Giriş

Bize Ebu Rabî ez-Zehrânî, ona Hammâd b. Zeyd; (T) Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, o ikisine İbn Nümeyr; (T) Bize İbn Nümeyr, ona babası; onların hepsine Hişâm b. Urve, ona da babası, Âişe'nin önceki hadisinin benzerini şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah hastalanmıştı. Ashâbından bazı kimseler de onu ziyaret etmek üzere huzuruna girdiler. Hz. Peygamber (sav) namazını oturarak kıldı. Gelen ziyaretçiler de ayakta ona uydular. Rasulullah (sav) onlara oturmalarını işaret etti, onlar da oturdular. Allah Rasulü (sav) namazını bitirince 'İmam ancak kendisine uyulmak için öne geçirilir. O rükua eğilince siz de eğilin, rükudan kalkınca siz de kalkın. Oturarak kılınca siz de namazınızı (ona uyarak) oturarak kılın' buyurdu."


Açıklama: tercümeye bakmak lazım

    Öneri Formu
3438 M000927 Müslim, Salât, 83

Bize Amr b. Avn, ona Ebu Avâne, ona Katâde; (T) Bize Ahmed b. Hanbel, ona Yahya b. Said, ona Hişam, ona Katâde, ona Yunus b. Cübeyr, ona da Hıttân b. Abdullah er-Rakkâşî şöyle rivayet etmiştir: "Ebu Musa el-Eş'arî, bize namaz kıldırmıştı. Namazının son rekatına oturduğunda cemaatten bir adam 'Namaz, ancak iyilik ve zekât ile makbul olur' dedi. Ebu Musa namazını tamamladığında, cemaate döndü ve 'Şöyle şöyle diyen hanginizdi?' dedi. Cemaat sessizliğe büründü. Ebu Musa tekrar 'Şöyle şöyle diyen hanginizdi?' diye sordu. Cemaat yine cevap vermeyince, 'Ey Hıttân! Galiba sen söyledin' dedi. Hıttân 'Ben söylemedim' dedim. Zira beni paylamasından çekindim.' Cemaatten bir adam kalkıp 'O sözleri ben söyledim ve bununla da sadece hayrı kastettim' dedi. Ebu Musa bunun üzerine 'Namazınızda neler söyleyeceğinizi bilmiyor musunuz. Rasulullah (sav) hutbe verip bize bunu öğretmiş, bize namazın sünnetini (adabını) açıklamış ve namazı (nasıl kılacağımızı) bize şu sözleriyle anlatmıştır: Namaza kalktığınızda önce saflarınızı düzgün ve sık tutun. Sonra içinizden biri imam olsun. O tekbir aldığında siz de tekbir getirin. O 'Ğayri'l-mağdûbi aleyhim velâ'd-dâllîn' dediğinde sizler âmin deyin ki Allah duanıza icabet etsin. İmam tekbir alıp rükûa vardığında siz de tekbir getirip rükûa gidin. Çünkü imam, sizden önce rükûa gidip sizden önce rükûdan kalkar. Rasulüllah (sav) bu anlattıklarım böyledir buyurdu ve şöyle devam etti: İmam 'Semiallâhu limen hamideh' dediğinde sizler 'Allâhümme Rabbenâ leke'l-hamd' deyin. Şüphesiz Allah Teâlâ, Nebi'sinin (sav) dili ile 'Semiallâhu limen hamideh' demiştir. İmam tekbir alıp secdeye vardığında, siz de tekbir getirip secde edin. Çünkü imam, sizden önce secdeye varıp sizden önce secdeden kalkar. Rasulüllah (sav) bu anlattıklarım da böyledir buyurdu ve şöyle devam etti: İmam oturduğunda sizden birinin ilk sözü şu olsun: 'En güzel selamlar, dualar Allah'a olsun. Selam sana ey Nebi! Allah'ın rahmeti ve bereketi senin üzerine olsun. Selam bizlere ve Allah'ın salih kullarına olsun. Şahitlik ederim ki, Allah'tan başka ilah yoktu ve şahitlik ederim ki Muhammed (sav), onun kulu ve Rasulüdür' buyurdu." [Ahmed (b. Hanbel), hadisinde 've berakâtühü' ifadesini zikretmemiş; 've eşhedü' ifadesi yerine de 2ve enne Muhammeden' ifadesini zikretmiştir.]


Açıklama: 'فَتِلْكَ بِتِلْكَ' ifadesinin 'Bu, sizin imama tâbi olmanızdan dolayıdır.' şeklinde tercümesine dair bk. Azîmâbâdî, Avnu'l-ma'bûd, III, 181.

    Öneri Formu
7823 D000972 Ebu Davud, Salat, 177, 178

Bize Muhammed b. Mesud, ona Zeyd b. Hubâb, ona Kamil Ebu'l-Alâ, ona Habib b. Ebu Sabit, ona da Said b. Cübeyr, İbn Abbas'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) iki secde arasında şöyle derdi: 'Allah'ım! Beni bağışla, bana merhamet et, bana afiyet ver, beni hidayet üzere kıl ve beni rızıklandır'."


    Öneri Formu
6680 D000850 Ebu Davud, Salat, 140, 141

Bize Müsedded, ona Süfyan, ona Süleyman b. Süheym, ona İbrahim b. Abdullah b. Ma'bed, ona babası (Abdullah b. Ma'bed. Abbas), ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: Peygamber (sav) (vefatına yakın günlerden bir gün), insanlar Ebu Bekir’in (ra) arkasında saflar halinde dizilmiş iken, (hanesi ile mescidi arasındaki) perdeyi açtı ve şöyle buyurdu: "Ey insanlar, peygamberliğin müjdeleyici haberlerinden (alametlerinden) geriye yalnızca, Müslümanın gördüğü veya onun için gösterilen sâlih rüya kalmıştır. Şunu da bilin ki, bana rükû ya da secde halinde iken Kur'an okumam yasaklandı. Rükû halinde iken Rabbinizi tazim ediniz. Secde halinde iken de elinizden geldiği kadar dua ediniz. Çünkü secdede yapılan duaların kabul olunması daha çok umulur."


    Öneri Formu
6709 D000876 Ebu Davud, Salat, 147, 148

Bize Said b. Mansur, Kuteybe b. Said, Ebu Kamil el-Cahderî ve Muhammed b. Abdülmelik el-Emevî, (hadisin lafızları Ebu Kamil el-Cahderî'ye aittir), onlara Ebu Avâne, ona Katâde, ona Yunus b. Cübeyr, ona da Hıttân b. Abdullah er-Rakkâşî şöyle nakletmiştir: Ebu Musa el-Eş'arî ile namaz kıldım. Namazdaki oturuşta, cemaatten bir adam 'Namaz, sadaka ve zekatla birlikte sabit olmuştur' dedi. Ebu Musa namazı bitirince, selam verip namazdan çıktı ve 'Az önceki sözleri söyleyen hanginizdi?' dedi. Cemaat susup cevap vermedi. Sonra Ebu Musa 'Az önceki sözleri söyleyen hanginizdi?' diye tekrarladı. Cemaat yine susunca, 'Ey Hıttân! Muhtemelen sen söyledin' dedi. Hıttân 'Ben söylemedim' dedi. Çünkü beni azarlamasından korktum. Bu sırada cemaatten bir adam kalkıp 'O kelimeleri ben söyledim, fakat bununla hayırdan başka bir şey de kastetmedim' dedi. Bunun üzerine Ebu Musa 'Namazlarınızda neler söylemeniz gerektiğini bilmiyor musunuz? Hz. Peygamber (sav) bize bir hutbe verdi ve bize takip etmemiz gereken yolu açıklayıp namazımızı nasıl kılacağımızı da şu sözlerle öğretti' dedi: "Namaz kılacağınız zaman, saflarınızı düzeltin, sonra içinizden biriniz imam olsun. İmam tekbir aldığından siz de tekbir alın. İmam (Ğayri'l-mağdûbi aleyhim ve-le'd-dâllîn) (Gazaba uğrayanların ve sapıtanların yoluna) değil) dediğinde, âmin deyin ki Allah (cc) size icabet etsin. İmam tekbir alıp rükûa gittiğinde, siz de tekbir alıp rükûa gidin. Zira İmam sizden önce rükûa gider, sizden önce rükudan doğrulur. Hz. Peygamber (sav) 'Bu anlattıklarım aynen böyledir' buyurdu ve şunları ilave etti: İmam (Semiallahu limen hamideh) (Allah hamdeden kulunu işitti) dediği zaman, siz de (Allahümme rabbenâ leke'l-hamd) (Ey Allah'ım, Rabbimiz! Hamd senin içindir) deyin ki Allah sizi işitsin. Zira Allah Tebâreke ve Teâlâ Peygamber'inin dilinden 'Allah, hamdeden kulunu işitmiştir' buyurmuştur. İmam tekbir alıp secde ettiğinde siz de tekbir alıp secde edin. Zira imam sizden önce secde eder ve secdeden doğrulur. Hz. Peygamber (sav) 'Bu da böyledir' buyurdu ve şöyle devam etti: Namazdaki oturuşa gelince, ilk söyleyeceğiniz şu sözler olsun (et-Tahiyyâtü et-tayyibâtü es-salavâtü li'llâhi es-selâmü aleyke eyyühe'n-nebiyyü ve rahmetullahi ve berakâtühü es-selâmü aleyna ve alâ ibâdillâhi's-sâlihîn. Eşhedü en-lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve rasuluh) (Selam, iyilikler ve övgüler Allah'a mahsustur. Sana selam olsun, Allah'ın rahmeti ve bereketleri senin üzerine olsun Ey Nebî! Bize ve Allah'ın sâlih kullarına da selam olsun. Şehadet ederim ki, Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur. Yine şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın kulu ve Rasulü'dür.)"


    Öneri Formu
3080 M000904 Müslim, Salât, 62

Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu‘be, ona Amr b. Murre, ona Âsım el-Anezî, ona İbn Cubeyr b. Mutim, ona da babası (Mut'im b. Adiyy) şöyle demiştir: Rasulullah’ın (sav) namaza başladığında üç defa "Allahu Ekber kebira, Allahu Ekber kebira"; üç defa "Elhamdülillahi kesîrâ, Elhamdülillahi kesîrâ"; üç defa "Subhanallahi bukreten ve asîlâ" der sonra şu duayı okurdu: "Allah'ım! Kovulmuş Şeytanın çarpmasından (ruh ve beden sağlığına zarar veren etkilerinden), üflemesinden (vesvese ve bâtıl sözlerle bizi etkilemesinden) ve üfürmesinden (kibir ve gurur duygularını içimize üflemesinden) Sana sığınırım." [Amr der ki: Şeytanın çarpması (هَمْزِ) sara nöbeti, ölüm nöbeti, ruhsal sıkıntı; üflemesi (نَفْثِ) şiir (batıl söz); üfürmesi (نَفْخِ) de kibirdir.]


    Öneri Formu
10786 İM000807 İbn Mâce, İkâmetu's-Salavât, 2

Bize Yahya b. Habib el-Hârisî ve Salih b. Hâtim b. Verdân, onlara Yezid b. Zurey‘, ona Halid el-Hazzâ, ona Ebu Ma‘şer, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah b. Mesud’un şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav): "Benim arkamda yaşını başını almış kimseler dursun, sonra, onlardan sonra gelenler dursun –bunu üç defa tekrar etti-. Pazar yerlerindeki kargaşadan da sakının" buyurdu.


    Öneri Formu
281594 M000974-2 Müslim, Salât, 123

Bize Ali b. Hucr el-Mervezî, ona İsmail b. Cafer, ona Süleyman b. Sühaym, ona İbrahim b. Abdullah b. Ma'bed b. Abbas, ona babası, ona da Abdullah b. Abbas'tan (ra) rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: Rasulullah (sav), ölüm hastalığında (odasıyla mescit arasındaki) perdeyi açtı, mübarek başı hastalığından dolayı sarılı bir vaziyette üç defa "Allah’ım tebliğ ettim" dedikten sonra "Peygamberlik müjdelerinden sadece mümin kulun gördüğü veya onun için gösterilen salih rüya kaldı. Dikkat ediniz, rükû ve secdelerde Kur'an okumak bana yasaklandı. Rükû yaptığınızda Rabbinizi tâzim edin, (Sübhane rabbiye'l-azîm, deyin). Secde ettiğinizde ise çokça dua edin. Çünkü secdede yapılan dua kabule en çok yakın olandır" buyurdu.


    Öneri Formu
25359 N001121 Nesai, Tatbik, 62


    Öneri Formu
97573 MŞ007142 Musannef-i İbn Ebi Şeybe, Salavât, 603


    Öneri Formu
142060 BS005294 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, III, 158