Giriş

Bize Hamid b. Ömer, ona Hammâd b. Zeyd, ona Eyyüb, ona Muhammed, ona da Ümmü Atıyye şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah'ın (sav) kızlarından biri vefat etmişti. Rasulullah (sav) bunun üzerine yanımıza geldi ve 'Onu su ve sidr ile üç, beş veya gerek duyarsanız daha fazla yıkayın. Son yıkayışınızda kâfûr veya ona benzer bir koku kullanın. Yıkamayı bitirince bana bildirin" buyurdu. Yıkamayı bitirince Hz. Peygamber'e bildirdik. Rasulullah da (sav) bize kendi peştamalını verdi ve 'Bunu ölünün bedenine sarın' buyurdu. [Bu hadisi, Eyyüb, Hafsa'dan o da Ümmü Atıyye'den benzer şekilde nakletmiştir.]


Açıklama: Hadisin metninde yer alan "veya biraz kafur" sözü ravinin tereddütünden kaynaklıdır.

    Öneri Formu
9592 B001258 Buhari, Cenaiz, 13

Bize Ebu Kamil Fudayl b. Hüseyin el-Cahderî, ona Ebu Avâne, ona Ebu Bişr, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas (r.anhumâ) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah'ın (sav) yanında bir adam ihramlı iken devesinden düşmüş ve boynunu kırmıştı. Bunun üzerine Rasulullah (sav) onun su ve sidr otu ile yıkanmasını, ona koku sürülmemesini ve başının da örtülmemesini istedi. Çünkü onun kıyamet gününde saçları yapışık ve taranmış bir halde diriltileceğini buyurdu."


    Öneri Formu
8604 M002898 Müslim, Hac, 100

Bize Ahmed b. Menî, ona Huşeym, ona da Halid, Mansur ve Hişam rivayet etmiş, Halid ve Hişam 'Bize Muhammed ve Hafsa rivayet etti ki' derken, Mansur 'Bize sadece Muhammed rivayet etti ki demiştir' ona da Ümmü Atiyye şöyle rivayet etmiştir: "Nebi’nin (sav) kızlarından biri vefat etmişti. Hz. Peygamber 'Onu tek sayı adedince; üç, beş ya da uygun gördüğünüz daha fazla sayıda yıkayınız. Onu su ve sidr otu ile yıkayın ve sonuncuda suyuna kâfur -ya da bir miktar kâfur- koyunuz. İşinizi bitiğinde de bana haber veriniz' buyurdu. İşimizi bitirince ona haber verdik. O da bize, belden aşağısını peştamal gibi örten izârını uzattı ve 'Bunu da iç gömleği yapın' buyurdu." [Râvilerden Huşeym şöyle demiştir: Bunların dışındaki râvilerin hadisinde -bilemiyorum, belki de Hişâm'ın rivayetindedir- Ümmü Atiyye’nin 'Biz, ölünün saçlarını üç bölük halinde ördük' ifadesi de geçmektedir. Hadiste yine 'Biz, ölünün saçlarını da arkasına bıraktık' ifadesinin de yer aldığını zannediyorum. Huşeym ayrıca 'Raviler arasından bize Hâlid, ona Hafsa ve Muhammed, onlara da Ümmü Atiyye’nin şöyle dediğini nakletmiştir: Rasûlullah (sav) bize 'Ölüyü yıkamaya sağ tarafından ve abdest azalarından başlayınız' demiştir. Bu konuda Ümmü Süleym’den de rivayet nakledilmiştir. Ebu İsa (Tirmizî) hadis hakkında şu değerlendirmelerde bulunmuştur: Ümmü Atiyye’nin rivayet ettiği hadis, hasen-sahih bir rivayettir. İlim ehli nezdinde de uygulama bu hadise göredir. İbrahim en-Nehaî'den 'Ölünün yıkanması, tıpkı cünüplükten yıkanmak gibidir' görüşü nakledilmiştir. Malik b. Enes de 'Bize göre, ölünün yıkanması için sınırları belli bir yıkama şekli ve bilinen bir uygulaması bulunmamaktadır. Yalnız ölü, iyice temizlenir' demiştir. Şâfiî de 'Malik'in 'Ölü yıkanır ve tertemiz edilir' görüşü biraz genel kalmıştır. Ölü saf bir suyla yahut içine başka bir şey katılmış bir su ile yıkanırsa, bu gusül için yeterlidir. Ama bizim için daha doğru olanı, ölünün üç defa veya daha fazla sayıda yıkanmasıdır. Hatta Rasûlullah'ın (sav) 'Onu üç ya da beş defa yıkayınız' buyruğu sebebiyle üç defadan aşağısı ile yetinilmemelidir. Eğer üç defa yıkamaktan daha azı ile ölü temizlenecek olursa, bu da yeterlidir. Biz, Nebi’nin (sav) üç yahut beş defa yıkayın deyip belli bir sayı söylememesini, ölünün mutlaka bu sayı adedince yıkanması manasında anlamıyoruz. Nitekim fakihler de böyle demiştir ve onlar hadisin manasını daha iyi bilirler. Ahmed ve İshak da 'Her bir yıkama, su ve sidr otu ile yapılır. Son yıkamada da bir miktar kâfur kullanılır' demişlerdir.]


    Öneri Formu
15806 T000990 Tirmizi, Cenaiz, 15

Bize Ahmed, ona Abdullah b. Vehb, ona İbn Cüreyc, ona da Eyyüb, İbn Sîrîn’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "(Rasulullah’a) bey’at etmiş Ensar kadınlarından biri olan Ümmü Atiyye (r.anhâ) oğlu (vefat etmeden önce) alelacele Basra’ya geldi, ancak oğluna yetişemedi. O zaman bize şu hadisi nakletti: Nebi’nin (sav) (vefat eden) kızını yıkamakta iken Nebi (sav) yanımıza girdi ve 'Onu su ve sidr otu ile üç, beş ya da uygun gördüğünüz daha fazla sayıda yıkayın. Son yıkamada suya kâfûr da katın. Bitirdikten sonra da bana haber verin' buyurdu. Ümmü Atiyye 'Biz yıkamayı bitirince Hz. Peygamber (sav) bize izârını uzattı ve 'Bunu, mevta için iç gömleği olarak kullanın' buyurdu." [(Hadisin râvilerinden Eyyüb) dedi ki: (İbn Sîrîn) bundan fazla bir şey söylemedi. Ölen kızın Hz. Peygamber'in (sav) hangi kızı olduğunu bilmiyorum. Ayrıca (Eyyüb), hadiste geçen iş’ârın ölüyü izâra sarmak anlamına geldiğini söylemiştir. İbn Sîrîn de kadın cenazesine izâr (belden aşağısını örten parça) bağlanmamasını ve ölünün boydan boya kefen ile örtülüp sarılmasını isterdi.]


    Öneri Formu
9599 B001261 Buhari, Cenaiz, 15

Bize Müsedded, ona Yahya b. Saîd, ona Hişam b. Hassân, ona Hafsa, ona da Ümm Atiyye (r.anhâ) şöyle rivayet etmiştir: "Nebi’nin (sav) kızlarından biri vefat etmişti. Nebi (sav) yanımıza gelerek 'Onu tek sayıda olmak üzere üç, beş ya da gerek görürseniz daha fazla sayıda sidr katılmış su ile yıkayınız. Son yıkayışa da kâfur ya da bir miktar kâfur koyunuz. İşinizi bitirince de beni haberdar ediniz' buyurdu. İşimizi bitirince ona haber verdik, o da bize (mevtaya örtmemiz için) belden aşağısını örten peştamalını verdi. Ölünün saçlarını üç bölük halinde ördük ve arkasına yerleştirdik."


    Öneri Formu
9611 B001263 Buhari, Cenaiz, 17

Bize Yakub b. İbrahim, ona Huşeym, ona Ebu Bişr, ona da Said b. Cübeyr, İbn Abbas’ın (r.anhumâ) şöyle dediğini rivâyet etmiştir: "Nebi (sav) ile (hac etmek maksadıyla) bulunan ihramlı bir adamı devesi üstünden düşürmüş, boynunu kırmış ve adam da ölmüştü. Rasulullah (sav) 'Onu su ve sidr otu ile yıkayın ve ihram olarak giydiği iki parça ihram elbisesi ile onu kefenleyin. Ona güzel koku sürmeyin, başını örtmeyin. Çünkü o kıyamet gününde telbiye getirerek (ihramlı olarak) diriltilecektir' buyurdu."


    Öneri Formu
13087 B001851 Buhari, Cezau's-Sayd, 21

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Abdülvehhab es-Sekafî, ona Eyyüb (es-Sahtiyânî), ona da Muhammed b. Sîrîn, Ümmü Atiyye'nin (r. anhâ) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Kızı Ümmü Gülsüm'ü yıkarken, Rasulullah (sav) yanımıza geldi ve 'Onu su ve sedirle üç, beş veya daha fazla sayıda yıkayın. Son seferinde suyun içerisine kâfûr ya da biraz kâfûr koyun. Yıkama işini bitirince de bana haber verin' dedi. İşimiz bitince kendisine haber verdik. Bunun üzerine kefen olarak kullanmamız için bize doğru izârını uzattı ve 'Kızıma bunu giydirin' buyurdu."


    Öneri Formu
14673 İM001458 İbn Mâce, Cenâiz, 8

Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Amr b. Dinar, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: "Bir yolculukta Nebi (sav) ile birlikte idik. Bir adamın ihramlıyken devesinden düşerek boynu kırılıp öldüğünü gördü. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Onu su ve sidr ile yıkayın. Üzerindeki iki ihram bezi ile kefenleyin, başını da örtmeyin. Çünkü o kıyamet gününde, tehlil ya da telbiye getirerek diriltilecektir' buyurdu." [Ebu İsa (Tirmizî) 'Bu, hasen-sahih bir hadistir. İlim ehlinden bazılarına göre uygulama bu hadise göredir. Süfyan es-Sevrî, Şâfiî, Ahmed ve İshak da bu görüştedir. İlim ehlinden bazısı da ihramlı kimse öldüğünde, ihramı artık sona ermiş sayılır. İhramlı olmayan kişiye yapılan uygulama neyse ona da aynen yapılır' demiştir.]


    Öneri Formu
15263 T000951 Tirmizi, Hac, 105

Bize Hudbe b. Halid, ona Hemmâm, ona Katâde, ona da Muhammed b. Sîrîn şöyle rivayet etmiştir: "Ben, cenaze yıkamayı Ümmü Atiyye'den öğrendim. Sidr otu (ve su) ile iki defa yıkar, üçüncüsünü ise kafur karıştırılmış su ile yıkarım."


    Öneri Formu
19843 D003147 Ebu Davud, Cenaiz, 28, 29

Bize Ka'nebî, ona Mâlik; (T) Bize Müsedded, ona Hammâd b. Zeyd, ona Eyyûb, ona Muhammed b. Sîrîn, ona da Ümmü Atiyye şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) kızı vefat ettiğinde yanımıza geldi ve 'Onu su ve sidr otu ile üç, beş ya da gerek görürseniz bundan daha fazla defa yıkayınız. Sonuncusunda suya kâfur ya da bir miktar kâfur atınız. Bitirdikten sonra da beni haberdar ediniz' buyurdu. İşimizi bitirince onu haberdar ettik, o da bize hıkvini (belden aşağısını örten peştamalını) verdi ve 'Bunu da cenazeye iç gömleği yapın' buyurdu." [Mâlik'in rivayetinde 'hikv' lafzı, 'yani izârını verdi' lafzıyla açıklanmıştır. Müsedded rivayetinde 'yanımıza geldi' ibaresini zikretmemiştir.]


    Öneri Formu
19835 D003142 Ebu Davud, Cenaiz, 28, 29