Öneri Formu
Hadis Id, No:
68657, HM020558
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ (ح) وَحَجَّاجٌ أَخْبَرَنَا شُعْبَةُ قَالَ سَمِعْتُ عِيَاضًا أَبَا خَالِدٍ قَالَ رَأَيْتُ رَجُلَيْنِ يَخْتَصِمَانِ عِنْدَ مَعْقِلِ بْنِ يَسَارٍ فَقَالَ مَعْقِلُ بْنُ يَسَارٍ
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَنْ حَلَفَ عَلَى يَمِينٍ لِيَقْتَطِعَ بِهَا مَالَ رَجُلٍ لَقِيَ اللَّهَ وَهُوَ عَلَيْهِ غَضْبَانُ
Tercemesi:
Açıklama:
Sahih hadistir. Bu isnadı ise zayıftır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ma'kil b. Yesar 20558, 6/790
Senetler:
1. Ebu Abdullah Ma'kıl b. Yesar (Ma'kıl b. Yesar b. Abdullah b. Muabbir b. Harak)
2. İyaz el-Beceli (İyaz)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Gunder Muhammed b. Cafer el-Hüzelî (Muhammed b. Cafer el-Hüzeli)
4. Ebu Muhammed Haccac b. Muhammed el-Mesîsî (Haccac b. Muhammed)
Konular:
Allah İnancı, kızması / gazabı/ buğzetmesi ve sebepleri
Kıyamet, ahvali
Yemin, Alış-verişte yalan yere
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13483, M007056
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُسْهِرٍ عَنْ دَاوُدَ عَنِ الشَّعْبِىِّ عَنْ مَسْرُوقٍ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ سَأَلْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنْ قَوْلِهِ عَزَّ وَجَلَّ ( يَوْمَ تُبَدَّلُ الأَرْضُ غَيْرَ الأَرْضِ وَالسَّمَوَاتُ ) فَأَيْنَ يَكُونُ النَّاسُ يَوْمَئِذٍ يَا رَسُولَ اللَّهِ فَقَالَ « عَلَى الصِّرَاطِ » .
Tercemesi:
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Ali b. Müshir, Dâvud'dan, o da Şa'bî'dcn, o da MesrûkMan, o da Âişe'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş) : Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ye Allah (Azze ve Celle) nin :«O gün yer, yerden başka bir kılığa değişecek, göklerde Öyle olacak...» âyet-i kerîmesini sordum, İnsanlar o gün nerede olacak yâ Resûlallah? dedim. «Sırat üzerinde!» buyurdular.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sıfâtu'l-münâfikîn ve ahkâmuhüm 7056, /1150
Senetler:
()
Konular:
Kıyamet, ahvali
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13484, M007057
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ شُعَيْبِ بْنِ اللَّيْثِ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ جَدِّى حَدَّثَنِى خَالِدُ بْنُ يَزِيدَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِى هِلاَلٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « تَكُونُ الأَرْضُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ خُبْزَةً وَاحِدَةً يَكْفَؤُهَا الْجَبَّارُ بِيَدِهِ كَمَا يَكْفَأُ أَحَدُكُمْ خُبْزَتَهُ فِى السَّفَرِ نُزُلاً لأَهْلِ الْجَنَّةِ » . قَالَ فَأَتَى رَجُلٌ مِنَ الْيَهُودِ فَقَالَ بَارَكَ الرَّحْمَنُ عَلَيْكَ أَبَا الْقَاسِمِ أَلاَ أُخْبِرُكَ بِنُزُلِ أَهْلِ الْجَنَّةِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ قَالَ « بَلَى » . قَالَ تَكُونُ الأَرْضُ خُبْزَةً وَاحِدَةً - كَمَا قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم - قَالَ فَنَظَرَ إِلَيْنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ ضَحِكَ حَتَّى بَدَتْ نَوَاجِذُهُ قَالَ أَلاَ أُخْبِرُكَ بِإِدَامِهِمْ قَالَ « بَلَى » . قَالَ إِدَامُهُمْ بَالاَمُ وَنُونٌ . قَالُوا وَمَا هَذَا قَالَ ثَوْرٌ وَنُونٌ يَأْكُلُ مِنْ زَائِدَةِ كَبِدِهِمَا سَبْعُونَ أَلْفًا .
Tercemesi:
Bize Abdu'I-Melik b. Şuayb b. Leys rivayet etti. (Dedi ki) : Bana babam, dedemden rivayet etti. (Demiş ki) : Bana Hâlid b. Yezid, Saîd b. Ebî Hilâl'den, o da Zeyd b. Eslem'den, o da Atâ' b. Yesâr'dan, o da Ebû Saîdi Hudrî'den, o da Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem'den naklen rivayet etti. Şöyle buyurmuşlar :
«Kıyamet gününde yer bir çerek olacak. Onu Cebbar kendi yed-i kudretiyle sizden birinizin seferde çöreğini elden ele çevirdiği gibi, cennetliklere ikram olmak üzere çevirecektir.»
Ebû Saîd demiş ki : Az sonra yahudilerden bir adam gelerek: — Rahman olan Allah sana bereket versin ey Eba'l-îvaâsım. Kıyamet giınünde cennetliklerin ağırlanacağı şeyi sana haber vereyim mi? dedi. Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sıfâtu'l-münâfikîn ve ahkâmuhüm 7057, /1150
Senetler:
()
Konular:
Kıyamet, ahvali
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18190, M007381
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ الْعَنْبَرِىُّ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنِ النُّعْمَانِ بْنِ سَالِمٍ قَالَ سَمِعْتُ يَعْقُوبَ بْنَ عَاصِمِ بْنِ عُرْوَةَ بْنِ مَسْعُودٍ الثَّقَفِىَّ يَقُولُ سَمِعْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَمْرٍو وَجَاءَهُ رَجُلٌ فَقَالَ مَا هَذَا الْحَدِيثُ الَّذِى تُحَدِّثُ بِهِ تَقُولُ إِنَّ السَّاعَةَ تَقُومُ إِلَى كَذَا وَكَذَا . فَقَالَ سُبْحَانَ اللَّهِ - أَوْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ أَوْ كَلِمَةً نَحْوَهُمَا - لَقَدْ هَمَمْتُ أَنْ لاَ أُحَدِّثَ أَحَدًا شَيْئًا أَبَدًا إِنَّمَا قُلْتُ إِنَّكُمْ سَتَرَوْنَ بَعْدَ قَلِيلٍ أَمْرًا عَظِيمًا يُحَرَّقُ الْبَيْتُ وَيَكُونُ وَيَكُونُ ثُمَّ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « يَخْرُجُ الدَّجَّالُ فِى أُمَّتِى فَيَمْكُثُ أَرْبَعِينَ - لاَ أَدْرِى أَرْبَعِينَ يَوْمًا أَوْ أَرْبَعِينَ شَهْرًا أَوْ أَرْبَعِينَ عَامًا - فَيَبْعَثُ اللَّهُ عِيسَى ابْنَ مَرْيَمَ كَأَنَّهُ عُرْوَةُ بْنُ مَسْعُودٍ فَيَطْلُبُهُ فَيُهْلِكُهُ ثُمَّ يَمْكُثُ النَّاسُ سَبْعَ سِنِينَ لَيْسَ بَيْنَ اثْنَيْنِ عَدَاوَةٌ ثُمَّ يُرْسِلُ اللَّهُ رِيحًا بَارِدَةً مِنْ قِبَلِ الشَّأْمِ فَلاَ يَبْقَى عَلَى وَجْهِ الأَرْضِ أَحَدٌ فِى قَلْبِهِ مِثْقَالُ ذَرَّةٍ مِنْ خَيْرٍ أَوْ إِيمَانٍ إِلاَّ قَبَضَتْهُ حَتَّى لَوْ أَنَّ أَحَدَكُمْ دَخَلَ فِى كَبَدِ جَبَلٍ لَدَخَلَتْهُ عَلَيْهِ حَتَّى تَقْبِضَهُ » . قَالَ سَمِعْتُهَا مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « فَيَبْقَى شِرَارُ النَّاسِ فِى خِفَّةِ الطَّيْرِ وَأَحْلاَمِ السِّبَاعِ لاَ يَعْرِفُونَ مَعْرُوفًا وَلاَ يُنْكِرُونَ مُنْكَرًا فَيَتَمَثَّلُ لَهُمُ الشَّيْطَانُ فَيَقُولُ أَلاَ تَسْتَجِيبُونَ فَيَقُولُونَ فَمَا تَأْمُرُنَا فَيَأْمُرُهُمْ بِعِبَادَةِ الأَوْثَانِ وَهُمْ فِى ذَلِكَ دَارٌّ رِزْقُهُمْ حَسَنٌ عَيْشُهُمْ ثُمَّ يُنْفَخُ فِى الصُّورِ فَلاَ يَسْمَعُهُ أَحَدٌ إِلاَّ أَصْغَى لِيتًا وَرَفَعَ لِيتًا - قَالَ - وَأَوَّلُ مَنْ يَسْمَعُهُ رَجُلٌ يَلُوطُ حَوْضَ إِبِلِهِ - قَالَ - فَيَصْعَقُ وَيَصْعَقُ النَّاسُ ثُمَّ يُرْسِلُ اللَّهُ - أَوْ قَالَ يُنْزِلُ اللَّهُ - مَطَرًا كَأَنَّهُ الطَّلُّ أَوِ الظِّلُّ - نُعْمَانُ الشَّاكُّ - فَتَنْبُتُ مِنْهُ أَجْسَادُ النَّاسِ ثُمَّ يُنْفَخُ فِيهِ أُخْرَى فَإِذَا هُمْ قِيَامٌ يَنْظُرُونَ ثُمَّ يُقَالُ يَا أَيُّهَا النَّاسُ هَلُمَّ إِلَى رَبِّكُمْ . وَقِفُوهُمْ إِنَّهُمْ مَسْئُولُونَ - قَالَ - ثُمَّ يُقَالُ أَخْرِجُوا بَعْثَ النَّارِ فَيُقَالُ مِنْ كَمْ فَيُقَالُ مِنْ كُلِّ أَلْفٍ تِسْعَمِائَةٍ وَتِسْعَةً وَتِسْعِينَ - قَالَ - فَذَاكَ يَوْمَ يَجْعَلُ الْوِلْدَانَ شِيبًا وَذَلِكَ يَوْمَ يُكْشَفُ عَنْ سَاقٍ » .
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Muâz El-Anherî rivayet etti. (Dedi ki): Bize babam rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Şu'be, Nu'man b. Sâlim'den rivayet etti. (Demiş ki): Ben Yâkub b. Asım b. Urve b. Mes'ud Es-Sakâfî'yi şöyle derken işittim. Abdullah b, Anır'ı dinledim. Kendisine tir adam gelmişti. Adam: — Rivayet etmekte olduğun bu hadîs nedir? Diyor muşsun ki, hiç şüphesiz kıyamet filân ve filân vakte kadar kopacaktır, dedi. Abdullah: — Sübhânellah! Yahut Lâilâheillallah veya lunlar gibi bir kelime söyledi. (Ve şöyle devam etti.) Hakikaten ilelehed kimseye bir şey rivayet etmemek içimden geçti. Ben ancak şunu söyledim : Siz az zaman sonra büyük bir hâdise göreceksiniz. Kabe yakılacak ve şöyle şöyle olacak. Sonra dedi ki: Resûlüllah (Sallaliahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdular:
«Deccal ümmetimin arasında çıkacak ve k&rk (zaman) kalacaktır. (Kırk gün mü dedi, kırk ay mı, yoksa kırk sene mi bilemiyorum.) Derken Allah Meryem oğlu İsa'yı gönderecektir. O Urve b. Mes'ud gibidir. Ve Deccal'ı arayıp helak edecekiir. Sonra insanlar yedi sene duracak; iki kişi aras:nda düşmanlık olmayacaktır. Sonra Allah Şam tarafından soğuk bir rüzgâr gönderecek ve yeryüzünde kalbinde zerre kadar hayr yahut iman bulunan hiç bir kimse kalmayacak, hepsinin ruhunu kabzedecektir. Hatta biriniz bir dağın içine girmiş olsa, rüzgâr da üzerine girerek ruhunu kabzedecektir.» Ben bunu Resûlüllah (Sallaliahü Aleyhi ve Sellemy'den işittim. Buyurdular ki: «Bunun üzerine insanların kötü takımı kuş hafifliğinde ve yırtıcı tabiatında kalacaklar. Ne bir iyilik tanıyacaklar, ne de bir kötülük men edecekler. Şeytan kendilerine temessül ederek : — (Bana) icabet etmiyor musunuz? diyecek. Onlar da: — Bize ne emredersin? cevabını verecekler. Ve onlara putlara tapmayı emredecek. Onlar bu halde rızikları bol yaşayışları güzel devam ederken sonra sûra üfürülecekîir. Bunu işiten herkes boyun bükecek ve boyun kaldıracaktır. Onu ilk İşiten develerinin havuzunu sıvayan bir adam olacaktır. O adam hemen ölecek sair insanlar da öleceklerdir. Sonra Allah, çiğ gibi yahut gölge gibi (şekkeden Nu'man'dır) bir yağmur gönderecek — yahut yağmur indirecek demiştir.— Bundan insanların cesetleri bitecek. Sonra sûra bir daha üfürülecek ve birden kalkıp bakacaklardır. Sonra : Ey İnsanlar, Rabbİnize gelin!.. Bunları durdurun! Çünkü onlar sorguya çekilecekler, denilecektir. Sonra: Cehennem ordusunu çıkarın, denilecek ve kaç kişiden? diye sorulacak. Her bin kişiden dokuzyüzdoksandokuzunu denilecektir, işte çocukları ihtiyarlatacak gün bu ve işte baldırın açılacağı gün budur.»
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fiten ve Eşratu's-sâat 7381, /1203
Senetler:
()
Konular:
Kıyamet alametleri, Hz. İsa'nın gelişi
Kıyamet, ahvali
Kıyamet, alametleri, Deccal
Kıyamet, sıkıntıları
Kıyamet, Sur'un tanımı ve Sur'a üflenmesi
Kıyamet, yakın olması
Kıyamet, zamanı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14240, M007203
Hadis:
حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَعُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدٍ قَالُوا حَدَّثَنَا يَحْيَى - يَعْنُونَ ابْنَ سَعِيدٍ - عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ أَخْبَرَنِى نَافِعٌ عَنِ ابْنِ عُمَرَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم ( يَوْمَ يَقُومُ النَّاسُ لِرَبِّ الْعَالَمِينَ ) قَالَ « يَقُومُ أَحَدُهُمْ فِى رَشْحِهِ إِلَى أَنْصَافِ أُذُنَيْهِ » . وَفِى رِوَايَةِ ابْنِ الْمُثَنَّى قَالَ « يَقُومُ النَّاسُ » . لَمْ يَذْكُرْ يَوْمَ .
Tercemesi:
Bize ZUhcyr b. Ilarb ile Mulıammed b. Mûsennâ ve Ubeydullah b. Saîd rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize Yahya (yâni; İbni Saîd) Ubeydullah'dan rivayet etti. (Demiş ki) : Bana Nûfi', İbnû Ömer'den, o da Peygamber (sav) 'den naklen:O gün insanlar alemlerin Rabbİne ayağa kalkacaklardır.» âyeti hakkında haber verdi. Şöyle buyurmuşlar:
«İnsanlardan her biri kulaklarının yansına kadar tere batmış olarak kalkacaktır.» İbnû Müsennâ'mn rivayetinde: «İnsanlar kalkacak...» demiş, günü anmamıştır
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cennet ve sıfatü neîmihâ ve ehlihâ 7203, /1172
Senetler:
()
Konular:
Kıyamet, ahvali
Kıyamet, sıkıntıları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14242, M007204
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْحَاقَ الْمُسَيَّبِىُّ حَدَّثَنَا أَنَسٌ يَعْنِى ابْنَ عِيَاضٍ ح وَحَدَّثَنِى سُوَيْدُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ مَيْسَرَةَ كِلاَهُمَا عَنْ مُوسَى بْنِ عُقْبَةَ ح وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا أَبُو خَالِدٍ الأَحْمَرُ وَعِيسَى بْنُ يُونُسَ عَنِ ابْنِ عَوْنٍ ح وَحَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ جَعْفَرِ بْنِ يَحْيَى حَدَّثَنَا مَعْنٌ حَدَّثَنَا مَالِكٌ ح وَحَدَّثَنِى أَبُو نَصْرٍ التَّمَّارُ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ أَيُّوبَ ح وَحَدَّثَنَا الْحُلْوَانِىُّ وَعَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ عَنْ يَعْقُوبَ بْنِ إِبْرَاهِيمَ بْنِ سَعْدٍ حَدَّثَنَا أَبِى عَنْ صَالِحٍ كُلُّ هَؤُلاَءِ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . بِمَعْنَى حَدِيثِ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ نَافِعٍ [« يَقُومُ أَحَدُهُمْ فِى رَشْحِهِ إِلَى أَنْصَافِ أُذُنَيْهِ »]. غَيْرَ أَنَّ فِى حَدِيثِ مُوسَى بْنِ عُقْبَةَ وَصَالِحٍ « حَتَّى يَغِيبَ أَحَدُهُمْ فِى رَشْحِهِ إِلَى أَنْصَافِ أُذُنَيْهِ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Ishak El-Müseyyebî rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Encs (yâni; İbni Iyâz) rivayet etti. H.Bana Süveyd b. Saîd de rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Hafs b. Meyse-ra rivayet etti. Her iki râvî Musa b. Ukhe'den rivayet etmişlerdir.
Bize Ebû Bckr b. Ebî Şeyhe de rivayet etti, (Dedi ki) : Bize Ebû Hâ-lid El-Ahmer ile İsa b. Yûnus, İbnû Avn'den rivayet ettiler. H.Bana Abdullah b. Ca'fer b. Yahya dahi rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Ma'n rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Mâlik rivayet etti. H.Bana Ebû Nasr Et-Temmûr da rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Hammad h. Seleme, EyyuVdan rivayet etti. H.Bize Hulvânî ile Abd b. Humeyd dahi Ya'kub h. İbrahim h. Sa'd'dan rivayet ettiler. (Demiş ki) : Bize baham, Salih'den rivayet etti.
Bu râvilerin hepsi Nâfi'den, o da İbnû Ömer'den, o da Peygamber (sav)naklen Ubeydullah'in Nâfi'den rivayet ettiğî hadîs mânâsında rivayette bulunmuşlardır. Şu kadar var ki: Musa b. Ukbe ile Salih'in hadîsinde:
«Hattâ onlardan biri kulaklarının yarısına kadar terine batacaktır.» ibaresi vardır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cennet ve sıfatü neîmihâ ve ehlihâ 7204, /1173
Senetler:
()
Konular:
Kıyamet, ahvali
Kıyamet, sıkıntıları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14243, M007205
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ - يَعْنِى ابْنَ مُحَمَّدٍ - عَنْ ثَوْرٍ عَنْ أَبِى الْغَيْثِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِنَّ الْعَرَقَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ لَيَذْهَبُ فِى الأَرْضِ سَبْعِينَ بَاعًا وَإِنَّهُ لَيَبْلُغُ إِلَى أَفْوَاهِ النَّاسِ أَوْ إِلَى آذَانِهِمْ » . يَشُكُّ ثَوْرٌ أَيَّهُمَا قَالَ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Saîd rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Abdû'I-Aziz (yâni; îbnû Muhammed) Sevr'den, o da Ebû'İ-Gays'dan, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivayet etti kİ: Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuşlar«Şüphesiz ki, kıyamet gününde ter, yerin içîne yetmiş kulaç inecektir. Ve şüphesiz ki, o insanlann ağızlarına yahut kulaklarına ulaşacaktır.»Sevr bunların hangisini söylediğinde şekketmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cennet ve sıfatü neîmihâ ve ehlihâ 7205, /1173
Senetler:
()
Konular:
Kıyamet, ahvali
Kıyamet, sıkıntıları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14246, M007206
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَكَمُ بْنُ مُوسَى أَبُو صَالِحٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَمْزَةَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ جَابِرٍ حَدَّثَنِى سُلَيْمُ بْنُ عَامِرٍ حَدَّثَنِى الْمِقْدَادُ بْنُ الأَسْوَدِ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « تُدْنَى الشَّمْسُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ مِنَ الْخَلْقِ حَتَّى تَكُونَ مِنْهُمْ كَمِقْدَارِ مِيلٍ » . قَالَ سُلَيْمُ بْنُ عَامِرٍ فَوَاللَّهِ مَا أَدْرِى مَا يَعْنِى بِالْمِيلِ أَمَسَافَةَ الأَرْضِ أَمِ الْمِيلَ الَّذِى تُكْتَحَلُ بِهِ الْعَيْنُ . قَالَ « فَيَكُونُ النَّاسُ عَلَى قَدْرِ أَعْمَالِهِمْ فِى الْعَرَقِ فَمِنْهُمْ مَنْ يَكُونُ إِلَى كَعْبَيْهِ وَمِنْهُمْ مَنْ يَكُونُ إِلَى رُكْبَتَيْهِ وَمِنْهُمْ مَنْ يَكُونُ إِلَى حَقْوَيْهِ وَمِنْهُمْ مَنْ يُلْجِمُهُ الْعَرَقُ إِلْجَامًا » . قَالَ وَأَشَارَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم (بِيَدِهِ) إِلَى فِيهِ .
Tercemesi:
Bize Hakem K Musa Ebû Salih rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Yahya b. Hamza, Abdurrahman b. Câbir'den rivayet etti. (Demiş ki) : Bana Süleym b. Âmir rivayet etti. (Dedi ki) : Bana Mikdâd b. Esved rivayet etti. (Dedi ki) : Ben Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'i:«Kıyamet gününde güneş mahlûkata yaklaşacak hattâ onlara bir mil mikdârı yakın olacaktır.» buyururken işittim.Süleym b. Âmir : Vallahi millen neyi kastediyor, yerin mesâfesini mi yoksa kendisiyle göze sürme çekilen mili mi bilmiyorum, demiş.
Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurmuşlar ki:«insanlar amelleri mikdarı tere batacak; kimisi topuklarına kadar, kimisi dizlerine kadar, bazıları köprücük kemiklerine kadar batacak bazıla-•ına da ter adamakıllı gem vuracaktır.»Mikdâd demiş ki: Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) eliyle ağzına işaret etti
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cennet ve sıfatü neîmihâ ve ehlihâ 7206, /1173
Senetler:
()
Konular:
Kıyamet, ahvali
Kıyamet, sıkıntıları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18407, M007413
Hadis:
حَدَّثَنِى زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ أَبِى الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ يَبْلُغُ بِهِ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « تَقُومُ السَّاعَةُ وَالرَّجُلُ يَحْلُبُ اللِّقْحَةَ فَمَا يَصِلُ الإِنَاءُ إِلَى فِيهِ حَتَّى تَقُومَ وَالرَّجُلاَنِ يَتَبَايَعَانِ الثَّوْبَ فَمَا يَتَبَايَعَانِهِ حَتَّى تَقُومَ وَالرَّجُلُ يَلِطُ فِى حَوْضِهِ فَمَا يَصْدُرُ حَتَّى تَقُومَ » .
Tercemesi:
Bize Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Süfyan b. Uyeyne, Ebû'z-Zinad'dan, o da A'rac'dan, o da Ebû Hüreyre'den, o da Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e ulaştırmak suretiyle naklen rivayet etti. (Şöyle buyurmuşlar): «Bir adam yeni doğurmuş devesini sağarken kıyamet kopacak. Kıyamet kopuncaya kadar kab ağzına ulaşmıyacaktır. İki adam da elbise alışverişi yapacaklar, kıyamet kopmadan o aliş-verişi bitiremeyeceklerdir. Bir dam havınıı sıvayacak, kıyamet kopmadan ondan çıkmayacaktır.»
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fiten ve Eşratu's-sâat 7413, /1209
Senetler:
()
Konular:
Kıyamet, ahvali
Kıyamet, kimler üzerine kopacağı
Kıyamet, zamanı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18415, M007414
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَا بَيْنَ النَّفْخَتَيْنِ أَرْبَعُونَ » . قَالُوا يَا أَبَا هُرَيْرَةَ أَرْبَعُونَ يَوْمًا قَالَ أَبَيْتُ . قَالُوا أَرْبَعُونَ شَهْرًا قَالَ أَبَيْتُ . قَالُوا أَرْبَعُونَ سَنَةً قَالَ أَبَيْتُ « ثُمَّ يُنْزِلُ اللَّهُ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَيَنْبُتُونَ كَمَا يَنْبُتُ الْبَقْلُ » . قَالَ « وَلَيْسَ مِنَ الإِنْسَانِ شَىْءٌ إِلاَّ يَبْلَى إِلاَّ عَظْمًا وَاحِدًا وَهُوَ عَجْبُ الذَّنَبِ وَمِنْهُ يُرَكَّبُ الْخَلْقُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ » .
Tercemesi:
Bize Ebû Küreyb Muhammed b. Ala rivayet etti. (Dedi ki): Bize Ebû Muâviye, A'meş'den, o da Ebû Salih'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş) : Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem): «iki sûr üfürülmesi arasında kırk vardır.» buyurdu. Oradakiler; — Yâ Ebâ Hüreyre, kırk gün mü? diye sordular. — Bir şey diyemem! cevâbını verdi.— Kırk ay mı? dediler. — Bir şey diyemem! cevâbım verdi. — Kırk yıl mı? dediler. — Bir şey diyemem! cevâbını verdi. «Sonra Allah semâdan su indirecek ve insanlar sebze biter gibi bitecekler.» buyurdu. «insanın çürümeyecek hiç bir yeri yoktur. Yalnız bir kemik müstesna ki, o da kuyruk sokumu kemiğidir. Kıyamet gününde halk ondan derlenip toplanacaktır.» buyurdular.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fiten ve Eşratu's-sâat 7414, /1209
Senetler:
()
Konular:
Kıyamet, ahvali
Kıyamet, sıkıntıları
Kıyamet, Sur'un tanımı ve Sur'a üflenmesi