45 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Ali b. Muhammed ve Veki' (b. Cerrah), ona babası (Cerrah er-Ruâsî); (T) Bize Muhammed b. Yahya, ona Abdürrezzak, ona Süfyan (es-Sevrî), ona Ebu Fezâra el-Absî, ona da Amr b. Hureys'in azatlı kölesi Ebu Zeyd, Abdullah b. Mesud'un şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) cin gecesinde ona (İbn Mesud'a): 'Yanında temiz su var mı?' diye sordu. Abdullah da 'Hayır, sadece bir kapta biraz nebiz (hurma şırası) var' cevabını verdi. Bunun üzerine Rasulullah( sav): "Hurma temizdir, (ondan çıkan) su da temizdir/temizleyicidir" buyurdu ve o suyla abdest aldı. [Bu, Veki'in rivayet etmiş olduğu bir hadistir.]
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Ali b. Muhammed ve Veki' (b. Cerrah), ona babası (Cerrah er-Ruâsî); (T) Bize Muhammed b. Yahya, ona Abdürrezzak, ona Süfyan (es-Sevrî), ona Ebu Fezâra el-Absî, ona da Amr b. Hureys'in azatlı kölesi Ebu Zeyd, Abdullah b. Mesud'un şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) cin gecesinde ona (İbn Mesud'a): 'Yanında temiz su var mı?' diye sordu. Abdullah da 'Hayır, sadece bir kapta biraz nebiz (hurma şırası) var' cevabını verdi. Bunun üzerine Rasulullah( sav): "Hurma temizdir, (ondan çıkan) su da temizdir/temizleyicidir" buyurdu ve o suyla abdest aldı. [Bu, Veki'in rivayet etmiş olduğu bir hadistir.]
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Ali b. Muhammed ve Veki' (b. Cerrah), ona babası (Cerrah er-Ruâsî); (T) Bize Muhammed b. Yahya, ona Abdürrezzak, ona Süfyan (es-Sevrî), ona Ebu Fezâra el-Absî, ona da Amr b. Hureys'in azatlı kölesi Ebu Zeyd, Abdullah b. Mesud'un şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) cin gecesinde ona (İbn Mesud'a): 'Yanında temiz su var mı?' diye sordu. Abdullah da 'Hayır, sadece bir kapta biraz nebiz (hurma şırası) var' cevabını verdi. Bunun üzerine Rasulullah( sav): "Hurma temizdir, (ondan çıkan) su da temizdir/temizleyicidir" buyurdu ve o suyla abdest aldı. [Bu, Veki'in rivayet etmiş olduğu bir hadistir.]
Bize Ali b. Hucr, ona İsmail b. İbrahim, ona Davud, ona Şa‘bî, ona da Alkame şöyle demiştir: "Ben, İbn Mes'ûd’a (ra) 'Cin (olayı) gecesinde, içinizden hiç kimse Nebî'ye (sav) arkadaşlık etti mi?' diye sordum, şöyle dedi: Bizden hiç kimse ona arkadaşlık etmedi. Ancak, bir gece, Mekke’de iken, kendisini kaybettik. (Kendi kendimize) 'Acaba suikasta mı uğradı, yoksa (cinler tarafından) uçuruldu mu? Ona ne oldu?' dedik ve bir topluluğun geçirdiği en kötü geceyi geçirerek sabahladık. Sabah olduğunda –yahut sabaha karşı– bir de baktık ki Hz. Peygamber (sav), Hirâ tarafından geliyor. Topluluk içinde bulunduğu hâli kendisine anlattı. Hz. Peygamber (sav) 'Bana cinlerin davetçisi geldi, ben de onlara gittim ve onlara Kur’ân okudum' buyurdu. Sonra kalktı, bize onların izlerini ve ateşlerinin izlerini gösterdi. Şa‘bî der ki: Arap Yarımadası cinleri Rasulullah’tan (sav) azık talebinde bulundu. Rasulullah (sav) da 'Üzerinde Allah’ın ismi anılmamış her kemik, sizin elinize geçtiğinde, eskisinden daha çok etli olarak (size yiyecek olur); her dışkı ve tezek de binek hayvanlarınız için yemdir' buyurdu. Sonra da bize 'Sizler bunlarla (yani kemik ve tezek ile) taharetlenmeyin. Zira bunlar, cinlerden kardeşlerinizin azığıdır' buyurdu." [Ebu İsa (Tirmizî) der ki: Bu, hasen sahih bir hadistir.]
Bize Abdurrahman b. Vâkıd Ebu Müslim es-Sa'dî, ona Velîd b. Müslim, ona Züheyr b. Muhammed, ona Muhammed b. Münkedir, ona da Câbir b. Abdullah (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) ashabının yanına çıktı ve onlara Rahmân Suresini başından sonuna kadar okudu, Sahabe de sessiz kaldı. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: Ben bu sureyi, Cin gecesinde cinlere okudum, onlar ise sizin verdiğiniz karşılıktan daha güzel bir karşılık verdiler. Ben 'Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?' ayetini her okuduğumda, onlar 'Rabbimiz! Senin hiçbir nimetine karşı yalan söylemeyiz. Hamd Sana mahsustur' dediler." [Ebu İsa (Tirmizî) der ki: Bu hadis garîbdir. Onu sadece Velîd b. Müslim’in, Züheyr b. Muhammed’den rivayeti olarak biliyoruz.] [Ahmed b. Hanbel der ki: Şam’da kendisinden hadis rivayet edilen Züheyr b. Muhammed ile Irak’ta kendisinden rivayet edilen Züheyr b. Muhammed aynı kişi değil gibi. Sanki, kendisinden münker hadis rivayet ettikleri için ismini ters yüz ettikleri başka bir kişidir.] [Muhammed b. İsmail el-Buhârî der ki: Şam ehli, Züheyr b. Muhammed’den münker rivayetler nakleder, Irak ehli ise ondan makul ve yakın (muteber) rivayetler nakleder.]