133 Kayıt Bulundu.
Bize Ahmed b. Said b. Sahr ed-Dârimî, ona Ebu Numan Ârim b. Fadl, ona Abdülvahid b. Ziyad, ona Asım el-Ahvel, ona eş-Şa'bî, ona Bera b. Azib şöyle rivayet etti: "Rasulullah (sav) bir Kurban Bayramı günü bize hutbe vererek “namaz kılmadan sakın kimse kurban kesmesin” buyurdu. Bir adam 'bende henüz süt emen bir oğlak var, o iki et koyunundan iyidir' dedi. Rasulullah (sav) 'onu kurban kes, fakat senden sonra bir yaşını doldurmamış bir hayvan hiçbir kimse için (kurban olarak) geçerli olmaz' buyurdu."
Bize Osman, ona Cerir, ona Mansur, ona Şa‘bî, ona da Berâ b. Âzib (ra) şöyle rivayet etti: "Rasulullah (sav) kurban bayramı (birinci) günü namazdan sonra bize bir hutbe verip 'Kim bizim gibi namaz kılar, bizim gibi kurban keserse, kestiği kurban yerini bulur. Kim de namazdan önce kurban keserse şüphesiz o, namazdan önce kesmiş olur ve onun kestiği, kurban olmaz' buyurdu. Berâ’nın dayısı Ebu Burde b. Niyâr 'Ey Allah’ın Rasulü, ben namazdan önce koyunumu kesmiş bulundum, çünkü ben bugünün yeme ve içme günü olduğunu biliyordum, bundan dolayı evimde koyunumun ilk kesilen şey olmasını istediğim için koyunumu kestim ve namaza gelmeden önce kahvaltımı yaptım' dedi. Rasulullah (sav) 'O koyunun et koyunu oldu' buyurdu. Ebu Burde 'Ey Allah’ın Rasulü, bizde benim için iki koyundan daha değerli bir oğlak var, o benim için yeterli olur mu' dedi. Rasulullah (sav) 'Evet, ama senden sonra hiçbir kimse için yeterli olmayacaktır' buyurdu."
Bize Müsedded, ona Halid, ona Mutarrif, ona da Şa'bî, Bera b. Azib'in şöyle dediğini rivayet etti: "Dayım Ebu Bürde namazdan önce kurban kesmişti. Rasulullah (sav) “senin bu koyunun (ibadet maksadıyla kurban edilen bir koyun değil, sadece etinden istifade edebileceğin) bir et koyunudur” buyurdu. (Dayım da) “Ey Allah'ın Rasulü ben de bir yaşını doldurmuş bir keçi yavrusu vardır (onu kurban edebilir miyim?)” diye sordu. (Rasulullah da) “Sen kes ama senden başkası için (bu hayvan kurban olmaya) uygun değildir” buyurdu."
Bize Sadaka b. Fadl, ona İsmail, ona Eyyüb, ona Muhammed (b. Sirin), ona da Enes b. Malik (ra) şöyle rivayet etti: "Peygamber'in (sav) bir kurban bayramında 'Bayram namazından önce kurban kesmiş olan bir daha kessin' buyurdu. Bir adam ayağa kalkıp 'Ey Allah'ın Resulü! Bu et yemenin iştahla beklendiği bir gündür' dedi ve komşularının durumunu anlattı, sonra da 'Benim bir (yaşını doldurmamış) oğlağım var ki, bir çift besi koyunundan daha iyidir. (Onu kessem olur mu?)' diye sözlerini tamamladı. Hz. Peygamber (sav) ona bu konuda izin verdi. Bu iznin onun dışındakileri de kapsayıp kapsamadığını bilemiyorum. Sonra Hz. Peygamber (sav), kalkıp kendisine ait bir çift kurbanlık koçun yanına gitti. Onların kesimini yaptı. İnsanlar kalkıp küçük bir koyun sürüsünün yanına gitti ve onları aralarında bölüştürdüler."
Bize Ali b. Abdullah, ona İsmail b. İbrahim, ona Eyyüb, ona Muhammed (b. Sirin), ona da Enes şöyle rivayet etmiştir: "Peygamber (sav) “Kurbanını namazdan önce kesmiş olan bir daha kurban kessin” buyurdu. Bunun üzerine bir adam “Bugün, et yemenin istendiği bir gündür” dedi ve komşularının ete olan ihtiyacını dile getirdi, Hz. Peygamber (sav) de ona hak vermiş göründü. Adam “Benim (yaşına basmamış yavru) bir oğlağım var. Fakat İki koyundan daha iyi” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber o kişiye (yaşını doldurmamış oğlak kesmesi için) izin verdi. -Fakat bu ruhsat başkalarını da kapsar mı bilemiyorum.- Daha sonra Hz. Peygamber (sav) (kurban için beklettiği) iki koçun yanına giderek bunları kesti. Nihayet herkes koyununu alıp kurbanını kesti."
Bize Musa b. İsmail, ona Ebu Avane Vazzah b. Abdullah, ona Firas b. Yahya, ona da Amir eş-Şa'bî, Bera b. Azib’in (ra) şöyle dediğini rivayet etti: "Rasulullah (sav) bir gün namaz kıldırdı ve “Her kim bizim kıldığımız namazı kılıyor, yöneldiğimiz kıbleye dönüyorsa (kurban bayramı) namazı kılıp ayrılmadıkça kurban kesmesin” buyurdu. Bunun üzerine Ebu Burde b. Niyâr ayağa kalktı ve “Ey Allah'ın Rasulü! Ben kurban kesme işini namazdan önce yaptım” dedi. Rasulullah (sav) “O senin acele edip de kestiğin bir hayvandır, (kurban sayılmaz)” buyurdu. Ebu Burde “Benim yanımda dişi bir oğlak vardır ki, o, iki tane yaşına basmış hayvandan daha değerlidir, ben onu kurban edeyim mi?” diye sordu. Rasulullah “Evet, onu kes, ancak senden sonra hiçbir kimse için bu (kurban olarak) yeterli olmaz” buyurdu." [Âmir eş-Şa'bî der ki: Bu kestiği kurban, kestiklerinin en hayırlısıydı.]
Bize Kuteybe, ona Ebu'l-Ahvas, ona Mansûr, ona eş-Şa'bî, ona da Berâ b.Âzib şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) Kurban bayramı günü namazdan sonra hutbe okudu ve “Kim bizim gibi namaz kılarsa, kurban keserse kurbanını doğru bir şekilde kesmiş olur. Kurbanını namazdan önce kesen etlik kesmiş olur” buyurdu. Ebu Bürde “Ey Allah'ın resulü! Ben namaza gelmeden kurbanı kestim. Bu günün yeme içme günü olduğunu öğrendiğimden hemen acele ettim, yedim, içtim ailemi ve komşularımı da yedirdim” dedi. Rasulullah (sav) “Bu etlik sayılır” dedi. Ebu Bürde “Etlik için olan koyuna denk bir süt için beslediğim bir oğlak var. Onu kurban etsem olur mu?” diye sordu. Hz. Peygamber (sav) “Evet şimdi olur. Ama senden sonra hiç kimse için oğlak kurban olarak kabul edilmez” buyurdu."
Bize Muhammed b. Osman, ona Behz, ona Şu‘be, ona Zübeyd, ona Şa‘bî, ona da Berâ b. Âzib mescit direklerinden birisinin yanında şöyle demiştir: "Nebi (sav) kurban bayramı günü hutbe verdi ve “Bu günümüzde yapacağımız ilk şey namaz kılmamızdır. Sonra kurbanımızı keseriz. Böyle yapan bir kimse sünnetimizi isabet ettirmiş olur. Bundan önce (kurbanını) kesen kişinin bu yaptığı ise ancak ailesi için acele ederek önceden ikram ettiği bir et olur” buyurdu. Ebu Burde b. Niyar (daha önce) kestiği için “Ey Allah’ın Rasulü, bende bir yaşını bitirmişten daha hayırlı (iyi) bir oğlak var” dedi. Allah Rasulü “Onu kesebilirsin ama senden sonra hiçbir kimse için, o, kurban yerine geçmez” buyurdu."
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Süfyan, ona Mansur ve Zübeyd, onlara da eş-Şa'bî, Bera b. Azib’in şöyle dediğini rivayet etti: "Ebu Bürde b. Niyâr (bayram) namazını kılmadan önce kurbanını kesti. Sonra Hz. Peygamber (sav) namazını kılınca O'nu çağırdı, O da yaptığını O'na anlattı. Bunun üzerine Rasulullah (sav) O'na 'Senin (kestiğin) koyun, et (için kesilen bir) koyun (oldu!)' buyurdu. Ebu Bürde de 'Ey Allah'ın Rasulü! Yanımda dişi bir oğlak -veya dişi bir keçi yavrusu- var. Bu bana bir koyundan daha sevimlidir, (acaba bunu kurban etsem olur mu?)' dedi. (Hz. Peygamber de); 'O halde onu kurban et. Ancak bu, senden sonra hiç kimse için (kurban olmaya) yeterli olmaz' buyurdu." [Ebu Muhammed (ed-Dârimî) der ki: Muhammed'in Süfyan'dan, bana aktardığı rivayette "Kim de (bayram) namazından sonra, imam hutbe okuyorken (kurbanını) keserse, (bu kurban) ona yeter." ifadesi vardır.]
Bize Yahya b. Yahya, ona Halid b. Abdullah, ona Mutarrif, ona da Amir (eş-Şa'bî), Bera (b. Azib)'in (ra) şöyle dediğini rivayet etti: "Dayım Ebu Bürde namazdan önce kurban kesti. Rasulullah (sav) 'bu et koyunundan ibarettir' buyurdu. Dayım 'ey Allah'ın Rasulü! Bende bir keçi oğlağı var' dedi. 'Senden başkası için uygun olmamakla beraber sen kes' buyurdu. Sonra da 'Her kim namazdan önce kurban keserse, ancak kendi için kesmiş olur. Kim namazdan sonra keserse onun kurbanı tamam olmuş ve Müslümanların sünnetine isabet etmiştir' buyurdu."