Açıklama: Karşılaştırılan ilgili rivayet için bkz. T000984 numaralı hadis.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15788, T000985
Hadis:
حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْمَخْزُومِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْوَلِيدِ الْعَدَنِىُّ عَنْ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ عَنْ أَبِى حَمْزَةَ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنْ عَلْقَمَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ عن النبي صلى الله عليه و سلم نَحْوَهُ. [إِيَّاكُمْ وَالنَّعْىَ فَإِنَّ النَّعْىَ مِنْ عَمَلِ الْجَاهِلِيَّةِ] وَلَمْ يَرْفَعْهُ وَلَمْ يَذْكُرْ فِيهِ وَالنَّعْىُ أَذَانٌ بِالْمَيِّتِ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَهَذَا أَصَحُّ مِنْ حَدِيثِ عَنْبَسَةَ عَنْ أَبِى حَمْزَةَ . وَأَبُو حَمْزَةَ هُوَ مَيْمُونٌ الأَعْوَرُ وَلَيْسَ هُوَ بِالْقَوِىِّ عِنْدَ أَهْلِ الْحَدِيثِ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ عَبْدِ اللَّهِ حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ . وَقَدْ كَرِهَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ النَّعْىَ وَالنَّعْىُ عِنْدَهُمْ أَنْ يُنَادَى فِى النَّاسِ أَنَّ فُلاَنًا مَاتَ لِيَشْهَدُوا جَنَازَتَهُ . وَقَالَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ لاَ بَأْسَ أَنْ يُعْلِمَ أَهْلَ قَرَابَتِهِ وَإِخْوَانَهُ . وَرُوِىَ عَنْ إِبْرَاهِيمَ أَنَّهُ قَالَ لاَ بَأْسَ بِأَنْ يُعْلِمَ الرَّجُلُ قَرَابَتَهُ .
Tercemesi:
Bize Said Said b. Abdurrahman (el-Mahzûmî), ona Abdullah b. Velid e-Adenî, ona Süfyan es-Sevrî, ona Ebu Hamza, ona İbrahim (en-Nehaî), ona Alkame (b. Kays en-Nehaî), ona da Abdullah (b. Mesud), Hz. Peygamber'e (sav) dayandırılan o hadisin bir benzerini rivayet etmiştir. [Yani; "(Feryat figan) ölüm ilanında bulunmaktan sakının! Şüphesiz (feryat figan) ölüm ilanında bulunmak, cahiliye adetlerindendir." hadisinin benzerini.]
Fakat burada ravi [Süfyan es-Sevrî kast ediliyor olmalı], bu hadisi Hz. Peygamber'e dayandırmamış [yani Abdullah b. Mesud'un sözü olarak aktarmış] ve önceki rivayette geçen "النَّعْي ifadesi, ölen kişi ile ilgili olarak (feryat figan) duyuruda bulunmak anlamına gelmektedir." kısmını zikretmemiştir.
Ebu İsa (Tirmizi) şöyle dedi:
"Abdullah'a (b. Mesud) dayandırılan bu rivayet, hasen garib bir hadistir. İlim ehlinden bazıları, ölüm ilanını mekruh görmüşlerdir. Onlara göre ölüm ilanında bulunmak, bir kişinin, cenazesine iştirak etmeleri için insanlar arasında; 'Falanca öldü.' şeklinde duyuruda bulunması demektir. Diğer bazı ilim ehli ise; 'Birinin, ölen kişinin yakınlarına ve kardeşlerine duyuruda bulunmasında bir sakınca yoktur.' demişlerdir. İbrahim'den (en-Nehaî) de 'Kişinin, ölenin yakınlarına duyuruda bulunmasında bir sakınca olmaz.' dediği nakledilmiştir."
Açıklama:
Karşılaştırılan ilgili rivayet için bkz. T000984 numaralı hadis.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Cenâiz 12, 3/312
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Şibl Alkame b. Kays en-Nehaî (Alkame b. Kays b. Abdullah b. Malik b. Alkame)
3. Ebu İmran İbrahim en-Nehaî (İbrahim b. Yezid b. Kays b. Esved b. Amr)
4. Meymun el-A'ver (Meymun)
5. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
6. Adenî Ebu Muhammed Abdullah b. Velid el-Kuraşi (Abdullah b. Velid b. Meymun b. Abdullah)
7. Ebu Ubeydullah İbn Ebu Said Said b. Abdurrahman el-Kuraşi (Said b. Abdurrahman b. Hassan)
Konular:
Cenaze, ardından ağlamak /musıbet karşısında
KTB, CENAZE, CENAİZ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15792, T000986
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْقُدُّوسِ بْنُ بَكْرِ بْنِ خُنَيْسٍ حَدَّثَنَا حَبِيبُ بْنُ سُلَيْمٍ الْعَبْسِىُّ عَنْ بِلاَلِ بْنِ يَحْيَى الْعَبْسِىِّ عَنْ حُذَيْفَةَ بْنِ الْيَمَانِ قَالَ إِذَا مِتُّ فَلاَ تُؤْذِنُوا بِى أَحَدًا إِنِّى أَخَافُ أَنْ يَكُونَ نَعْيًا فَإِنِّى سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَنْهَى عَنِ النَّعْىِ . هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Menî' (el-Begavî), ona Abdülkuddüs b. Bekir b. Huneys el-Kûfî), ona Habib b. Süleym el-Absî, ona Bilal b. Yahya el-Absî, ona da Huzeyfe (b. Yeman el-Absî) rivayet etmiş ve şöyle demiştir:
"Öldüğüm zaman benim ölüm haberini hiç kimseye ilan etmeyin. Şüphesiz ben, bunun (hadiste yasaklanan) ölüm ilanı kapsamına girmesinden korkuyorum. Zira ben, Rasulullah'ın (sav), ölümü ilan etmekten men ettiğini duydum." Bu, hasen bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Cenâiz 12, 3/313
Senetler:
1. Ebu Abdullah Huzeyfe b. Yeman el-Absî (Huzeyfe b. Huseyl b. Cabir)
2. Bilal b. Yahya el-Absi (Bilal b. Yahya)
3. Habib b. Süleym el-Absi (Habib b. Süleym)
4. Abdülkuddüs b. Bekir el-Kufi (Abdülkuddüs b. Bekir b. Huneys)
5. Ahmed b. Meni' el-Begavî (Ahmed b. Meni' b. Abdurrahman)
Konular:
Cenaze, ardından ağlamak /musıbet karşısında
KTB, CENAZE, CENAİZ
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَاصِمِ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ مُحَمَّدٍ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَبَّلَ عُثْمَانَ بْنَ مَظْعُونٍ وَهُوَ مَيِّتٌ وَهُوَ يَبْكِى . أَوْ قَالَ عَيْنَاهُ تَذْرِفَانِ . وَفِى الْبَابِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ وَجَابِرٍ وَعَائِشَةَ قَالُوا إِنَّ أَبَا بَكْرٍ قَبَّلَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ مَيِّتٌ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ عَائِشَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15801, T000989
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَاصِمِ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ مُحَمَّدٍ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَبَّلَ عُثْمَانَ بْنَ مَظْعُونٍ وَهُوَ مَيِّتٌ وَهُوَ يَبْكِى . أَوْ قَالَ عَيْنَاهُ تَذْرِفَانِ . وَفِى الْبَابِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ وَجَابِرٍ وَعَائِشَةَ قَالُوا إِنَّ أَبَا بَكْرٍ قَبَّلَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ مَيِّتٌ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ عَائِشَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Süfyan (b. Said), ona Asım b. Ubeydullah, ona Kasım b. Muhammed, ona da Aişe (bt. Ebu Bekir) şöyle demiştir: Rasulullah (sav), Osman b. Maz'ûn öldüğünde ağlayarak veya gözlerinden yaşlar döküldüğü halde onu öptü." Bu konuda İbn Abbas, Cabir ve Aişe'den de hadis rivayet edilmiş olup bunlar şöyle der: Rasulullah (sav) vefat ettiğinde Ebu Bekir, Rasulullah'ı (sav) öpmüştü.
Tirmizî dedi ki: Aişe'nin hadisi hasen sahihtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Cenâiz 14, 3/314
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Muhammed Kasım b. Muhammed et-Teymî (Kasım b. Muhammed b. Ebu Bekir es-Sıddîk)
3. Asım b. Ubeydullah el-Kuraşi (Asım b. Ubeydullah b. Asım b. Ömer b. Hattab)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Said Abdurrahman b. Mehdî el-Anberî (Abdurrahman b. Mehdi b. Hassân b. Abdurrahman)
6. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Cenaze, ardından ağlamak /musıbet karşısında
KTB, CENAZE, CENAİZ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15837, T000999
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ عَنْ سُفْيَانَ قَالَ حَدَّثَنِى زُبَيْدٌ الأَيَامِىُّ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنْ مَسْرُوقٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لَيْسَ مِنَّا مَنْ شَقَّ الْجُيُوبَ وَضَرَبَ الْخُدُودَ وَدَعَا بِدَعْوَةِ الْجَاهِلِيَّةِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr (el-Abdî), ona Yahya b. Said (el-Kattan), ona Süfyan (es-Sevrî), ona Zübeyd (b. Haris) el-Eyâmî, ona Mesruk (b. Ecda'), ona da Abdullah'ın (b. Mesud) (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"(Ölen kişilerin ardından) yaka bağır yırtan, yüzlerini tokatlayan ve cahiliye feryatlarıyla figan eden kişiler bizden değildir."
Ebu İsa (Tirmizi) şöyle demiştir: "Bu, hasen sahih bir hadistir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Cenâiz 22, 2/324
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Aişe Mesruk b. Ecda' (Mesruk b. Ecda' b. Malik b. Ümeyye b. Abdullah)
3. Ebu İmran İbrahim en-Nehaî (İbrahim b. Yezid b. Kays b. Esved b. Amr)
4. Ebu Abdurrahman Zübeyd b. Haris el-Yâmî (Zübeyd b. Haris b. Abdulkerim b. Amr b. Ka'b)
5. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
6. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
7. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Cenaze, ardından ağlamak /musıbet karşısında
KTB, CENAZE, CENAİZ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15842, T001000
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ حَدَّثَنَا قُرَّانُ بْنُ تَمَّامٍ وَمَرْوَانُ بْنُ مُعَاوِيَةَ وَيَزِيدُ بْنُ هَارُونَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ عُبَيْدٍ الطَّائِىِّ عَنْ عَلِىِّ بْنِ رَبِيعَةَ الأَسَدِىِّ قَالَ مَاتَ رَجُلٌ مِنَ الأَنْصَارِ يُقَالُ لَهُ قَرَظَةُ بْنُ كَعْبٍ فَنِيحَ عَلَيْهِ فَجَاءَ الْمُغِيرَةُ بْنُ شُعْبَةُ فَصَعِدَ الْمِنْبَرَ فَحَمِدَ اللَّهَ وَأَثْنَى عَلَيْهِ وَقَالَ مَا بَالُ النَّوْحِ فِى الإِسْلاَمِ أَمَا إِنِّى سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « مَنْ نِيحَ عَلَيْهِ عُذِّبَ بِمَا نِيحَ عَلَيْهِ » . وَفِى الْبَابِ عَنْ عُمَرَ وَعَلِىٍّ وَأَبِى مُوسَى وَقَيْسِ بْنِ عَاصِمٍ وَأَبِى هُرَيْرَةَ وَجُنَادَةَ بْنِ مَالِكٍ وَأَنَسٍ وَأُمِّ عَطِيَّةَ وَسَمُرَةَ وَأَبِى مَالِكٍ الأَشْعَرِىِّ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ الْمُغِيرَةِ حَدِيثٌ غَرِيبٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Menî', ona Kurrân b. Temmâm, Mervân b. Muâviye ve Yezid b. Harun, onlara Said b. Ubeyd et-Tâî, ona da Ali b. Rabî'a el-Esedî şöyle rivayet etmiştir:
Kendisine Kuraza b. Kâ'b denilip Ensar'dan olan bir adam vefat etti de kendisi için ağlandı. (Bunun üzerine) Muğîra b. Şu'be minbere çıkıp Allah'a hamd etti (ve) onu övdü. (Ardından), "İslâm'da (ölü için) ağlamak da nedir? Ben, Rasulullah'ın (sav) 'Kendisi için ağlanan, kendisine ağlanması sebebiyle azap görür' buyurduğunu işittim" dedi.
Bu konuda Ömer, Ali, Ebu Musa, Kays b. Âsım, Ebu Hureyre, Cünâde b. Mâlik, Enes, Ümmü Atiyye, Semüra ve Ebu Mâlik'ten de hadis rivayet edilmiştir.
Ebu İsa şöyle demiştir: Muğîra hadisi, garîb-hasen-sahih bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Cenâiz 23, 3/324
Senetler:
1. Ebu Abdullah Muğîra b. Şube es-Sekafî (Mugîra b. Şube b. Ebu Amir b. Mesud b. Muattib)
2. Ebu Muğira Ali b. Rabî'a el-Valibi (Ali b. Rabi'a b. Nadle)
3. Ebu Hüzeyl Said b. Ubeyd et-Tai (Said b. Ubeyd)
4. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
5. Ahmed b. Meni' el-Begavî (Ahmed b. Meni' b. Abdurrahman)
Konular:
Cenaze, ardından ağlamak /musıbet karşısında
Cenaze, Ölüye ağlamanın azab sebebi olması
KTB, CENAZE, CENAİZ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15846, T001001
Hadis:
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ أَنْبَأَنَا شُعْبَةُ وَالْمَسْعُودِىُّ عَنْ عَلْقَمَةَ بْنِ مَرْثَدٍ عَنْ أَبِى الرَّبِيعِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَرْبَعٌ فِى أُمَّتِى مِنْ أَمْرِ الْجَاهِلِيَّةِ لَنْ يَدَعَهُنَّ النَّاسُ النِّيَاحَةُ وَالطَّعْنُ فِى الأَحْسَابِ وَالْعَدْوَى أَجْرَبَ بَعِيرٌ فَأَجْرَبَ مِائَةَ بَعِيرٍ مَنْ أَجْرَبَ الْبَعِيرَ الأَوَّلَ وَالأَنْوَاءُ مُطِرْنَا بِنَوْءِ كَذَا وَكَذَا » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ .
Tercemesi:
Bize Mahmud b. Gaylân, ona Ebu Davud (Süleyman b. Davud), ona Şu'be (b. Haccâc) ve (Abdurrahman b. Abdullah) el-Mesûdî, ona Alkame b. Mersed, ona Ebu Rabî' (el-Medenî), ona da Ebu Hureyre (Abdurrahman b. Sahr) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Ümmetimde cahiliye adetlerinden olan dört özellik vardır ki onları pek bırakmak istemezler. 1- Ölünün arkasından yüksek sesle ağlamak. 2- İnsanların soylarına dil uzatmak. 3- Hastalık bulaşması ki bir deve uyuz olup, yüz deveyi de uyuz yaptıysa o zaman ilk deveyi kim uyuz yaptı? 4- Yıldızlardan hava şartları hakkındaki tahminler ki falan yıldız vasıtasıyla bize yağmur yağdırıldı gibi sözler söylemek."
Tirmizî dedi ki: Bu hadis hasendir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Cenâiz 23, 3/325
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Rabi el- Medenî (Ebu Rabi)
3. Alkame b. Mersed el-Hadramî (Alkame b. Mersed)
4. Abdurrahman b. Abdullah el-Mesudi (Abdurrahman b. Abdullah b. Utbe b. Abdullah b. Mesud)
5. Ebû Dâvûd et-Tayâlîsî (Süleyman b. Davud b. Cârûd)
6. Ebu Ahmed Mahmud b. Ğaylan el-Adevi (Mahmud b. Ğaylan)
Konular:
cahiliye, âdetleri
Cenaze, ardından ağlamak /musıbet karşısında
Doğal Kaynaklar, yağmur
Hastalık, hastalığın bulaşması
KTB, CENAZE, CENAİZ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15863, T001005
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ خَشْرَمٍ أَخْبَرَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ عَنِ ابْنِ أَبِى لَيْلَى عَنْ عَطَاءٍ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ أَخَذَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بِيَدِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَوْفٍ فَانْطَلَقَ بِهِ إِلَى ابْنِهِ إِبْرَاهِيمَ فَوَجَدَهُ يَجُودُ بِنَفْسِهِ. فَأَخَذَهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَوَضَعَهُ فِى حِجْرِهِ فَبَكَى. فَقَالَ لَهُ عَبْدُ الرَّحْمَنِ أَتَبْكِى أَوَلَمْ تَكُنْ نَهَيْتَ عَنِ الْبُكَاءِ قَالَ « لاَ وَلَكِنْ نَهَيْتُ عَنْ صَوْتَيْنِ أَحْمَقَيْنِ فَاجِرَيْنِ صَوْتٍ عِنْدَ مُصِيبَةٍ خَمْشِ وُجُوهٍ وَشَقِّ جُيُوبٍ وَرَنَّةِ شَيْطَانٍ » . وَفِى الْحَدِيثِ كَلاَمٌ أَكْثَرُ مِنْ هَذَا . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ .
Tercemesi:
Bize Ali b. Haşrem, ona İsa b. Yunus, ona İbn Ebu Leyla (Muhammed b. Abdurrahman), ona Atâ (b. Ebu Rabah), ona da Cabir b. Abdullah şöyle demiştir: Rasulullah (sav), Abdurrahman b. Avf'ın elinden tutarak son nefesini vermek üzere olan oğlu İbrahim'in yanına gitti. Rasulullah (sav) çocuğu kucağına aldı ve ağladı.
Bunun üzerine Abdurrahman b. Avf; "Ağlamayı bize yasakladığın halde siz ağlıyorsunuz!" dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Ben sadece bağırarak ve dengesizce ağlanması sebebiyle bunu yasakladım. Musibet anındaki dengesiz sesleri, yüzlerin tırmalanmasını, yaka paçanın yırtılmasını ve şeytanca gürültü çıkaması durumundaki sesleri yasakladı." Bu hadis buradaki kısmından daha uzundur.
Tirmizî dedi ki: Bu hadis hasendir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Cenâiz 25, 3/328
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
3. İbn Ebu Leyla Muhammed b. Abdurrahman el-Ensârî (Muhammed b. Abdurrahman b. Yesâr)
4. Ebu Amr İsa b. Yunus es-Sebiî (İsa b. Yunus b. Amr b. Abdullah)
5. Hafız Ebu Hasan Ali b. Haşrem el-Mervezi (Ali b. Haşrem b. Abdurrahman b. Ata b. Hilal)
Konular:
Cenaze, ardından ağlamak /musıbet karşısında
KTB, CENAZE, CENAİZ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282810, M002150-3
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ وَعَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ قَالَ ابْنُ رَافِعٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ أَخْبَرَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِى مُلَيْكَةَ قَالَ تُوُفِّيَتِ ابْنَةٌ لِعُثْمَانَ بْنِ عَفَّانَ بِمَكَّةَ قَالَ فَجِئْنَا لِنَشْهَدَهَا - قَالَ - فَحَضَرَهَا ابْنُ عُمَرَ وَابْنُ عَبَّاسٍ قَالَ وَإِنِّى لَجَالِسٌ بَيْنَهُمَا - قَالَ - جَلَسْتُ إِلَى أَحَدِهِمَا ثُمَّ جَاءَ الآخَرُ فَجَلَسَ إِلَى جَنْبِى فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ لِعَمْرِو بْنِ عُثْمَانَ وَهُوَ مُوَاجِهُهُ أَلاَ تَنْهَى عَنِ الْبُكَاءِ فَإِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِنَّ الْمَيِّتَ لَيُعَذَّبُ بِبُكَاءِ أَهْلِهِ عَلَيْهِ » فَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ قَدْ كَانَ عُمَرُ يَقُولُ بَعْضَ ذَلِكَ ثُمَّ حَدَّثَ فَقَالَ صَدَرْتُ مَعَ عُمَرَ مِنْ مَكَّةَ حَتَّى إِذَا كُنَّا بِالْبَيْدَاءِ إِذَا هُوَ بِرَكْبٍ تَحْتَ ظِلِّ شَجَرَةٍ فَقَالَ اذْهَبْ فَانْظُرْ مَنْ هَؤُلاَءِ الرَّكْبُ فَنَظَرْتُ فَإِذَا هُوَ صُهَيْبٌ - قَالَ - فَأَخْبَرْتُهُ فَقَالَ ادْعُهُ لِى . قَالَ فَرَجَعْتُ إِلَى صُهَيْبٍ فَقُلْتُ ارْتَحِلْ فَالْحَقْ أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ . فَلَمَّا أَنْ أُصِيبَ عُمَرُ دَخَلَ صُهَيْبٌ يَبْكِى يَقُولُ وَاأَخَاهْ وَاصَاحِبَاهْ . فَقَالَ عُمَرُ يَا صُهَيْبُ أَتَبْكِى عَلَىَّ وَقَدْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ الْمَيِّتَ يُعَذَّبُ بِبَعْضِ بُكَاءِ أَهْلِهِ عَلَيْهِ » فَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ فَلَمَّا مَاتَ عُمَرُ ذَكَرْتُ ذَلِكَ لِعَائِشَةَ فَقَالَتْ يَرْحَمُ اللَّهُ عُمَرَ لاَ وَاللَّهِ مَا حَدَّثَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ اللَّهَ يُعَذِّبُ الْمُؤْمِنَ بِبُكَاءِ أَحَدٍ » . وَلَكِنْ قَالَ « إِنَّ اللَّهَ يَزِيدُ الْكَافِرَ عَذَابًا بِبُكَاءِ أَهْلِهِ عَلَيْهِ » قَالَ وَقَالَتْ عَائِشَةُ حَسْبُكُمُ الْقُرْآنُ ( وَلاَ تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَى ) قَالَ وَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ عِنْدَ ذَلِكَ وَاللَّهُ أَضْحَكَ وَأَبْكَى . قَالَ ابْنُ أَبِى مُلَيْكَةَ فَوَاللَّهِ مَا قَالَ ابْنُ عُمَرَ مِنْ شَىْءٍ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Râfi' (el-Kuşeyrî) T Abd b. Humeyd (el-Keşşî), ona Abdürrezzak (b. Hemmâm), ona da İbn Cüreyc’in (el-Mekkî) rivayet ettiğine göre Abdullah b. Ebu Müleyke (el-Kuraşî) şöyle demiştir:
Osman b. Affân’ın bir kızı Mekke’de vefat etti. Bizler de cenazeye katılmak için gelmiştik. (Abdullah) b. Ömer ve (Abdullah) b. Abbas da gelmişti ve ben de o ikisinin arasında oturuyordum. Ben, onlardan birinin yanına varıp oturmuş, ardından da diğeri gelmiş, yanıma oturmuştu. [Yani böylelikle aralarına oturmuştum.] Abdullah b. Ömer, karşısında duran Amr b. Osman’a; “Cenazede ağlamayı men etmeyecek misin? Zira Rasulullah (sav); ‘Şüphesiz ölen kişi, ailesinin ona ağlaması sebebiyle azap görür.’ buyuruyor.” bedi. Bunun üzerine (Abdullah) b. Abbas; “Ömer de bu hadisin bir kısmını söylerdi.” dedi ve anlatmaya koyuldu:
“Ömer’le birlikte Mekke’den ayrılarak yola çıkmıştım. Beydâ denilen yere vardığımızda baktım ki bir kervan, bir ağacın altında duruyor! Ömer dedi ki; ‘Git, bak bakalım. Bu kervandakiler kimlermiş?’ (Gidip) baktım ki Suheyb! Hemen (gelip) Ömer’e haber verdim. ‘Onu, bana çağır.’ dedi. Suheyb’in yanına döndüm ve ‘Kalk, mü’minlerin emirine katıl.’ dedim. [Gel zaman, git zaman] bilahare Ömer vurulunca Suheyb ağlayarak ve ‘Vah kardeşim! Vah arkadaşım!’ diyerek geldi. Bunun üzerine Ömer; ‘Ey Suheyb! Rasulullah (sav); ‘Şüphesiz ölen kişi, ailesinin ona olan bazı ağlamaları sebebiyle azap görür.’ buyurmuşken bana mı ağlıyorsun?’ dedi.”
(Abdullah) b. Abbas sözlerine şöyle devam etti: “Ömer vefat edince bu rivayet, Hz. Âişe’ye anlatıldı. Buna karşılık Hz. Âişe dedi ki; ‘Allah, Ömer’e rahmet etsin. Hayır. Vallahi, Rasulullah (sav); ‘Şüphesiz Allah, bir kimsenin ağlaması sebebiyle ölen kişiye azap eder.’ buyurmadı. Fakat; ‘Şüphesiz Allah, ailesinin kendisine ağlaması sebebiyle kafirin azabını artırır.’ buyurdu.’ Hz. Âişe ayrıca; ‘Size Kur’an yeter; ‘Hiçbir günahkâr nefis, bir başkasının günahını yüklenmez.’ (En’am, 6/164) dedi.”
Ravi diyor ki; “Bu noktada (Abdullah) b. Abbas şöyle dedi: ‘Güldüren ve ağlatan ancak Allah’tır.”
Ravi (Abdullah) b. Ebu Müleyke şöyle dedi: “Vallahi, [bu durum karşısında] (Abdullah) b. Ömer hiçbir şey söylemedi.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cenâiz 2150, /360
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
3. Abdullah b. Ebu Müleyke el-Kureşî (Abdullah b. Ubeydullah b. Züheyr b. Abdullah)
4. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Abd b. Humeyd el-Keşşi (Abdulhumeyd b. Humeyd b. Nasr)
Konular:
Cenaze, ardından ağlamak /musıbet karşısında
Kabir Hayatı, Kabir Azabı
KTB, CENAZE, CENAİZ
Kur'an, Kur'an'la Yetinmek
Sahabe, anlayış farklılıkları
Sahabe, ictihadı
Sahabe, İlk Müslüman Nesiller
Sahâbe, sahabilerin sünnete uyma hassasiyetleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282811, M002150-4
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ وَعَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ قَالَ ابْنُ رَافِعٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ أَخْبَرَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِى مُلَيْكَةَ قَالَ تُوُفِّيَتِ ابْنَةٌ لِعُثْمَانَ بْنِ عَفَّانَ بِمَكَّةَ قَالَ فَجِئْنَا لِنَشْهَدَهَا - قَالَ - فَحَضَرَهَا ابْنُ عُمَرَ وَابْنُ عَبَّاسٍ قَالَ وَإِنِّى لَجَالِسٌ بَيْنَهُمَا - قَالَ - جَلَسْتُ إِلَى أَحَدِهِمَا ثُمَّ جَاءَ الآخَرُ فَجَلَسَ إِلَى جَنْبِى فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ لِعَمْرِو بْنِ عُثْمَانَ وَهُوَ مُوَاجِهُهُ أَلاَ تَنْهَى عَنِ الْبُكَاءِ فَإِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِنَّ الْمَيِّتَ لَيُعَذَّبُ بِبُكَاءِ أَهْلِهِ عَلَيْهِ » فَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ قَدْ كَانَ عُمَرُ يَقُولُ بَعْضَ ذَلِكَ ثُمَّ حَدَّثَ فَقَالَ صَدَرْتُ مَعَ عُمَرَ مِنْ مَكَّةَ حَتَّى إِذَا كُنَّا بِالْبَيْدَاءِ إِذَا هُوَ بِرَكْبٍ تَحْتَ ظِلِّ شَجَرَةٍ فَقَالَ اذْهَبْ فَانْظُرْ مَنْ هَؤُلاَءِ الرَّكْبُ فَنَظَرْتُ فَإِذَا هُوَ صُهَيْبٌ - قَالَ - فَأَخْبَرْتُهُ فَقَالَ ادْعُهُ لِى . قَالَ فَرَجَعْتُ إِلَى صُهَيْبٍ فَقُلْتُ ارْتَحِلْ فَالْحَقْ أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ . فَلَمَّا أَنْ أُصِيبَ عُمَرُ دَخَلَ صُهَيْبٌ يَبْكِى يَقُولُ وَاأَخَاهْ وَاصَاحِبَاهْ . فَقَالَ عُمَرُ يَا صُهَيْبُ أَتَبْكِى عَلَىَّ وَقَدْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ الْمَيِّتَ يُعَذَّبُ بِبَعْضِ بُكَاءِ أَهْلِهِ عَلَيْهِ » فَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ فَلَمَّا مَاتَ عُمَرُ ذَكَرْتُ ذَلِكَ لِعَائِشَةَ فَقَالَتْ يَرْحَمُ اللَّهُ عُمَرَ لاَ وَاللَّهِ مَا حَدَّثَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ اللَّهَ يُعَذِّبُ الْمُؤْمِنَ بِبُكَاءِ أَحَدٍ » . وَلَكِنْ قَالَ « إِنَّ اللَّهَ يَزِيدُ الْكَافِرَ عَذَابًا بِبُكَاءِ أَهْلِهِ عَلَيْهِ » قَالَ وَقَالَتْ عَائِشَةُ حَسْبُكُمُ الْقُرْآنُ ( وَلاَ تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَى ) قَالَ وَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ عِنْدَ ذَلِكَ وَاللَّهُ أَضْحَكَ وَأَبْكَى . قَالَ ابْنُ أَبِى مُلَيْكَةَ فَوَاللَّهِ مَا قَالَ ابْنُ عُمَرَ مِنْ شَىْءٍ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Râfi' (el-Kuşeyrî) T Abd b. Humeyd (el-Keşşî), ona Abdürrezzak (b. Hemmâm), ona da İbn Cüreyc’in (el-Mekkî) rivayet ettiğine göre Abdullah b. Ebu Müleyke (el-Kuraşî) şöyle demiştir:
Osman b. Affân’ın bir kızı Mekke’de vefat etti. Bizler de cenazeye katılmak için gelmiştik. (Abdullah) b. Ömer ve (Abdullah) b. Abbas da gelmişti ve ben de o ikisinin arasında oturuyordum. Ben, onlardan birinin yanına varıp oturmuş, ardından da diğeri gelmiş, yanıma oturmuştu. [Yani böylelikle aralarına oturmuştum.] Abdullah b. Ömer, karşısında duran Amr b. Osman’a; “Cenazede ağlamayı men etmeyecek misin? Zira Rasulullah (sav); ‘Şüphesiz ölen kişi, ailesinin ona ağlaması sebebiyle azap görür.’ buyuruyor.” bedi. Bunun üzerine (Abdullah) b. Abbas; “Ömer de bu hadisin bir kısmını söylerdi.” dedi ve anlatmaya koyuldu:
“Ömer’le birlikte Mekke’den ayrılarak yola çıkmıştım. Beydâ denilen yere vardığımızda baktım ki bir kervan, bir ağacın altında duruyor! Ömer dedi ki; ‘Git, bak bakalım. Bu kervandakiler kimlermiş?’ (Gidip) baktım ki Suheyb! Hemen (gelip) Ömer’e haber verdim. ‘Onu, bana çağır.’ dedi. Suheyb’in yanına döndüm ve ‘Kalk, mü’minlerin emirine katıl.’ dedim. [Gel zaman, git zaman] bilahare Ömer vurulunca Suheyb ağlayarak ve ‘Vah kardeşim! Vah arkadaşım!’ diyerek geldi. Bunun üzerine Ömer; ‘Ey Suheyb! Rasulullah (sav); ‘Şüphesiz ölen kişi, ailesinin ona olan bazı ağlamaları sebebiyle azap görür.’ buyurmuşken bana mı ağlıyorsun?’ dedi.”
(Abdullah) b. Abbas sözlerine şöyle devam etti: “Ömer vefat edince bu rivayet, Hz. Âişe’ye anlatıldı. Buna karşılık Hz. Âişe dedi ki; ‘Allah, Ömer’e rahmet etsin. Hayır. Vallahi, Rasulullah (sav); ‘Şüphesiz Allah, bir kimsenin ağlaması sebebiyle ölen kişiye azap eder.’ buyurmadı. Fakat; ‘Şüphesiz Allah, ailesinin kendisine ağlaması sebebiyle kafirin azabını artırır.’ buyurdu.’ Hz. Âişe ayrıca; ‘Size Kur’an yeter; ‘Hiçbir günahkâr nefis, bir başkasının günahını yüklenmez.’ (En’am, 6/164) dedi.”
Ravi diyor ki; “Bu noktada (Abdullah) b. Abbas şöyle dedi: ‘Güldüren ve ağlatan ancak Allah’tır.”
Ravi (Abdullah) b. Ebu Müleyke şöyle dedi: “Vallahi, [bu durum karşısında] (Abdullah) b. Ömer hiçbir şey söylemedi.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cenâiz 2150, /360
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
3. Abdullah b. Ebu Müleyke el-Kureşî (Abdullah b. Ubeydullah b. Züheyr b. Abdullah)
4. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Muhammed b. Râfi' el-Kuşeyrî (Muhammed b. Râfi' b. Sabur)
Konular:
Cenaze, ardından ağlamak /musıbet karşısında
Kabir Hayatı, Kabir Azabı
KTB, CENAZE, CENAİZ
Kur'an, Kur'an'la Yetinmek
Sahabe, anlayış farklılıkları
Sahabe, ictihadı
Sahabe, İlk Müslüman Nesiller
Sahâbe, sahabilerin sünnete uyma hassasiyetleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282812, M002150-5
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ وَعَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ قَالَ ابْنُ رَافِعٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ أَخْبَرَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِى مُلَيْكَةَ قَالَ تُوُفِّيَتِ ابْنَةٌ لِعُثْمَانَ بْنِ عَفَّانَ بِمَكَّةَ قَالَ فَجِئْنَا لِنَشْهَدَهَا - قَالَ - فَحَضَرَهَا ابْنُ عُمَرَ وَابْنُ عَبَّاسٍ قَالَ وَإِنِّى لَجَالِسٌ بَيْنَهُمَا - قَالَ - جَلَسْتُ إِلَى أَحَدِهِمَا ثُمَّ جَاءَ الآخَرُ فَجَلَسَ إِلَى جَنْبِى فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ لِعَمْرِو بْنِ عُثْمَانَ وَهُوَ مُوَاجِهُهُ أَلاَ تَنْهَى عَنِ الْبُكَاءِ فَإِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِنَّ الْمَيِّتَ لَيُعَذَّبُ بِبُكَاءِ أَهْلِهِ عَلَيْهِ » فَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ قَدْ كَانَ عُمَرُ يَقُولُ بَعْضَ ذَلِكَ ثُمَّ حَدَّثَ فَقَالَ صَدَرْتُ مَعَ عُمَرَ مِنْ مَكَّةَ حَتَّى إِذَا كُنَّا بِالْبَيْدَاءِ إِذَا هُوَ بِرَكْبٍ تَحْتَ ظِلِّ شَجَرَةٍ فَقَالَ اذْهَبْ فَانْظُرْ مَنْ هَؤُلاَءِ الرَّكْبُ فَنَظَرْتُ فَإِذَا هُوَ صُهَيْبٌ - قَالَ - فَأَخْبَرْتُهُ فَقَالَ ادْعُهُ لِى . قَالَ فَرَجَعْتُ إِلَى صُهَيْبٍ فَقُلْتُ ارْتَحِلْ فَالْحَقْ أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ . فَلَمَّا أَنْ أُصِيبَ عُمَرُ دَخَلَ صُهَيْبٌ يَبْكِى يَقُولُ وَاأَخَاهْ وَاصَاحِبَاهْ . فَقَالَ عُمَرُ يَا صُهَيْبُ أَتَبْكِى عَلَىَّ وَقَدْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ الْمَيِّتَ يُعَذَّبُ بِبَعْضِ بُكَاءِ أَهْلِهِ عَلَيْهِ » فَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ فَلَمَّا مَاتَ عُمَرُ ذَكَرْتُ ذَلِكَ لِعَائِشَةَ فَقَالَتْ يَرْحَمُ اللَّهُ عُمَرَ لاَ وَاللَّهِ مَا حَدَّثَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ اللَّهَ يُعَذِّبُ الْمُؤْمِنَ بِبُكَاءِ أَحَدٍ » . وَلَكِنْ قَالَ « إِنَّ اللَّهَ يَزِيدُ الْكَافِرَ عَذَابًا بِبُكَاءِ أَهْلِهِ عَلَيْهِ » قَالَ وَقَالَتْ عَائِشَةُ حَسْبُكُمُ الْقُرْآنُ ( وَلاَ تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَى ) قَالَ وَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ عِنْدَ ذَلِكَ وَاللَّهُ أَضْحَكَ وَأَبْكَى . قَالَ ابْنُ أَبِى مُلَيْكَةَ فَوَاللَّهِ مَا قَالَ ابْنُ عُمَرَ مِنْ شَىْءٍ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Râfi' (el-Kuşeyrî) T Abd b. Humeyd (el-Keşşî), ona Abdürrezzak (b. Hemmâm), ona da İbn Cüreyc’in (el-Mekkî) rivayet ettiğine göre Abdullah b. Ebu Müleyke (el-Kuraşî) şöyle demiştir:
Osman b. Affân’ın bir kızı Mekke’de vefat etti. Bizler de cenazeye katılmak için gelmiştik. (Abdullah) b. Ömer ve (Abdullah) b. Abbas da gelmişti ve ben de o ikisinin arasında oturuyordum. Ben, onlardan birinin yanına varıp oturmuş, ardından da diğeri gelmiş, yanıma oturmuştu. [Yani böylelikle aralarına oturmuştum.] Abdullah b. Ömer, karşısında duran Amr b. Osman’a; “Cenazede ağlamayı men etmeyecek misin? Zira Rasulullah (sav); ‘Şüphesiz ölen kişi, ailesinin ona ağlaması sebebiyle azap görür.’ buyuruyor.” bedi. Bunun üzerine (Abdullah) b. Abbas; “Ömer de bu hadisin bir kısmını söylerdi.” dedi ve anlatmaya koyuldu:
“Ömer’le birlikte Mekke’den ayrılarak yola çıkmıştım. Beydâ denilen yere vardığımızda baktım ki bir kervan, bir ağacın altında duruyor! Ömer dedi ki; ‘Git, bak bakalım. Bu kervandakiler kimlermiş?’ (Gidip) baktım ki Suheyb! Hemen (gelip) Ömer’e haber verdim. ‘Onu, bana çağır.’ dedi. Suheyb’in yanına döndüm ve ‘Kalk, mü’minlerin emirine katıl.’ dedim. [Gel zaman, git zaman] bilahare Ömer vurulunca Suheyb ağlayarak ve ‘Vah kardeşim! Vah arkadaşım!’ diyerek geldi. Bunun üzerine Ömer; ‘Ey Suheyb! Rasulullah (sav); ‘Şüphesiz ölen kişi, ailesinin ona olan bazı ağlamaları sebebiyle azap görür.’ buyurmuşken bana mı ağlıyorsun?’ dedi.”
(Abdullah) b. Abbas sözlerine şöyle devam etti: “Ömer vefat edince bu rivayet, Hz. Âişe’ye anlatıldı. Buna karşılık Hz. Âişe dedi ki; ‘Allah, Ömer’e rahmet etsin. Hayır. Vallahi, Rasulullah (sav); ‘Şüphesiz Allah, bir kimsenin ağlaması sebebiyle ölen kişiye azap eder.’ buyurmadı. Fakat; ‘Şüphesiz Allah, ailesinin kendisine ağlaması sebebiyle kafirin azabını artırır.’ buyurdu.’ Hz. Âişe ayrıca; ‘Size Kur’an yeter; ‘Hiçbir günahkâr nefis, bir başkasının günahını yüklenmez.’ (En’am, 6/164) dedi.”
Ravi diyor ki; “Bu noktada (Abdullah) b. Abbas şöyle dedi: ‘Güldüren ve ağlatan ancak Allah’tır.”
Ravi (Abdullah) b. Ebu Müleyke şöyle dedi: “Vallahi, [bu durum karşısında] (Abdullah) b. Ömer hiçbir şey söylemedi.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cenâiz 2150, /360
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
3. Abdullah b. Ebu Müleyke el-Kureşî (Abdullah b. Ubeydullah b. Züheyr b. Abdullah)
4. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Abd b. Humeyd el-Keşşi (Abdulhumeyd b. Humeyd b. Nasr)
Konular:
Cenaze, ardından ağlamak /musıbet karşısında
Kabir Hayatı, Kabir Azabı
KTB, CENAZE, CENAİZ
Kur'an, Kur'an'la Yetinmek
Sahabe, anlayış farklılıkları
Sahabe, ictihadı
Sahabe, İlk Müslüman Nesiller
Sahâbe, sahabilerin sünnete uyma hassasiyetleri