إِذْ تَبَرَّأَ الَّذِينَ اتُّبِعُوا مِنَ الَّذِينَ اتَّبَعُوا وَرَأَوُا الْعَذَابَ وَتَقَطَّعَتْ بِهِمُ الأَسْبَابُ

İşte o zaman (görecekler ki) kendilerine uyulup arkalarından gidilenler, uyanlardan hızla uzaklaşırlar ve (o anda her iki taraf da) azabı görmüş, nihayet aralarındaki bağlar kopup parçalanmıştır.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Bakara 2/166, /

بَلِ الْإِنسَانُ عَلَى نَفْسِهِ بَصِيرَةٌ

Artık insan, kendi kendinin şahididir.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Kıyâme 75/14, /

وَلَوْ أَلْقَى مَعَاذِيرَهُ

İsterse özürlerini sayıp döksün.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Kıyâme 75/15, /

وَقِيلَ مَنْ رَاقٍ

"Tedavi edebilecek kimdir?" denir.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Kıyâme 75/27, /

فَمَا لَهُ مِن قُوَّةٍ وَلَا نَاصِرٍ

O gün insan için ne bir güç ne de bir yardımcı vardır.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Târık 86/10, /

وَلَا يُوثِقُ وَثَاقَهُ أَحَدٌ

0'nun vuracağı bağı kimse vuramaz.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Fecr 89/26, /

حدثنا أحمد بن يعقوب قال أخبرنا إسحاق بن سعيد بن عمرو أنه سمع أباه يحدث عن بن عباس أنه قال : احفظوا انسابكم تصلوا أرحامكم فإنه لا بعد بالرحم إذا قربت وإن كانت بعيدة ولا قرب بها إذا بعدت وإن كانت قريبة وكل رحم أتيه يوم القيامة أمام صاحبها تشهد له بصلة إن كان وصلها وعليه بقطيعة إن كان قطعها

• Buhârî el-Edebü'l-Müfred 73, /111

بَلِ السَّاعَةُ مَوْعِدُهُمْ وَالسَّاعَةُ أَدْهَى وَأَمَرُّ

Bilakis kıyamet onlara vâdedilen asıl saattir ve o saat daha belâlı ve daha acıdır.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Kamer 54/46, /

يَوْمَ يَخْرُجُونَ مِنَ الْأَجْدَاثِ سِرَاعًا كَأَنَّهُمْ إِلَى نُصُبٍ يُوفِضُونَ

O gün onlar, sanki dikili bir şeye koşuyorlar gibi, kabirlerinden fırlaya fırlaya çıkarlar.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Me'âric 70/43, /

كَلَّا إِذَا بَلَغَتْ التَّرَاقِيَ

Artık gözünüzü açın! Ne zaman ki can köprücük kemiğine dayanır,

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Kıyâme 75/26, /