271 Kayıt Bulundu.
Bize Ubeydullah b. Muaz, ona babası, ona Şube, ona Abdurrahman b. el-Kasım, ona babası, ona Salih b. Havvat, ona da Sehl b. Ebu Hasme'nin rivayet ettiğine göre; "Rasulullah (sav), ashabına korku halinde namaz kıldırmıştı. Cemaati, arkasında iki saf yaptı; önce hemen arkasında duranlara bir rekât kıldırdı. Sonra arkasındaki safta duranlar bir rekât daha kılıncaya kadar kıyamda durdu. Sonra arka saftakiler ön safa, öndekiler de arka safa geçtiler. Hz. Peygamber onlara da bir rekât kıldırdı. Sonra da arkasındakiler bir rekât daha kılıncaya kadar oturdu, sonra da selam verdi."
Açıklama: Korku namazı; savaş esnasında kılınan namazın adıdır. Bir taraftan namaz farizasını eda etmek, öte yandan da düşman tarafından gâfil avlanmamak için bazı tedbirler alınarak kılınan namazdır. Bu namaz, Kur'an ayetleriyle de (Nisâ, 101-103) sabittir.
Bize İmran b. Meysera, ona İbn Fudayl, ona Husayf, ona da Ebu Ubeyde'nin rivayet ettiğine göre Abdullah b. Mesud (ra) şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) bize korku namazını şöyle kıldırdı: Askerler iki gurup oldu; guruplardan biri Rasulullah'ın (sav) arkasında saf tuttu, diğeri de düşman karşısında nöbete durdu. Rasulullah (sav) ilk gruba bir rekât namaz kıldırdı. Sonra diğer grup geldi ilk grubun yerinde saf tuttu, ilk grup da düşmanın karşısına geçti. Hz. Peygamber bu ikinci gruba da bir rekât namaz kıldırdı. Sonra selam verdi. Sonra arkasındaki cemaat kalkıp kendi başlarına bir rekât daha kılarak namazı tamamlayıp selam verdiler. Sonra gidip düşman karşısında nöbet tutan grubun yerine geçtiler, sonra oradakiler de gelip kendi başlarına bir rekât daha kılarak namazı tamamladılar, sonra selam verdiler."
Açıklama: Abdullah b. Mesud ile Ebu Ubeyde b. Abdullah el-Hüzelî arasında İnkita' vardır.
Bize Said b. Mansur, ona Cerir b. Abdulhamid, ona Mansur, ona Mücahid, ona da Ebû Ayyaş ez-Zuraki şöyle rivayet etti: "Rasulullah'la (sav) birlikte Usfân'da idik. Müşriklerin başında da Halid b. Velid vardı. Biz öğle namazını kıldık. Bu sırada müşrikler; Gafil davrandık. Keşke namazda iken Müslümanlara saldırsaydık diye konuşuyorlardı. Bunun üzerine öğle ile ikindi arasında namazı kısaltma ayeti nazil oldu. İkindi vakti olunca Rasulullah (sav) kıbleye karşı durdu. Müşrikler de O'nun ön tarafında idiler. Hz. Peygamber'in arkasında bir saf, onun arkasında da başka bir saf teşkil edildi. Rasulullah (sav) rükûa gidince (iki saf da) birlikte rükûa vardı. Ancak O, secdeye gidince, sadece kendi arkasında duran saf secdeye gitti. Diğer saftakiler, onları bekliyorlardı. Onlar secdeleri yapıp ayağa kalktıklarında, arka saftakiler secdelerini yaptılar. Sonra ilk saftakiler geri çekilerek arkadakilerin yerini, arka saftakiler de ön safın yerini aldı. Sonra Hz. Peygamber (ikinci rekâtın) rükûuna gitti, saftakiler de hep birlikte rükûa gittiler. Sonra secdeye vardı, O'nunla birlikte arkasındaki (ilk) saf da secdeye gitti. Gerideki saf onları bekliyordu. Rasulullah (sav) ve arkasındaki saf (secdeleri yapıp kadeye) oturunca, arka saftakiler de secdeleri yapıp birlikte oturdular. Sonra hep birlikte selam verdiler. Rasûl-i Ekrem'in Usfan'da kıldığı bu namazı bir de Benû Süleym günü kıldı." [Ebû Davud dedi ki: Bu manada bir rivayeti Eyyûb ile Hişam da Ebu'z-Zübeyr, ve Cabir vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmişlerdir.] [Bunu Davud b. Husayn, İkrime vasıtasıyla İbn Abbas'dan (ra); Abdülmelik, Atâ vasıtasıyla Cabir'den (ra); Katade de el-Hasan ve Hıttân vasıtasıyla Ebu Musa'dan -Ebu Musa'nın kendi fiili olarak- rivayet ettiler. Aynı şekilde İkrime b. Halid, Mücahid vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav); Hişam b. Urve de babası vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir. Bu, es-Sevrî'nin görüşüdür.]
Bize el-Ka'neb, ona Malik, ona Yezid b. Rûmân, ona da Salih b. Havvat'ın Zâtü'r-Rikaa' harbi vuku bulduğu gün Rasulullah (sav) ile birlikte korku namazı kılan bir zattan rivayet ettiğine göre; "Bir taife Peygamber (sav) ile birlikte (arkasında), bir başka taife de düşmana karşı saf tutmuştu. (Hz. Peygamber) Yanındakilere bir rekât namaz kıldırmış, sonra ayakta dururken (cemaat) kendi kendilerine (namazı) tamamlamışlar. Sonra namazdan çıkarak düşmanın karşısına saf bağlamışlar. (Bu sefer) öteki taife gelmiş, Rasulullah (sav) onlara da namazından kalan rekâtı kıldırmış, sonra oturarak beklemiş, cemaat kendi kendilerine namazı tamamlamışlar, sonra Rasulullah (sav) onlarla selam vermiş." [Malik dedi ki: (Bu mevzuda) duyduklarımın bana en hoş geleni Yezid b. Rûman'ın hadisidir.]
Bize el-Ka'neb, ona Malik, ona Yahya b. Saîd, ona el-Kasım b. Muhammed, ona Salih b. Havvat el-Ensarî'nin rivayet ettiğine göre; Sehl b. Ebu Hasme el-Ensarî (ra), korku namazını şöyle anlatmış: "İmam namaza durur, bir kısım cemaat da onunla birlikte durur. Cemaatin kalan kısmı, düşmanın karşısına geçer. İmam, kendisine uyanlarla birlikte bir rekât kılar, secdeleri yapıp ayağa kalkınca ayakta bekler. Cemaat, kalan rekâtı kendi kendilerine tamamlar, sonra selam verip namazdan çıkarlar. Bu esnada imam, hala kıyamdadır. Namazı tamamlayanlar, düşmanın karşısına geçip nöbeti devralırlar. Sonra namaz kılmayan gurup gelir, imamın gerisinde durup tekbir alırlar. İmam, onlara da bir rekât kıldırıp selam verir. Onlar da kalkıp kılamadıkları rekâtı kendi başlarına tamamlar, sonra selam verirler." [Ebû Davud dedi ki: Yahya b. Saîd'in el-Kasım'dan (naklettiği) rivayeti Yezîd b. Rûmân'ın rivayeti gibidir. Ancak Yahya b. Saîd’in rivayeti, sadece selam konusunda Yezid b. Rûmân'ın rivayetinden farklıdır. Ubeydullah'ın rivayeti de Yahya b. Saîd'in rivayeti gibidir. Ubeydullah da (aynen Yahya gibi) "İmam ayakta bekler" dedi.]
Ebû Davud dedi ki: Korku namazı konusunda bize Ubeydullah b. Sa'd, ona amcası, ona babası, ona İbn İshak, ona Muhammed b. Cafer b. ez-Zübeyr, ona da Urve b. ez-Zübeyr'in haber verdiğine göre, bu korku namazı kıssasını Hz. Aişe şöyle anlatmış: "Rasulullah (sav) tekbir aldı, kendisiyle birlikte saf olanlar da tekbir aldılar. Sonra O rükû yaptı, onlar da rükû yaptılar; O secdeye vardı, onlar da secdeye vardılar. Sonra secdeden başını kaldırdı, onlar da başlarını kaldırdılar. Sonra Hz. Peygamber (sav) bir müddet oturup bekledi, onlar ise kendi kendilerine ikinci secdeyi yapıp kalktılar ve gerisin geri giderek arkadaki gurubun gerisine gidip durdular. Arkasından ikinci gurup gelerek tekbir aldılar, kendi kendilerine rükû yaptılar. Sonra Hz. Peygamber (ikinci) secdeye vardı, onlar da O'nunla birlikte secdeye gittiler. Sonra Rasulullah (sav) kalktı, onlar ise kendi başlarına ikinci secdeyi yaptılar. Sonra her iki zümre de Hz. Peygamber'le beraber kıyama durdular. Hep birlikte rükû ve (ilk) secdeyi yaptılar. Sonra Rasulullah (sav) ikinci secdeye gidince, onlar da kusur etmemeye çalışarak, ama en süratli bir şekilde O'nunla birlikte secdeye gittiler. Sonra da Hz. Peygamber selam verdi, onlar da selam verdiler. Sonra Rasulullah (sav) namazı tamamlayıp ayağa kalktı. Böylece insanlar, namazın bütününde Rasulullah'a (sav) uymuş oldular."
Bize Müsedded, ona Yezid b. Zürey', ona Mamer, ona ez-Zührî, ona Salim, ona da İbn Ömer'in rivayet ettiğine göre; "Rasulullah (sav) iki guruptan birine bir rekât (korku namazı) kıldırdı. Bu sırada diğer gurup düşman karşısında nöbette idi. Sonra ilk gurup namazdan ayrılıp öbürlerinin yerine geçti ve ikinci gurup namaza geldi. Rasulullah (sav) onlara da bir rekât namaz kıldırdı. Sonra selâm verdi. Sonra hem her iki gurup birer rekât daha namaz kıldılar." [Ebû Davud dedi ki: Bu hadisi Nafi' ile Hâlid b. Mâ'dan da İbn Ömer vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) aynı şekilde rivayet ettiler. Mesruk ile Yusuf b. Mihran'ın İbn Abbas'tan naklettikleri söz de böyledir. Yunus'un el-Hasan’dan naklettiği rivâyete göre Ebû Musa da (korku namazını) bu şekilde kılarmış.]