247 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Tâhir, ona Abdullah b. Vehb, ona Süfyan es-Sevrî, Malik b. Enes ve Amr b. Hâris, başka râviler, onlara da Rabia b. Ebu Abdurrahman bu isnadla Malik'in rivayetine benzer şekilde nakilde bulunmuştur. Ancak o, ben beraberinde iken Rasulullah'a (sav) bir adam gelip ona buluntu mal hakkında sordu ilavesinde bulunmuştur. Amr da rivayetinde; "onu isteyen biri gelmediğinde harca" ifadesini zikretmiştir.
Açıklama: Hadisin metni için M004499 numaralı hadise bakınız.
Bize Yahya b. Yahya et-Temîmî, ona Malik, ona Rabia b. Ebu Abdurrahman, ona el-Münbais'in azatlısı Yezid, ona da Zeyd b. Halid (ra) şöyle rivayet etmiştir: Bir adam Rasulullah'a (sav) gelerek buluntu eşyanın hükmünü sordu. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Bulunan şeyin kılıfını ve tıpasını iyice belle, sonra bir sene boyunca onu insanlara haber ver. Eğer sahibi gelirse ona ver, gelmezse onunla ne yapacağına sen karar ver." Adam yitik koyunun durumunu sorunca Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Koyun ya senin ya kardeşinin ya da kurdundur." Adam yitik devenin durumunu sorunca Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Deve seni ilgilendirmez, onların toynakları ve su tulumu var. Sahiplerine ulaşıncaya kadar suya ulaşabilir ve ağaçları yiyebilir." [Yahya der ki: Zannederim, metinde (عِفَاصَهَا) şeklinde okudum.]
Bize Yahya b. Eyyüb, Kuteybe ve İbn Hucr, onlara İsmail b. Cafer, ona Rabia b. Ebu Abdurrahman, ona el-Münbais'in azatlısı Yezid, ona da Zeyd b. Halid (ra) şöyle rivayet etmiştir: Bir adam Rasulullah'a (sav) buluntu eşyanın hükmünü sordu. Hz. Peygamber (sav); "bir sene boyunca onu insanlara haber ver, sonra onun kılıfını ve tıpasını iyice belle ve ondan nafaka olarak yararlan, eğer sahibi de gelirse ona verirsin." Adam ey Allah'ın Rasulü buluntu koyunun hükmü nedir diye sordu. Hz. Peygamber (sav); "onu al. Koyun ya senin ya kardeşinin ya da kurdundur" buyurdu. Adam; ey Allah'ın Rasulü buluntu devenin hükmü nedir diye sordu. Hz. Peygamber(sav) yanakları ya da yüzü kızaracak kadar öfkelendi ve "deveden sana ne? Onların, sahiplerine ulaşıncaya kadar (yetecek) toynakları ve su tulumu var" buyurdu.
Bize Ahmed b. Osman b. Hakim el-Evdî, ona Halid b. Mahled, ona Süleyman b. Bilal, ona Rabia b. Ebu Abdurrahman, ona Münbais'in azatlısı Yezid, ona da Zeyd b. Halid el-Cühenî, bir adam Rasulullah'a (sav) geldi diyerek İsmail b. Cafer'in hadisinin benzerini rivayet etti. Ancak rivayetinde; yüzü ve alnı kıpkırmızı kesildi ve kızdı demiş ve "sonra onu bir sene ilan et" cümlesinden sonra da "şayet sahibi gelmezse buluntu senin yanında emanet olur" ifadesini eklemiştir.
Bize Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb, ona Süleyman b. Bilal, ona Yahya b. Said, ona Münbais'in azatlısı Yezid, ona da Hz. Peygamber'in sahabisi Zeyd b. Halid el-Cühenî şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah'a (sav) buluntu altın veya gümüşün hükmü soruldu. Hz. Peygamber de (sav); "onun ağız bağını ve kesesini iyice belle. Sonra onu bir sene ilan et. Şayet sahibini bulamazsan onu harca. O buluntu senin yanında bir emanet gibi olmuş olsun. Şayet bir zaman sonra sahibi gelirse ona ödersin." Soran kişi buluntu devenin hükmünü sordu. Bunun üzerine; "ondan sana ne? Bırak onu. Zira onların toynakları ve su tulumları yanlarındadır. Sahipleri onları buluncaya kadar suya gelirler, ağaçları otlarlar" buyurdu. O zat buluntu koyunu da sordu. Hz. Peygamber; "onu al, çünkü o ancak ya senin ya din kardeşinin yahut da kurdundur" buyurdu.
Bana İshak b. Mansur, ona Habban b. Hilal, ona Hammad b. Seleme, ona Yahya b. Said ve Rabia er-Re'y b. Ebu Abdurrahman, ona Münbais'in azatlısı Yezid, ona da Zeyd b. Halid el-Cühenî, bir adam Peygamber'e (sav) buluntu devenin hükmünü sormuş diyerek hadisi rivayet etmiştir. Rabia hadisine; bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) kızdı, hatta yanakları kızardı ifadesini ekleyerek hadisi diğerlerinin hadisi gibi rivayet etmiş ve yine rivayetine; "şayet sahibi gelip, onun kesesini ve sayısını bilirse o buluntuyu kendisine ver, eğer gelmezse o senindir" eklemesinde bulunmuştur.
Bize Ebu Tahir Ahmed b. Amr b. Serh, ona Abdullah b. Vehb, ona Dahhak b. Ebu Osman, ona Ebu Nadr, ona Büsr b. Said, ona da Zeyd b. Halid el-Cühenî şöyle demiştir: Rasulullah'a (sav) buluntu malın hükmü soruldu. Hz. Peygamber de (sav); "onu bir sene ilan et, şayet tanıyan çıkmazsa onun mahfazasını ve bağını iyice belle, sonra da ondan ye. Eğer sahibi gelirse onu kendisine geri verirsin" buyurdu.
Bize Ali b. Abdullah, ona Sufyân, Yahya, ona Munbais'in azatlısı Yezîd şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber' (sav) buluntu koyunun hükmü soruldu, O da "Sen onu al. Çünkü o ya senin yahut mümin kardeşinin veya kurdundur" buyurdu. Buluntu devenin hükmü soruldu. Hz. Peygamber (sav) öfkelendi ve iki yanağı kızardı, akabinde "Ondan sana ne? Onun gezecek pabucu ve su tulumu beraberindedir. Sahibi onu buluncaya kadar, kendi kendine suyu içer, ağaçlardan yer" buyurdu. Buluntu malın hükmü soruldu. Hz. Peygamber (sav) "Ağzının bağını ve kabını iyice tanı, sonra onu bir sene ilân et. Onu tanıyıp bilen kimse gelirse kendisine verirsin, kimse gelmezse onu kendi malına karıştır" buyurdu. Sufyân der ki: Ben, kendisinden bu hadisten başka bir şey ezberlemediğim Rabîa b. Ebu Abdurrahman'a yetiştim ve kendisine "Munbais'in azatlısı olan Yezîd'in buluntu mal hakkındaki hadisine ne dersin? O hadis Zeyd b. Hâlid'den midir?" diye sordum. O da "evet ondandır" diye cevap verdi. Yahya der ki: Rabîa bu hadisi kendisine Munbais'in azatlısı olan Yezîd, ona da Zeyd b. Hâlid'in aktardığını söylüyordu. Sufyân der ki: Ben Rabîa'ya kavuştum da ona (buluntu hadisini) sordum.
Bize Ali b. Abdullah, ona Sufyân, Yahya, ona Munbais'in azatlısı Yezîd şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber' (sav) buluntu koyunun hükmü soruldu, O da "Sen onu al. Çünkü o ya senin yahut mümin kardeşinin veya kurdundur" buyurdu. Buluntu devenin hükmü soruldu. Hz. Peygamber (sav) öfkelendi ve iki yanağı kızardı, akabinde "Ondan sana ne? Onun gezecek pabucu ve su tulumu beraberindedir. Sahibi onu buluncaya kadar, kendi kendine suyu içer, ağaçlardan yer" buyurdu. Buluntu malın hükmü soruldu. Hz. Peygamber (sav) "Ağzının bağını ve kabını iyice tanı, sonra onu bir sene ilân et. Onu tanıyıp bilen kimse gelirse kendisine verirsin, kimse gelmezse onu kendi malına karıştır" buyurdu. Sufyân der ki: Ben, kendisinden bu hadisten başka bir şey ezberlemediğim Rabîa b. Ebu Abdurrahman'a yetiştim ve kendisine "Munbais'in azatlısı olan Yezîd'in buluntu mal hakkındaki hadisine ne dersin? O hadis Zeyd b. Hâlid'den midir?" diye sordum. O da "evet ondandır" diye cevap verdi. Yahya der ki: Rabîa bu hadisi kendisine Munbais'in azatlısı olan Yezîd, ona da Zeyd b. Hâlid'in aktardığını söylüyordu. Sufyân der ki: Ben Rabîa'ya kavuştum da ona (buluntu hadisini) sordum.
Bize Ali b. Abdullah, ona Sufyân, Yahya, ona Munbais'in azatlısı Yezîd şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber' (sav) buluntu koyunun hükmü soruldu, O da "Sen onu al. Çünkü o ya senin yahut mümin kardeşinin veya kurdundur" buyurdu. Buluntu devenin hükmü soruldu. Hz. Peygamber (sav) öfkelendi ve iki yanağı kızardı, akabinde "Ondan sana ne? Onun gezecek pabucu ve su tulumu beraberindedir. Sahibi onu buluncaya kadar, kendi kendine suyu içer, ağaçlardan yer" buyurdu. Buluntu malın hükmü soruldu. Hz. Peygamber (sav) "Ağzının bağını ve kabını iyice tanı, sonra onu bir sene ilân et. Onu tanıyıp bilen kimse gelirse kendisine verirsin, kimse gelmezse onu kendi malına karıştır" buyurdu. Sufyân der ki: Ben, kendisinden bu hadisten başka bir şey ezberlemediğim Rabîa b. Ebu Abdurrahman'a yetiştim ve kendisine "Munbais'in azatlısı olan Yezîd'in buluntu mal hakkındaki hadisine ne dersin? O hadis Zeyd b. Hâlid'den midir?" diye sordum. O da "evet ondandır" diye cevap verdi. Yahya der ki: Rabîa bu hadisi kendisine Munbais'in azatlısı olan Yezîd, ona da Zeyd b. Hâlid'in aktardığını söylüyordu. Sufyân der ki: Ben Rabîa'ya kavuştum da ona (buluntu hadisini) sordum.