Giriş

Bize Sufyân, ona A'meş, ona Ebu Vâil şöyle rivayet etmiştir: Usame b. Zeyd'e “Falancaya (Osmân b. Affân'a) gitsen de halk arasındaki fitneyi onunla konuşsan” denildi. Usame “siz benim onunla bu meseleleri konuşmadığımı sanıyorsunuz. Oysa ben onunla gizlice konuşuyorum ama fitne kapısını ilk açan ben olmak istemediğim için konuştuklarımı size aktarmıyorum. Ben Rasullullah'tan (sav) duyduğum bir sözden sonra, hiç bir kimseye, başımda yönetici olduğundan dolayı, 'bu adam insanların en hayırlısıdır' demem” diye cevap verdi. Orada bulunanlar “Rasulullah'ın söylediği hangi sözü işittin?” diye sordular. Usame “ben Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken işittim” dedi: "Kıyamet gününde bir kişi getirilip, cehenneme atılır ve cehennemde hemen onun bağırsakları karnından dışarı çıkar. Sonra o kişi değirmen eşeğinin değirmende dönüşü gibi (bağırsakları etrafında) döner. Bunun üzerine cehennem ahalisi o kişinin başına toplanırlar ve 'ey falanca, senin bu hâlin nedir? Sen bize (dünyâda) iyiliği tavsiye edip bizleri kötülükten alıkoymaz mıydın?' derler. O da 'ben size iyiliği tavsiye eder, fakat onu kendim yapmazdım. Yine ben sizleri kötülükten alıkoyardım, ama kendim işlerdim' diye cevâb verir." Gunder, Şu'be'den, o da A'meş'ten bu hadisi rivayet etmiştir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Cafer arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
280590 B003267-2 Buhari, Bed'ü'l-Halk, 10

Bize İshak b. İbrahim, ona Cerir, ona Mansûr, ona Ebu Duhâ, ona da Mesrûk şöyle demiştir: Abdullah'ın yanında oturuyorduk. Kendisi de aramız­da yaslanmıştı. Derken ona bir adam gelerek “ey Ebu Abdurrahman, Kinde kapıları yanında bir hi­kayeci kıssa anlatıyor ve 'duman mucizesi gelecek, kâfirlerin canlarını ala­cak, müminler de ondan nezle şeklinde etkilenecek' diyor” dedi. Bunun üzerine Abdullah kızarak oturdu ve şunları söyledi: “Ey insanlar! Allah'tan korkun! Sizden kim, bir şey biliyorsa bildiğini söylesin. Bilmeyen de, 'Allah bilir' desin. Çünkü birinizin bilmediği bir şey için, 'Allah bilir' demesi en büyük ilimdir. Hiç Şüphesiz Allah (Azze ve Celle), Peygamber'ine "De ki: Tebliğim karşılığında sizden bir ücret istemiyorum. Ben kendiliğimden peygamberlik de taslamıyorum" (Sâd, 86) buyurmuştur. (Duman meselesine gelince) Hz. Peygamber (sav) insanların İslâm Dinini kabulde ağır davra­ndıklarını görünce "Allah'ım Yusuf Peygamber'in kavmine verdiğin gibi bunlara da ye­di yıllık kıtlık ver" diye dua etti. Hemen ardından onları öyle şiddetli bir kıtlık yakaladı ki, birçokları açlıktan ölü eti ve deriler yediler. Öyle ki kişi yerle gök arasındaki hava tabakasını duman şekli gibi gö­rüyordu. Bunun üzerine Ebu Sufyân, Hz. Peygamber'e geldi ve “ey Muhammed, sen bize gelmiş, Allah'a itaati ve hısımlarla ilgilenmeyi em­rediyorsun, ama kavmin ise helak oldu. Artık onlar için Allah'a dua et” dedi. Yüce Allah şöyle buyurdu: "Şimdi sen göğün, insanları bürüyecek açık bir duman getireceği günü gözetle. Bu acı bir azaptır. O gün insanlar 'Ey Rabbimiz! Bizden azabı kaldır. Artık biz inanıyoruz' derler. Onlar nerede, öğüt almak nerede? Halbuki onlara her şeyi açıkça bildiren bir peygamber gelmişti. Fakat onlar peygamberden yüz çevirmiş, 'Bu, kendisine belletilmiş delinin biri' demişlerdi. Biz azabı birazcık kaldıracağız, ama siz yine inkâra döneceksiniz." (Duhân, 10-15).” Abdullah şöyle dedi: “(Bu azab Kindeli'nin dediği gibi ahiret azabı olsaydı) Ahiret azabı bir kere geldikten sonra tekrar kaldırılır mı? (Ku­reyş müşrikleri sonra yine şirk­lerine döndüler. Bu dönekliğin cezasını) Allah "Fakat biz büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, kesinlikle intikamımızı alırız." (Duhân, 16) ayetinde bildirmiştir. Bu intikam günü, Bedir günüdür. Duman mucizesi, "Lizâm" ve Rumların tekrar galip geleceğini bildiren mucize, olmuş bitmiştir.”


Açıklama: "Duhân Mucizesi": Kureyşlilerin kıtlıkla cezalandırılmasıdır. (Duhân, 10-15 ayetlerinin tefsirine bakınız). "Lizâm": Bedir'de yenilip esir düşmeleridir. (Furkân, 77. ayetin tefsirine bakınız). "Rumların galip gelmesi" de Mekke döneminde ehl-i kitap olan Bizans'ın ateşperest olan İranlılara mağlup olmasından sonra bir kaç sene içinde tekrar galip geleceklerinin Kur'an tarafından önceden bildirilmesi, bildirildiği üzere de Bizans'ın İranlıları mağlup etmesidir. (Rûm, 1-4 ayetlerinin tefsirine bakınız)

    Öneri Formu
13494 M007066 Müslim, Sıfâtu'l-Münâfıkın ve Ahkamuhüm, 39

Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Ali b. Müshir, ona Sa'd b. Tarık, ona Rib'î b. Hiraş, ona da Huzeyfe (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle söylediğini haber verdi: "Benim havuzum Eyle ile Aden arasından daha büyüktür. Hayatım elinde olan Allah'a yemin ederim ki, havuz sahibi bir adamın yabancı develeri havuzundan kovduğu gibi ben de bazı insanları havuzumdan kovacağım." Orada bulunan sahabeler; ey Allah'ın Rasulü! Sen bizi tanıyacak mısın? diye sordular. Hz. Peygamber (sav); "evet. Siz benim yanıma abdest izlerinizin eseri olarak yüzleriniz ve ayaklarınız bembeyaz bir şekilde geleceksiniz. Bu alâmet sizde başka kimsede bulunmayacak."


    Öneri Formu
1695 M000583 Müslim, Tahâre, 38

Bize Muhammed b. Abdullah er-Rakkâşî, ona Mutemir, ona babası (Süleyman b. Tarhân), ona Ebu Miclez, ona da Kays b. Ubâd, Ali b. Talib'in (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir: Kıyamet gününde Rahman'ın huzurunda hasımlarıyla hesaplaşmak üzere ilk diz çökecek kişi ben olacağım. Kays der ki: "Şu iki gurup, Rableri hakkında çekişen iki hasımdır" (Hac, 19) ayeti, Bedir Günü karşılıklı çarpışan Ali, Hamza ve Ubeyde ile Şeybe b. Rabîa, Utbe b. Rabîa ve Velid b. Utbe hakkında inmiştir.


    Öneri Formu
31013 B003965 Buhari, Megâzî, 8

Bize Kuteybe, ona Cerîr, ona A'meş, ona Ebu Duhâ, ona da Mesrûk şöyle demiştir: Abdullah'ın yanına girdik. O bize şöyle dedi: Ey insanlar, Kim bir şey biliyorsa söylesin, bilmiyorsa “Allah en bilendir” desin. Çünkü insanın bilmediği şey için “Allah en bilendir” demesi de ilimdendir. Aziz ve Celil olan Allah, kendi Peygamberine hitaben "Tebliğime karşılık sizden hiç bir ücret istemiyorum. Ben kendiliğimden peygamberlik iddiasında da bulunmuyorum." (Sâd, 86) demesini emir buyur­muştur. Şimdi ben size Duhân hadisesini anlatacağım: Rasulullah (sav) Kureyş'i İslam'a davet etti, onlar ağırdan alıp geciktiler. Bunun üzerine Peygamber (sav) "Allah'ım, onlara karşı bana Yusuf'un yedi yılı gibi bir yedi yıl (kıtlık) ile yardım et" diye dua etti. Ardından onları öyle bir kıtlık ya­kaladı ki, her şeyi kökünden giderip yok etti ve onlar leş ve deri yemek zorunda kaldılar. Hatta bir insan, açlıktan dolayı, kendisiyle gök arasında bir duman görmeğe başladı. Aziz ve Celil Allah şöyle buyurdu: "Öyleyse sen, göğün âşikâr bir duman çıkaracağı günü gözetle. Bütün insanları her yönden saracak bir duman! Bu, gerçekten can yakıcı bir azaptır." (Duhân, 10-11). Râvî der ki: Bunun üzerine Kureyşliler "Rabbimiz, bu azabı üzerimizden kaldır. Biz gerçekten iman ediyoruz" diye dua ettiler. Ama "Onlar nerede, düşünüp ibret almak nerede? Halbuki onlara doğruluğu besbelli ve gerçeği apaçık ortaya koyan bir peygamber gelmişti. Fakat ondan yüz çevirdiler ve “bu peygamber değil, kendisine başkası tarafından bir kısım şeyler belletilmiş delinin biri!” dediler. Biz azabı birazcık kaldıracağız, ama siz yine inkâra döneceksiniz." (Duhân, 12-15). (İbn Mesud der ki): Azap, kıyamet gününde (olsa idi) onlardan kaldırılır mıydı?. (İbn Mesud) der ki: Kureyş'ten azap kaldırıldıktan sonra onlar yine küfürlerine geri döndüler. Allah da onları Bedir günü tekrar yakaladı. Yüce Allah: "o büyük ve karşı konulamaz çarpışla onları amansız bir şekilde yakalayacağımız gün, onlardan kesinlikle intikamımızı almış oluruz." buyurmuştur.


    Öneri Formu
32922 B004809 Buhari, Tefsir, (Sâd) 3


    Öneri Formu
32925 B004812 Buhari, Tefsir, (Zümer) 3


    Öneri Formu
32242 B004718 Buhari, Tefsir, (Benî İsraîl) 11


    Öneri Formu
32717 B004768 Buhari, Tefsir, (Şuarâ) 1


    Öneri Formu
32924 B004811 Buhari, Tefsir, (Zümer) 2


    Öneri Formu
32926 B004813 Buhari, Tefsir, (Zümer) 4