Giriş

Bize İshak İbn Nasr, ona Abdurrezzak, ona Ma'mer, ona Hemmâm, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle rivayet etmiştir: "Vücuttaki bütün eklemler için her gün sadaka vermek gerekir. Hayvanına binmek veya eşyasını yük­lemek isteyen kimseye yardım etmek sadakadır. Güzel söz veya namaza gitmek için atılan her adım sadakadır. Yol göstermek de sadakadır"


    Öneri Formu
29267 B002891 Buhari, Cihad, 72

Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden gönül kırma gelen bir sadakadan daha hayırlıdır. Allah her bakımdan sınırsız zengindir, halimdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir).


    Öneri Formu
202118 KK2/263 Bakara, 2, 263


Açıklama: Burada râvî, sözü söyleyenin "küçük kemik, kemik, eklem" kelimelerinden hangisini söylediğine dair şüphe etmektedir. Fakat burada hangi kelimenin kullanıldığını tespit etmenin pratikte bir önemi yoktur. Zira amaç, insan bedenini oluşturan parçaların sayısı hakkında tıbbî/ilmî bir bilgi vermek değildir. Bilakis amaç, büyük bir rakam kullanarak bedeni oluşturan parçaların çokluğuna dikkat çekmek ve her bir parçanın karşılığının çeşitli sadakalarla ödenmesi gerektiğine vurgu yapmaktır.

    Öneri Formu
164451 EM000422 Buhari, Edebü'l-Müfred, 199


    Öneri Formu
19667 B006023 Buhari, Edeb, 34


    Öneri Formu
22381 N002568 Nesai, Zekât, 72


    Öneri Formu
63232 HM013668 İbn Hanbel, III, 251


    Öneri Formu
50274 HM010404 İbn Hanbel, II, 494


    Öneri Formu

Bana Muhammed b. Hakem, ona en-Nadr, ona İsrâîl, ona Sa'd et-Tâî, ona Muhıl b. Halîfe, ona da Adiy b. Hâtim şöyle rivâyet etti: "Hz. Peygamber’in (sav) huzurunda otururken bir adam gelip fakirlikten şikâyette bulundu. Sonra başka biri gelip yolların kesilmesinden şikâyet etti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) bana; “Ya Adiyy, Hîre’yi gördün mü?” diye sordu. Ben, “Görmedim, ancak bana o şehir hakkında bazı haberler verildi” dedim. O zaman Rasûlullah (sav), “Eğer ömrün uzun olursa, deve sırtında Hîre’den (tek başına) yola çıkan bir kadının Kâbe’ye kadar gelip onu tavaf edeceğini görürsün; bu seyahat esnasında o kadın, yüreğinde Allah korkusundan başka hiçbir korku hissetmeyecektir” dedi. Bunun üzerine ben kendi kendime; “Ülkelere dehşet saçan Tayy kabilesinin yol kesici eşkıyaları nereye gidecek?” dedim. Hz. Peygamber (sav) sözüne şöyle devam etti: "Eğer ömrün uzun olursa, Kisrâ hazinelerinin fethedildiğini de görürsün.” Ben, “Hürmüz’ün oğlu Kisrâ mı?” diye sordum. “Evet, Hürmüz’ün oğlu Kisrâ” buyurdu ve şöyle devam etti: “Eğer ömrün uzun olursa, eli altın ve gümüşle dolu olan bir adamın, bunları kabul edecek bir insan aradığını, ama kimsenin onları kabul etmediğini de göreceksin. Hepiniz mutlaka bir gün Allah’a kavuşacaksınız; hem de aranızda hiçbir tercüman olmadan O’na varacaksınız. Allah; “Ben sana, (emirlerimi) tebliğ eden bir Peygamber göndermedim mi?” diye soracak. İnsan da; “Evet, ya Rabbi” diyecek. Allah tekrar; “Ben sana mal vermedim mi? Sana lütufta bulunmadım mı?” diye soracak. İnsan, “Evet, ya Rabbi” diyecek. Sonra sağına bakacak, cehennemden başka bir şey göremeyecek. Soluna bakacak, yine cehennemden başka bir şey göremeyecek.” Adiyy şöyle der: “Ben, Rasûlullah’ın (sav) şöyle söylediğini de işittim: “Yarım hurma ile olsa da (onu tasadduk ederek) kendinizi cehennemden koruyun! Yarım hurmayı bile bulamazsanız, bari güzel bir sözle cehennemden korunun!” Bana Abdullah, ona Ebû Âsım, ona Sa'dân b. Bişr, ona Ebû Mücâhid, ona Muhıll b. Halîfe, ona da Adiyy rivâyet etti: "Ben Peygamber aleyhisselâmın huzurunda oturuyordum..."


    Öneri Formu
280697 B003595-2 Buhari, Menakıb, 25


Açıklama: Sonda yer alan rivayet senedi ile ilk rivayette yer alan 'Hz. Peygamber’in (sav) huzurundayken' ifadesinden farklı gelen bir lafza dikkat çekilmek istenmiştir.

    Öneri Formu
34320 B003595 Buhari, Menakıb, 25