133 Kayıt Bulundu.
Bize Yakub b. İbrahim, ona İbn Uleyye, ona Eyyub, ona Muhammed, ona da Enes'in (ra) rivayet ettiğine göre, bir kurban bayramı gününde Rasûlullah (sav), "Her kim kurbanını bayram namazından önce kestiyse tekrar kurban kessin!" buyurdu. Bunun üzerine bir adam kalkıp, "- Ey Allah'ın Rasûlü! Bu gün et yemenin arzu edildiği günüdür" diyerek komşularına et yedirdiğini söyledi. Rasûlullah (sav) sanki onun sözlerini tasdik eder gibi bir tavır sergiledi. Adam, "- Benim iki koyunun etinden daha çok beğendiğim bir oğlağım var. Onu kurban olarak kessem olur mu?" diye sordu. Hz. Peygamber (sav) ona ruhsat verdi. Ancak bu ruhsatın başkalarını da kapsayıp kapsamadığını bilmiyorum. Sonra Rasûlullah (sav) kurban olarak hazırladığı iki koçu kesti.
Bize Kuteybe, ona Ebû’l-Ahvas, ona Mansur, ona eş-Şa‘bî, ona da el-Berâ dedi ki: Kurban bayramında namazı müteakip Rasûlullah (sav) bize hutbe okudu sonra şöyle buyurdu: "Kim bizim bu namazımızı kılar, kurbanımızı keserse, kurbanını isabetli bir vakitte kesmiş olur. Kim de namazdan önce kurban keserse o bir et koyunu olur." Ebû Burde b. Niyâr, "- Ey Allah’ın Rasûlü, vallahi ben namaza çıkmadan önce kurban kestim, çünkü ben bugünün yeme ve içme günü olduğunu biliyordum. Bundan dolayı acele ederek kendim de yedim, aile halkıma ve komşularıma da yedirdim" dedi. Rasulullah (sav), "- Senin o kestiğin bir et koyunudur" buyurdu. Bu sefer Ebû Burde, "- Bende iki et koyunundan daha iyi bir oğlak var, acaba o benim için yeterli olur mu?" diye sordu. Rasûlullah (sav) da, "- Evet, ama senden sonra hiçbir kimse için yeterli olmaz" buyurdu.