ اخْتَلَفَ أَهْلُ الْعِلْمِ فِى السَّفَرِ يَوْمَ الْجُمُعَةِ: فَلَمْ يَرَ بَعْضُهُمْ بَأْسًا بِأَنْ يَخْرُجَ يَوْمَ الْجُمُعَةِ فِى السَّفَرِ مَا لَمْ تَحْضُرِ الصَّلاَةُ . وَقَالَ بَعْضُهُمْ إِذَا أَصْبَحَ فَلاَ يَخْرُجْ حَتَّى يُصَلِّىَ الْجُمُعَةَ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Menî', ona Ebu Muâviye, ona Haccâc, ona Hakem, ona Miksem, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir:
Nebî (sav) Abdullah b. Ravâha'yı bir seriyye içerisinde gönderdi. Bu (olay) da, cuma gününe denk geldi. (Abdullah'ın) arkadaşları sabahleyin yola koyuldular. O ise ''geride durayım da Rasulullah (sav) ile birlikte namaz kılayım, daha sonra onlara yetişirim'' dedi. Hz. Peygamber (sav) ile beraber namazı kılınca Efendimiz, onu görüp ''niçin arkadaşlarınla beraber sabahleyin yola koyulmadın'' buyurdu. O, ''seninle beraber namaz kılmayı arzu edip ardından onlara katılmayı (düşündüm)'' dedi. Hz. Peygamber (sav) ise ''eğer yeryüzündeki her şeyi infak etsen onların sabah çıkışlarına (dair) fazilete ulaşamazsın'' buyurdu.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, garîb bir hadis olup onu, sadece bu tarik ile bilmekteyiz. Bize Ali b. el-Medînî, ona Yahya b. Said, ona da Şu'be, ''Hakem, Miksem'den sadece beş hadis işitmiştir'' dedi. Şu'be, o hadisleri saymış (ancak), bu hadis Şu'be'nin saydıkları içerisinde değilmiş. Sanki Hakem, bu hadisi Miksem'den işitmemiştir.
İlim ehli, cuma gününde yolculuğa çıkma hususunda ihtilaf etmiştir. Bir kısmı, (Cuma) namazı vakti girmediği sürece sefere çıkmakta bir beis görmemiştir. Bir kısmı da, ''(kişi), sabah olduğunda (Cuma) namazını kılana dek (yolculuğa) çıkamaz'' demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 28, 2/405
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Kasım Miksem b. Becere (Miksem b. Becere)
3. Ebu Abdullah Hakem b. Uteybe el-Kindî (Hakem b. Uteybe)
4. Ebu Ertat Haccac b. Ertat en-Nehai (Haccac b. Ertat b. Sevr b. Hübeyre b. Şerahil)
5. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
6. Ahmed b. Meni' el-Begavî (Ahmed b. Meni' b. Abdurrahman)
Konular:
Cuma Namazı, Cuma namazı
Cuma namazı, kılma ve kıldırma şartları
Cuma Namazı, Seferi / Yolcu olanın
KTB, CUMA
KTB, NAMAZ,
Namaz, vakti geçmiş namazı cemaatle kılmak
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ سَأَلَ ابْنَ شِهَابٍ عَنْ قَوْلِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا نُودِىَ لِلصَّلاَةِ مِنْ يَوْمِ الْجُمُعَةِ فَاسْعَوْا إِلَى ذِكْرِ اللَّهِ فَقَالَ ابْنُ شِهَابٍ كَانَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ يَقْرَؤُهَا إِذَا نُودِىَ لِلصَّلاَةِ مِنْ يَوْمِ الْجُمُعَةِ فَامْضُوا إِلَى ذِكْرِ اللَّهِ . قَالَ مَالِكٌ وَإِنَّمَا السَّعْىُ فِى كِتَابِ اللَّهِ الْعَمَلُ وَالْفِعْلُ يَقُولُ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى وَإِذَا تَوَلَّى سَعَى فِى الأَرْضِ وَقَالَ تَعَالَى وَأَمَّا مَنْ جَاءَكَ يَسْعَى وَهُوَ يَخْشَى وَقَالَ ثُمَّ أَدْبَرَ يَسْعَى وَقَالَ إِنَّ سَعْيَكُمْ لَشَتَّى قَالَ مَالِكٌ فَلَيْسَ السَّعْىُ الَّذِى ذَكَرَ اللَّهُ فِى كِتَابِهِ بِالسَّعْىِ عَلَى الأَقْدَامِ وَلاَ الاِشْتِدَادَ وَإِنَّمَا عَنَى الْعَمَلَ وَالْفِعْلَ .
*باب ما جاء في الإمام ينزل بقرية يوم الجمعة في السفر قال مالك إذا نزل الإمام بقرية تجب فيها الجمعة و الإمام مسافر فخطب و جمّع بهم فإن أهل تلك القرية و غيرهم يجمّعون معه قال مالك و إن جمّع الإمام و هو مسافر بقرية لا تجب فيها الجمعة فلا جمعة له ولا لأهل تلك القرية ولا لمن جمّع معهم من غيرهم وليُتَمِّمْ أهل تلك القرية و غيرهم ممن ليس بمسافر الصلاة قال مالك ولا جمعة على مسافر.
Açıklama: Rivayet munkatıdır. İbn Şihab ile Hz. Ömer arasında inkıta' vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35072, MU000238
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ سَأَلَ ابْنَ شِهَابٍ عَنْ قَوْلِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا نُودِىَ لِلصَّلاَةِ مِنْ يَوْمِ الْجُمُعَةِ فَاسْعَوْا إِلَى ذِكْرِ اللَّهِ فَقَالَ ابْنُ شِهَابٍ كَانَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ يَقْرَؤُهَا إِذَا نُودِىَ لِلصَّلاَةِ مِنْ يَوْمِ الْجُمُعَةِ فَامْضُوا إِلَى ذِكْرِ اللَّهِ . قَالَ مَالِكٌ وَإِنَّمَا السَّعْىُ فِى كِتَابِ اللَّهِ الْعَمَلُ وَالْفِعْلُ يَقُولُ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى وَإِذَا تَوَلَّى سَعَى فِى الأَرْضِ وَقَالَ تَعَالَى وَأَمَّا مَنْ جَاءَكَ يَسْعَى وَهُوَ يَخْشَى وَقَالَ ثُمَّ أَدْبَرَ يَسْعَى وَقَالَ إِنَّ سَعْيَكُمْ لَشَتَّى قَالَ مَالِكٌ فَلَيْسَ السَّعْىُ الَّذِى ذَكَرَ اللَّهُ فِى كِتَابِهِ بِالسَّعْىِ عَلَى الأَقْدَامِ وَلاَ الاِشْتِدَادَ وَإِنَّمَا عَنَى الْعَمَلَ وَالْفِعْلَ .
*باب ما جاء في الإمام ينزل بقرية يوم الجمعة في السفر قال مالك إذا نزل الإمام بقرية تجب فيها الجمعة و الإمام مسافر فخطب و جمّع بهم فإن أهل تلك القرية و غيرهم يجمّعون معه قال مالك و إن جمّع الإمام و هو مسافر بقرية لا تجب فيها الجمعة فلا جمعة له ولا لأهل تلك القرية ولا لمن جمّع معهم من غيرهم وليُتَمِّمْ أهل تلك القرية و غيرهم ممن ليس بمسافر الصلاة قال مالك ولا جمعة على مسافر.
Tercemesi:
[Muvatta ravilerinden] Yahya'nın (b. Yahya el-Leysî) naklettiğine göre Malik (b. Enes), (Muhammed) b. Şihab'a (ez-Zührî) "Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığında hemen Allah'ı anmaya koşun ve alışverişi bırakın" ayetini sordu. İbn Şihab şöyle cevap verdi: "Ömer b. Hattab bu ayetteki 'فاسعوا (fes'av=hemen koşun)' ifadesini 'فامضوا (femdû=hemen gidin)' şeklinde okurdu."
Malik (b. Enes) der ki: Kur'an-ı Kerim'de geçen sa'y kelimesi çalışmak ve yapmak anlamında kullanılmaktadır. Allah'ın (cc) şu ayetlerde buyurduğu gibi: "O, (senin yanından) ayrılınca yeryüzünde bozgunculuk yapmaya ... çalışır." (Bakara 2/205), "Ama gönlünde Allah korkusu taşıyarak koşup sana gelen..." (Abese 80/8), "Sonra mücadele etmek üzere sırt çevirdi." (Nâziât 79/22), "Elbette çalışmanız çeşit çeşittir." (Leyl 92/4).
Malik (b. Enes) der ki: Allah'ın (cc) Kur'an-ı Kerim'de bahsettiği sa'y kelimesinden maksat bizzat ayaklarla koşmak ya da hızlı yürümek değildir. Bu kelimeden asıl maksat, çalışmak ve yapmaktır.
*Yolculuk Esnasında Cuma Günü Bir Köyde Konaklayan Devlet Başkanı Hakkındaki Bölüm
Malik (b. Enes) der ki: Yolculuk esnasında devlet başkanı eğer cuma namazı kılmanın farz olduğu bir köyde konaklarsa, oradaki halka hutbe irad eder ve cuma namazı kıldırır. Böylece o köy halkı ve diğer insanlar devlet başkanıyla birlikte cuma namazı kılmış olurlar.
Malik der ki: Yolculuk esnasında devlet başkanı eğer cuma namazı kılmanın farz olmadığı bir köyde konaklarsa, ne ona ne o köy halkına ne de cuma için orada bulunan diğer insanlara cuma namazı farz olur. Böyle bir durumda o köy halkı ve yolcu olmayan diğer insanlar [öğle] namazını [dört rekata] tamamlasınlar.
Malik der ki: Yolcuya cuma namazı yoktur.
Açıklama:
Rivayet munkatıdır. İbn Şihab ile Hz. Ömer arasında inkıta' vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Cumua 238, 1/36
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
Konular:
Cuma Namazı, kılma engelleri
Cuma namazı, kılma ve kıldırma şartları
Cuma Namazı, Seferi / Yolcu olanın
KTB, CUMA
Kur'an, nüzul sebebi, cuma ayetinin