615 Kayıt Bulundu.
Bize İsmail b. Mesud, ona Hâlid, ona Said, ona Katade, ona Yunus b. Cübeyr, ona Hittân b. Abdullah, ona da Ebu Musa “Allah’ın Nebisi (sav) bize bir hutbe verdi. Bize sünnetimizi (yolumuzu) açıkladı, namazımızı öğretti ve şöyle buyurdu” diye rivayet etmiştir: "Namaz kıldığınız zaman saflarınızı dosdoğru tutun, sonra içinizden biri imam olsun. İmam tekbir getirdiği zaman siz de tekbir alın. İmam 'gayr'il-mağdûbi aleyhim velâ'd-dâllîn' dediği zaman, siz de 'âmin' deyin, Allah duanızı kabul edecektir. İmam tekbir alıp rükûa vardığında siz de tekbir alıp rükûa varın. Ancak imam sizden önce rükûa varır ve sizden önce kalkar." [Allah’ın Nebisi (sav) şöyle buyurdu:] "İşte bu (imamın önce rükua gitmesi ve önce rükudan kalkması) ötekine (sizin sonra rükû gitmeniz ve sonra rükudan kalkmanıza) denktir. (Yani aynı sevabı alırsınız.) İmam 'Semiallahu limen hamideh' dediği zaman siz de 'Allahumme Rabbenâ lekel-hamd' deyiniz, Allah sizin duanızı işitir (kabul eder). Çünkü şüphesiz Allah, nebisinin dili üzere 'Allah kendisine hamd edeni işitmiştir' buyurmuştur. İmam tekbir alıp secdeye vardığı zaman siz de tekbir alıp secdeye varınız, şüphesiz imam sizden önce secdeye varır ve sizden önce kalkar. [Allah’ın Nebisi (sav) şöyle buyurdu:] İşte bu (imamın önce secdeye gitmesi ve önce secdeden kalkması) ötekine (sizin sonra secdeye gitmeniz ve sonra secdeden kalkmanıza) denktir. (Yani aynı sevabı alırsınız.) Tahiyatta ise sizin her birinizin ilk söyleyeceği söz 'Ettahiyyâtu, ettayyibâtu, es-selavâtu lillahi, selamun aleyke eyyuhen nebiyyu, ve rahmetullahi ve barekâtu, selamun aleynâ ve alâ ibadillahi’s-salihin, eşhedu en lâ ilahe illallah ve eşhedu enne muhammeden abduhu ve rasuluh' olsun. İşte bunlar yedi kelime olup, namazın tahiyyatı budur."
Bize Ubeydullah b. Said Ebu Kudame es-Serahsî, ona Yahya b. Said, ona Hişam, ona Katâde, ona Yunus b. Cübeyr, ona Hittân b. Abdullah, ona da (Ebu Musa) el-Eşarî şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bize bir hutbe verip sünnetlerimizi öğretti, nasıl namaz kılacağımızı açıkladı ve şöyle buyurdu: "Saflarınızı doğru tutunuz. Sonra biriniz size imam olsun. İmam tekbir aldığında, siz de tekbir alın, imam 'veleddâllîn' deyince, siz 'âmin' deyiniz, Allah duanızı kabul edecektir. İmam tekbir alıp rükûa varınca, siz de tekbir alarak rükûa gidiniz. Şüphesiz imam sizden önce rükûa varır ve sizden önce kalkar." [Allah’ın Nebisi (sav) şöyle buyurdu:] "İşte bu (imamın önce rükua gitmesi ve önce rükudan kalkması) ötekine (sizin sonra rükû gitmeniz ve sonra rükudan kalkmanıza) denktir. (Yani aynı sevabı alırsınız.) İmam 'Semiallahu limen hamideh' dediğinde, siz de 'Rabbenâ ve leke’l hamd'- deyiniz. Aziz ve Celil Allah sizi işitir ve Nebisinin dili üzere 'Allah kendisine hamd eden kulunu işitir' buyurur. İmam tekbir alıp secdeye vardığı zaman siz de tekbir alıp secdeye varınız. İmam sizden önce secdeye varır ve sizden önce secdeden kalkar" [Allah’ın Nebisi (sav) şöyle buyurdu:] "İşte bu (imamın önce secdeye gitmesi ve önce secdeden kalkması) ötekine (sizin sonra secdeye gitmeniz ve sonra secdeden kalkmanıza) denktir. (Yani aynı sevabı alırsınız.) Tahiyyata (Oturuşa) geldiğinde, sizden birinizin söyleyeceği ilk söz 'Et-tehiyyâtu, et-tayyibâtu, es-salavâtu lillahi, esselamu –ya da: selâmun- aleyke eyyuhe’n-nebiyyu ve rahmetullahi ve berekâtuh, es-selamu –ya da: selamun- aleynâ ve alâ ibadillahi’s-salihin, eşhedü en lâ İlâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve rasulüh' olsun."
Bize Said b. Âmir, ona Said b. Ebu Arûbe, ona Katâde, ona Yunus b. Cübeyr, ona Hittân b. Abdullah er-Rekâşî şöyle demiştir: Ebu Musa bize iki akşam namazından (akşam ve yatsı namazından) birini kıldırdı. (Namaz esnasında) cemaat arasından bir adam “Namaz, iyilik (birr) ve zekât ile birlikte mi emrolundu” diye konuştu. Ebu Musa namazı bitirince “bu kelimeleri hanginiz söyledi” dedi. Cemaat susunca, Ebu Musa “Bu sözü muhtemelen sen söyledin, ey Hittân” deyince, Hittân “Onu ben söylemedim ama bundan dolayı da beni azarlayacağından korkmuştum” dedi. Cemaat arasından bir adam “Onu ben söyledim ve bu sözümle hayırdan başka bir şey söyleme kastım yoktu” dedi. Bunun üzerine Ebu Musa şöyle dedi: Sizler namazınızda neler söyleyeceğinizi bilmiyor musunuz? Şüphesiz Rasulullah (sav) bize hutbe verdi, bize namazımızı öğretti, bize sünnetimizi de beyan etti ve şunları da söylediğini zannediyorum: "Namaz için kamet getirildiğinde içinizden biri imam olsun. İmam tekbir alınca sizde tekbir alın, imam 'Ğayri’l mağdubi aleyhim veleddâllîn' dediği zaman siz 'Âmin' deyiniz. Allah duanızı kabul buyurur. İmam tekbir alıp rükûa varınca, siz de tekbir alarak rükûa varınız. İmam sizden önce rükûa varır ve sizden önce rükûdan kalkar." [Allah’ın Nebisi (sav) şöyle buyurdu:] "İşte bu (imamın önce rükua gitmesi ve önce rükudan kalkması) ötekine (sizin sonra rükû gitmeniz ve sonra rükudan kalkmanıza) denktir. (Yani aynı sevabı alırsınız.) İmam 'Semiallahu limen hamideh' dediğinde, siz de 'Allahumme Rabbenâ leke’l hamd –ya da 'Rabbenâ ve leke’l hamd'- deyiniz. Şüphesiz Allah, Nebisinin dili üzere 'Allah kendisine hamd eden kulunu işitir' buyurmuştur. İmam tekbir alıp secdeye vardığı zaman siz de tekbir alıp secdeye varınız. İmam sizden önce secdeye varır ve sizden önce secdeden kalkar" [Allah’ın Nebisi (sav) şöyle buyurdu:] "İşte bu (imamın önce secdeye gitmesi ve önce secdeden kalkması) ötekine (sizin sonra secdeye gitmeniz ve sonra secdeden kalkmanıza) denktir. (Yani aynı sevabı alırsınız.) Tahiyyata (Oturuşa) gelince, sizden birinizin söyleyeceği ilk söz 'Et-tehiyyâtu, et-tayyibâtu, es-salavâtu lillahi, esselamu –ya da: selâmun- aleyke eyyuhe’n-nebiyyu ve rahmetullahi ve berekâtuh, es-selamu –ya da: selamun- aleynâ ve alâ ibadillahi’s-salihin, eşhedü en lâ İlâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve rasulüh' olsun."
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Yahya b. Said, ona Hişam, ona Katâde rivayet etmiştir; (T) Yine Bize Muhammed b. el-Müsennâ, ona Yahya, ona Hişam, ona Katâde, ona Yunus b. Cübeyr, ona da Hittân b. Abdullah’ın rivayetine göre, (Ebu Musa) el-Eşarî şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bize hutbe vererek bize sünnetlerimizi öğretti, namazımızı açıkladı ve şöyle buyurdu: "Namaz için kalktığınız vakit saflarınızı düzeltiniz, sonra biriniz size imam olsun. Sonra imam tekbir aldığında siz de tekbir alın, 'veleddâllîn' dediğinde siz de 'âmin' deyiniz, Allah duanızı kabul buyuracaktır. İmam tekbir alıp rükûa varınca, siz de tekbir alıp rükûa varınız. Şüphesiz imam sizden önce rükûa varır ve sizden önce rükûdan kalkar." [Allah’ın Nebisi (sav) şöyle buyurdu:] "İşte bu (imamın önce rükua gitmesi ve önce rükudan kalkması) ötekine (sizin sonra rükû gitmeniz ve sonra rükudan kalkmanıza) denktir. (Yani aynı sevabı alırsınız.) İmam 'semiallahu limen hamideh' deyince, siz de 'Allahumme Rabbenâ leke’l hamd' deyiniz. Şüphesiz aziz ve celil Allah, Nebisinin dili üzere 'Allah kendisine hamd edenin hamdini işitti' buyurmuştur. Sonra O, tekbir alıp secdeye varınca siz de tekbir alıp secdeye varınız. Gerçek şu ki imam sizden önce secdeye varıp, sizden önce secdeden kalkar." [Allah’ın Nebisi (sav) şöyle buyurdu:] "İşte bu (imamın önce secdeye gitmesi ve önce secdeden kalkması) ötekine (sizin sonra secdeye gitmeniz ve sonra secdeden kalkmanıza) denktir. (Yani aynı sevabı alırsınız.) Tahiyyat (Oturuş) esnasında da her biriniz 'Et-tehiyyâtu, et-tayyibâtu, es-salavâtu lillahi, es-selâmu aleyke eyyuhe’n-nebiyyu ve rahmetullahi ve berekâtuhu es-selamu aleynâ ve alâ ibadillahi’s-salihin. Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve rasulüh' desin."
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Yahya b. Said, ona Hişam, ona Katâde rivayet etmiştir; (T) Yine Bize Muhammed b. el-Müsennâ, ona Yahya, ona Hişam, ona Katâde, ona Yunus b. Cübeyr, ona da Hittân b. Abdullah’ın rivayetine göre, (Ebu Musa) el-Eşarî şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bize hutbe vererek bize sünnetlerimizi öğretti, namazımızı açıkladı ve şöyle buyurdu: "Namaz için kalktığınız vakit saflarınızı düzeltiniz, sonra biriniz size imam olsun. Sonra imam tekbir aldığında siz de tekbir alın, 'veleddâllîn' dediğinde siz de 'âmin' deyiniz, Allah duanızı kabul buyuracaktır. İmam tekbir alıp rükûa varınca, siz de tekbir alıp rükûa varınız. Şüphesiz imam sizden önce rükûa varır ve sizden önce rükûdan kalkar." [Allah’ın Nebisi (sav) şöyle buyurdu:] "İşte bu (imamın önce rükua gitmesi ve önce rükudan kalkması) ötekine (sizin sonra rükû gitmeniz ve sonra rükudan kalkmanıza) denktir. (Yani aynı sevabı alırsınız.) İmam 'semiallahu limen hamideh' deyince, siz de 'Allahumme Rabbenâ leke’l hamd' deyiniz. Şüphesiz aziz ve celil Allah, Nebisinin dili üzere 'Allah kendisine hamd edenin hamdini işitti' buyurmuştur. Sonra O, tekbir alıp secdeye varınca siz de tekbir alıp secdeye varınız. Gerçek şu ki imam sizden önce secdeye varıp, sizden önce secdeden kalkar." [Allah’ın Nebisi (sav) şöyle buyurdu:] "İşte bu (imamın önce secdeye gitmesi ve önce secdeden kalkması) ötekine (sizin sonra secdeye gitmeniz ve sonra secdeden kalkmanıza) denktir. (Yani aynı sevabı alırsınız.) Tahiyyat (Oturuş) esnasında da her biriniz 'Et-tehiyyâtu, et-tayyibâtu, es-salavâtu lillahi, es-selâmu aleyke eyyuhe’n-nebiyyu ve rahmetullahi ve berekâtuhu es-selamu aleynâ ve alâ ibadillahi’s-salihin. Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve rasulüh' desin."