Açıklama: Tasnifin yeniden gözden geçirilmesinde fayda var zira bu hadis, namaza başlarken, rükûdan, secdeden ve ka'deden kalkarken ellerin kaldırılması (raf'ü'l-yedeyn) ile alakalı olmasa gerektir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7886, D001000
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ النُّفَيْلِىُّ حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ عَنِ الْمُسَيَّبِ بْنِ رَافِعٍ عَنْ تَمِيمٍ الطَّائِىِّ عَنْ جَابِرِ بْنِ سَمُرَةَ قَالَ دَخَلَ عَلَيْنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَالنَّاسُ رَافِعُو أَيْدِيهِمْ - قَالَ زُهَيْرٌ أُرَاهُ قَالَ - فِى الصَّلاَةِ فَقَالَ
"مَا لِى أَرَاكُمْ رَافِعِى أَيْدِيكُمْ كَأَنَّهَا أَذْنَابُ خَيْلٍ شُمْسٍ اسْكُنُوا فِى الصَّلاَةِ."
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed en-Nüfeylî, ona Züheyr, ona el-A'meş, ona Müseyyeb b. Rafi', ona Temim et-Tai, ona da Cabir Semure şöyle rivayet etmiştir:
İnsanlar namazda ellerini kaldırmış vaziyette iken Rasulullah (sav) çıkagelip "sizleri azgın atın kuyruğu gibi ellerinizi kaldırmış görüyorum, bu nasıl iş? Namazda sekinet üzere olun," buyurmuştur.
Açıklama:
Tasnifin yeniden gözden geçirilmesinde fayda var zira bu hadis, namaza başlarken, rükûdan, secdeden ve ka'deden kalkarken ellerin kaldırılması (raf'ü'l-yedeyn) ile alakalı olmasa gerektir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salât 190, /232
Senetler:
1. Ebu Halid Cabir b. Semure el-Amirî (Cabir b. Semure b. Cünâde)
2. Ebu Suleyt Temim b. Tarafe et-Tai (Temim b. Tarafe)
3. Ebu Ala Müseyyeb b. Rafi' el-Esedi (Müseyyeb b. Rafi')
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Züheyr b. Muaviye el-Cu'fî (Züheyr b. Muaviye b. Hadîc b. Rahîl b. Züheyr b. Hayseme)
6. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Kudâ'î (Abdullah b. Muhammed b. Ali b. Nüfeyl)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, elleri kaldırmak ref'u'l-yedeyn,
Namaz, namaz
Bize Ubeydullah b. Ömer b. Meysere el-Cüşemî, ona Abdulvâris b. Said, ona Muhammed b. Cuhâde, ona da Abdulcebbâr b. Vail b. Hucr şöyle rivayet etmiştir:
"Ben babamın namazını akledemeyecek kadar küçük bir çocuk idim. Bana Vail b. Alkame, ona da Vail b. Hucr şöyle rivayet etmiştir: Ben Rasulullah (sav) ile birlikte namaz kıldım. Tekbir getirdiğinde ellerini kaldırdı. Ardından (elbisesine) büründü. Sonra da sağ elini sol elinin üzerine koyup ellerini elbisesinin içine soktu. Rükûa gitmek istediğinde ellerini çıkarıp onları kaldırdı. Başını rükûdan kaldırmak istediğinde ellerini kaldırdı. Daha sonra secde edip alnını avuçları arasına koydu. Başını secdelerden kaldırmak istediğinde namazını bitirene kadar aynı şekilde ellerini kaldırdı."
[(Ravi) Muhammed şöyle demiştir: Bu durumu Hasan b. Ebu Hasan'a bildirdim. O, işte bu Rasulullah'ın (sav) namazıdır! Onu yapan yaptı, terk eden de terk etti! dedi.]
[Ebu Davud şöyle demiştir: Bu hadisi Hemmam, İbn Cuhade vasıtasıyla nakledip secdelerden sonra elleri kaldırma (meselesini) zikretmemiştir.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
6198, D000723
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ بْنِ مَيْسَرَةَ الْجُشَمِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَارِثِ بْنُ سَعِيدٍ قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جُحَادَةَ حَدَّثَنِى عَبْدُ الْجَبَّارِ بْنُ وَائِلِ بْنِ حُجْرٍ قَالَ كُنْتُ غُلاَمًا لاَ أَعْقِلُ صَلاَةَ أَبِى قَالَ فَحَدَّثَنِى وَائِلُ بْنُ عَلْقَمَةَ عَنْ أَبِى وَائِلِ بْنِ حُجْرٍ قَالَ:
"صَلَّيْتُ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَكَانَ إِذَا كَبَّرَ رَفَعَ يَدَيْهِ - قَالَ - ثُمَّ الْتَحَفَ ثُمَّ أَخَذَ شِمَالَهُ بِيَمِينِهِ وَأَدْخَلَ يَدَيْهِ فِى ثَوْبِهِ قَالَ فَإِذَا أَرَادَ أَنْ يَرْكَعَ أَخْرَجَ يَدَيْهِ ثُمَّ رَفَعَهُمَا وَإِذَا أَرَادَ أَنْ يَرْفَعَ رَأْسَهُ مِنَ الرُّكُوعِ رَفَعَ يَدَيْهِ ثُمَّ سَجَدَ وَوَضَعَ وَجْهَهُ بَيْنَ كَفَّيْهِ وَإِذَا رَفَعَ رَأْسَهُ مِنَ السُّجُودِ أَيْضًا رَفَعَ يَدَيْهِ حَتَّى فَرَغَ مِنْ صَلاَتِهِ."
[قَالَ مُحَمَّدٌ فَذَكَرْتُ ذَلِكَ لِلْحَسَنِ بْنِ أَبِى الْحَسَنِ فَقَالَ هِىَ صَلاَةُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَعَلَهُ مَنْ فَعَلَهُ وَتَرَكَهُ مَنْ تَرَكَهُ.]
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ رَوَى هَذَا الْحَدِيثَ هَمَّامٌ عَنِ ابْنِ جُحَادَةَ لَمْ يَذْكُرِ الرَّفْعَ مَعَ الرَّفْعِ مِنَ السُّجُودِ.]
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Ömer b. Meysere el-Cüşemî, ona Abdulvâris b. Said, ona Muhammed b. Cuhâde, ona da Abdulcebbâr b. Vail b. Hucr şöyle rivayet etmiştir:
"Ben babamın namazını akledemeyecek kadar küçük bir çocuk idim. Bana Vail b. Alkame, ona da Vail b. Hucr şöyle rivayet etmiştir: Ben Rasulullah (sav) ile birlikte namaz kıldım. Tekbir getirdiğinde ellerini kaldırdı. Ardından (elbisesine) büründü. Sonra da sağ elini sol elinin üzerine koyup ellerini elbisesinin içine soktu. Rükûa gitmek istediğinde ellerini çıkarıp onları kaldırdı. Başını rükûdan kaldırmak istediğinde ellerini kaldırdı. Daha sonra secde edip alnını avuçları arasına koydu. Başını secdelerden kaldırmak istediğinde namazını bitirene kadar aynı şekilde ellerini kaldırdı."
[(Ravi) Muhammed şöyle demiştir: Bu durumu Hasan b. Ebu Hasan'a bildirdim. O, işte bu Rasulullah'ın (sav) namazıdır! Onu yapan yaptı, terk eden de terk etti! dedi.]
[Ebu Davud şöyle demiştir: Bu hadisi Hemmam, İbn Cuhade vasıtasıyla nakledip secdelerden sonra elleri kaldırma (meselesini) zikretmemiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salât 117, /171
Senetler:
1. Ebu Hüneyde Vail b. Hucr el-Hadrami (Vail b. Hucr b. Sa'd b. Mesruk b. Vail)
2. Alkame b. Vail el-Hadrami (Alkame b. Vail b. Hucr)
3. Ebu Muhammed Abdulcebbar b. Vail el-Hadrami (Abdulcebbar b. Vail b. Hucr)
4. Muhammed b. Cuhâde el-Evdî (Muhammed b. Cuhâde)
5. Ebu Ubeyde Abdulvâris b. Saîd el-Anberî (Abdulvâris b. Saîd b. Zekvân)
6. Ebu Said Ubeydullah b. Ömer el-Cüşemî (Ubeydullah b. Ömer b. Meysera)
Konular:
Namaz, eda keyfiyeti/kılınış şekli
Namaz, elleri kaldırmak ref'u'l-yedeyn,
Bize Hasan b. Ali el-Hallâl, ona Süleyman b. Davud el-Hâşimî, ona Abdurrahman b. Ebu Zinâd, ona Musa b. Ukbe, ona Abdullah b. Fadl, ona Abdurrahman b. A'rec, ona Übeydullah b. Ebu Râfi, ona da Ali b. Ebu Tâlib şöyle rivâyet etmiştir:
Rasûlullah (sav), farz namazı kılmak için kalktığında ellerini omuz hizasına kadar kaldırır, okumasını bitirince aynı şekilde ellerini omuz hizasına kadar kaldırıp (sonra rükûa gider), Rükûdan kalktığı zaman da aynısını yapardı. Oturduğunda hiçbir şekilde elini kaldırmazdı. İki secdeyi yaptıktan sonra ayağa kalkacağında aynı şekilde ellerini kaldırır ve tekbir alırdı. İftitah tekbirinden sonra namaza şu dua ile başlardı:
"Veccehtü vechiye lillezi fatara's-semâvâti ve'l-arda hanîfen vemâ ene mine'l-müşrikîn. inne salâti ve Nusukî ve mahyâye ve memâtî lillahi rabbi'l-âlemîn. Lâ şerîke lehu ve bi-zâlike ümirtu ve ene mine'l-müslimîn. Allhumme ente'l-melikü lâ ilâhe illâ entesübhâneke. Ente Rabbî ve ene abdüke. Zalemtü nefsî va'teraftu zenbî, fağfirlî, zunûbî cemîan. İnnehu lâ yağfiru'z-zunûbe illâ ente. Vehdinî li-ehseni'l-ahlâki, lâ yehdînî liehsenihâ illâ ente. Vasrif annî seyyiehâ, lâ yasrifu annî seyyiehâ illâ ente. Lebbeyke ve sa'deyke, ve ene bike ve-ileyke velâ mencâ minke velâ melcee illâ ileyke. Estağfiruke ve etûbu ileyke."
"Gökleri ve yeri yaratan Allah’a samimi olarak yöneldim ve ben müşriklerden değilim. Benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm alemlerin rabbi olan Allah içindir. Onun hiçbir ortağı yoktur. Bana böyle yaşamam emredildi. Ben Müslümanlardanım. Gerçek mülk sahibi sadece sensin Allah’ım. Senden başka ilah yoktur, ancak Sen varsın. Seni her türlü eksiklikten tenzih ederim. Benim Rabbim Sensin, ben de Senin kulunum. Ben kendime zulmettim. Günahımı itiraf ediyorum. Günahlarımın tümünü bağışla, zira Senden başka günahları bağışlayacak kimse yoktur. Beni en güzel ahlaka yönelt, Senden başka güzel ahlaka yöneltecek yoktur. Kötülükleri benden uzaklaştır, Senden başka kötülükleri uzaklaştıracak yoktur. Her türlü emrine hazır vaziyetteyim, senden başkasına kul olmam, ben Senin sayende varım, Sana yönelmişim, Senden kurtuluş ve kaçış ancak Sana yönelmekle mümkündür. Senden bağışlanmamı ister ve Sana yönelirim."
Sonra Kur’ân’dan dilediği kadar okurdu. Rükûa vardığında ise şöyle derdi: "Allahumme rake'tu ve bike âmentü ve leke eslemtü ve ente Rabbî haia sem'î ve basarî ve muhhî ve azmî lillâhi Rabbi'l-âlemîn. (Allah’ım sadece senin önünde eğilir, Sana iman eder, irademi sana teslim ederim. Sen benim hayatımı benim Rabbimsin. Kulağım, gözüm, iliklerim ve kemiklerim sana olan sevgi ve korku ile saygı halindedir. Sen tüm âlemlerin rabbisin.)" Rukû’dan başını kaldırdığında "Semiallahu limen hamideh" ardından şu duayı okurdu: "Allahumme Rabbenâ ve leke'l-hamd. Mil'e's-semâvâti ve'l-ard ve mil'e mâ şi'te min şeyin ba'd. (Allah’ım, Ey Rabbimiz, gökler ve yer dolusu ve dilediğin şeylerin dolusu kadar hamd Sanadır."
Secdeye vardığında ise "Allahumme leke secedtü ve bike âmentü ve leke eslemtü ve ente Rabbî. Secede vechî lillezî halakahu ve semahu ve basarahu. Tebârakellâhu ehsenü'l-hâlikîn. (Allah’ım sadece sana secde eder, sana inanır, irademi sana teslim ederim. Benim Rabbim Sensin. Sadece, beni yaratan, bana göz kulak veren için secde ederim. her şeyi en güzel şekliyle yaratan Allah güzellerin güzeli ve ne mübarektir."
Namazını bitirip selam vereceği zaman da şöyle derdi: "Allahumme'ğfirlî ma kaddemtü ve mâ ahhartu ve mâ esrartü ve mâ a'lentü. Ente ilâhî, lâ ilâhe illâ ente (Allah’ım öne alıp işlediğimi ve ertelediğimi gizli ve açık olarak yaptığım tüm günahlarımı bağışla. Benim gerçek ilahım Sensin, Senden başka ilah yoktur.)"
Tirmizî der ki: Bu hadis hasen sahihtir. Şâfii ve bazı arkadaşlarımızın uygulaması bu hadise göredir. Tirmizî der ki: Ahmed bu görüşte değildir. Bana Ebu İsmail Muhammed b. İsmail b. Yusuf et Tirmizî, ona da Süleyman b. Dâvûd el-Haşimi bu hadisi rivayet etmiş ve şöyle demiştir: Bu rivayet bizim yanımızda Zührî’nin, Sâlim’den, onun da babası (Abdullah b. Ömer'den) yaptığı rivayet derecesindedir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20343, T003423
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ الْخَلاَّلُ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ دَاوُدَ الْهَاشِمِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ أَبِى الزِّنَادِ عَنْ مُوسَى بْنِ عُقْبَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ ابْنِ الْفَضْلِ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الأَعْرَجِ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى رَافِعٍ عَنْ عَلِىِّ بْنِ أَبِى طَالِبٍ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم: أَنَّهُ كَانَ إِذَا قَامَ إِلَى الصَّلاَةِ الْمَكْتُوبَةِ رَفَعَ يَدَيْهِ حَذْوَ مَنْكِبَيْهِ وَيَصْنَعُ ذَلِكَ أَيْضًا إِذَا قَضَى قِرَاءَتَهُ وَأَرَادَ أَنْ يَرْكَعَ وَيَصْنَعُهَا إِذَا رَفَعَ رَأْسَهُ مِنَ الرُّكُوعِ وَلاَ يَرْفَعُ يَدَيْهِ فِى شَىْءٍ مِنْ صَلاَتِهِ وَهُوَ قَاعِدٌ وَإِذَا قَامَ مِنْ سَجْدَتَيْنِ رَفَعَ يَدَيْهِ كَذَلِكَ فَكَبَّرَ وَيَقُولُ حِينَ يَفْتَتِحُ الصَّلاَةَ بَعْدَ التَّكْبِيرِ: « وَجَّهْتُ وَجْهِىَ لِلَّذِى فَطَرَ السَّمَوَاتِ وَالأَرْضَ حَنِيفًا وَمَا أَنَا مِنَ الْمُشْرِكِينَ إِنَّ صَلاَتِى وَنُسُكِى وَمَحْيَاىَ وَمَمَاتِى لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ لاَ شَرِيكَ لَهُ وَبِذَلِكَ أُمِرْتُ وَأَنَا مِنَ الْمُسْلِمِينَ اللَّهُمَّ أَنْتَ الْمَلِكُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ سُبْحَانَكَ أَنْتَ رَبِّى وَأَنَا عَبْدُكَ ظَلَمْتُ نَفْسِى وَاعْتَرَفْتُ بِذَنْبِى فَاغْفِرْ لِى ذُنُوبِى جَمِيعًا إِنَّهُ لاَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ أَنْتَ وَاهْدِنِى لأَحْسَنِ الأَخْلاَقِ لاَ يَهْدِى لأَحْسَنِهَا إِلاَّ أَنْتَ وَاصْرِفْ عَنِّى سَيِّئَهَا لاَ يَصْرِفُ عَنِّى سَيِّئَهَا إِلاَّ أَنْتَ لَبَّيْكَ وَسَعْدَيْكَ وَأَنَا بِكَ وَإِلَيْكَ وَلاَ مَنْجَا مِنْكَ وَلاَ مَلْجَأَ إِلاَّ إِلَيْكَ أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ » . ثُمَّ يَقْرَأُ فَإِذَا رَكَعَ كَانَ كَلاَمُهُ فِى رُكُوعِهِ أَنْ يَقُولَ :« اللَّهُمَّ لَكَ رَكَعْتُ وَبِكَ آمَنْتُ وَلَكَ أَسْلَمْتُ وَأَنْتَ رَبِّى خَشَعَ سَمْعِى وَبَصَرِى وَمُخِّى وَعَظْمِى لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ » . فَإِذَا رَفَعَ رَأْسَهُ مِنَ الرُّكُوعِ قَالَ :« سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ » . ثُمَّ يُتْبِعُهَا :« اللَّهُمَّ رَبَّنَا وَلَكَ الْحَمْدُ مِلْءَ السَّمَوَاتِ وَالأَرْضِ وَمِلْءَ مَا شِئْتَ مِنْ شَىْءٍ بَعْدُ » . وَإِذَا سَجَدَ قَالَ فِى سُجُودِهِ :« اللَّهُمَّ لَكَ سَجَدْتُ وَبِكَ آمَنْتُ وَلَكَ أَسْلَمْتُ وَأَنْتَ رَبِّى سَجَدَ وَجْهِى لِلَّذِى خَلَقَهُ وَشَقَّ سَمْعَهُ وَبَصَرَهُ تَبَارَكَ اللَّهُ أَحْسَنُ الْخَالِقِينَ » . وَيَقُولُ عِنْدَ انْصِرَافِهِ مِنَ الصَّلاَةِ: « اللَّهُمَّ اغْفِرْ لِى مَا قَدَّمْتُ وَمَا أَخَّرْتُ وَمَا أَسْرَرْتُ وَمَا أَعْلَنْتُ أَنْتَ إِلَهِى لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ » . قَالَ :هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ الشَّافِعِىِّ وَبَعْضِ أَصْحَابِنَا . قَالَ أَبُو عِيسَى: وَأَحْمَدُ لاَ يَرَاهُ . سَمِعْتُ أَبَا إِسْمَاعِيلَ التِّرْمِذِىَّ مُحَمَّدَ ابْنَ إِسْمَاعِيلَ بْنِ يُوسُفَ يَقُولُ: سَمِعْتُ سُلَيْمَانَ بْنَ دَاوُدَ الْهَاشِمِىَّ يَقُولُ وَذَكَرَ هَذَا الْحَدِيثَ فَقَالَ :هَذَا عِنْدَنَا مِثْلُ حَدِيثِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَالِمٍ عَنْ أَبِيهِ .
Tercemesi:
Bize Hasan b. Ali el-Hallâl, ona Süleyman b. Davud el-Hâşimî, ona Abdurrahman b. Ebu Zinâd, ona Musa b. Ukbe, ona Abdullah b. Fadl, ona Abdurrahman b. A'rec, ona Übeydullah b. Ebu Râfi, ona da Ali b. Ebu Tâlib şöyle rivâyet etmiştir:
Rasûlullah (sav), farz namazı kılmak için kalktığında ellerini omuz hizasına kadar kaldırır, okumasını bitirince aynı şekilde ellerini omuz hizasına kadar kaldırıp (sonra rükûa gider), Rükûdan kalktığı zaman da aynısını yapardı. Oturduğunda hiçbir şekilde elini kaldırmazdı. İki secdeyi yaptıktan sonra ayağa kalkacağında aynı şekilde ellerini kaldırır ve tekbir alırdı. İftitah tekbirinden sonra namaza şu dua ile başlardı:
"Veccehtü vechiye lillezi fatara's-semâvâti ve'l-arda hanîfen vemâ ene mine'l-müşrikîn. inne salâti ve Nusukî ve mahyâye ve memâtî lillahi rabbi'l-âlemîn. Lâ şerîke lehu ve bi-zâlike ümirtu ve ene mine'l-müslimîn. Allhumme ente'l-melikü lâ ilâhe illâ entesübhâneke. Ente Rabbî ve ene abdüke. Zalemtü nefsî va'teraftu zenbî, fağfirlî, zunûbî cemîan. İnnehu lâ yağfiru'z-zunûbe illâ ente. Vehdinî li-ehseni'l-ahlâki, lâ yehdînî liehsenihâ illâ ente. Vasrif annî seyyiehâ, lâ yasrifu annî seyyiehâ illâ ente. Lebbeyke ve sa'deyke, ve ene bike ve-ileyke velâ mencâ minke velâ melcee illâ ileyke. Estağfiruke ve etûbu ileyke."
"Gökleri ve yeri yaratan Allah’a samimi olarak yöneldim ve ben müşriklerden değilim. Benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm alemlerin rabbi olan Allah içindir. Onun hiçbir ortağı yoktur. Bana böyle yaşamam emredildi. Ben Müslümanlardanım. Gerçek mülk sahibi sadece sensin Allah’ım. Senden başka ilah yoktur, ancak Sen varsın. Seni her türlü eksiklikten tenzih ederim. Benim Rabbim Sensin, ben de Senin kulunum. Ben kendime zulmettim. Günahımı itiraf ediyorum. Günahlarımın tümünü bağışla, zira Senden başka günahları bağışlayacak kimse yoktur. Beni en güzel ahlaka yönelt, Senden başka güzel ahlaka yöneltecek yoktur. Kötülükleri benden uzaklaştır, Senden başka kötülükleri uzaklaştıracak yoktur. Her türlü emrine hazır vaziyetteyim, senden başkasına kul olmam, ben Senin sayende varım, Sana yönelmişim, Senden kurtuluş ve kaçış ancak Sana yönelmekle mümkündür. Senden bağışlanmamı ister ve Sana yönelirim."
Sonra Kur’ân’dan dilediği kadar okurdu. Rükûa vardığında ise şöyle derdi: "Allahumme rake'tu ve bike âmentü ve leke eslemtü ve ente Rabbî haia sem'î ve basarî ve muhhî ve azmî lillâhi Rabbi'l-âlemîn. (Allah’ım sadece senin önünde eğilir, Sana iman eder, irademi sana teslim ederim. Sen benim hayatımı benim Rabbimsin. Kulağım, gözüm, iliklerim ve kemiklerim sana olan sevgi ve korku ile saygı halindedir. Sen tüm âlemlerin rabbisin.)" Rukû’dan başını kaldırdığında "Semiallahu limen hamideh" ardından şu duayı okurdu: "Allahumme Rabbenâ ve leke'l-hamd. Mil'e's-semâvâti ve'l-ard ve mil'e mâ şi'te min şeyin ba'd. (Allah’ım, Ey Rabbimiz, gökler ve yer dolusu ve dilediğin şeylerin dolusu kadar hamd Sanadır."
Secdeye vardığında ise "Allahumme leke secedtü ve bike âmentü ve leke eslemtü ve ente Rabbî. Secede vechî lillezî halakahu ve semahu ve basarahu. Tebârakellâhu ehsenü'l-hâlikîn. (Allah’ım sadece sana secde eder, sana inanır, irademi sana teslim ederim. Benim Rabbim Sensin. Sadece, beni yaratan, bana göz kulak veren için secde ederim. her şeyi en güzel şekliyle yaratan Allah güzellerin güzeli ve ne mübarektir."
Namazını bitirip selam vereceği zaman da şöyle derdi: "Allahumme'ğfirlî ma kaddemtü ve mâ ahhartu ve mâ esrartü ve mâ a'lentü. Ente ilâhî, lâ ilâhe illâ ente (Allah’ım öne alıp işlediğimi ve ertelediğimi gizli ve açık olarak yaptığım tüm günahlarımı bağışla. Benim gerçek ilahım Sensin, Senden başka ilah yoktur.)"
Tirmizî der ki: Bu hadis hasen sahihtir. Şâfii ve bazı arkadaşlarımızın uygulaması bu hadise göredir. Tirmizî der ki: Ahmed bu görüşte değildir. Bana Ebu İsmail Muhammed b. İsmail b. Yusuf et Tirmizî, ona da Süleyman b. Dâvûd el-Haşimi bu hadisi rivayet etmiş ve şöyle demiştir: Bu rivayet bizim yanımızda Zührî’nin, Sâlim’den, onun da babası (Abdullah b. Ömer'den) yaptığı rivayet derecesindedir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Da'vât 32, 5/487
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, duaları
Namaz, elleri kaldırmak ref'u'l-yedeyn,
Namaz, Namazda dua
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2980, M000864
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى أَخْبَرَنَا خَالِدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ خَالِدٍ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ
"أَنَّهُ رَأَى مَالِكَ بْنَ الْحُوَيْرِثِ إِذَا صَلَّى كَبَّرَ ثُمَّ رَفَعَ يَدَيْهِ وَإِذَا أَرَادَ أَنْ يَرْكَعَ رَفَعَ يَدَيْهِ وَإِذَا رَفَعَ رَأْسَهُ مِنَ الرُّكُوعِ رَفَعَ يَدَيْهِ وَحَدَّثَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ يَفْعَلُ هَكَذَا."
Tercemesi:
Bize Yahya b. Yahya, ona Halid b. Abdullah, ona Halid, ona Ebû Kilabe'nin rivayet ettiğine göre; "o, Malik b. el- Huveyris'i namaz kıldığı vakit tekbir alıp ellerini kaldırdığını, rükûa varmak istediğinde de ellerini kaldırdığını, rükûdan başını kaldırırken de ellerini kaldırdığını görmüştür. Ayrıca o (Malik), Rasulullah'ın (sav) namazda böyle yaptığını rivayet etmiştir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salât 864, /165
Senetler:
1. Ebu Süleyman Malik b. Huveyris el-Leysî (Malik b. Huveyris b. Haşiş b. Afv b. Cünde')
2. Ebû Kilabe Abdullah b. Zeyd el-Cermî (Abdullah b. Zeyd b. Amr b. Nâtil b. Malik b. Ubeyd)
3. Ebu Menâzil Halid el-Hazzâ (Halid b. Mihran)
4. Halid b. Abdullah et-Tahhan (Halid b. Abdullah b. Abdurrahman)
5. Ebu Zekeriyya Yahya b. Yahya en-Neysâbûrî (Yahya b. Yahya b. Bekir b. Abdurrahman)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, elleri kaldırmak ref'u'l-yedeyn,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2981, M000865
Hadis:
حَدَّثَنِى أَبُو كَامِلٍ الْجَحْدَرِىُّ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ نَصْرِ بْنِ عَاصِمٍ عَنْ مَالِكِ بْنِ الْحُوَيْرِثِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ إِذَا كَبَّرَ رَفَعَ يَدَيْهِ حَتَّى يُحَاذِىَ بِهِمَا أُذُنَيْهِ وَإِذَا رَكَعَ رَفَعَ يَدَيْهِ حَتَّى يُحَاذِىَ بِهِمَا أُذُنَيْهِ وَإِذَا رَفَعَ رَأْسَهُ مِنَ الرُّكُوعِ فَقَالَ
"سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ." فَعَلَ مِثْلَ ذَلِكَ.
Tercemesi:
Bize Ebu Kamil el-Cahderî, ona Ebu Avane, ona Katade, ona Nasr b. Asım, ona Malik b. el-Huveyris'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) iftitah tekbirini aldığı vakit ellerini kulaklarının hizasına getirinceye kadar kaldırırdı. Aynı şekilde rükûa varacağı zaman da ellerini kulaklarının hizasına getirinceye kadar kaldırırdı. Rükûdan kalktığı zaman da "semiallahu limen hamideh: Allah, kendisine hamd edeni işitmiştir" deyip, yine böyle yapardı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salât 865, /165
Senetler:
1. Ebu Süleyman Malik b. Huveyris el-Leysî (Malik b. Huveyris b. Haşiş b. Afv b. Cünde')
2. Nasr b. Asım el-Leysi (Nasr b. Asım b. Amr b. Halid)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Ebu Avane Vazzah b. Abdullah el-Yeşkurî (Vazzah b. Abdullah)
5. Ebu Kamil Fudayl b. Hüseyin el-Cahderî (Fudayl b. Hüseyin b. Talha)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, elleri kaldırmak ref'u'l-yedeyn,
Namaz, namazda elleri kaldırmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
25721, N001144
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى قَالَ حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ هِشَامٍ قَالَ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ قَتَادَةَ عَنْ نَصْرِ بْنِ عَاصِمٍ عَنْ مَالِكِ بْنِ الْحُوَيْرِثِ أَنَّ نَبِىَّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ إِذَا دَخَلَ فِى الصَّلاَةِ رَفَعَ يَدَيْهِ وَإِذَا رَكَعَ فَعَلَ مِثْلَ ذَلِكَ وَإِذَا رَفَعَ رَأْسَهُ مِنَ الرُّكُوعِ فَعَلَ مِثْلَ ذَلِكَ وَإِذَا رَفَعَ رَأْسَهُ مِنَ السُّجُودِ فَعَلَ مِثْلَ ذَلِكَ كُلَّهُ يَعْنِى رَفْعَ يَدَيْهِ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. el-Müsenna, ona Muaz b. Hişam, ona babası, ona Katade, ona Nasr b. Asım, ona da Malik b. Huveyris'ten (ra) rivayet edildiğine göre, 'Peygamber (sav) namaza başlayacağında ellerini kaldırır, rükû' ederken aynı şekilde yapar. Secdeden başını kaldırınca yine aynen böyle yapardı. Yani tüm rekatlarda aynı şekilde ellerini kaldırırdı.'
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Tatbîk 84, /2161
Senetler:
1. Ebu Süleyman Malik b. Huveyris el-Leysî (Malik b. Huveyris b. Haşiş b. Afv b. Cünde')
2. Nasr b. Asım el-Leysi (Nasr b. Asım b. Amr b. Halid)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevâî (Hişam b. Senber)
5. Ebu Abdullah Muaz b. Hişam ed-Destevâî (Muaz b. Hişam b. Senber)
6. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Namaz, elleri kaldırmak ref'u'l-yedeyn,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
34843, MU000163
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ سَالِمِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ إِذَا افْتَتَحَ الصَّلاَةَ رَفَعَ يَدَيْهِ حَذْوَ مَنْكِبَيْهِ وَإِذَا رَفَعَ رَأْسَهُ مِنَ الرُّكُوعِ رَفَعَهُمَا كَذَلِكَ أَيْضًا وَقَالَ سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ رَبَّنَا وَلَكَ الْحَمْدُ . وَكَانَ لاَ يَفْعَلُ ذَلِكَ فِى السُّجُودِ .
Tercemesi:
Bana Yahya, ona Malik, ona İbn Şihâb, ona Salim b. Abdullah, ona da Abdullah b. Ömer’in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) namaza başlarken, ellerini omuzlarının hizasına kaldırırdı. Başını rükûdan kaldırdığı zamanda aynı şekilde ellerini kaldırır ve: Semiallahu limen hamideh, Rabbenâ ve leke’l hamd: Allah kendisine hamd edenin hamdini iştti, derdi. Secdeye vardığında ve secdeden kalkarken ise bunu yapmazdı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Salât 163, 1/25
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, elleri kaldırmak ref'u'l-yedeyn,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
39974, DM001285
Hadis:
أَخْبَرَنَا عُثْمَانُ بْنُ عُمَرَ أنبأنا مَالِكٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَالِمٍ عَنْ أَبِيهِ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- كَانَ إِذَا دَخَلَ الصَّلاَةَ كَبَّرَ وَرَفَعَ يَدَيْهِ حَذْوَ مَنْكِبَيْهِ ، وَإِذَا رَكَعَ كَبَّرَ وَرَفَعَ يَدَيْهِ ، وَإِذَا رَفَعَ رَأْسَهُ مِنَ الرُّكُوعِ فَعَلَ مِثْلَ ذَلِكَ ، وَلاَ يَرْفَعُ بَيْنَ السَّجْدَتَيْنِ أَوْ فِى السُّجُودِ.
Tercemesi:
Bize Osman b. Ömer, ona Malik, ona ez-Zührî, ona Salim, ona da babasının rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) namaza başladığında ellerini omuzlarının hizasına kaldırarak “Allahu Ekber” derdi. Rükûa vardığında da ellerini kaldırarak “Allahu Ekber” derdi. Rükûdan başını kaldırdığı zaman da bunun gibi yapardı. Ama iki secde arasında yahut secde halinde ellerini kaldırmazdı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Salât 41, 2/795
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Osman b. Ömer el-Abdî (Osman b. Ömer b. Faris b. Lakît)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, elleri kaldırmak ref'u'l-yedeyn,
Namaz, tekbir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
56057, HM006345
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ حَدَّثَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِيِّ عَنْ سَالِمٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ
كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَرْفَعُ يَدَيْهِ حِينَ يُكَبِّرُ حَتَّى يَكُونَا حَذْوَ مَنْكِبَيْهِ أَوْ قَرِيبًا مِنْ ذَلِكَ وَإِذَا رَكَعَ رَفَعَهُمَا وَإِذَا رَفَعَ رَأْسَهُ مِنْ الرَّكْعَةِ رَفَعَهُمَا وَلَا يَفْعَلُ ذَلِكَ فِي السُّجُودِ
Tercemesi:
İbn Ömer'den (ra): Rasûlullah (sav) (iftitah) tekbiri alacağında ellerini omuzları hizasına ya da yakınına kadar kaldırırdı. Rukûya gittiğinde ellerini kaldırırdı, rukûdan başını kaldırırken ellerini kaldırırdı. Secdede bu şekilde davranmazdı (ellerini kaldırmazdı).
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Ömer b. el-Hattab 6345, 2/561
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
Konular:
Hz. Peygamber, namaz kılış şekli
Namaz, elleri kaldırmak ref'u'l-yedeyn,
Namaz, Namazda rukû'
Namaz, secde, okunacak dualar vs,
عبد الرزاق عن هشيم قال : أخبرني أبو حمزة مولى بني أسد قال : رأيت ابن عباس إذا افتتح الصلاة يرفع يديه ، وإذا ركع ، وإذا رفع رأسه من الركوع.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
89289, MA002523
Hadis:
عبد الرزاق عن هشيم قال : أخبرني أبو حمزة مولى بني أسد قال : رأيت ابن عباس إذا افتتح الصلاة يرفع يديه ، وإذا ركع ، وإذا رفع رأسه من الركوع.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Salât 2523, 2/69
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Hamza İmran b. Ebu Ata el-Esedi (İmran b. Ebu Ata)
3. Ebu Muaviye Hüşeym b. Beşir es-Sülemî (Hüşeym b. Beşir b. el-Kasım b. Dinar)
Konular:
Namaz, elleri kaldırmak ref'u'l-yedeyn,
Namaz, iftitah tekbiri