500 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Eyyüb, ona İbn Uleyye, ona Eyyüb, ona Hafsa, ona da Ümmü Atıyye şöyle rivayet etmiştir: "(Rasulullah (sav) bize) 'Onu tek sayı üzere, yani üç, beş veya yedi defa yıkayın' buyurdu." [Ümmü Atıyye; onun saçlarını tarayıp üç belik yaptık dedi.]
Bize Yahya b. Yahya et-Temîmî, Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr ve Ebu Küreyb -hadisin lafzı Yahya'ya aittir- onlara Ebu Muaviye, ona A'meş (Süleyman b. Mihran), ona Şakîk (b. Seleme), ona da Habbâb b. Eret şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah'la (sav) birlikte Allah'ın rızasını umarak O'nun yolunda hicret ettik. Mükafatımızı vermek Allah'a aittir. Kimimiz bu dünyada mükafatını göremeden ahirete göçüp gitti. Mus'ab b. Umey de onlardan biridir. O Uhut savaşında şehit edilmişti, ancak küçük bir örtü dışında kendisini kefenleyebileceğimiz hiçbir şeyi yoktu. Örtüyü başına koyduğumuzda ayakları açıkta kalıyor, ayaklarına koyduğumuzda başı açıkta kalıyordu. Bunu üzerine Rasulullah (sav) 'Örtüyü baş tarafına koyun, ayak tarafını da (hoş kokulu) izhir otuyla kapatın' buyurdu. Kimimizin de bu dünyada meyvesi olgunlaştı, şimdi onları devşirmektedir."
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerîr (b. Abdülhamid); (T) Bize İshak b. İbrahim, ona İsa b. Yunus; (T) Bize Mincab b. Hâris et-Temîmî, ona Ali b. Müshir; (T) Bize İshak b. İbrahim ve İbn Ebu Ömer, onların hepsine İbn Uyeyne, ona da A'meş (Süleyman b. Mihrân) hadisi bu isnadla yukarıdaki hadise benzer şekilde rivayet etmiştir.
Bize Ali b. Hucr es-Sa'dî, ona Ali b. Mushir, ona Hişam b. Urve, ona babası, ona da Âişe şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), önce Abdullah b. Ebu Bekir'e ait Yemen işi bir hulleye sarılmıştı. Sonra bu hulle üzerinden çıkartıldı ve Yemen işi suhûl denilen üç parça elbise ile kefenlendi. Kefeninde ne sarık ne de gömlek vardı. Abdullah o hulleyi eline alarak, bu benim kefenim olsun dedi. Sonra 'Rasulullah (sav) dahi bununla kefenlenmemiş iken bu benim mi kefenim olacak' deyip onu (satıp parasını) tasadduk etti."
Bize İbn Ebu Ömer, ona Abdülaziz, ona Yezid, ona da Muhammed b. İbrahim, Ebu Seleme'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Nebi'nin (sav) zevcesi Âişe'ye 'Rasulullah (sav) kaç parça elbise ile kefenlendi?' diye sorduğumda, 'Sehûlî türü (Yemen'de dokunan bir kumaş) üç parça kumaş ile kefenlendi' dedi."
Bize Yahya b. Yahya ve Ebu Bekir b. Ebu Şeybe -hadisin lafzı Yahya'ya aittir-, onlara Vekî, ona Malik b. Miğvel, ona Simâk b. Harb, ona da Câbir b. Semure şöyle rivayet etmiştir: "Nebi'ye (sav) eğersiz çıplak bir at getirildi. İbnü'd-Dahdâh'ın cenazesinden dönerken ona bindi. Biz de yanında yürüdük."
Bize Harmele b. Yahya, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona İbn Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Müslümanın müslüman üzerindeki hakkı beştir." Bize Abd b. Humeyd, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî, ona İbn Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Müslümanın müslüman üzerindeki hakkı beştir: Selam almak, aksırana يرحمك الله (Allah sana merhamet eylesin) demek, davetine katılmak, hastalandığında ziyaret etmek ve cenazelere katılmaktır." [Abdürrezzak; Mamer bu hadisi Zührî’den, mürsel olarak rivayet ediyordu dedi. Bir rivayette de İbn Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre tarıkiyle müsned olarak rivayet etti.]
Bize Harmele b. Yahya, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona İbn Müseyyeb, ona da Ebû Hureyre, Rasûlullah (sav)’in şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Müslümanın müslüman üzerindeki hakkı beştir”. (ح)Bize Abd b. Humeyd, ona Abdürrezzak, ona Ma‘mer, ona Zührî, ona İbn Müseyyeb, ona da Ebû Hureyre, Rasûlullah (sav)’in şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Müslümanın müslüman üzerindeki hakkı beştir: Selam almak, aksırana يرحمك الله (Allah sana merhamet eylesin) demek, davetine katılmak, hastalandığında ziyaret etmek ve cenazelere katılmaktır.” Abdürrezzak "Ma'mer bu hadisi Zührî’den, mürsel olarak rivayet ediyordu" dedi. Bir rivayette de İbn Müseyyeb, ona da Ebû Hureyre tarıkiyle müsned olarak rivayet etti.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Amr en-Nâkıd, onlara Ebu Muaviye, ona Asım el-Ahvel, ona da Hafsa bt. Sîrîn, Ümmü Atıyye'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah'ın (sav) kızı Zeyneb vefat edince, Rasulullah (sav) bizlere 'Onu tek sayı olarak üç ya da beş defa yıkayınız. Beşinci yıkamada suya bir miktar kâfur koyunuz. Onu yıkayınca da bana haber ediniz' buyurdu. Ümmü Atıyye şöyle devam etti: Nebî'ye haber verdik, o da bize belden aşağısını örten elbisesini verdi ve 'Bunu da ona iç gömleği yapın' buyurdu."
Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona Abdullah b. Yezid, ona Hayve, ona Ebu Sahr, ona Yezid b. Abdullah b. Kusayt, ona Davud b. Âmir b. Sa'd b. Ebu Vakkas, ona da babası (Âmir b. Sa'd) şöyle rivayet etmiştir: "Abdullah b. Ömer'in yanında oturuyordum. Derken sâhibü'l-maksûre lakaplı Habbâb çıkageldi ve 'Ey Abdullah b. Ömer! Ebu Hureyre'nin ne dediğini duydun mu? O, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu söylüyormuş: Kim cenaze ile birlikte cenaze evinden çıkar, onun namazını kılar, ardından da defnedilene dek onu takip ederse, o kimseye iki kırat sevap vardır. Her kırat da Uhud Dağı kadardır. Kim de cenaze namazına iştirak eder, ardından cenazeyi takip etmeyerek geri dönerse, ona da Uhud Dağı kadar sevap vardır. Bunun üzerine İbn Ömer, Habbab'ı, Ebu Hureyre'nin sözünü sorması ve sonra da kendisine gelip bildirmesi için Âişe'ye gönderdi. İbn Ömer, gönderdiği elçi gelinceye dek mescidin taşlarından bir avuç aldı, onları elinde evirip çevirmeye başladı. Nihayet elçi (Habbab) dönüp Âişe'nin 'Ebu Hureyre doğru söylemiştir' sözünü iletince, İbn Ömer elindeki taşları yere attı ve 'Pek çok kırat sevabı kaçırmışız' dedi."