247 Kayıt Bulundu.
Bize Yezid b. Halid b. Mevheb ve Ahmed b. Salih, onlara İbn Vehb, ona Amr, ona Bükeyr, ona Yahya b. Abdurrahman b. Hâtıb, ona da Abdurrahman b. Osman et-Teymî; "Rasulullah (sav) hacının kaybettiği malı almayı yasakladı demiştir." [Ravi Ahmed şöyle dedi: İbn Vehb hacının kaybettiği mal konusunda şöyle dedi: Hacının kaybettiği malı bulan kimse, sahibi gelip bulana kadar ona dokunmaz. Hadisin ravilerinden İbn Mevheb, bu hadisi an sigası ile rivayet etmiştir.]
Açıklama: Bazı İslâm âlimleri bu hadise dayanarak hac sırasında hacıların kaybettikleri malı bulan birinin onu almasının câiz olmadığını söylemişlerdir. Ancak ulemanın büyük çoğunluğuna göre ise, böyle bir malı bulan kişinin onu alıp koruması ve sahibini bulmak için de usulüne göre ilan etmesi gerekir. Hanefî, Mâlikî ve Şâfiî fukahası, Mekke’de bulunan bir yitik mal ile başka yerlerde bulunan yitik mal arasında fark bulunmadığı kanaatindedirler. Yitik bir malda asıl sahibinin hakkı esas olduğuna göre bunun Mekke’de bulunması ile başka bir yerde bulunması arasında hiçbir fark yoktur. Aynı hak, her yerde söz konusudur.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Rabia b. Ebu Abdurrahman, ona Münbais'in azatlısı Yezîd, ona da Zeyd b. Halid el-Cüheni (ra) şöyle demiştir: Bir adam gelip Hz. Peygamber'e (sav) buluntu malın hükmünü sordu. Rasulullah (sav) "onun ağız bağını ve çıkınını iyice belle sonra onu bir sene ilân et. Eğer sahibi gelirse, ona iade et, gelmezse onun tasarrufu sana aittir" buyurdu. Adam "ey Allah'ın Rasulü, buluntu koyunun hükmü nedir?" dedi. Rasulullah "o ya senin, ya mümin kardeşinin, yahut da kurdundur" buyurdu. Adam "ey Allah'ın Rasulü, buluntu devenin hükmü nedir?" diye sordu. Rasulullah (sav) "ondan sana ne? O hayvanın ayakkabısı ve su tulumu beraberindedir, sahibi onu buluncaya kadar, su kaynağına ulaşır ve ağaçlardan yer" buyurdu.
Bize İsmail b. Abdullah, ona Süleyman, ona Yahya, ona Münbeis'in azatlısı Yezîd, onada Zeyd b. Halid (ra) şöyle demiştir: Hz. Peygamber'e (sav) buluntunun hükmü soruldu. Zeyd b. Hâlid, Hz. Peygamber'in bu soruya "sen onun çıkınını ve ağız bağını iyice belle. Sonra onu bir sene boyunca ilân et" cevabını verdiğini kesin bir dille ifade etmiştir. Ravi Yezîd der ki: Eğer buluntu sahibi çıkmazsa, bulup alan olan kimse ondan faydalanır ve buluntu onun yanında bir emanet olmuştur. Râvi Yahya der ki: "Onun yanında bir emanet olmuştur" sözü, Rasulullah'ın hadisine mi dahil yoksa Yezîd'in ifadesi mi bilmiyorum. Sonra o soran kişi "buluntu koyun hakkındaki görüşünüz nedir?" diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "onu tut, al. Çünkü o ancak ya senin ya Mümin kardeşinin yahut da kurdundur" buyurdu. Râvi Yezîd der ki: buluntu koyun de ilân edilir. Sonra soran kimse tekrar "buluntu deve hakkındaki görüşünüz nedir?" diye sordu. Zeyd b. Hâlid der ki: Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Ona serbest bırak, çünkü onun ayakkabısı ve su tulumu beraberindedir. Sahibi onu buluncaya kadar, kendisi su başına gelir ve ağaçlardan yer" buyurdu.
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Süfyân, Rabia, ona Münbais'in azatlısı Yezîd, ona da Zeyd b. Halid (ra) şöyle demiştir: Bir bedevi Hz. Peygamber'e (sav) buluntu malın hükmünü sordu. Rasulullah (sav) "onu bir sene ilân et. Eğer ağız bağını ve çıkınını bildiren biri gelirse, ona iade et, gelmezse ondan nafaka olarak faydalan" buyurdu. Adam buluntu devenin hükmünü sordu. Rasulullah'ın (sav) yüzü öfkeden kızardı ve "ondan sana ne? O hayvanın ayakkabısı ve su tulumu beraberindedir, su kaynağına ulaşır ve ağaçlardan yer. Bırak sahibi onu bulsun" buyurdu. Bedevi buluntu koyunun hükmünü sordu. Hz. Peygamber (sav) "O senin veya mümin kardeşinin yahut da kurdundur" buyurdu.
Bize Kuteybe b. Saîd, ona İsmail b. Cafer, ona Rabia b. Ebu Abdurrahman, ona Münbais'in azatlısı Yezîd, ona da Zeyd b. Halid el-Cüheni (ra) şöyle demiştir: Bir adam Hz. Peygamber'e (sav) buluntu malın hükmünü sordu. Rasulullah (sav) "onu bir sene ilân et. Sonra onun ağız bağını ve çıkınını iyice belle ve ondan nafaka olarak faydalan. Eğer sahibi gelirse, onu sahibine iade et" buyurdu. (Orada bulunanlar) "ey Allah'ın Rasulü, buluntu koyunun hükmü nedir?" dediler. Rasulullah "onu tut. Çünkü o ya senin, ya mümin kardeşinin, yahut da kurdundur" buyurdu. Adam "ey Allah'ın Rasulü, buluntu devenin hükmü nedir?" diye sordu. Zeyd ibn Hâlid der ki: Rasulullah (sav) yanakları ya da yüzü kızaracak kadar öfkelendi ve "ondan sana ne? Sâhibi ona kavuşuncaya kadar o hayvanın ayakkabısı ve su tulumu beraberindedir" buyurdu.
Bana Malik, ona Rabîa b. Ebu Abdurrahman, ona Münbais'in azatlısı Yezîd ona da Zeyd b. Halid el-Cüheni şöyle rivayet etmiştir: Bir adam, Rasulullah'a (sav) buluntu şeyin hükmünü sordu. Rasulullah (sav) "Onun kabını ve bağını iyice belle, sonra onu bir sene halka duyur. Eğer sahibi gelirse ona verirsin, gelmezse onu harcayabilirsin." buyurdu. Adam "ey Allah'ın Rasulü, buluntu koyunun hükmü nedir?" dedi. Rasulullah (sav) "o senin veya başka bir din kardeşinin ya da kurdundur." cevabını verdi. Adam "Kaybolan devenin hükmü nedir?" dedi. Rasulullah (sav) "Ondan sana ne? Bol su alan karnı, sağlam ayakları var. Sahibi gelinceye kadar, ağaç yapraklarından karnını doyurur, suya gidebilir" buyurdu.
Bize Süleyman b. Harb, ona Şu'be, ona Seleme b. Küheyl, ona da Süveyd b. Ğafele şöyle demiştir: Selman b. Rabia ve Zeyd b. Sûhân ile birlikte bir gazada bulundum. Ben bir kamçı buldum. onlardan biri bana "at, o kamçıyı" dedi. Ben "hayır atmam, ama eğer sahibini bulursam ona veririm, bulamazsam onu kullanırım" dedim. Gazadan döndüğümüzde hac yaptık. Ardından ben Medine'ye uğradım. Ubey b. Ka'b'a (ra) sordum. Ubey şöyle dedi: Ben Peygamber (sav) zamanında içinde yüz dinar olan bir kese buldum. Onu Hz. Peygamber'e getirdim. Peygamber (sav) "Bunu bir sene ilân et" buyurdu. Ben de bir yıl onu ilân ettim. Sonra Hz. Peygamber'e geldim. Peygamber (sav) yine: "Onu bir yıl daha ilân et" buyurdu. Ben onu bir yıl daha ilân ettim, sonra Hz. Peygamber'e geldim. Peygamber (sav) yine: "Onu bir yıl ilân et" buyurdu. Ben onu bir yıl ilân ettim, sonra dördüncü defa Hz. Peygamber'e geldim. Peygamber (sav) "Dinarların sayısını, ağız bağını, kabını iyi belle. Eğer sahibi gelirse keseyi ona ver, gelmezse onunla yararlan" buyurdu. Bize Abdan, ona babası (Osman b. Cebele), ona Şu'be, ona Seleme, bu hadisi rivayet etti. Bu rivayette Şu'be şöyle demiştir: Ben bir zaman sonra Mekke'de Seleme b. Kuheyl ile karşılaştım. Bana "ilanın üç yıl mı, yoksa bir yıl mı, dendiğini tam olarak bilmiyorum" dedi.
Bize Kuteybe, ona İsmail b. Cafer, ona Rabîa b. Ebu Abdurrahman, ona Munbais'in azatlısı Yezîd, ona da Zeyd b. Hâlid el-Cühenî şöyle rivayet etmiştir: Bir adam Hz. Peygamber'e (sav) buluntu malın hükmünü sordu. Rasulullah (sav) "Bir yıl ilan et, sonra kabını ve ağız bağını iyi belle, sonra onu kullan. Eğer sahibi gelirse kendisine geri verirsin." Adam "ey Allah’ın Rasulü buluntu koyunun durumu nedir?" dedi. Rasulullah (sav) "onu al o ya senin ya mü’min kardeşinin yada kurdundur" buyurdu. Adam "Ey Allah’ın Rasulu buluntu devenin hükmü nedir"diye sordu. Zeyd b. Hâlid der ki: Bunun üzerine Peygamber (sav) yanakları veya yüzü kızaracak kadar öfkelendi ve "ondan sana ne! Onun sağlam ayakları ve yanında su tulumu vardır sahibini buluncaya kadar yeter ona" buyurdu. Zeyd b. Hâlid’in hadisi hasen sahihtir. Kendisinden bir çok tarikle rivâyet edilmiştir. Yine Münbais’in azatlısı Yezîd yoluyla Zeyd b. Hâlid’den rivayet ettiği hadis de hasen sahihtir ve ondan bir çok tarikle rivayet edilmiştir.
Bize Amr b. Abas, ona Abdurrahman, ona Süfyân, Rabia, ona Münbais'in azatlısı Yezîd, ona da Zeyd b. Halid el-Cüheni (ra) şöyle demiştir: Bir bedevi gelip Hz. Peygamber'e (sav) bulduğu bir malın hükmünü sordu. Rasulullah (sav) "onu bir sene ilân et. Sonra onun ağız bağını ve çıkınını iyice belle. Eğer malın özelliklerini bildiren biri gelirse, ona iade et, gelmezse ondan nafaka olarak faydalan" buyurdu. Adam "ey Allah'ın Rasulü, buluntu koyunun hükmü nedir?" dedi. Rasulullah "o ya senin, ya mümin kardeşinin, yahut da kurdundur" buyurdu. Adam "ey Allah'ın Rasulü, buluntu devenin hükmü nedir?" diye sordu. Zeyd ibn Hâlid der ki: Rasulullah'ın (sav) yüzü öfkeden kızardı ve "ondan sana ne? O hayvanın ayakkabısı ve su tulumu beraberindedir, su kaynağına ulaşır ve ağaçlardan yer" buyurdu.