حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا حُسَيْنُ بْنُ عَلِىٍّ عَنْ زَائِدَةَ عَنْ سُلَيْمَانَ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ بَعْضِ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم لِرَجُلٍ
"كَيْفَ تَقُولُ فِى الصَّلاَةِ." قَالَ:
أَتَشَهَّدُ وَأَقُولُ اللَّهُمَّ إِنِّى أَسْأَلُكَ الْجَنَّةَ وَأَعُوذُ بِكَ مِنَ النَّارِ أَمَا إِنِّى لاَ أُحْسِنُ دَنْدَنَتَكَ وَلاَ دَنْدَنَةَ مُعَاذٍ . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم:
"حَوْلَهَا نُدَنْدِنُ."
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Hüseyin b. Ali, ona Zâide, ona Süleyman, ona Ebu Salih, ona da Nebi'nin (sav) ashabından bazı kimseler, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) bir adama "namazda ne diyorsun?" diye sormuş, adam, şehadet getiriyorum ve Allah'ım, senden cenneti istiyorum, cehennemden de sana sığınıyorum, (ancak) ben, senin ve Muaz'ın zikirlerini bilmiyorum demiş. Nebî (sav), "biz de benzeri şeyler diyoruz" buyurmuş.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
6295, D000792
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا حُسَيْنُ بْنُ عَلِىٍّ عَنْ زَائِدَةَ عَنْ سُلَيْمَانَ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ بَعْضِ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم لِرَجُلٍ
"كَيْفَ تَقُولُ فِى الصَّلاَةِ." قَالَ:
أَتَشَهَّدُ وَأَقُولُ اللَّهُمَّ إِنِّى أَسْأَلُكَ الْجَنَّةَ وَأَعُوذُ بِكَ مِنَ النَّارِ أَمَا إِنِّى لاَ أُحْسِنُ دَنْدَنَتَكَ وَلاَ دَنْدَنَةَ مُعَاذٍ . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم:
"حَوْلَهَا نُدَنْدِنُ."
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Hüseyin b. Ali, ona Zâide, ona Süleyman, ona Ebu Salih, ona da Nebi'nin (sav) ashabından bazı kimseler, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) bir adama "namazda ne diyorsun?" diye sormuş, adam, şehadet getiriyorum ve Allah'ım, senden cenneti istiyorum, cehennemden de sana sığınıyorum, (ancak) ben, senin ve Muaz'ın zikirlerini bilmiyorum demiş. Nebî (sav), "biz de benzeri şeyler diyoruz" buyurmuş.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salât 128, /187
Senetler:
1. Ba'du Ashabi'n-Nebî (Ba'du Ashabi'n-Nebî)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Zâide b. Kudame es-Sekafî (Zâide b. Kudame)
5. Ebu Abdullah Hüseyin b. Ali el-Cu'fi (Hüseyin b. Ali b. Velid)
6. Ebu Hasan Osman b. Ebu Şeybe el-Absî (Osman b. Muhammed b. İbrahim)
Konular:
Dua, namaz içinde
Namaz, Namazda dua
Bize Ubeydullah b. Muaz, ona babası (Muaz b. Muaz), ona Abdülaziz b. Ebu Seleme, ona amcası Macişun b. Ebu Seleme, ona Abdurrahman el-A'rec, ona Ubeydullah b. Ebu Râfi', ona da Ali b. Ebu Talib (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav), namaza kalktığında tekbir alır, sonra : "Hanîf ve müslüman olarak yüzümü, gökleri ve yeri yaratana döndüm, müşriklerden değilim. Namazım, orucum, haccım, yaşamım ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah içindir. Onun ortağı yoktur. Ben, bununla emrolundum ve müslümanların en önde geleniyim. Allah'ım! Melik sensin! Benim için senden başka ilah yoktur, sen benim Rabbimsin, ben de senin kulunum! Ben, kendime zulmettim, günahımı itiraf ediyorum! Günahlarımın hepsini bağışla. Gerçek şu ki, günahları senden başkası bağışlayamaz! Beni ahlakın en güzeline ilet! Senden başkası onun en güzeline iletemez! Ahlakın kötüsünü benden uzak tut! Senden başkası onun kötüsünü uzak tutamaz! Buyur! Emret! Hayrın tamamı senin kudretindedir. Şer ise sana nispet edilemez. Başarım seninledir, sığınağım sensin! Mübareksin! Yücesin! Bağışlanma diliyorum ve sana tövbe ediyorum!" derdi.
Hz. Peygamber (sav) rükûa vardığında "Allah'ım! Sana rükûda bulundum. Sana iman ettim. Sana teslim oldum. Kulağım, gözüm, dimağım, kemiklerim ve sinirlerim sana boyun eğdi" derdi.
Nebi (sav), (başını rükûdan) kaldırdığında : "Allah, kendisine hamd edeni işitti! Rabbimiz! Gökler ve yer, bu ikisinin arası ve senin dilediğin şey dolusu hamd, sanadır!" derdi.
Rasulullah (sav) secdeye vardığında : "Allah'ım sana secde ettim. Sana iman ettim. Sana teslim oldum. Yüzüm, onu yaratana, ona suretini verip bunu en güzel biçimde yapana, kulağını ve gözünü açana secde etti. Yaratıcıların en güzeli olan Allah ne yücedir!" derdi. Hz. Peygamber (sav) namazda selam verdiğinde de, "Allah'ım! Geçmiş ve gelecek (günahlarımı), gizli ve açık (hatalarımı), haddi aşmışlığımı ve benden bildiklerini bağışla! (Kereminden) veren de vermeyen de sensin! Senden başka ilah yoktur!" derdi.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
6263, D000760
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ عَمِّهِ الْمَاجِشُونِ بْنِ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الأَعْرَجِ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى رَافِعٍ عَنْ عَلِىِّ بْنِ أَبِى طَالِبٍ - رضى الله عنه - قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِذَا قَامَ إِلَى الصَّلاَةِ كَبَّرَ ثُمَّ قَالَ:
"وَجَّهْتُ وَجْهِىَ لِلَّذِى فَطَرَ السَّمَوَاتِ وَالأَرْضَ حَنِيفًا مُسْلِمًا وَمَا أَنَا مِنَ الْمُشْرِكِينَ إِنَّ صَلاَتِى وَنُسُكِى وَمَحْيَاىَ وَمَمَاتِى لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ لاَ شَرِيكَ لَهُ وَبِذَلِكَ أُمِرْتُ وَأَنَا أَوَّلُ الْمُسْلِمِينَ اللَّهُمَّ أَنْتَ الْمَلِكُ لاَ إِلَهَ لِى إِلاَّ أَنْتَ أَنْتَ رَبِّى وَأَنَا عَبْدُكَ ظَلَمْتُ نَفْسِى وَاعْتَرَفْتُ بِذَنْبِى فَاغْفِرْ لِى ذُنُوبِى جَمِيعًا إِنَّهُ لاَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ أَنْتَ وَاهْدِنِى لأَحْسَنِ الأَخْلاَقِ لاَ يَهْدِى لأَحْسَنِهَا إِلاَّ أَنْتَ وَاصْرِفْ عَنِّى سَيِّئَهَا لاَ يَصْرِفُ سَيِّئَهَا إِلاَّ أَنْتَ لَبَّيْكَ وَسَعْدَيْكَ وَالْخَيْرُ كُلُّهُ فِى يَدَيْكَ وَالشَّرُّ لَيْسَ إِلَيْكَ أَنَا بِكَ وَإِلَيْكَ تَبَارَكْتَ وَتَعَالَيْتَ أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ ."
وَإِذَا رَكَعَ قَالَ " اللَّهُمَّ لَكَ رَكَعْتُ وَبِكَ آمَنْتُ وَلَكَ أَسْلَمْتُ خَشَعَ لَكَ سَمْعِى وَبَصَرِى وَمُخِّى وَعِظَامِى وَعَصَبِى."
وَإِذَا رَفَعَ قَالَ :
"سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ رَبَّنَا وَلَكَ الْحَمْدُ مِلْءَ السَّمَوَاتِ وَالأَرْضِ وَمِلْءَ مَا بَيْنَهُمَا وَمِلْءَ مَا شِئْتَ مِنْ شَىْءٍ بَعْدُ."
وَإِذَا سَجَدَ قَالَ:
"اللَّهُمَّ لَكَ سَجَدْتُ وَبِكَ آمَنْتُ وَلَكَ أَسْلَمْتُ سَجَدَ وَجْهِى لِلَّذِى خَلَقَهُ وَصَوَّرَهُ فَأَحْسَنَ صُورَتَهُ وَشَقَّ سَمْعَهُ وَبَصَرَهُ وَتَبَارَكَ اللَّهُ أَحْسَنُ الْخَالِقِينَ."
وَإِذَا سَلَّمَ مِنَ الصَّلاَةِ قَالَ :
"اللَّهُمَّ اغْفِرْ لِى مَا قَدَّمْتُ وَمَا أَخَّرْتُ وَمَا أَسْرَرْتُ وَمَا أَعْلَنْتُ وَمَا أَسْرَفْتُ وَمَا أَنْتَ أَعْلَمُ بِهِ مِنِّى أَنْتَ الْمُقَدِّمُ وَالْمُؤَخِّرُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ."
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Muaz, ona babası (Muaz b. Muaz), ona Abdülaziz b. Ebu Seleme, ona amcası Macişun b. Ebu Seleme, ona Abdurrahman el-A'rec, ona Ubeydullah b. Ebu Râfi', ona da Ali b. Ebu Talib (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav), namaza kalktığında tekbir alır, sonra : "Hanîf ve müslüman olarak yüzümü, gökleri ve yeri yaratana döndüm, müşriklerden değilim. Namazım, orucum, haccım, yaşamım ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah içindir. Onun ortağı yoktur. Ben, bununla emrolundum ve müslümanların en önde geleniyim. Allah'ım! Melik sensin! Benim için senden başka ilah yoktur, sen benim Rabbimsin, ben de senin kulunum! Ben, kendime zulmettim, günahımı itiraf ediyorum! Günahlarımın hepsini bağışla. Gerçek şu ki, günahları senden başkası bağışlayamaz! Beni ahlakın en güzeline ilet! Senden başkası onun en güzeline iletemez! Ahlakın kötüsünü benden uzak tut! Senden başkası onun kötüsünü uzak tutamaz! Buyur! Emret! Hayrın tamamı senin kudretindedir. Şer ise sana nispet edilemez. Başarım seninledir, sığınağım sensin! Mübareksin! Yücesin! Bağışlanma diliyorum ve sana tövbe ediyorum!" derdi.
Hz. Peygamber (sav) rükûa vardığında "Allah'ım! Sana rükûda bulundum. Sana iman ettim. Sana teslim oldum. Kulağım, gözüm, dimağım, kemiklerim ve sinirlerim sana boyun eğdi" derdi.
Nebi (sav), (başını rükûdan) kaldırdığında : "Allah, kendisine hamd edeni işitti! Rabbimiz! Gökler ve yer, bu ikisinin arası ve senin dilediğin şey dolusu hamd, sanadır!" derdi.
Rasulullah (sav) secdeye vardığında : "Allah'ım sana secde ettim. Sana iman ettim. Sana teslim oldum. Yüzüm, onu yaratana, ona suretini verip bunu en güzel biçimde yapana, kulağını ve gözünü açana secde etti. Yaratıcıların en güzeli olan Allah ne yücedir!" derdi. Hz. Peygamber (sav) namazda selam verdiğinde de, "Allah'ım! Geçmiş ve gelecek (günahlarımı), gizli ve açık (hatalarımı), haddi aşmışlığımı ve benden bildiklerini bağışla! (Kereminden) veren de vermeyen de sensin! Senden başka ilah yoktur!" derdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salât 122, /179
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. ibn Ebu Râfi' Ubeydullah b. Eslem el-Medeni (Ubeydullah b. Eslem)
3. Ebu Davud A'rec Abdurrahman b. Hürmüz (Abdurrahman b. Hürmüz)
4. Ebu Yusuf Yakub b. Ebu Seleme Macişun (Yakub b. Dinar)
5. Ebu Abdullah Abdülaziz b. Ebu Seleme el-Macişun (Abdülaziz b. Abdullah b. Meymun)
6. Ebu Müsenna Muaz b. Muaz el-Anberî (Muaz b. Muaz b. Nasr b. Hassan b. Hur b. Malik)
7. Ebu Amr Ubeydullah b. Muaz el-Anberî (Ubeydullah b. Muaz b. Muaz b. Nasr)
Konular:
Dua, namaz içinde
Dua, Namazda ve ardından yapılan
Namaz, kılınış şekli/nasıl kılınacağı