498 Kayıt Bulundu.
Bize Harun b. Abdullah ve Haccac b. Şâir, onlara Haccac b. Muhammed, ona İbn Cüreyc, ona Ebu Zübeyr, ona da Cabir b. Abdullah şöyle nakletmiştir: Nebi (sav) bir gün hutbe verdi ve ashabından birisinin vefat edip, pek yeterli gelmeyen bir kefen ile kefenlendiğinden ve geceleyin defnedildiğinden söz edildi. Nebi (sav) bunun üzerine -bir kimsenin buna mecbur kalması hali müstesna- ölen bir kimsenin cenaze namazı kılınmadan geceleyin defnedilmemesini emretti. Ayrıca Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Sizden biri kardeşini kefenlediği zaman kefenini güzel yapsın."
Açıklama: Bu rivayet, İslam'ın insana verdiği değeri ifade ettiği gibi vefat eden kişiye saygı göstermeyi ve aynı zamanda cenaze işlerinde titizlik göstermeyi de ortaya koymaktadır.
Bize Harun b. Maruf, Harun b. Said el-Eylî, ve Velid b. Şuca es-Sekûnî, onlara İbn Vehb, ona Ebu Sahr, ona Şerik b. Abdullah b. Ebu Nemir, ona İbn Abbas’ın azatlısı Kureyb, ona da Abdullah b. Abbas şöyle rivayet etmiştir: İbn Abbas'ın Kudeyd ya da Usfan’da bir oğlu vefat etmişti. İbn Abbas “ey Kureyb, bir bak bakalım namazını kılmak üzere ne kadar cemaat toplandı” dedi. (Kureyb) der ki: Dışarı çıktım, insanların onun için toplanmış olduklarını gördüm. Ona haber verince, o “ne dersin, onlar kırk kişi var mı?” dedi. Ben “evet” dedim. İbn Abbas “o zaman (namazını kılmak üzere) onu çıkartın, çünkü ben Rasulullah’ı (sav) şöyle buyururken dinledim” dedi: "Müslüman bir adam ölür de, cenazesini Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayan kırk adam kılarsa, mutlaka Allah onları onun hakkında şefaatçi kılar." İbn Maruf’un rivayetinde, sened “Şerik b. Ebu Nemir, ona Kureyb, ona da İbn Abbas” şeklindedir.
Bize Harun b. Maruf, Harun b. Said el-Eylî, ve Velid b. Şuca es-Sekûnî, onlara İbn Vehb, ona Ebu Sahr, ona Şerik b. Abdullah b. Ebu Nemir, ona İbn Abbas’ın azatlısı Kureyb, ona da Abdullah b. Abbas şöyle rivayet etmiştir: İbn Abbas'ın Kudeyd ya da Usfan’da bir oğlu vefat etmişti. İbn Abbas “ey Kureyb, bir bak bakalım namazını kılmak üzere ne kadar cemaat toplandı” dedi. (Kureyb) der ki: Dışarı çıktım, insanların onun için toplanmış olduklarını gördüm. Ona haber verince, o “ne dersin, onlar kırk kişi var mı?” dedi. Ben “evet” dedim. İbn Abbas “o zaman (namazını kılmak üzere) onu çıkartın, çünkü ben Rasulullah’ı (sav) şöyle buyururken dinledim” dedi: "Müslüman bir adam ölür de, cenazesini Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayan kırk adam kılarsa, mutlaka Allah onları onun hakkında şefaatçi kılar." İbn Maruf’un rivayetinde, sened “Şerik b. Ebu Nemir, ona Kureyb, ona da İbn Abbas” şeklindedir.
Bize Ebu Nuaym, ona Said b. Ubeyd, ona Ali b. Rabîa, ona Muğire'nin (ra) rivayetine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Benim adıma yalan söylemek başka biri adına yalan söylemek gibi değildir. Kim bile bile benim adıma yalan söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın." Muğire der ki: Yine Hz. Peygamber'i (sav) işittim şöyle buyurmuştur: "arkasından ağıt yakılan kimse, bu ağıttan dolayı azap görür."