62 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. İsmail, ona Muhammed b. Beşşâr, ona İbn Ebu Adî, ona Hişâm b. Hassân, ona İkrime, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: [Allah Teâlâ tarafından] Rasulullah'a (sav) kırk yaşındayken vahyedildi. Mekke'de on üç; Medine'de ise on sene kadar kaldı. Altmış üç yaşındayken de vefat etti. Ebu İsa [Tirmizî], "Bu, 'hasen-sahih' bir hadistir" demiştir.
Açıklama: 'Hasen-Sahih' gibi birleşik sıhhat değerlendirmeleri Tirmizî'nin Sünen'inde çokca yer almaktadır. Ancak tam olarak hangi anlama geldiği konusunda hadis alimleri arasında ihtilafa sebep olmuştur. “Hadis iki tarikten rivayet edilmiş olup birine göre sahih, diğerine göre hasen seviyesindedir” şeklindeki açıklamanın tercih edildiği kaydedilmiştir. Ayrıntılı bilgi için bkz. Mücteba Uğur, "Hasen" maddesi, DİA, İstanbul, 1997, 16/374-375.
Bize İshak b. Musa el-Ensârî, ona Yunus b. Bükeyr, ona Muhammed b. İshak, ona Zührî, ona Urve, ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etti: Rasulullah'ın (sav) peygamberliğinin başlangıcı -Allah (cc), kendisine ikram etmek ve kullara, onun vesilesi ile rahmet etmeyi murad ettiğinde- gördüğü bütün rüyaların sabahın aydınlığı gibi gerçekleşmesi şeklindeydi. Bu durum, Allah'ın dilediği kadar böylece devam etti. Ardından, O'na (sav) yalnızlık sevdirildi. Hz. Peygamber (sav) hiçbir şeyi yalnızlıktan daha çok arzu etmiyordu. Ebu İsa [Tirmizî], "Bu, 'hasen-garîb' bir hadistir" demiştir.
Açıklama: 'Hasen-garib' gibi birleşik sıhhat değerlendirmeleri Tirmizî'nin Sünen'inde çokca yer almaktadır. Araştırmacılar tarafından hasen-garîb terimi, "Tek isnadla rivayet edilmiş ve hasen seviyesine ulaşmış hadis demektir” şeklindeki açıklanmıştır. Ayrıntılı bilgi için bkz. Mücteba Uğur, "Hasen" maddesi, DİA, İstanbul, 1997, 16/374-375.
Bize Abd b. Humeyd, ona Abdürrezzâk, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Ebu Seleme, ona da Câbir b. Abdullah (r.anhüma), vahyin kesilmesinden bahsederken Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Bir gün yürürken gökyüzünden bir ses işittim. Başımı kaldırdım ve baktım ki, Hira'da bana gelen melek gök ile yer arasında bir kürsü üzerinde oturmuş. Bundan çok korktum ve hemen eve dönüp 'Beni örtün, beni örtün.' dedim. Onlar da [benim üzerime bir örtü] örttüler. Bunun üzerine Allah (cc), namazın farz kılınmasından önce, 'Ey bürünüp sarınan! Kalk da uyar. Rabbini yücelt. Elbiselerini temizle. Her türlü pisliği (ricz) terket... " (Müddessir 74/1-5) ayetlerini indirdi. " Ebu İsa [Tirmizî], "Bu, 'Hasen-sahih' bir hadistir. Bu hadisi [senette yer alan Zührî'nin dışında] Yahya b. Ebu Kesîr de Ebu Seleme b. Abdurrahman'dan, o da Câbir'den rivayet etmiştir. [Künyesi ile zikredilen] Ebu Seleme'nin ismi, Abdullah'tır.
Açıklama: 'Hasen-Sahih' gibi birleşik sıhhat değerlendirmeleri Tirmizî'nin Sünen'inde çokca yer almaktadır. Ancak tam olarak hangi anlama geldiği konusunda hadis alimleri arasında ihtilafa sebep olmuştur. “Hadis iki tarikten rivayet edilmiş olup birine göre sahih, diğerine göre hasen seviyesindedir” şeklindeki açıklamanın tercih edildiği kaydedilmiştir. Ayrıntılı bilgi için bkz. Mücteba Uğur, "Hasen" maddesi, DİA, İstanbul, 1997, 16/374-375.
Biz Nuh'a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. Ve (nitekim) İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, esbâta (torunlara), İsa'ya, Eyyûb'e, Yunus'a, Harun'a ve Süleyman'a vahyettik. Davud'a da Zebûr'u verdik.