554 Kayıt Bulundu.
Bize Musa b. İsmail, ona Ebu Avane, ona Asım ve Husayn, onlara İkrime’nin rivayetine göre İbn Abbas (r.anhüma) şöyle demiştir: Nebi (sav) bir seferde, on dokuz gün boyunca, namazları kısaltarak kıldı. Bizim de yolculuğumuz on dokuz güne kadar devam ederse namazlarımızı kısaltarak kılarız. Eğer daha fazla kalırsak namazları tam kılarız.
Bize Ebu Bekir b. Hallâd el-Bâhilî, ona Ebu Âmir, ona İsa b. Hafs b. Asım b. Ömer b. el-Hattab, ona da babası (Hafs b. Asım) şöyle demiştir: Bir seferde İbn Ömer ile birlikteydik. Bize namazın farzını kıldırdıktan sonra namazdan ayrıldı biz de ayrıldık. Derken gözü namaz kılmış olduğu tarafa kaydı ve orada bir takım insanların namaz kıldığını görüp “bunlar ne yapıyor?” dedi. Ben “namazın sünnetini kılıyorlar” dedim. Bunun üzerine şöyle dedi: Kardeşimin oğlu, eğer ben vaktin sünnetlerini kılacak olsaydım, hiç şüphesiz farz namazımı tam olarak kılardım. Gerçek şu ki ben Rasulullah (sav) ile yolculukta da bulundum. Allah onun canını alıncaya kadar iki rekâttan fazla namaz kılmadı. Ebu Bekir ile birlikte de arkadaşlık ettim, Allah onun canını alıncaya kadar iki rekâttan fazla namaz kılmadı. Ömer ile de beraber bulundum, Allah onun canını alıncaya kadar iki rekâttan fazla kılmadı. Sonra Osman ile bulundum, Allah onun canını alıncaya kadar kadar iki rekâttan fazla kılmadı. Zaten Yüce Allah da "And olsun ki sizin için Rasulullah'ta güzel bir örnek vardır" (Ahzab, 21) buyurmuştur.
Bana Malik’in rivayet ettiğine göre kendisine şu rivayet ulaşmıştır: Abdullah b. Abbas namazı Mekke ile Taif arası, Mekke ile Usfan arası, Mekke ile Cidde arası mesafelerde ve benzerlerinde namazı kısaltarak kılardı. Malik der ki: Bu mesafe dört berîd (yaklaşık 83 km) eder. Namazın kısaltılarak kılınacağı uzaklıklar hususunda en tercih ettiğim rivayet budur. Malik der ki: Yolculuğa çıkmak isteyen bir kimse, beldenin evlerinin dışına çıkmadıkça namazı kısaltarak kılmaz. Beldenin ilk evinin bulunduğu yere girmedikçe ya da oraya yaklaşmadıkça da namazını tam olarak kılmaz.
Bize Vekî, ona Hişâm b. Gâz, ona Süleyman b. Musa, ona da Ukbe b. Âmir el-Cühenî şöyle demiştir: Bir seferde Hz. Peygamber (sav) ile birlikte idim. Sabah namazı vakti oldu, ezan okuyup kamet getirdi ve beni sağ tarafına dikip (namaza durdu.) Namazda Muavvizeteyn (Felâk ve Nas) surelerini okudun. Namazı bitirince bana "nasıl buldun?" diye sordu. Ben de “iyi buldum (bu sureleri öğrenmek beni sevindirdi)” dedim, bana "o zaman her uykuya daldığında ve her uyandığında bu sureleri oku" buyurdu.
Bize Musa b. İsmail, ona Ebu Avane, ona Asım ve Husayn, onlara İkrime’nin rivayetine göre İbn Abbas (r.anhüma) şöyle demiştir: Nebi (sav) bir seferde, on dokuz gün boyunca, namazları kısaltarak kıldı. Bizim de yolculuğumuz on dokuz güne kadar devam ederse namazlarımızı kısaltarak kılarız. Eğer daha fazla kalırsak namazları tam kılarız.