Giriş

Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerir; (T) Bize İshak b. Mansur, ona Abdurrahman, ona Süfyan, Cerir ve Süfyan, o ikisine A'meş, ona Ebu Süfyan, bu isnadla hadisi rivayet etmiş, ama rivayetinde "bir damarını kesip dağladı" ifadesini söylememiştir.


Açıklama: Hadisin tam metni için M005745 numaralı rivayete bakınız.

    Öneri Formu
6306 M005746 Müslim, Selam, 73

Bize Yahya b. Yahya, Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb -lafız Ebu Küreyb'e aittir-, onlara Ebu Muaviye, ona A'meş, ona Ebu Süfyan, ona da Cabir şöyle nakletmiştir: "Hz. Peygamber (sav), Übey b. Ka'b'a bir doktor gönderdi. Doktor (tedavi maksadıyla) onun bir damarını kesip dağladı."


    Öneri Formu
6305 M005745 Müslim, Selam, 73

Bize Bişr b. Halid, ona Muhammed (yani İbn Cafer), ona Şube, ona Sü­leyman, ona Ebu Süfyan, ona da Cabir b. Abdullah şöyle söyledi: "Hendek Savaşında Übey bileğindeki can damarından vuruldu, bunun üzerine Rasulullah (sav) onu dağlama ile tedavi etti."


    Öneri Formu
6307 M005747 Müslim, Selam, 74

Bize Muhammed b. Hatim, ona Yahya b. Said, ona Süfyan, ona Musa b. Ebu Aişe, ona Ubeydullah b. Abdullah, ona da Aişe şöyle demiştir: "Hastalığında Rasulullah'ın (sav) ağzına ilaç akıttık, halbuki O 'bana ilaç akıtmayın' diye işaret etmişti. Biz bunu, hastanın ilaçtan hoşlanmaması olarak yorumladık. Ayıldığı vakit; 'Abbas hariç, içinizde ağzına ilaç akıtılmayan tek bir kimse kalmasın. Çünkü Abbas bu olayda sizin aranızda olmadı' buyurdu."


    Öneri Formu
6321 M005761 Müslim, Selam, 85

Bize Yahya b. Yahya et-Temîmî, Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Amr Nakıd, Züheyr b. Harb ve İbn Ebu Ömer, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Zührî, ona Ubeydullah b. Abdullah, ona Ükâşe b. Mihsan'ın kız kardeşi Ümmü Kays bt. Mihsan şöyle rivayet etti: "Yanımda, ağız-boğaz hastalığından (عُذْرَة) dolayı boynuna bir şey astığım oğlum ile birlikte Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna girdim. Hz. Peygamber (sav) 'Çocuklarınıza böyle şeyler asarak niçin eziyet ediyorsunuz? Size Hint kökünü (عود الهندي) kullanmanızı tavsiye ederim. Çünkü onda yedi çeşit şifa vardır. Bunlardan biri de zatülcenb (akciğer) hastalığıdır. Bu bitki, ağız-boğaz hastalığına karşı burundan, Akciğer hastalığında ise ağızdan alınır' buyurdu."


    Öneri Formu
6323 M005763 Müslim, Selam, 86

Bize Yahya b. Yahya, Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb -lafız Ebu Küreyb'e aittir-, onlara Ebu Muaviye, ona A'meş, ona Ebu Süfyan, ona da Cabir şöyle nakletmiştir: "Hz. Peygamber (sav), Übey b. Ka'b'a bir doktor gönderdi. Doktor (tedavi maksadıyla) onun bir damarını kesip dağladı."


    Öneri Formu
281804 M005745-2 Müslim, Selam, 73

Bize Yahya b. Yahya, Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb -lafız Ebu Küreyb'e aittir-, onlara Ebu Muaviye, ona A'meş, ona Ebu Süfyan, ona da Cabir şöyle nakletmiştir: "Hz. Peygamber (sav), Übey b. Ka'b'a bir doktor gönderdi. Doktor (tedavi maksadıyla) onun bir damarını kesip dağladı."


    Öneri Formu
281805 M005745-3 Müslim, Selam, 73

Bize Hüseyin, ona Ahmed b. Meni, ona Mervân b. Şucâ, ona Sâlim el-Eftas, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbâs şöyle demiştir: "Şifa şu üç şeydedir: Bal şerbeti, hacamat, ateşle dağlama. Fakat ben üm­metime ateşle dağlamayı yasakladım." İbn Abbâs bu hadisi merfu olarak (Hz. Peygamber'e (sav) dayandırarak) şöyle nakletmiştir: Bize el-Kummî, ona Leys, ona Mücahid, ona da İbn Abbâs'ın rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Şifa, balda ve hacamattadır."


    Öneri Formu
17785 B005680 Buhari, Tıp, 3

Bize Mâlik, ona Hişâm, ona da Fâtıma bt. Münzir şöyle demiştir: "Esma bt. Ebu Bekir'e (r.anhüma) sıtma hastalığına yakalanan bir kadın getirildiğinde, biraz su alır ve boynundan göğsüne doğru döker ve şöyle derdi: Hz. Peygamber (sav) bize sıtmanın hararetini, suyla düşürmemizi emrederdi."


    Öneri Formu
38852 MU001728 Muvatta, el-Ayn, 6

Bize Kuteybe b. Saîd, ona Yakub b. Abdurrahman, ona Ebu Hâzim, ona da Sehl b. Sa’d (ra) şöyle haber verdi: "Rasulullah (sav) Hayber gününde 'And olsun, yarın bu sancağı öyle bir adama vereceğim ki Allah onun elleri ile bize zafer verecektir. O kişi Allah’ı ve Rasulü sever, Allah ve Rasulü de onu sever' buyurdu. (Sehl) der ki: Onlar da geceyi 'Acaba sancak kime verilecek' diye kendi aralarında konuşarak geçirdiler. Gaziler sabah olunca erkenden Rasulullah’ın (sav) huzuruna gittiler, hepsi de sancağın kendisine verileceğini umuyordu. Allah Rasulü 'Ali b. Ebu Talib nerede?' buyurdu. 'Ey Allah’ın Rasulü o, gözlerinden rahatsızdır' diye cevap verildi. Hz. Peygamber 'Ona haber gönderin (gelsin)' buyurdu. Ali getirilince Rasulullah (sav) gözlerine tükürüğünü sürdü, dua etti ve adeta gözlerinden rahatsız değilmiş gibi iyileşiverdi. Sonra sancağı ona verdi. Ali 'Ey Allah’ın Rasulü, bizim gibi (Müslüman) oluncaya kadar mı onlarla savaşacağım' dedi. Rasulullah (sav) 'Ağır ağır git, nihayet onların düz ve geniş alanlarına in, ondan sonra kendilerini İslâm’a çağır, onlara, İslâm’a girmeleri halinde yerine getirmeleri gereken Allah’ın haklarının ne olduğunu haber ver. Vallahi, Allah’ın senin vasıtanla bir tek kişiye hidayet vermesi senin kırmızı tüylü develere sahip olmandan daha hayırlıdır' buyurdu."


    Öneri Formu
32167 B004210 Buhari, Megâzî, 38