Giriş

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb o ikisine İbn Nümeyr (T) Bize Kuteybe b. Said ve İshak b. İbrahim, onlara Cerir (T) Bize Ebu Küreyb, ona Ebu Üsame, Hepsine Hişam b. Urve, ona babası, ona da Süfyan b. Abdullah es-Sekafi'nin şöyle rivayet etmiştir: '(Hz. Peygamber'e) Ey Allah'ın Elçisi! Bana İslâm hakkında öyle bir söz söyle ki, senden sonra başkasına herhangi bir soru sormak zorunda kalmamayım' dedim. Üsame'nin rivayetinde 'senden başkasına' şeklindedir. Hz. Peygamber (sav); "Allah'a iman ettim de ve dosdoğru ol." buyurdu.


    Öneri Formu
675 M000159 Müslim, İman, 62

İyi davranışlar içinde kendini bütünüyle Allah'a veren kimse, gerçekten en sağlam kulpa yapışmıştır. Zaten bütün işlerin sonu Allah'a varır.


    Öneri Formu
56525 KK31/22 Lokmân, 31, 22

Allah, inanıp iyi işler yapanları mükâfatlandırmak için (her şeyi açık bir kitapta tesbit etmiştir). Onlar için büyük bir mağfiret ve güzel bir rızık vardır.


    Öneri Formu
57064 KK34/4 Sebe', 34, 4

Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr ve Abdullah b. Saîd el-Eşec, onlara Veki, ona A'meş, ona Hayseme, ona da Süveyd b. Ğafele, Ali'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah'ın (sav) bir sözünü aktarırken, Onun söylemediği bir sözü ona nispet etmektense semadan yeryüzüne düşmek bana daha sevimli gelir. Ama sizinle aramızda olan şeyler üzerine konuştuğumuzda, harp hileden ibarettir. Ben Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken işitmiştim: "Ahir zamanda yaşları küçük, akılları kıt bazı insanlar ortaya çıkacak. Onlar, insanların söylediği en güzel sözü söyleyen, Kur'an okuyan ancak, okudukları Kur'an boğazlarından aşağı geçmeyen ve okun avı (deldikten sonra) çıkıp gittiği gibi imandan çıkan kimselerdir. Bu insanlarla karşılaştığınızda onları öldürün. Zira onları öldürenlere kıyamet gününde Allah katında mükafat vardır.


    Öneri Formu
4303 M002462 Müslim, Zekat, 154

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb o ikisine İbn Nümeyr (T) Bize Kuteybe b. Said ve İshak b. İbrahim, onlara Cerir (T) Bize Ebu Küreyb, ona Ebu Üsame, Hepsine Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Süfyan b. Abdullah es-Sekafi'nin şöyle rivayet etmiştir: "(Hz. Peygamber'e) 'Ey Allah'ın Elçisi! Bana İslâm hakkında öyle bir söz söyle ki, senden sonra başkasına herhangi bir soru sormak zorunda kalmamayım' dedim. Üsame'nin rivayetinde 'senden başkasına' şeklindedir. Hz. Peygamber (sav); 'Allah'a iman ettim de ve dosdoğru ol.' buyurdu."


    Öneri Formu
279235 M000159-4 Müslim, İman, 62

Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerir; (T) Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Ebu Küreyb ve Züheyr b. Harb, onlara Ebu Muaviye, o ikisine (Cerir ve Ebu Muaviye'ye) de A'meş bu isnadla rivayet etmiş, ancak Cerir ve Ebu Muaviye'nin rivayet ettiği hadiste "Onlar okun avı (deldikten sonra) çıkıp gittiği gibi dinden çıkarlar, bir daha da ona geri dönmezler" cümlesi bulunmamaktadır.


    Öneri Formu
279835 M002464-3 Müslim, Zekat, 154

Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr ve Abdullah b. Saîd el-Eşec, onlara Veki, ona A'meş, ona Hayseme, ona da Süveyd b. Ğafele, Ali'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah'ın (sav) bir sözünü aktarırken, Onun söylemediği bir sözü ona nispet etmektense semadan yeryüzüne düşmek bana daha sevimli gelir. Ama sizinle aramızda olan şeyler üzerine konuştuğumuzda, harp hileden ibarettir. Ben Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken işitmiştim: "Ahir zamanda yaşları küçük, akılları kıt bazı insanlar ortaya çıkacak. Onlar, insanların söylediği en güzel sözü söyleyen, Kur'an okuyan ancak, okudukları Kur'an boğazlarından aşağı geçmeyen ve okun avı (deldikten sonra) çıkıp gittiği gibi imandan çıkan kimselerdir. Bu insanlarla karşılaştığınızda onları öldürün. Zira onları öldürenlere kıyamet gününde Allah katında mükafat vardır.


    Öneri Formu
279830 M002462-2 Müslim, Zekat, 154


Açıklama: ''الْخَلْقِ وَالْخَلِيقَةِ'' ifadelerinin, ''insanların ve hayvanların'' şeklinde anlaşılabileceğine ilişkin bk. Suyûtî, Şerhu Süneni İbn Mâce, I, 15.

    Öneri Formu
4317 M002469 Müslim, Zekat, 158


    Öneri Formu
3031 M004872 Müslim, İmare, 111


    Öneri Formu
149962 BS13077 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, VI, 557