250 Kayıt Bulundu.
Bize Musa b. İsmail, ona Abdülvahid, ona Asım, ona İbn Sîrîn'in kızı Hafsa şöyle rivayet etmiştir: Enes b. Mâlik (ra) bana “Kardeşin Yahya neden öldü?” diye sordu. Ben de ona “Taundan öldü” diye cevap verdim. Bunun üzerine Enes şöyle dedi: Rasûlullah (sav) "taun hastalığından vefat etmek, her Müslüman için şehitlik sebebidir" buyurdu.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: الطَّاعُونُ شَهَادَةٌ لِكُلِّ مُسْلِمٍ
Bize Ubeyd b. İsmail, ona Ebu Üsame, ona Hişam, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: Peygamber (sav) Medine'ye hicret edip geldiğinde, babam Ebu Bekir ile Bilal sıtmaya tutuldular. Ebu Bekir, kendisini sıtma nöbeti tuttuğunda “Her kişi ailesi ile birlikte sabahlar. Halbuki ölüm ona pabucunun tasmasından daha yakındır” beytini söylerdi. Bilal ise sıtma nöbeti geçince yüksek sesle “Ah bir bilsem! bir kez olsun Mekke vadisinde geceleyecek miyim, etrafımda ızhır ve celîl otları? Bir gün Mecenne sularına varır mıyım? Bir kere daha görünür mü bana acaba Şâme ve Tafîl?” beytini söyler ve “Allah'ım! Yurdumuzdan çıkıp, veba yurduna gitmeye bizi mecbur bırakan Şeybe b. Rabîa'ya, Utbe b. Rabîa'ya ve Ümeyye b. Halef'e lanet et” diye beddua ederdi. Peygamber (sav) de bunları işittikten sonra "Allah'ım! Bizlere Mekke'yi sevdirdiğin gibi veya ondan daha fazla Medine'yi de sevdir. Allah'ım! Sâf ve müdd ile ölçülen rızıklarımızda bizim için bereket ihsan eyle! Allah'ım! Medine'nin havasını bizim için düzeltip hastalıklardan salim kıl! Hummasını ve sıtmasını da Cuhfe'ye gönder" diye dua etti. Aişe der ki: Biz Medine'ye geldiğimizde, Medine Allah'ın arzı içinde veba hastalığının en yaygın olduğu yerdi. Yine Aişe der ki: Medine'nin Buthân vadisinden acı bir su akardı.
Bize Kuteybe, ona Malik, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: Peygamber (sav) Medine'ye hicret edip geldiğinde, babam Ebu Bekir ile Bilal (r.anhuma) sıtmaya tutuldular. Ben yanlarına girip “babacığım nasılsın, sen nasılsın ey Bilal” diye hatırlarını sordum. Ebu Bekir, kendisini sıtma nöbeti tuttuğunda “Her kişi ailesi ile birlikte sabahlar. Halbuki ölüm ona pabucunun tasmasından daha yakındır” beytini söylerdi. Bilal ise sıtma nöbeti geçince yüksek sesle “Ah bir bilsem! bir kez olsun Mekke vadisinde geceleyecek miyim, etrafımda ızhır ve celîl otları? Bir gün Mecenne sularına varır mıyım? Bir kere daha görünür mü bana acaba Şâme ve Tafîl?” derdi. Hz. Peygamber'in (sav) yanına gelip bun bildirince şöyle buyurdu: "Allah'ım! Bizlere Mekke'yi sevdirdiğin gibi veya ondan daha fazla Medine'yi de sevdir. Allah'ım! Sâf ve müdd ile ölçülen rızıklarımızda bizim için bereket ihsan eyle! Allah'ım! Medine'nin havasını bizim için düzeltip hastalıklardan salim kıl! Hummasını ve sıtmasını da Cuhfe'ye gönder."
Bize Hafs b. Ömer, ona Şu'be, ona Habib b. Ebu Sabit, ona İbrahim b. Sa'd, Usame b. Zeyd'in, Sa'd'a şöyle dediğini aktarmıştır: Peygamber (sav) "Bir yerde veba hastalığı çıktığını duyduğunuz zaman, oraya girmeyiniz. Sizin bulunduğunuz yerde veba hastalığı çıkarsa, sakın oradan çıkmayınız" buyurdu. Ben (İbrahim b. Sa'd'a) “sen, Usame'nin bu hadisi Sa'd'a aktardığını işittin ve Sa'd'ın da bunu yadırgamadığına şahit oldun mu?” diye sordum, o da “evet” dedi.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zuhrî, ona da Âmir b. Sa'd, b. Ebu Vakkâs, Usame b. Zeyd'in, Sa'd'a şöyle dediğini aktarmıştır: Rasulullah (sav) veba hastalığından bahsetti ve şöyle buyurdu: "Bu bazı toplumların karşı karşıya kaldığı bir hastalık yahut azaptır. Sonra o hastalıktan, oradan oraya gezip duran (bulaşıcı) bir kalıntı kaldı. Kim bir yerde veba olduğunu duyarsa oraya gitmesin, kim de veba olan bir yerde bulunursa, hastalıktan kaçmak için orayı terk etmesin" buyurdu.
Bize Bişr b. Muhammed, ona Abdullah, ona Âsım, ona Hafsa bt. Sîrîn, ona da Enes b. Mâlik (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: Veba(dan dolayı ölmek), her Müslüman için şehadettir.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Nuaym el-Mucmir, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Medine'ye Deccâl Mesîh ve taun girmez"
Bize İshak b. Ebu İsa, ona Yezid b. Harun, ona Şu'be, ona Katâde ona da Enes b. Mâlik'in (ra) dediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Deccâl Medine'ye gelir, ama bakar ki melekler Medine'yi koruyup durmaktadır. Bu yüzden inşallah Medine'ye deccal da, taun da yaklaşmayacaktır"
Bize Abdullah, ona Muhammed b. Ebu Bekir el-Mukaddemî, ona Ömer b. Ali, ona Ebu Cenab, ona Abdullah b. İsa, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona da Übeyy b. Ka'b şöyle demiştir: Ben Hz. Peygamber'in (sav) yanında iken bir bedevi geldi “ey Allah'ın rasulü, benim bir erkek kardeşim var, hasta” dedi. Peygamber (sav) "Kardeşinin hastalığı nedir?" diye sordu. Bedevi “kardeşimde delilik var” dedi. Peygamber (sav) "Git de onu bana getir" buyurdu. Bedevi onu Hz. Peygamber'in (sav) önünde oturttu. Hz. Peygamber (sav) ona şifaya kavuşması için Allah'a sığınarak Fatiha Suresi, Bakara suresinin başından dört ayet, sonra yine şu iki ayeti; وَإِلَهُكُمْ إِلَهٌ وَاحِدٌ (Bakara, 163) آيَةِ الْكُرْسِيِّ (Bakara, 255), Bakara Suresinin son üç ayetini, A'râf Suresi'nin {إِنَّ رَبَّكُمْ اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضَ} (54.) ayetini, Mü'minûn Suresi'nin sonunda {فَتَعَالَى اللَّهُ الْمَلِكُ الْحَقُّ} (116.) ayetini, Cin Suresi'nin { وَأَنَّهُ تَعَالَى جَدُّ رَبِّنَا } 3. ayetini, Saffât Suresi'nin ilk 10 ayetini, Haşr suresinin son üç ayetini, İhlâs ve Muavvizeteyn surelerini okudu. Adam şifaya kavuşup sanki hiç hasta değilmiş gibi ayağa kalktı.