Bize Yahya, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Urve b. Zübeyr, ona da Nebî'nin (sav) hanımı Aişe şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah'a (sav) gelen ilk vahiy uykudaki sadık rüya şeklindeydi. Gördüğü bir rüya ertesi vakit mutlaka sabahın aydınlığı gibi apaçık gerçekleşirdi. Ardından ona yalnızlık sevdirildi. Hira mağarasına gider, ailesine dönmeden, orada gecelerce tehannüste bulunur, yani ibadet ederdi. Bunun için de yanına azık alırdı. Azığı bittikten sonra Hatice'nin yanına döner, aynı şekilde azık alırdı. Nihayet, o Hira mağarasında iken Hak, kendisine geldi. Melek, ona geldi ve 'oku' dedi. Rasulullah (sav), "ben okuma bilmem" dedi ve şöyle devam etti: "Melek, beni alıp takatim kesilene kadar sıktı, ardından bırakıp 'oku' dedi. Ben, okuma bilmem dedim. Beni yine alıp ikinci kez takatim kesilene kadar sıktı, ardından bırakıp 'oku' dedi. Ben, okuma bilmem dedim. Beni bir daha alıp takatim kesilene kadar üçüncü sefer sıktı, sonra bırakıp 'yaratan Rabbinin adıyla oku. O, insanı alakadan yarattı. Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir. O, kalemle öğretendir. İnsana bilmediğini öğretti' dedi."(Alak 96/ 1-5) Rasulullah (sav) korkudan titreyerek oradan döndü. Nihayet, Hatice'nin yanına girdi ve "beni örtün, beni örtün" dedi. Korku (hali) ondan gidene kadar kendisini örttüler. Hatice'ye, "ey Hatice, bana ne oluyor, kendim için endişeleniyorum" dedi (ve) olanı kendisine anlattı. Hatice, 'asla, (bu duruma) sevin. Allah'a yemin olsun ki, o seni asla rezil-rüsvâ etmez. Ona yemin olsun ki sen, akrabayı ihmal etmez, doğru konuşur, muhtaçları gözetir, sadece sende olanı başkalarına infak eder, misafiri ağırlar, Hak'tan gelen sıkıntılara karşı insanlara yardım edersin' dedi. Hatice onu aldı ve amcasının oğlu Varaka b. Nevfel'e götürdü. Kendisi Cahiliye devrinde Hristiyan olmuş, Arapça yazabilen, İncil'i, Allah'ın yazmasını dilediği kadar Arapça olarak yazabilen biriydi. (Ayrıca) oldukça yaşlı olup gözleri görmezdi. Hatice, 'Ey amcamın oğlu, kardeşinin oğlunu dinle' dedi. Varaka, 'Ey kardeşimin oğlu, ne görüyorsun' dedi. Nebî (sav), gördüğünü ona anlattı. Varaka, 'Bu, Musa'ya indirilen Nâmûs'tur. Keşke, vakti geldiğinde genç olup hayatta olabilsem' dedi. (Varaka), başka şeyler de söyledi. Rasulullah (sav), "onlar beni sürecekler mi" dedi. Varaka, 'evet, senin getirdiğini getirene (muhakkak) eziyet edilmiştir. Senin zamanına (kadar) sağ kalabilirsem, sana her şeyimle yardım ederim' dedi. (Ne var ki), çok geçmeden kendisi vefat etti. Vahiy de bir süre kesildi. (Bundan dolayı) Rasulullah (sav), üzüldü.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11257, B000003
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ بُكَيْرٍ قَالَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ عُقَيْلٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ عَنْ عَائِشَةَ أُمِّ الْمُؤْمِنِينَ أَنَّهَا قَالَتْ أَوَّلُ مَا بُدِئَ بِهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنَ الْوَحْىِ الرُّؤْيَا الصَّالِحَةُ فِى النَّوْمِ ، فَكَانَ لاَ يَرَى رُؤْيَا إِلاَّ جَاءَتْ مِثْلَ فَلَقِ الصُّبْحِ ، ثُمَّ حُبِّبَ إِلَيْهِ الْخَلاَءُ ، وَكَانَ يَخْلُو بِغَارِ حِرَاءٍ فَيَتَحَنَّثُ فِيهِ - وَهُوَ التَّعَبُّدُ - اللَّيَالِىَ ذَوَاتِ الْعَدَدِ قَبْلَ أَنْ يَنْزِعَ إِلَى أَهْلِهِ ، وَيَتَزَوَّدُ لِذَلِكَ ، ثُمَّ يَرْجِعُ إِلَى خَدِيجَةَ ، فَيَتَزَوَّدُ لِمِثْلِهَا ، حَتَّى جَاءَهُ الْحَقُّ وَهُوَ فِى غَارِ حِرَاءٍ ، فَجَاءَهُ الْمَلَكُ فَقَالَ اقْرَأْ . قَالَ "مَا أَنَا بِقَارِئٍ. قَالَ فَأَخَذَنِى فَغَطَّنِى حَتَّى بَلَغَ مِنِّى الْجَهْدَ ، ثُمَّ أَرْسَلَنِى فَقَالَ اقْرَأْ . قُلْتُ مَا أَنَا بِقَارِئ . فَأَخَذَنِى فَغَطَّنِى الثَّانِيَةَ حَتَّى بَلَغَ مِنِّى الْجَهْدَ ، ثُمَّ أَرْسَلَنِى فَقَالَ اقْرَأْ . فَقُلْتُ مَا أَنَا بِقَارِئٍ . فَأَخَذَنِى فَغَطَّنِى الثَّالِثَةَ ، ثُمَّ أَرْسَلَنِى فَقَالَ ( اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِى خَلَقَ * خَلَقَ الإِنْسَانَ مِنْ عَلَقٍ * اقْرَأْ وَرَبُّكَ الأَكْرَمُ )." فَرَجَعَ بِهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَرْجُفُ فُؤَادُهُ ، فَدَخَلَ عَلَى خَدِيجَةَ بِنْتِ خُوَيْلِدٍ رضى الله عنها فَقَالَ "زَمِّلُونِى زَمِّلُونِى" . فَزَمَّلُوهُ حَتَّى ذَهَبَ عَنْهُ الرَّوْعُ ، فَقَالَ لِخَدِيجَةَ وَأَخْبَرَهَا الْخَبَرَ "لَقَدْ خَشِيتُ عَلَى نَفْسِى." فَقَالَتْ خَدِيجَةُ كَلاَّ وَاللَّهِ مَا يُخْزِيكَ اللَّهُ أَبَدًا ، إِنَّكَ لَتَصِلُ الرَّحِمَ ، وَتَحْمِلُ الْكَلَّ ، وَتَكْسِبُ الْمَعْدُومَ ، وَتَقْرِى الضَّيْفَ ، وَتُعِينُ عَلَى نَوَائِبِ الْحَقِّ . فَانْطَلَقَتْ بِهِ خَدِيجَةُ حَتَّى أَتَتْ بِهِ وَرَقَةَ بْنَ نَوْفَلِ بْنِ أَسَدِ بْنِ عَبْدِ الْعُزَّى ابْنَ عَمِّ خَدِيجَةَ - وَكَانَ امْرَأً تَنَصَّرَ فِى الْجَاهِلِيَّةِ ، وَكَانَ يَكْتُبُ الْكِتَابَ الْعِبْرَانِىَّ ، فَيَكْتُبُ مِنَ الإِنْجِيلِ بِالْعِبْرَانِيَّةِ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ يَكْتُبَ ، وَكَانَ شَيْخًا كَبِيرًا قَدْ عَمِىَ - فَقَالَتْ لَهُ خَدِيجَةُ يَا ابْنَ عَمِّ اسْمَعْ مِنَ ابْنِ أَخِيكَ . فَقَالَ لَهُ وَرَقَةُ يَا ابْنَ أَخِى مَاذَا تَرَى فَأَخْبَرَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم خَبَرَ مَا رَأَى . فَقَالَ لَهُ وَرَقَةُ هَذَا النَّامُوسُ الَّذِى نَزَّلَ اللَّهُ عَلَى مُوسَى صلى الله عليه وسلم يَا لَيْتَنِى فِيهَا جَذَعًا ، لَيْتَنِى أَكُونُ حَيًّا إِذْ يُخْرِجُكَ قَوْمُكَ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "أَوَمُخْرِجِىَّ هُمْ" . قَالَ نَعَمْ ، لَمْ يَأْتِ رَجُلٌ قَطُّ بِمِثْلِ مَا جِئْتَ بِهِ إِلاَّ عُودِىَ ، وَإِنْ يُدْرِكْنِى يَوْمُكَ أَنْصُرْكَ نَصْرًا مُؤَزَّرًا . ثُمَّ لَمْ يَنْشَبْ وَرَقَةُ أَنْ تُوُفِّىَ وَفَتَرَ الْوَحْىُ .
Tercemesi:
Bize Yahya, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Urve b. Zübeyr, ona da Nebî'nin (sav) hanımı Aişe şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah'a (sav) gelen ilk vahiy uykudaki sadık rüya şeklindeydi. Gördüğü bir rüya ertesi vakit mutlaka sabahın aydınlığı gibi apaçık gerçekleşirdi. Ardından ona yalnızlık sevdirildi. Hira mağarasına gider, ailesine dönmeden, orada gecelerce tehannüste bulunur, yani ibadet ederdi. Bunun için de yanına azık alırdı. Azığı bittikten sonra Hatice'nin yanına döner, aynı şekilde azık alırdı. Nihayet, o Hira mağarasında iken Hak, kendisine geldi. Melek, ona geldi ve 'oku' dedi. Rasulullah (sav), "ben okuma bilmem" dedi ve şöyle devam etti: "Melek, beni alıp takatim kesilene kadar sıktı, ardından bırakıp 'oku' dedi. Ben, okuma bilmem dedim. Beni yine alıp ikinci kez takatim kesilene kadar sıktı, ardından bırakıp 'oku' dedi. Ben, okuma bilmem dedim. Beni bir daha alıp takatim kesilene kadar üçüncü sefer sıktı, sonra bırakıp 'yaratan Rabbinin adıyla oku. O, insanı alakadan yarattı. Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir. O, kalemle öğretendir. İnsana bilmediğini öğretti' dedi."(Alak 96/ 1-5) Rasulullah (sav) korkudan titreyerek oradan döndü. Nihayet, Hatice'nin yanına girdi ve "beni örtün, beni örtün" dedi. Korku (hali) ondan gidene kadar kendisini örttüler. Hatice'ye, "ey Hatice, bana ne oluyor, kendim için endişeleniyorum" dedi (ve) olanı kendisine anlattı. Hatice, 'asla, (bu duruma) sevin. Allah'a yemin olsun ki, o seni asla rezil-rüsvâ etmez. Ona yemin olsun ki sen, akrabayı ihmal etmez, doğru konuşur, muhtaçları gözetir, sadece sende olanı başkalarına infak eder, misafiri ağırlar, Hak'tan gelen sıkıntılara karşı insanlara yardım edersin' dedi. Hatice onu aldı ve amcasının oğlu Varaka b. Nevfel'e götürdü. Kendisi Cahiliye devrinde Hristiyan olmuş, Arapça yazabilen, İncil'i, Allah'ın yazmasını dilediği kadar Arapça olarak yazabilen biriydi. (Ayrıca) oldukça yaşlı olup gözleri görmezdi. Hatice, 'Ey amcamın oğlu, kardeşinin oğlunu dinle' dedi. Varaka, 'Ey kardeşimin oğlu, ne görüyorsun' dedi. Nebî (sav), gördüğünü ona anlattı. Varaka, 'Bu, Musa'ya indirilen Nâmûs'tur. Keşke, vakti geldiğinde genç olup hayatta olabilsem' dedi. (Varaka), başka şeyler de söyledi. Rasulullah (sav), "onlar beni sürecekler mi" dedi. Varaka, 'evet, senin getirdiğini getirene (muhakkak) eziyet edilmiştir. Senin zamanına (kadar) sağ kalabilirsem, sana her şeyimle yardım ederim' dedi. (Ne var ki), çok geçmeden kendisi vefat etti. Vahiy de bir süre kesildi. (Bundan dolayı) Rasulullah (sav), üzüldü.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Bedü'l-Vahiy 1, 1/191
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Halid Ukayl b. Halid el-Eylî (Ukayl b. Halid b. Ukayl)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Yahya b. Bükeyr el-Kuraşî (Yahya b. Abdullah b. Bükeyr)
Konular:
HZ.PEYGAMBER'İN SAYGINLIĞI
İnsan, yaratılış özellikleri
KTB, VAHİY
KTB, YARATILIŞ
Vahiy, başlangıcı
Vahiy, geliş şekilleri
Vahiy, vahyin kesilmesi
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ قَالَ حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ أَبِى عَائِشَةَ قَالَ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ جُبَيْرٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ فِى قَوْلِهِ تَعَالَى ' لاَ تُحَرِّكْ بِهِ لِسَانَكَ لِتَعْجَلَ بِهِ ' قَالَ:
" كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُعَالِجُ مِنَ التَّنْزِيلِ شِدَّةً ، وَكَانَ مِمَّا يُحَرِّكُ شَفَتَيْهِ - فَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ فَأَنَا أُحَرِّكُهُمَا لَكُمْ كَمَا كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُحَرِّكُهُمَا . وَقَالَ سَعِيدٌ أَنَا أُحَرِّكُهُمَا كَمَا رَأَيْتُ ابْنَ عَبَّاسٍ يُحَرِّكُهُمَا . فَحَرَّكَ شَفَتَيْهِ - فَأَنْزَلَ اللَّهُ تَعَالَى ' لاَ تُحَرِّكْ بِهِ لِسَانَكَ لِتَعْجَلَ بِهِ* إِنَّ عَلَيْنَا جَمْعَهُ وَقُرْآنَهُ ' قَالَ جَمْعُهُ لَهُ فِى صَدْرِكَ ، وَتَقْرَأَهُ ( فَإِذَا قَرَأْنَاهُ فَاتَّبِعْ قُرْآنَهُ ) قَالَ فَاسْتَمِعْ لَهُ وَأَنْصِتْ ( ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا بَيَانَهُ ) ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا أَنْ تَقْرَأَهُ . فَكَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَعْدَ ذَلِكَ إِذَا أَتَاهُ جِبْرِيلُ اسْتَمَعَ ، فَإِذَا انْطَلَقَ جِبْرِيلُ قَرَأَهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم كَمَا قَرَأَهُ ."
Bize Musa b. İsmail, ona Ebu Avâne, ona Musa b. Ebu Aişe, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas, 'vahyi acele ile almak için dilini hareket ettirme' (Kıyame 75/16) ayeti hakkında şöyle rivayette bulundu:
"Hz. Peygamber (sav), vahiy geldiğinde telaşlanır; (ezberlemek için ) dudaklarını oynatarak onu tekrar ederdi. İbn Abbas, 'Ben de, anlayasınız diye sizler için, Hz. peygamber'in (sav) dudaklarını hareket ettirdiği gibi hareket ettiriyorum' dedi. Said de, 'İbn Abbas'ın iki dudağını hareket ettirdiği gibi, ben de hareket ettiriyorum' dedi ve dudaklarını hareket ettirdi. (Hz. Peygamber'in bu tutumundan dolayı) Allahu teâlâ, 'Aceleyle vahyi almak için dilini hareket ettirme, onu bir araya getirmek ve okumak bize aittir' (Kıyame 75/16-17) ayetlerini indirdi. İbn Abbas (ayeti tefsir ederek) şöyle dedi: 'Yani Kur'ân'ın göğsünde toplanması (ezberlenmesi) ve onu okumanı sağlamak bize aittir. Onu okuduğumuzda okunuşuna tâbi ol' (Kıyame 75/18) ayeti indi. İbn Abbas (ayeti tefsir için) şöyle dedi: 'Yani onu dinle ve takip et. Sonra onu açıklamak da bize aittir. (Kıyame 75/19) ayeti indirildi. İbn Abbas da ayeti, 'Yani onu okumanı sağlamak bize aittir' şeklinde tefsir etti. Bundan sonra Rasulullah (sav), Cebrâil kendisine geldiğinde dinler, o gittiğinde ise onun okuduğu gibi okurdu."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11282, B000005
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ قَالَ حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ أَبِى عَائِشَةَ قَالَ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ جُبَيْرٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ فِى قَوْلِهِ تَعَالَى ' لاَ تُحَرِّكْ بِهِ لِسَانَكَ لِتَعْجَلَ بِهِ ' قَالَ:
" كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُعَالِجُ مِنَ التَّنْزِيلِ شِدَّةً ، وَكَانَ مِمَّا يُحَرِّكُ شَفَتَيْهِ - فَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ فَأَنَا أُحَرِّكُهُمَا لَكُمْ كَمَا كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُحَرِّكُهُمَا . وَقَالَ سَعِيدٌ أَنَا أُحَرِّكُهُمَا كَمَا رَأَيْتُ ابْنَ عَبَّاسٍ يُحَرِّكُهُمَا . فَحَرَّكَ شَفَتَيْهِ - فَأَنْزَلَ اللَّهُ تَعَالَى ' لاَ تُحَرِّكْ بِهِ لِسَانَكَ لِتَعْجَلَ بِهِ* إِنَّ عَلَيْنَا جَمْعَهُ وَقُرْآنَهُ ' قَالَ جَمْعُهُ لَهُ فِى صَدْرِكَ ، وَتَقْرَأَهُ ( فَإِذَا قَرَأْنَاهُ فَاتَّبِعْ قُرْآنَهُ ) قَالَ فَاسْتَمِعْ لَهُ وَأَنْصِتْ ( ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا بَيَانَهُ ) ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا أَنْ تَقْرَأَهُ . فَكَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَعْدَ ذَلِكَ إِذَا أَتَاهُ جِبْرِيلُ اسْتَمَعَ ، فَإِذَا انْطَلَقَ جِبْرِيلُ قَرَأَهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم كَمَا قَرَأَهُ ."
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Ebu Avâne, ona Musa b. Ebu Aişe, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas, 'vahyi acele ile almak için dilini hareket ettirme' (Kıyame 75/16) ayeti hakkında şöyle rivayette bulundu:
"Hz. Peygamber (sav), vahiy geldiğinde telaşlanır; (ezberlemek için ) dudaklarını oynatarak onu tekrar ederdi. İbn Abbas, 'Ben de, anlayasınız diye sizler için, Hz. peygamber'in (sav) dudaklarını hareket ettirdiği gibi hareket ettiriyorum' dedi. Said de, 'İbn Abbas'ın iki dudağını hareket ettirdiği gibi, ben de hareket ettiriyorum' dedi ve dudaklarını hareket ettirdi. (Hz. Peygamber'in bu tutumundan dolayı) Allahu teâlâ, 'Aceleyle vahyi almak için dilini hareket ettirme, onu bir araya getirmek ve okumak bize aittir' (Kıyame 75/16-17) ayetlerini indirdi. İbn Abbas (ayeti tefsir ederek) şöyle dedi: 'Yani Kur'ân'ın göğsünde toplanması (ezberlenmesi) ve onu okumanı sağlamak bize aittir. Onu okuduğumuzda okunuşuna tâbi ol' (Kıyame 75/18) ayeti indi. İbn Abbas (ayeti tefsir için) şöyle dedi: 'Yani onu dinle ve takip et. Sonra onu açıklamak da bize aittir. (Kıyame 75/19) ayeti indirildi. İbn Abbas da ayeti, 'Yani onu okumanı sağlamak bize aittir' şeklinde tefsir etti. Bundan sonra Rasulullah (sav), Cebrâil kendisine geldiğinde dinler, o gittiğinde ise onun okuduğu gibi okurdu."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Bedü'l-Vahiy 1, 1/193
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdullah Said b. Cübeyr el-Esedî (Said b. Cübeyr)
3. Musa b. Ebu Aişe el-Hemdânî (Musa b. Ebu Aişe)
4. Ebu Avane Vazzah b. Abdullah el-Yeşkurî (Vazzah b. Abdullah)
5. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Vahiy, başlangıcı
Vahiy, geliş şekilleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
972, M000404
Hadis:
وَحَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ قَالَ قَالَ الزُّهْرِىُّ وَأَخْبَرَنِى عُرْوَةُ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّهَا قَالَتْ
"أَوَّلُ مَا بُدِئَ بِهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنَ الْوَحْىِ."
[وَسَاقَ الْحَدِيثَ بِمِثْلِ حَدِيثِ يُونُسَ. غَيْرَ أَنَّهُ قَالَ فَوَاللَّهِ لاَ يُحْزِنُكَ اللَّهُ أَبَدًا. وَقَالَ قَالَتْ خَدِيجَةُ أَىِ ابْنَ عَمِّ اسْمَعْ مِنِ ابْنِ أَخِيكَ.]
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Râfi', ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona ez-Zührî, ona Urve, ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah'a gelen vahyin başlangıcı (uykudaki sadık rüya şeklindeydi). "
[Ravi, Yunus'un rivayet ettiği gibi hadisi nakletti. Ne var ki ravi; vallahi, Allah seni asla hüzünlendirmez ve Hatice; amcamın oğlu, kardeşinin oğlunu dinle şeklinde rivayette bulundu.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 404, /85
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Muhammed b. Râfi' el-Kuşeyrî (Muhammed b. Râfi' b. Sabur)
Konular:
Hz. Peygamber, vahiy geldiğindeki halleri
KTB, VAHİY
Vahiy, başlangıcı
Vahiy, geliş şekilleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
987, M000408
Hadis:
وَحَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ بِهَذَا الإِسْنَادِ نَحْوَ حَدِيثِ يُونُسَ وَقَالَ فَأَنْزَلَ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى "(يَا أَيُّهَا الْمُدَّثِّرُ)" إِلَى قَوْلِهِ "(وَالرُّجْزَ فَاهْجُرْ)" قَبْلَ أَنْ تُفْرَضَ الصَّلاَةُ - وَهِىَ الأَوْثَانُ - وَقَالَ
"فَجُثِثْتُ مِنْهُ." كَمَا قَالَ عُقَيْلٌ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Râfi', ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona ez-Zührî aynı isnad ile Yunus'un hadisine benzer şekilde rivayette bulundu. Bunun üzerine Allahu Teâlâ; "ey örtünüp bürünen" ayetinden "pisliği terk et" ayetine kadarki kısmı, namazın farz kılınmasından önce vahyetti.
Ravi, Ebu Seleme'nin rucz, putlar anlamına gelir sözünü de zikretti. Ayrıca Rasulullah'ın (sav); "(Melek'ten) oldukça korktum" sözünü, Ukayl'in rivayet ettiği gibi nakletti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 408, /86
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Muhammed b. Râfi' el-Kuşeyrî (Muhammed b. Râfi' b. Sabur)
Konular:
KTB, VAHİY
Vahiy, başlangıcı
Vahiy, geliş şekilleri
Vahiy, vahyin kesilmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
969, M000403
Hadis:
حَدَّثَنِى أَبُو الطَّاهِرِ أَحْمَدُ بْنُ عَمْرِو بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرِو بْنِ سَرْحٍ أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ قَالَ أَخْبَرَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ حَدَّثَنِى عُرْوَةُ بْنُ الزُّبَيْرِ أَنَّ عَائِشَةَ زَوْجَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَخْبَرَتْهُ أَنَّهَا قَالَتْ كَانَ أَوَّلُ مَا بُدِئَ بِهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنَ الْوَحْىِ الرُّؤْيَا الصَّادِقَةَ فِى النَّوْمِ فَكَانَ لاَ يَرَى رُؤْيَا إِلاَّ جَاءَتْ مِثْلَ فَلَقِ الصُّبْحِ ثُمَّ حُبِّبَ إِلَيْهِ الْخَلاَءُ فَكَانَ يَخْلُو بِغَارِ حِرَاءٍ يَتَحَنَّثُ فِيهِ - وَهُوَ التَّعَبُّدُ - اللَّيَالِىَ أُولاَتِ الْعَدَدِ قَبْلَ أَنْ يَرْجِعَ إِلَى أَهْلِهِ وَيَتَزَوَّدُ لِذَلِكَ ثُمَّ يَرْجِعُ إِلَى خَدِيجَةَ فَيَتَزَوَّدُ لِمِثْلِهَا حَتَّى فَجِئَهُ الْحَقُّ وَهُوَ فِى غَارِ حِرَاءٍ فَجَاءَهُ الْمَلَكُ فَقَالَ "اقْرَأْ." قَالَ
"مَا أَنَا بِقَارِئٍ - قَالَ - فَأَخَذَنِى فَغَطَّنِى حَتَّى بَلَغَ مِنِّى الْجَهْدَ ثُمَّ أَرْسَلَنِى فَقَالَ اقْرَأْ. قَالَ قُلْتُ مَا أَنَا بِقَارِئٍ - قَالَ - فَأَخَذَنِى فَغَطَّنِى الثَّانِيَةَ حَتَّى بَلَغَ مِنِّى الْجَهْدَ ثُمَّ أَرْسَلَنِى فَقَالَ اقْرَأْ. فَقُلْتُ مَا أَنَا بِقَارِئٍ فَأَخَذَنِى فَغَطَّنِى الثَّالِثَةَ حَتَّى بَلَغَ مِنِّى الْجَهْدَ ثُمَّ أَرْسَلَنِى. فَقَالَ (اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِى خَلَقَ* خَلَقَ الإِنْسَانَ مِنْ عَلَقٍ* اقْرَأْ وَرَبُّكَ الأَكْرَمُ* الَّذِى عَلَّمَ بِالْقَلَمِ* عَلَّمَ الإِنْسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمْ.)" فَرَجَعَ بِهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم تَرْجُفُ بَوَادِرُهُ حَتَّى دَخَلَ عَلَى خَدِيجَةَ فَقَالَ
"زَمِّلُونِى زَمِّلُونِى." فَزَمَّلُوهُ حَتَّى ذَهَبَ عَنْهُ الرَّوْعُ ثُمَّ قَالَ لِخَدِيجَةَ
"أَىْ خَدِيجَةُ مَا لِى." وَأَخْبَرَهَا الْخَبَرَ قَالَ
"لَقَدْ خَشِيتُ عَلَى نَفْسِى." قَالَتْ لَهُ خَدِيجَةُ كَلاَّ أَبْشِرْ فَوَاللَّهِ لاَ يُخْزِيكَ اللَّهُ أَبَدًا وَاللَّهِ إِنَّكَ لَتَصِلُ الرَّحِمَ وَتَصْدُقُ الْحَدِيثَ وَتَحْمِلُ الْكَلَّ وَتَكْسِبُ الْمَعْدُومَ وَتَقْرِى الضَّيْفَ وَتُعِينُ عَلَى نَوَائِبِ الْحَقِّ. فَانْطَلَقَتْ بِهِ خَدِيجَةُ حَتَّى أَتَتْ بِهِ وَرَقَةَ بْنَ نَوْفَلِ بْنِ أَسَدِ بْنِ عَبْدِ الْعُزَّى وَهُوَ ابْنُ عَمِّ خَدِيجَةَ أَخِى أَبِيهَا وَكَانَ امْرَأً تَنَصَّرَ فِى الْجَاهِلِيَّةِ وَكَانَ يَكْتُبُ الْكِتَابَ الْعَرَبِىَّ وَيَكْتُبُ مِنَ الإِنْجِيلِ بِالْعَرَبِيَّةِ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ يَكْتُبَ وَكَانَ شَيْخًا كَبِيرًا قَدْ عَمِىَ. فَقَالَتْ لَهُ خَدِيجَةُ أَىْ عَمِّ اسْمَعْ مِنِ ابْنِ أَخِيكَ. قَالَ وَرَقَةُ بْنُ نَوْفَلٍ يَا ابْنَ أَخِى مَاذَا تَرَى فَأَخْبَرَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم خَبَرَ مَا رَآهُ فَقَالَ لَهُ وَرَقَةُ هَذَا النَّامُوسُ الَّذِى أُنْزِلَ عَلَى مُوسَى صلى الله عليه وسلم يَا لَيْتَنِى فِيهَا جَذَعًا يَا لَيْتَنِى أَكُونُ حَيًّا حِينَ يُخْرِجُكَ قَوْمُكَ. قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"أَوَمُخْرِجِىَّ هُمْ." قَالَ وَرَقَةُ نَعَمْ لَمْ يَأْتِ رَجُلٌ قَطُّ بِمَا جِئْتَ بِهِ إِلاَّ عُودِىَ وَإِنْ يُدْرِكْنِى يَوْمُكَ أَنْصُرْكَ نَصْرًا مُؤَزَّرًا.
Tercemesi:
Bize Ebu Tahir Ahmed b. Amr b. Abdullah b. Amr b. Serh, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Urve b. Zübeyr, ona da Nebî'nin (sav) hanımı Aişe şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah'a gelen vahyin başlangıcı, uykudaki sadık rüyalar şeklindeydi. Kendisi bir rüya görmesin ki sabahın aydınlığı gibi gerçekleşmesin. Ardından kendisine yalnızlık sevdirildi. O, Hira mağarasına çekilir; orada ailesine dönmeden birçok gece tehannüste bulunurdu ki o ibadet etmek demektir. Bunun için de yanına azık alırdı. (Azığı bittikten) sonra Hatice'nin yanına döner, yine azık alırdı. (Hal böyle iken) kendisi Hira mağarasında bulunduğunda Hak, ansızın kendisine geldi. O'na melek geldi ve "oku" dedi. O ise; ''ben okuma bilmem dedi.'' Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
"(Melek) beni aldı, öyle bir sıktı ki takatim kesildi. Sonra beni bıraktı ve oku dedi. Ben ise okuma bilmem dedim. Beni yine aldı ve ikinci kez takatim kesilene kadar sıktı, ardından bıraktı ve oku dedi. Ben okuma bilmem dedim. Beni (bir daha) aldı ve takatim kesilene kadar üçüncü defa sıktı, sonra bıraktı. Bana, Yaratan Rabbinin adıyla oku. O, insanı alaktan yarattı. Oku, rabbin en cömert olandır. O, insana, kalemle bilmediğini öğretti dedi." Hz. Peygamber (sav) korkudan titreyerek döndü ve Hatice'nin yanına girdi, "beni örtün, beni örtün" buyurdu. Korku hali ondan gidene kadar onu örttüler. Ardından o, Hatice'ye "ey Hatice, bana ne oluyor" dedi; başından geçenleri ona anlattı ve ''kendim için endişeleniyorum'' buyurdu. Hatice ise O'na; asla, (bilakis) sevin! Vallahi, Allah seni asla rezil-rüsva etmez. Vallahi, sen, akrabalarınla ilgilenir, doğru konuşur, ihtiyaç sahiplerini gözetir, sadece sende olanı başkalarına infak eder, misafiri ağırlar, Hak'tan gelenler hususunda insanlara yardım edersin dedi. Hatice onu götürdü ve Varaka b. Nevfel b. Esed b. Abdüluzzâ'ya getirdi ki o, Hatice'nin babasının kardeşi olan amcasının oğlu idi ve Cahiliye devrinde Hristiyan olmuştu. Yazı bilir, İncil'i Allah'ın dilediği kadar Arapça yazardı. Oldukça yaşlı biriydi ve gözleri görmez olmuştu. Hatice ona; amca, kardeşinin oğlu ne diyor dinle dedi. Varaka b. Nevfel; ey kardeşimin oğlu ne görüyorsun diye sordu. Rasulullah da ona gördüklerini anlattı. Bunun üzerine Varaka; bu, Musa'ya indirilen Nâmûs'tur. Keşke günü geldiğinde genç olabilsem; keşke, kavmin seni sürdüğünde hayatta olabilsem edi. Rasulullah (sav); "onlar beni sürecekler mi" dedi. Varaka da evet, senin getirdiğinin benzerini kim getirdiyse ona düşmanlık yapılmıştır, senin o gününe yetişirsem, her şeyimle sana yardım edeceğim dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 403, /85
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Ebu Tahir Ahmed b. Amr el-Kuraşî (Ahmed b. Amr b. Abdullah)
Konular:
Hz. Peygamber, vahiy geldiğindeki halleri
Vahiy, başlangıcı
Vahiy, geliş şekilleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
975, M000405
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ شُعَيْبِ بْنِ اللَّيْثِ قَالَ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ جَدِّى قَالَ حَدَّثَنِى عُقَيْلُ بْنُ خَالِدٍ قَالَ ابْنُ شِهَابٍ سَمِعْتُ عُرْوَةَ بْنَ الزُّبَيْرِ يَقُولُ قَالَتْ عَائِشَةُ زَوْجُ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم
"فَرَجَعَ إِلَى خَدِيجَةَ يَرْجُفُ فُؤَادُهُ وَاقْتَصَّ."
[الْحَدِيثَ بِمِثْلِ حَدِيثِ يُونُسَ وَمَعْمَرٍ وَلَمْ يَذْكُرْ أَوَّلَ حَدِيثِهِمَا مِنْ قَوْلِهِ أَوَّلُ مَا بُدِئَ بِهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنَ الْوَحْىِ الرُّؤْيَا الصَّادِقَةُ.[
[وَتَابَعَ يُونُسَ عَلَى قَوْلِهِ فَوَاللَّهِ لاَ يُخْزِيكَ اللَّهُ أَبَدًا. وَذَكَرَ قَوْلَ خَدِيجَةَ أَىِ ابْنَ عَمِّ اسْمَعْ مِنِ ابْنِ أَخِيكَ.]
Tercemesi:
Bize Abdulmelik b. Şuayb b. Leys, ona babası (Şuayb b. Leys), ona (Abdülmelik'in) dedesi (Leys b. Sa'd), ona Ukayl b. Halid, ona İbn Şihab, ona Urve b. Zübeyr, ona da Nebî'nin (sav) hanımı Aişe şöyle rivayet etti:
Hz. Peygamber (sav) Hatice'nin yanına döndü. Korkudan titriyordu.
[Ravi, Yunus ile Mamer'in hadisine benzer şekilde rivayette bulundu ancak onun bir kısmını anlattı. Bununla birlikte, Yunus ile Mamer'in rivayetlerinin ilk kısmını; Rasulullah'a gelen vahyin başlangıcı sadık rüya şeklindeydi cümlesini zikretmedi.]
[Yunus; vallahi, Allah seni asla hüzünlendirmez sözüne mütabaatta bulundu ve Hatice'nin 'amcamın oğlu, kardeşinin oğlunu dinle sözünü zikretti.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 405, /85
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Halid Ukayl b. Halid el-Eylî (Ukayl b. Halid b. Ukayl)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Ebu Abdülmelik Şuayb b. Leys el-Fehmî (Şuayb b. Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
7. Ebu Abdullah Abdulmelik b. Şuayb el-Fehmî (Abdulmelik b. Şuayb b. Leys b. Sa'd)
Konular:
Hz. Peygamber, vahiy geldiğindeki halleri
KTB, VAHİY
Vahiy, başlangıcı
Vahiy, geliş şekilleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
994, M000410
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ عُمَرَ أَخْبَرَنَا عَلِىُّ بْنُ الْمُبَارَكِ عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِى كَثِيرٍ بِهَذَا الإِسْنَادِ وَقَالَ
"فَإِذَا هُوَ جَالِسٌ عَلَى عَرْشٍ بَيْنَ السَّمَاءِ وَالأَرْضِ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Osman b. Ömer, ona Ali b. Mübarek, ona Yahya b. Ebu Kesir bu isnad ile rivayette bulundu ve (Hz. Peygamber'in (sav) şu sözünü) zikretti:
"Melek, gök ile yer arasındaki bir arş üzerinde oturmaktaydı."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 410, /86
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
4. Ali b. Mübarek el-Hünâî (Ali b. Mübarek)
5. Osman b. Ömer el-Abdî (Osman b. Ömer b. Faris b. Lakît)
6. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Hz. Peygamber, vahiy geldiğindeki halleri
KTB, VAHİY
Vahiy, başlangıcı
Vahiy, geliş şekilleri
وَحَدَّثَنِى أَبُو الطَّاهِرِ أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ قَالَ حَدَّثَنِى يُونُسُ قَالَ قَالَ ابْنُ شِهَابٍ أَخْبَرَنِى أَبُو سَلَمَةَ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَنَّ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ الأَنْصَارِىَّ - وَكَانَ مِنْ أَصْحَابِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ يُحَدِّثُ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ يُحَدِّثُ عَنْ فَتْرَةِ الْوَحْىِ - قَالَ فِى حَدِيثِهِ
"فَبَيْنَا أَنَا أَمْشِى سَمِعْتُ صَوْتًا مِنَ السَّمَاءِ فَرَفَعْتُ رَأْسِى فَإِذَا الْمَلَكُ الَّذِى جَاءَنِى بِحِرَاءٍ جَالِسًا عَلَى كُرْسِىٍّ بَيْنَ السَّمَاءِ وَالأَرْضِ. قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَجُئِثْتُ مِنْهُ فَرَقًا فَرَجَعْتُ فَقُلْتُ زَمِّلُونِى زَمِّلُونِى. فَدَثَّرُونِى فَأَنْزَلَ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى (يَا أَيُّهَا الْمُدَّثِّرُ* قُمْ فَأَنْذِرْ* وَرَبَّكَ فَكَبِّرْ* وَثِيَابَكَ فَطَهِّرْ* وَالرُّجْزَ فَاهْجُرْ)"
[وَهِىَ الأَوْثَانُ قَالَ ثُمَّ تَتَابَعَ الْوَحْىُ.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
979, M000406
Hadis:
وَحَدَّثَنِى أَبُو الطَّاهِرِ أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ قَالَ حَدَّثَنِى يُونُسُ قَالَ قَالَ ابْنُ شِهَابٍ أَخْبَرَنِى أَبُو سَلَمَةَ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَنَّ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ الأَنْصَارِىَّ - وَكَانَ مِنْ أَصْحَابِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ يُحَدِّثُ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ يُحَدِّثُ عَنْ فَتْرَةِ الْوَحْىِ - قَالَ فِى حَدِيثِهِ
"فَبَيْنَا أَنَا أَمْشِى سَمِعْتُ صَوْتًا مِنَ السَّمَاءِ فَرَفَعْتُ رَأْسِى فَإِذَا الْمَلَكُ الَّذِى جَاءَنِى بِحِرَاءٍ جَالِسًا عَلَى كُرْسِىٍّ بَيْنَ السَّمَاءِ وَالأَرْضِ. قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَجُئِثْتُ مِنْهُ فَرَقًا فَرَجَعْتُ فَقُلْتُ زَمِّلُونِى زَمِّلُونِى. فَدَثَّرُونِى فَأَنْزَلَ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى (يَا أَيُّهَا الْمُدَّثِّرُ* قُمْ فَأَنْذِرْ* وَرَبَّكَ فَكَبِّرْ* وَثِيَابَكَ فَطَهِّرْ* وَالرُّجْزَ فَاهْجُرْ)"
[وَهِىَ الأَوْثَانُ قَالَ ثُمَّ تَتَابَعَ الْوَحْىُ.]
Tercemesi:
Bize Ebu Tahir, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Cabir b. Abdullah el-Ensârî, -ki kendisi Rasulullah'ın (sav) ashabındandır- Hz. Peygamber'den (sav) hadis rivayet ederken bilâhere, vahyin kesildiği dönem ile alakalı onun şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Ben yürürken, gökten bir ses duydum. Başımı kaldırdım, Hira'da bana gelen Melek'i gök ile yer arasındaki kürsüye oturmuş bir halde görüverdim. Ondan oldukça korktum ve (evime) döndüm. Beni örtün, beni örtün dedim. Onlar da beni örttüler. Bunun üzerine Allahu Teâlâ; Ey örtünüp bürünen, kalk ve uyar, Rabbini ulula, elbiseni temizle, pislikten uzak dur ayetini indirdi."
[(Ravi Ebu Seleme), (ayetteki rucz), putlar demektedir'' dedi. Ardından vahiy peş peşe gelmeye başladı.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 406, /86
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Ebu Tahir Ahmed b. Amr el-Kuraşî (Ahmed b. Amr b. Abdullah)
Konular:
KTB, VAHİY
Vahiy, başlangıcı
Vahiy, geliş şekilleri
Vahiy, vahyin kesilmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
981, M000407
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ شُعَيْبِ بْنِ اللَّيْثِ قَالَ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ جَدِّى قَالَ حَدَّثَنِى عُقَيْلُ بْنُ خَالِدٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا سَلَمَةَ بْنَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ يَقُولُ أَخْبَرَنِى جَابِرُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ أَنَّهُ سَمِعَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ
"ثُمَّ فَتَرَ الْوَحْىُ عَنِّى فَتْرَةً فَبَيْنَا أَنَا أَمْشِى."
ثُمَّ ذَكَرَ مِثْلَ حَدِيثِ يُونُسَ غَيْرَ أَنَّهُ قَالَ "فَجُثِثْتُ مِنْهُ فَرَقًا حَتَّى هَوَيْتُ إِلَى الأَرْضِ."
قَالَ وَقَالَ أَبُو سَلَمَةَ وَالرُّجْزُ الأَوْثَانُ قَالَ ثُمَّ حَمِىَ الْوَحْىُ بَعْدُ وَتَتَابَعَ.
Tercemesi:
Bize Abdülmelik b. Şuayb b. Leys, ona babası (Şuayb b. Leys), ona (Abdülmelik'in) dedesi (Leys b. Sa'd), ona Ukayl b. Halid, ona İbn Şihab, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Cabir b. Abdullah, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Ardından bir müddet vahiy kesildi. Ben yolda yürürken..."
Ravi, Yunus'un rivayetine benzer şekilde hadisi rivayet etti ancak, "(Melek'ten) o kadar korktum ki korkudan yere düştüm" cümlesini de ekledi.
Ebu Seleme, (ayetteki) rucz, putlar anlamına gelir dedi. Ardından vahiy çoğaldı ve peş peşe gelmeye başladı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 407, /86
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Halid Ukayl b. Halid el-Eylî (Ukayl b. Halid b. Ukayl)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Ebu Abdülmelik Şuayb b. Leys el-Fehmî (Şuayb b. Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
7. Ebu Abdullah Abdulmelik b. Şuayb el-Fehmî (Abdulmelik b. Şuayb b. Leys b. Sa'd)
Konular:
KTB, VAHİY
Vahiy, başlangıcı
Vahiy, geliş şekilleri
Vahiy, vahyin kesilmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
991, M000409
Hadis:
وَحَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ، حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ، حَدَّثَنَا الْأَوْزَاعِيُّ، قَالَ: سَمِعْتُ يَحْيَى، يَقُولُ: سَأَلْتُ أَبَا سَلَمَةَ أَيُّ الْقُرْآنِ أُنْزِلَ قَبْلُ؟ قَالَ: "يَا أَيُّهَا الْمُدَّثِّرُ" فَقُلْتُ: أَوِ اقْرَأْ فَقَالَ: سَأَلْتُ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللهِ أَيُّ الْقُرْآنِ أُنْزِلَ قَبْلُ قَالَ: "يَا أَيُّهَا الْمُدَّثِّرُ" فَقُلْتُ: أَوْ اقْرَأْ قَالَ جَابِرٌ: أُحَدِّثُكُمْ مَا حَدَّثَنَا رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، قَالَ:
"جَاوَرْتُ بِحِرَاءٍ شَهْرًا، فَلَمَّا قَضَيْتُ جِوَارِي نَزَلْتُ فَاسْتَبْطَنْتُ بَطْنَ الْوَادِي، فَنُودِيتُ فَنَظَرْتُ أَمَامِي وَخَلْفِي، وَعَنْ يَمِينِي، وَعَنْ شِمَالِي، فَلَمْ أَرَ أَحَدًا، ثُمَّ نُودِيتُ فَنَظَرْتُ فَلَمْ أَرَ أَحَدًا، ثُمَّ نُودِيتُ فَرَفَعْتُ رَأْسِي، فَإِذَا هُوَ عَلَى الْعَرْشِ فِي الْهَوَاءِ - يَعْنِي جِبْرِيلَ عَلَيْهِ السَّلَامُ - فَأَخَذَتْنِي رَجْفَةٌ شَدِيدَةٌ، فَأَتَيْتُ خَدِيجَةَ، فَقُلْتُ: دَثِّرُونِي، فَدَثَّرُونِي، فَصَبُّوا عَلَيَّ مَاءً، فَأَنْزَلَ اللهُ عَزَّ وَجَلَّ: (يَا أَيُّهَا الْمُدَّثِّرُ قُمْ فَأَنْذِرْ وَرَبَّكَ فَكَبِّرْ وَثِيَابَكَ فَطَهِّرْ.)" المدثر: 1-4
Tercemesi:
Bize Züheyr b. Harb, ona Velid b. Müslim, ona el-Evzâî, ona Yahya şöyle rivayet etti: Ebu Seleme'ye ilk nazil olan ayeti sordum. O, ''ey örtünüp bürünen'' ayetini söyledi. Ben, peki ya ayeti oku dedim. Bana, bunu Cabir b. Abdullah'a; hangi ayetin önce nazil olduğunu sordum dedi. O, ''ey örtünüp bürünen'' ayeti dedi. Ben, peki ya ayeti oku dedim. O, ben sizlere Rasulullah'ın (sav) bize anlattığı şeyi anlatıyorum dedi ve onun şöyle buyurduğunu rivayet etti:
''Bir ay boyunca Hira'da (itikafta) kaldım. Kalma sürem (itikaf) bitince oradan indim ve vadinin ortasına ulaştım. Derken bana seslenildi. Önüme, arkama, sağıma, soluma baktım ancak kimseyi göremedim. Ardından (yine) bana seslenildi ancak, (yine) kimseyi göremedim. Sonra (yine) bana seslenildi, başımı kaldırdım; Cebrail'i gökte arş üzerinde görüverdim! Beni şiddetli bir korku aldı. Hatice'nin yanına geldim ve ona beni örtün, beni örtün dedim. Üzerime su da döktüler. Bunun üzerine Allahu Teâlâ; ey örtünüp bürünen, kalk ve uyar, Rabbini ulula, elbiseni temiz tut ayetlerini indirdi.''
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 409, /86
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
4. Ebu Amr Abdurrahman b. Amr el-Evzaî (Abdurrahman b. Amr b. Yahmed)
5. Ebu Abbas Velid b. Müslim el-Kuraşî (Velid b. Müslim)
6. Ebu Hayseme Züheyr b. Harb el-Haraşî (Züheyr b. Harb b. Eştâl)
Konular:
Hz. Peygamber, vahiy geldiğindeki halleri
KTB, VAHİY
Vahiy, başlangıcı
Vahiy, geliş şekilleri