Öneri Formu
Hadis Id, No:
4256, M002438
Hadis:
وَحَدَّثَنِى زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَخِى ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عَمِّهِ قَالَ أَخْبَرَنِى أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ. وَسَاقَ الْحَدِيثَ بِمِثْلِهِ. إِلاَّ أَنَّهُ قَالَ قَالَ أَنَسٌ قَالُوا نَصْبِرُ. كَرِوَايَةِ يُونُسَ عَنِ الزُّهْرِىِّ.
Tercemesi:
Bize Züheyr b. Harb, ona Yakub b. İbrahim, ona İbn Şihab'ın kardeşi oğlu, ona amcası şöyle rivayet etti; Bana Enes b. Malik haber verdi diyerek hadisi yukardaki gibi rivayet etmiş. Ancak o da "Enes (Dedi ki): Ensâr; sabrederiz dediler cümlesini Yunus'un Zührî'den rivayet ettiği gibi nakletmiş.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2438, /408
Senetler:
()
Konular:
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4258, M002439
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَابْنُ بَشَّارٍ قَالَ ابْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ أَخْبَرَنَا شُعْبَةُ قَالَ سَمِعْتُ قَتَادَةَ يُحَدِّثُ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ جَمَعَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الأَنْصَارَ فَقَالَ
"أَفِيكُمْ أَحَدٌ مِنْ غَيْرِكُمْ." فَقَالُوا لاَ إِلاَّ ابْنُ أُخْتٍ لَنَا. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"إِنَّ ابْنَ أُخْتِ الْقَوْمِ مِنْهُمْ." فَقَالَ "إِنَّ قُرَيْشًا حَدِيثُ عَهْدٍ بِجَاهِلِيَّةٍ وَمُصِيبَةٍ وَإِنِّى أَرَدْتُ أَنْ أَجْبُرَهُمْ وَأَتَأَلَّفَهُمْ أَمَا تَرْضَوْنَ أَنْ يَرْجِعَ النَّاسُ بِالدُّنْيَا وَتَرْجِعُونَ بِرَسُولِ اللَّهِ إِلَى بُيُوتِكُمْ لَوْ سَلَكَ النَّاسُ وَادِيًا وَسَلَكَ الأَنْصَارُ شِعْبًا لَسَلَكْتُ شِعْبَ الأَنْصَارِ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsenna ve İbn Beşşâr -hadisin lafzı Muhammed b. Müsennâya aittir-, ona Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona Katade, ona da Enes b. Malik'in naklettiğine göre Rasulullah (sav) (bir gün) Ensar'ı toplar; "içinizde sizden başka biri (yani Ensar'dan olmayan) var mı" diye sorar. Onlar da hayır. Kız kardeşimizin bir kızı hariç (hepimiz Ensar'danız) diye cevap verir. Bunun üzerine Rasulullah (sav); "kız kardeşin kızı da o topluma ait bir bireydir" dedikten sonra şunları söyler:
"Kureyş mensupları, cahiliyeden ve musibetten yeni çıktılar. Bundan dolayı ben de onların ruh hallerini düzeltmek ve kalplerini kazanmak istedim. Başkaları (geçici) dünya malıyla evlerine dönerken siz Rasulullah ile dönmek istemez misiniz? (Şunu bilin ki) Bütün insanlar bir vadide yürüseler, Ensar da bir dağ yolunda yürüse ben onların gittiği yola giderim."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2439, /409
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Gunder Muhammed b. Cafer el-Hüzelî (Muhammed b. Cafer el-Hüzeli)
5. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Ensar, Ensara kin beslemek
Strateji, Müellefe-i Kulub
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
VEFAKARLIK
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4259, M002440
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ أَبِى التَّيَّاحِ قَالَ سَمِعْتُ أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ قَالَ لَمَّا فُتِحَتْ مَكَّةُ قَسَمَ الْغَنَائِمَ فِى قُرَيْشٍ فَقَالَتِ الأَنْصَارُ إِنَّ هَذَا لَهُوَ الْعَجَبُ إِنَّ سُيُوفَنَا تَقْطُرُ مِنْ دِمَائِهِمْ وَإِنَّ غَنَائِمَنَا تُرَدُّ عَلَيْهِمْ. فَبَلَغَ ذَلِكَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَجَمَعَهُمْ فَقَالَ
"مَا الَّذِى بَلَغَنِى عَنْكُمْ." قَالُوا هُوَ الَّذِى بَلَغَكَ. وَكَانُوا لاَ يَكْذِبُونَ. قَالَ
"أَمَا تَرْضَوْنَ أَنْ يَرْجِعَ النَّاسُ بِالدُّنْيَا إِلَى بُيُوتِهِمْ وَتَرْجِعُونَ بِرَسُولِ اللَّهِ إِلَى بُيُوتِكُمْ لَوْ سَلَكَ النَّاسُ وَادِيًا أَوْ شِعْبًا وَسَلَكَتِ الأَنْصَارُ وَادِيًا أَوْ شِعْبًا لَسَلَكْتُ وَادِىَ الأَنْصَارِ أَوْ شِعْبَ الأَنْصَارِ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Velid, ona Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona Ebu Teyyâh, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etti: Mekke fethedildiği zaman Rasulullah (sav) ganimetleri Kureyş'in arasında taksim etti. Bunun üzerine Ensâr; bu hakikaten şaşacak şey! Bizim kılıçlarımızdan Kureyş'in kanları damlıyor, ganimetlerimiz ise onlara iade olunuyor! dediler. Bu söz Rasulullah'ın (sav) kulağına varınca hemen onları topladı ve "sizden kulağıma gelen bu söz nedir?" diye sordu. Ensar; ne duydunsa odur dediler. Yalan söylemezlerdi. Rasulullah'ı (sav); "siz, başkalarının evlerine dünyalıkla dönmelerine, kendinizin de evlerinize Rasulullah ile dönmenize razı değil misiniz? Bütün insanlar bir vadiyi veya dağ yolunu tutsalar Ensar da bir vadiyi veya dağ yolunu tutsa, ben, mutlaka Ensâr'ın vadisini yahut Ensarın yolunu tutardım" buyurdular.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2440, /409
Senetler:
()
Konular:
Ensar, Ensara kin beslemek
Mal, mal - mülk hırsı
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4270, M002444
Hadis:
وَحَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَبْدَةَ الضَّبِّىُّ أَخْبَرَنَا ابْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ عُمَرَ بْنِ سَعِيدِ بْنِ مَسْرُوقٍ بِهَذَا الإِسْنَادِ
"أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَسَمَ غَنَائِمَ حُنَيْنٍ فَأَعْطَى أَبَا سُفْيَانَ بْنَ حَرْبٍ مِائَةً مِنَ الإِبِلِ."
[وَسَاقَ الْحَدِيثَ بِنَحْوِهِ وَزَادَ وَأَعْطَى عَلْقَمَةَ بْنَ عُلاَثَةَ مِائَةً.]
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Abde ed-Dabbî, ona İbn Uyeyne, ona Ömer b. Said b. Mesruk'tan bu isnadla haber verdi ki: "Peygamber (sav) Huneyn ganimetlerini taksim etmiş de Ebu Süfyan b. Harb'e yüz deve vermiş."
[Ravi bu hadisi yukardaki gibi rivayet etmiş (yalnız): -Alkame b. Ulâse'ye de yüz deve verdi cümlesini ziyade etmiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2444, /410
Senetler:
()
Konular:
Mal, mal - mülk hırsı
Sahabe, Hz. Peygamber'e itirazları
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4262, M002441
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَإِبْرَاهِيمُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ عَرْعَرَةَ - يَزِيدُ أَحَدُهُمَا عَلَى الآخَرِ الْحَرْفَ بَعْدَ الْحَرْفِ - قَالاَ حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ مُعَاذٍ حَدَّثَنَا ابْنُ عَوْنٍ عَنْ هِشَامِ بْنِ زَيْدِ بْنِ أَنَسٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ لَمَّا كَانَ يَوْمُ حُنَيْنٍ أَقْبَلَتْ هَوَازِنُ وَغَطَفَانُ وَغَيْرُهُمْ بِذَرَارِيِّهِمْ وَنَعَمِهِمْ وَمَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم يَوْمَئِذٍ عَشَرَةُ آلاَفٍ وَمَعَهُ الطُّلَقَاءُ فَأَدْبَرُوا عَنْهُ حَتَّى بَقِىَ وَحْدَهُ - قَالَ - فَنَادَى يَوْمَئِذٍ نِدَاءَيْنِ لَمْ يَخْلِطْ بَيْنَهُمَا شَيْئًا - قَالَ - فَالْتَفَتَ عَنْ يَمِينِهِ فَقَالَ
"يَا مَعْشَرَ الأَنْصَارِ." فَقَالُوا لَبَّيْكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَبْشِرْ نَحْنُ مَعَكَ - قَالَ - ثُمَّ الْتَفَتَ عَنْ يَسَارِهِ فَقَالَ
"يَا مَعْشَرَ الأَنْصَارِ." قَالُوا لَبَّيْكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَبْشِرْ نَحْنُ مَعَكَ - قَالَ - وَهُوَ عَلَى بَغْلَةٍ بَيْضَاءَ فَنَزَلَ فَقَالَ أَنَا عَبْدُ اللَّهِ وَرَسُولُهُ . فَانْهَزَمَ الْمُشْرِكُونَ وَأَصَابَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم غَنَائِمَ كَثِيرَةً فَقَسَمَ فِى الْمُهَاجِرِينَ وَالطُّلَقَاءِ وَلَمْ يُعْطِ الأَنْصَارَ شَيْئًا فَقَالَتِ الأَنْصَارُ إِذَا كَانَتِ الشِّدَّةُ فَنَحْنُ نُدْعَى وَتُعْطَى الْغَنَائِمُ غَيْرَنَا . فَبَلَغَهُ ذَلِكَ فَجَمَعَهُمْ فِى قُبَّةٍ فَقَالَ
"يَا مَعْشَرَ الأَنْصَارِ مَا حَدِيثٌ بَلَغَنِى عَنْكُمْ." فَسَكَتُوا فَقَالَ
"يَا مَعْشَرَ الأَنْصَارِ أَمَا تَرْضَوْنَ أَنْ يَذْهَبَ النَّاسُ بِالدُّنْيَا وَتَذْهَبُونَ بِمُحَمَّدٍ تَحُوزُونَهُ إِلَى بُيُوتِكُمْ." قَالُوا بَلَى يَا رَسُولَ اللَّهِ رَضِينَا. قَالَ فَقَالَ
"لَوْ سَلَكَ النَّاسُ وَادِيًا وَسَلَكَتِ الأَنْصَارُ شِعْبًا لأَخَذْتُ شِعْبَ الأَنْصَارِ."
[قَالَ هِشَامٌ فَقُلْتُ يَا أَبَا حَمْزَةَ أَنْتَ شَاهِدٌ ذَاكَ قَالَ وَأَيْنَ أَغِيبُ عَنْهُ.]
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsenna ve İbrahim b. Muhammed b. Ar'ara, -birbirlerinden baza cümleler ziyadesiyle rivayet ettiler-, o ikisine Muaz b. Muaz, ona İbn Avn, ona Hişam b. Zeyd b. Enes, ona Enes b. Malik şöyle etmiş: Huneyn harbi kopunca Hevâzin ve Gatafân kabileleri bütün çoluk çocukları ve hayvanları ile (karşımıza) çıktılar. O gün Peygamber'in (sav) yanında Onbin kişi ile serbest bırakılan Mekke'liler vardı. (Harb başlayınca) Bunların hepsi geri döndüler. Peygamber (sav) yalnız başına kaldı. Ve o gün aralarına başka bir şey karıştırmamak şartı ile iki defa nidada bulundu. Sağına bakarak; "ey Ensar cemaati!" diye nida etti. Ensar; Lebbeyk Ya Rasulullah! Müsterih ol biz seninle beraberiz dediler. Sonra sol tarafına bakarak (Yine); "ey Ensar cemaati!" dedi. Ensar; Lebbeyk Ya Rasulullah! Müsterih ol biz seninle beraberiz cevabını verdiler. Rasulullah (sav) beyaz bir katırın üzerinde idi. (Ondan) indi ve "ben, Allah'ın kulu ve Rasulüyüm" buyurdular. Derken müşrikler bozuldu. Rasulullah (sav) birçok ganimetler elde etti. (Onları) muhacirlerle serbest bırakılan esirler arasında taksim etti. Ensara bir şey vermedi. Bunun üzerine Ensar; harp olursa biz çağırılıyoruz fakat ganimetler bizden başkalarına veriliyor dediler. Bu söz Rasulullah'ın (sav) kulağına ulaştı. Hemen Ensâr'ı bir çadıra toplayarak; "ey Ensar cemaati! Sizden, kulağıma gelen (bu söz nedir?)" dedi. Ensar sustular. Rasulullah (sav) (tekrar);
"ey Ensar cemaati! Başkalarının dünyalıkla gitmesine kendiniz de Muhammed'le, onu aranıza alarak evlerinize gitmenize razı değil misiniz?" diye sordu: Ensar; evet razıyız ya Rasulullah! cevabını verdiler. Müteakiben Rasulullah (sav) şunu söyledi:
"(Bütün) insanlar bir vadiyi, Ensâr da bir dağ yolunu tutsalar, ben mutlaka Ensarın yolundan giderdim."
[Hişam (Demişki): Ben; Ya Ebu Hamza! Sen bu vakaya şahit oldun mu? dedim. (Ondan nereye kaçabilirdim ki?) cevabını verdi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2441, /409
Senetler:
()
Konular:
Ensar, Ensara kin beslemek
Sahabe, Hz. Peygamber'e itirazları
Siyer, Hz. Peygamber'in gazveleri
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4264, M002442
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ وَحَامِدُ بْنُ عُمَرَ وَمُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى قَالَ ابْنُ مُعَاذٍ حَدَّثَنَا الْمُعْتَمِرُ بْنُ سُلَيْمَانَ عَنْ أَبِيهِ قَالَ حَدَّثَنِى السُّمَيْطُ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ افْتَتَحْنَا مَكَّةَ ثُمَّ إِنَّا غَزَوْنَا حُنَيْنًا فَجَاءَ الْمُشْرِكُونَ بِأَحْسَنِ صُفُوفٍ رَأَيْتُ - قَالَ - فَصُفَّتِ الْخَيْلُ ثُمَّ صُفَّتِ الْمُقَاتِلَةُ ثُمَّ صُفَّتِ النِّسَاءُ مِنْ وَرَاءِ ذَلِكَ ثُمَّ صُفَّتِ الْغَنَمُ ثُمَّ صُفَّتِ النَّعَمُ - قَالَ - وَنَحْنُ بَشَرٌ كَثِيرٌ قَدْ بَلَغْنَا سِتَّةَ آلاَفٍ وَعَلَى مُجَنِّبَةِ خَيْلِنَا خَالِدُ بْنُ الْوَلِيدِ - قَالَ - فَجَعَلَتْ خَيْلُنَا تَلْوِى خَلْفَ ظُهُورِنَا فَلَمْ نَلْبَثْ أَنِ انْكَشَفَتْ خَيْلُنَا وَفَرَّتِ الأَعْرَابُ وَمَنْ نَعْلَمُ مِنَ النَّاسِ - قَالَ - فَنَادَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"يَا لَلْمُهَاجِرِينَ يَا لَلْمُهَاجِرِينَ." ثُمَّ قَالَ "يَا لَلأَنْصَارِ يَا لَلأَنْصَارِ." قَالَ قَالَ أَنَسٌ هَذَا حَدِيثُ عِمِّيَّةٍ. قَالَ قُلْنَا لَبَّيْكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ - قَالَ - فَتَقَدَّمَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم - قَالَ - فَايْمُ اللَّهِ مَا أَتَيْنَاهُمْ حَتَّى هَزَمَهُمُ اللَّهُ - قَالَ - فَقَبَضْنَا ذَلِكَ الْمَالَ ثُمَّ انْطَلَقْنَا إِلَى الطَّائِفِ فَحَاصَرْنَاهُمْ أَرْبَعِينَ لَيْلَةً ثُمَّ رَجَعْنَا إِلَى مَكَّةَ فَنَزَلْنَا - قَالَ - فَجَعَلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُعْطِى الرَّجُلَ الْمِائَةَ مِنَ الإِبِلِ.
[ثُمَّ ذَكَرَ بَاقِىَ الْحَدِيثِ كَنَحْوِ حَدِيثِ قَتَادَةَ وَأَبِى التَّيَّاحِ وَهِشَامِ بْنِ زَيْدٍ.]
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Muaz, Hamid b. Ömer ve Muhammed b. Abdula'la, ona İbn Muaz, ona Mu'temir b. Süleyman, ona babası, ona Sümeyt, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etmiş: Mekke'yi fethettik, sonra Huneyn harbine gittik. Müşrikler (o zamana kadar) gördüğüm en güzel saflar hâlinde geldiler. (Evvelâ) süvariler saf olmuş, sonra piyadeler, sonra onların arkasına kadınlar, sonra koyunlar, daha sonra da develer saf olmuştu. Biz ise kalabalık insanlar halindeydik. Adedimiz altı bine baliğ oluyordu. Sağ cenahtaki süvarilerimizin başında Halid b. Velid bulunuyordu. Derken süvarilerimiz arkamıza doğru sarkmaya başladılar. Çok geçmeden süvarilerimiz dağıldılar. Bedevilerle tanıdığımız bir takım insanlar kaçtılar. Bunun üzerine Rasulullah'ı (sav); yetişin Ey Muhacirler! Yetişin Ey Muhacirler" diye nida etti. Sonra; "yetişin Ey Ensar! Yetişin Ey Ensar!" dedi. Enes demiş ki: Bizimkilerin hikâyesi budur. Biz; lebbeyk ya Rasulullah! dedik. Rasulullah (sav); "Allah'a yemin ederim ki, müşriklerin yanına gelir gelmez Allah onları bozguna uğrattı" dedi. Bu suretle (müşriklerin bıraktığı) bu malları ele geçirdik, sonra Taife giderek onları kırk gün muhasara ettir. Bilahara Mekke'ye dönerek, orada konakladık. Derken Rasulullah (sav) bazı kimselere yüzer deve ganimet vermeye başladı.
[Ravi hadisin geri kalan kısmım Katade, Ebu Teyyah ve Hişam b. Zeyd hadisleri gibi rivayet etti.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2442, /409
Senetler:
()
Konular:
Ensar, Ensara kin beslemek
Hz. Peygamber, örnekliği
Siyer, Hz. Peygamber'in gazveleri
Siyer, Taif Seferi
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4268, M002443
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ أَبِى عُمَرَ الْمَكِّىُّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عُمَرَ بْنِ سَعِيدِ بْنِ مَسْرُوقٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَبَايَةَ بْنِ رِفَاعَةَ عَنْ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ قَالَ
"أَعْطَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَبَا سُفْيَانَ بْنَ حَرْبٍ وَصَفْوَانَ بْنَ أُمَيَّةَ وَعُيَيْنَةَ بْنَ حِصْنٍ وَالأَقْرَعَ بْنَ حَابِسٍ كُلَّ إِنْسَانٍ مِنْهُمْ مِائَةً مِنَ الإِبِلِ وَأَعْطَى عَبَّاسَ بْنَ مِرْدَاسٍ دُونَ ذَلِكَ. فَقَالَ عَبَّاسُ بْنُ مِرْدَاسٍ أَتَجْعَلُ نَهْبِى وَنَهْبَ الْعُبَيْدِ بَيْنَ عُيَيْنَةَ وَالأَقْرَعِ فَمَا كَانَ بَدْرٌ وَلاَ حَابِسٌ يَفُوقَانِ مِرْدَاسَ فِى الْمَجْمَعِ وَمَا كُنْتُ دُونَ امْرِئٍ مِنْهُمَا وَمَنْ تَخْفِضِ الْيَوْمَ لاَ يُرْفَعِ."
[قَالَ فَأَتَمَّ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِائَةً.]
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Ebu Ömer el-Mekkî, ona Süfyan, Ömer b. Said b. Mesruk, ona babası, ona Abâye b. Rifâa, ona Rafi' b. Hadîc şöyle rivayet etti:
"Rasulullah (sav) Ebu Süfyân b. Harb, Safvan b. Ümeyye, Uyeyne b. Hısm ve Akra b. Habis'den her birine yüzer deve ganimet verdi. Abbas b. Mirdas'a bunlardan daha az ihsanda bulundu. Bunun üzerine Abbas b. Mirdas şu mealde beyitler okudu: Benimle atım Ubeyd'in payını Uyeyne ile Akra arasında mı taksim ediyorsun? Bedir ve Habis cemiyeti içinde Mirdas'tan üstün değillerdir. Ben, onların hiçbirinden aşağı değilim. (Fakat) bugün senin alçalttığını bir daha yükselmez."
[Ravi demiş ki: Bunun üzerine Rasulullah (sav) ona da yüz deveyi tamamladı.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2443, /410
Senetler:
()
Konular:
Mal, mal - mülk hırsı
Sahabe, Hz. Peygamber'e itirazları
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4271, M002445
Hadis:
وَحَدَّثَنَا مَخْلَدُ بْنُ خَالِدٍ الشَّعِيرِىُّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ حَدَّثَنِى عُمَرُ بْنُ سَعِيدٍ بِهَذَا الإِسْنَادِ وَلَمْ يَذْكُرْ فِى الْحَدِيثِ عَلْقَمَةَ بْنَ عُلاَثَةَ وَلاَ صَفْوَانَ بْنَ أُمَيَّةَ وَلَمْ يَذْكُرِ الشِّعْرَ فِى حَدِيثِهِ.
Tercemesi:
Bize Mahled b. Halid eş-Şairi, ona Süfyan, ona Ömer b. Said bu isnadla rivayet etti. Ama bu hadiste Alkame b. Ulase ve Safvan b. Ümeyye'yi zikretmedi. Hadisinde şiirden de bahsetmedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2445, /410
Senetler:
()
Konular:
Mal, mal - mülk hırsı
Sahabe, Hz. Peygamber'e itirazları
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ غِيَاثٍ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ شَقِيقٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ قَسَمَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَسْمًا فَقَالَ رَجُلٌ إِنَّهَا لَقِسْمَةٌ مَا أُرِيدَ بِهَا وَجْهُ اللَّهِ - قَالَ - فَأَتَيْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَسَارَرْتُهُ فَغَضِبَ مِنْ ذَلِكَ غَضَبًا شَدِيدًا وَاحْمَرَّ وَجْهُهُ حَتَّى تَمَنَّيْتُ أَنِّى لَمْ أَذْكُرْهُ لَهُ - قَالَ - ثُمَّ قَالَ
"قَدْ أُوذِىَ مُوسَى بِأَكْثَرَ مِنْ هَذَا فَصَبَرَ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4278, M002448
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ غِيَاثٍ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ شَقِيقٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ قَسَمَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَسْمًا فَقَالَ رَجُلٌ إِنَّهَا لَقِسْمَةٌ مَا أُرِيدَ بِهَا وَجْهُ اللَّهِ - قَالَ - فَأَتَيْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَسَارَرْتُهُ فَغَضِبَ مِنْ ذَلِكَ غَضَبًا شَدِيدًا وَاحْمَرَّ وَجْهُهُ حَتَّى تَمَنَّيْتُ أَنِّى لَمْ أَذْكُرْهُ لَهُ - قَالَ - ثُمَّ قَالَ
"قَدْ أُوذِىَ مُوسَى بِأَكْثَرَ مِنْ هَذَا فَصَبَرَ."
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Hafs b. Gıyas, ona el-A'meş, ona Şakik (b. Seleme), ona da Abdullah (b. Mesud) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) ganimet taksimi yapmıştı. Bunun üzerine bir adam; yapılan bu ganimet taksimi Allah rızasının gözetilmediği bir taksimdir dedi. Rasulullah'a (sav) gittim ve durumu sessizce ilettim. Bundan dolayı Rasulullah (sav) o kadar kızdı ki öfkesini yüzünde gördüm. Hatta kendisine bu haberi söylememiş olmayı diledim. Sonra da şöyle buyurdu:
"Musa'ya bundan daha fazla eziyet edildi de yine de sabretti."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2448, /411
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Sahabe, Hz. Peygamber'e itirazları
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4276, M002447
Hadis:
حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ وَعُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَإِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ قَالَ إِسْحَاقُ أَخْبَرَنَا وَقَالَ الآخَرَانِ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ أَبِى وَائِلٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ لَمَّا كَانَ يَوْمُ حُنَيْنٍ آثَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَاسًا فِى الْقِسْمَةِ فَأَعْطَى الأَقْرَعَ بْنَ حَابِسٍ مِائَةً مِنَ الإِبِلِ وَأَعْطَى عُيَيْنَةَ مِثْلَ ذَلِكَ وَأَعْطَى أُنَاسًا مِنْ أَشْرَافِ الْعَرَبِ وَآثَرَهُمْ يَوْمَئِذٍ فِى الْقِسْمَةِ فَقَالَ رَجُلٌ وَاللَّهِ إِنَّ هَذِهِ لَقِسْمَةٌ مَا عُدِلَ فِيهَا وَمَا أُرِيدَ فِيهَا وَجْهُ اللَّهِ. قَالَ فَقُلْتُ وَاللَّهِ لأُخْبِرَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم - قَالَ - فَأَتَيْتُهُ فَأَخْبَرْتُهُ بِمَا قَالَ - قَالَ - فَتَغَيَّرَ وَجْهُهُ حَتَّى كَانَ كَالصِّرْفِ ثُمَّ قَالَ
"فَمَنْ يَعْدِلُ إِنْ لَمْ يَعْدِلِ اللَّهُ وَرَسُولُهُ." قَالَ ثُمَّ قَالَ "يَرْحَمُ اللَّهُ مُوسَى قَدْ أُوذِىَ بِأَكْثَرَ مِنْ هَذَا فَصَبَرَ."
[قَالَ قُلْتُ لاَ جَرَمَ لاَ أَرْفَعُ إِلَيْهِ بَعْدَهَا حَدِيثًا.]
Tercemesi:
Bize Züheyr b. Harb, Osman b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim, ona Cerir, ona Mansur, ona Ebu Vâil, ona da Abdullah şöyle rivayet etti: Huneyn harbi koptuğu gün Rasulullah (sav) ganimet taksimi hususunda bazı insanları tercih etti. Bu sebeple Akra' b. Hâbis'e yüz deve, Uyeyne'ye de bir o kadar ganimet verdi. Arapların eşrafından bazı kimselere atıyyeler verdi. (Hâsılı) o gün taksim hususunda onları tercih etti. Bunun üzerine bir adam; vallahi bu taksimde adalet gözetilmedi. Bununla Allah'ın rızası istenmedi dedi. Ben; vallahi (bunu) Rasulullah'a (sav) haber vereceğim dedim. Ve gelerek kendisine onun söylediklerini haber verdim. Derken Rasulullah'ın (sav) (mübarek) yüzü değişti ve kan gibi kırmızı oldu. Sonra şöyle buyurdular:
"Eğer Allah ve Rasulü adalet göstermezlerse kim adalet gösterir?" Sonra sözlerine şöyle devam etti:
"Allah Musa'ya rahmet eylesin. O, bundan da çok eziyet görmüş fakat sabretmişti."
[Abdullah demiş ki: Ben, yemin olsun bundan sonra Peygamber'e (sav) hiçbir söz götürmem dedim.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2447, /410
Senetler:
()
Konular:
Sahabe, Hz. Peygamber'e itirazları
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri