142 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Rumh, ona el-Leys b. Sa'd, ona Ebû'z-Zübeyr, ona Süfyan b. Abdullah, ona -zannederim- Asım b. Süfyan es-Sekafî şöyle rivâyet etti: "Ashâb, Selasil gazvesine gitmişlerdi, ancak savaş vuku bulmamıştı. Bir süre orada beklediler. Sonra halife Muâviye'nin yanına döndüler. O sırada Muâviye'nin yanında Ebû Eyyub ile Ukbe b. Amir de bulunuyordu. Asım şöyle dedi: "- Ey Ebû Eyyub! Bu yıl savaşa katılamadık. Bize bildirildiğine göre dört mescidde namaz kılanın günahı bağışlanırmış." Ebû Eyyub şu cevabı verdi: "- Ey kardeşimin oğlu! Seni bundan çok daha kolay bir hayra yönlendireyim: Ben Rasûlullah'ı (sav) 'Kim emredildiği şekilde abdestini alır ve yine emredildiği şekilde namazını kılarsa daha önce işlemiş olduğu günahları bağışlanır' buyurduğunu işitmiştim." Sonra Ebû Eyyub; "- Öyle değil mi ey Ukbe!" deyince Ukbe de; "- Evet gerçekten öyle" diye karşılık verdi.
Açıklama: Hadist geçen "فرابطوا" kelimesi "Savaşa katılamadıklarından dolayı kaçırdıkları sevabı elde etmek amacıyla ibadet ve taatte bulundular." şeklinde de çevrilebilir. Ancak hadisin devamındaki ifadeler, kaçırılan sevabı telafi etme çabasının Muaviye'nin yanına geldikten sonra ortaya çıktığını ihsas ettirmektedir. Bu sebeple söz konusu kelime "Düşman ordusunun geçiş güzergahında bir süre gizlendiler" anlamındadır. el-Vellevî'nin izahı da bu mana takdirini desteklemektedir. Bk. el-Vellevî, Zahîretu'l-ukbâ, III, 365.
Bize Rebî b. Süleyman, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb ona da Ebu Seleme b. Abdurrahman'nın rivayet ettiine göre Ebu Hüreyre şöyle demiştir: Hz. Peygamber'in (sav) Ramazan ayı hakkında şöyle buyurduğunu işittim: "(Ramazan'ı) iman ve samimiyet ile geçiren kişinin geçmiş günahları bağışlanır."
Bize Muhammed b. Hâlid, ona Bişr b. Şuayb, ona babası (Şuayb b. Ebu Hamza), ona ez-Zührî ona Ebu Seleme b. Abdurrahman'ın rivayet ettiğine göre Ebu Hüreyre şöyle demiştir: Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu işittim: "(Ramazan'ı) iman ve samimiyet ile geçirenin geçmiş günahları bağışlanır."
Açıklama: Hadis إِلَّا مِنْ ثَلَاثٍ cümlesinden öncesi itibariyle sahihtir.