حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ قَالَ حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ - رضى الله عنه - أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أُتِىَ بِلَبَنٍ قَدْ شِيبَ بِمَاءٍ ، وَعَنْ يَمِينِهِ أَعْرَابِىٌّ وَعَنْ شِمَالِهِ أَبُو بَكْرٍ ، فَشَرِبَ ، ثُمَّ أَعْطَى الأَعْرَابِىَّ ، وَقَالَ « الأَيْمَنَ الأَيْمَنَ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17546, B005619
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ قَالَ حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ - رضى الله عنه - أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أُتِىَ بِلَبَنٍ قَدْ شِيبَ بِمَاءٍ ، وَعَنْ يَمِينِهِ أَعْرَابِىٌّ وَعَنْ شِمَالِهِ أَبُو بَكْرٍ ، فَشَرِبَ ، ثُمَّ أَعْطَى الأَعْرَابِىَّ ، وَقَالَ « الأَيْمَنَ الأَيْمَنَ » .
Tercemesi:
Bize İsmail, ona Malik, ona İbn Şihab, Enes b. Malik’in şöyle anlattığını rivayet etti: Rasulullah’a (sav) (içmesi için) su karıştırılmış süt getirildi. Rasûlullah’ın sağ tarafında bir bedevi, sol tarafında da Ebu Bekir bulunuyordu. Rasul-i Ekrem (sav) sütü içti, bedeviye verdi ve “Daima sıra ile sağa (ver)” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Eşribe 18, 2/431
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
3. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
4. Ebu Abdullah İsmail b. Ebu Üveys el-Esbahî (İsmail b. Abdullah b. Abdullah b. Üveys b. Malik)
Konular:
Adab, yeme - içme adabı
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
279826, M002456-2
Hadis:
حَدَّثَنِى أَبُو الطَّاهِرِ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ أَخْبَرَنِى أَبُو سَلَمَةَ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ ح وَحَدَّثَنِى حَرْمَلَةُ بْنُ يَحْيَى وَأَحْمَدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْفِهْرِىُّ قَالاَ أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ أَخْبَرَنِى أَبُو سَلَمَةَ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ وَالضَّحَّاكُ الْهَمْدَانِىُّ أَنَّ أَبَا سَعِيدٍ الْخُدْرِىَّ قَالَ بَيْنَا نَحْنُ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ يَقْسِمُ قَسْمًا أَتَاهُ ذُو الْخُوَيْصِرَةِ وَهُوَ رَجُلٌ مِنْ بَنِى تَمِيمٍ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ اعْدِلْ . قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « وَيْلَكَ وَمَنْ يَعْدِلُ إِنْ لَمْ أَعْدِلْ قَدْ خِبْتَ وَخَسِرْتَ إِنْ لَمْ أَعْدِلْ » . فَقَالَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ رضى الله عنه يَا رَسُولَ اللَّهِ ائْذَنْ لِى فِيهِ أَضْرِبْ عُنُقَهُ . قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « دَعْهُ فَإِنَّ لَهُ أَصْحَابًا يَحْقِرُ أَحَدُكُمْ صَلاَتَهُ مَعَ صَلاَتِهِمْ وَصِيَامَهُ مَعَ صِيَامِهِمْ يَقْرَءُونَ الْقُرْآنَ لاَ يُجَاوِزُ تَرَاقِيَهُمْ يَمْرُقُونَ مِنَ الإِسْلاَمِ كَمَا يَمْرُقُ السَّهْمُ مِنَ الرَّمِيَّةِ يُنْظَرُ إِلَى نَصْلِهِ فَلاَ يُوجَدُ فِيهِ شَىْءٌ ثُمَّ يُنْظَرُ إِلَى رِصَافِهِ فَلاَ يُوجَدُ فِيهِ شَىْءٌ ثُمَّ يُنْظَرُ إِلَى نَضِيِّهِ فَلاَ يُوجَدُ فِيهِ شَىْءٌ - وَهُوَ الْقِدْحُ - ثُمَّ يُنْظَرُ إِلَى قُذَذِهِ فَلاَ يُوجَدُ فِيهِ شَىْءٌ سَبَقَ الْفَرْثَ وَالدَّمَ . آيَتُهُمْ رَجُلٌ أَسْوَدُ إِحْدَى عَضُدَيْهِ مِثْلُ ثَدْىِ الْمَرْأَةِ أَوْ مِثْلُ الْبَضْعَةِ تَدَرْدَرُ يَخْرُجُونَ عَلَى حِينِ فُرْقَةٍ مِنَ النَّاسِ » . قَالَ أَبُو سَعِيدٍ فَأَشْهَدُ أَنِّى سَمِعْتُ هَذَا مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَأَشْهَدُ أَنَّ عَلِىَّ بْنَ أَبِى طَالِبٍ - رضى الله عنه - قَاتَلَهُمْ وَأَنَا مَعَهُ فَأَمَرَ بِذَلِكَ الرَّجُلِ فَالْتُمِسَ فَوُجِدَ فَأُتِىَ بِهِ حَتَّى نَظَرْتُ إِلَيْهِ عَلَى نَعْتِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الَّذِى نَعَتَ .
Tercemesi:
Bana Ebu Tahir (Ahmed b. Amr b. Abdullah), ona Abdullah b. Vehb (b. Müslim), ona Yunus (b. Yezid b. Mişkan), ona İbn Şihab (ez-Zührî), ona Ebu Seleme b. Ambdurrahman (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf), ona Ebu Saîd el-Hudrî; (T) Bana Harmele b. Yahya ve Ahmed b. Abdurrahman el-Fihrî, onlara İbn Vehb (Abdullah b. Vehb b. Müslim), ona Yunus (b. Yezid b. Mişkan), ona İbn Şihab (ez-Zührî), ona da Ebu Seleme b. Ambdurrahman (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf) ve Dahhak el-Hemedanî'nin rivayet ettiğine göre Ebu Saîd el-Hudrî şöyle demiştir: Bir keresinde Rasulullah (sav) ganimet taksim ederken yanında bulunuyorduk. Bu sırada yanına Temimoğulları kabilesinden birisi olan Zülhüveysıra geldi ve "Ey Allah'ın Rasulü! (Ganimetleri taksim ederken) adil ol!" dedi. Rasulullah (sav) "Yazık sana! Ben de adil değilsem başka kim adil olabilir ki. Eğer adil olmasaydım sen (adil olmayan birine tabi/bağlı olmuş olacağın için) büsbütün kaybederdin." buyurdu. Ömer b. Hattab (ra) "İzin ver. Şunun boynunu vurayım." dedi. Rasulullah (sav) "Ona dokunma. Onun öyle arkadaşları vardır ki sizden birisi onların kıldığı namaza ve oruca bakınca kendi namazını ve orucunu azımsar. Onun bu arkadaşları Kur'an okuyan ancak, okudukları Kur'an boğazlarından aşağı geçmeyen ve okun avı (deldikten sonra) çıkıp gittiği gibi İslam'dan çıkan kimselerdir. Bu okun ucundaki demirli kısma bakılır (ama avdan ona bulaşan) hiç bir şey bulunamaz. Sonra okun ucunun üst kısmına bakılır, yine (avdan ona bulaşan) hiç bir şey bulunamaz. Sonra okun çubuğuna bakılır, ama yine (avdan ona bulaşan) hiç bir şey olmadığı görülür. Son olarak okun (en son kısmındaki) tüylere bakılır. Ancak okun delip geçtiği dışkı ve kandan hiç bir şey bulunamaz. Bunların alameti aralarında bulunan siyah bir adamdır. Bu adamın pazılarından birisi kadın göğsü veya titreyen bir et parçası gibidir. Onlar, Müslümanlar arasında ihtilaflar baş gösterdiğinde ortaya çıkacaklar." buyurdu. Ebu Saîd "Ben bu hadisi Rasulullah'tan (sav) işittiğime ve Ali b. Ebu Talib'in (ra) onlarla savaştığına tanıklık ederim. O savaşırken ben de yanındaydım. Sözü edilen adamın aranmasını emretmiş, adam bulunmuş ve getirilmişti. Baktım ki adam tam da Rasulullah'ın (sav) anlattığı şekildeydi." demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2456, /413
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Said Dahhâk b. Şurâhîl el-Hemdânî (Dahhâk b. Şurâhîl)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Ebu Ubeydullah Ahmed b. Abdurrahman el-Kuraşi (Ahmed b. Abdurrahman b. Vehb b. Müslim)
Konular:
İman ve Amel, İman-amel bütünlüğü
KTB, İMAN
Münafık, Nifak / Münafık
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
279827, M002456-3
Hadis:
حَدَّثَنِى أَبُو الطَّاهِرِ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ أَخْبَرَنِى أَبُو سَلَمَةَ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ ح وَحَدَّثَنِى حَرْمَلَةُ بْنُ يَحْيَى وَأَحْمَدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْفِهْرِىُّ قَالاَ أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ أَخْبَرَنِى أَبُو سَلَمَةَ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ وَالضَّحَّاكُ الْهَمْدَانِىُّ أَنَّ أَبَا سَعِيدٍ الْخُدْرِىَّ قَالَ بَيْنَا نَحْنُ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ يَقْسِمُ قَسْمًا أَتَاهُ ذُو الْخُوَيْصِرَةِ وَهُوَ رَجُلٌ مِنْ بَنِى تَمِيمٍ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ اعْدِلْ . قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « وَيْلَكَ وَمَنْ يَعْدِلُ إِنْ لَمْ أَعْدِلْ قَدْ خِبْتَ وَخَسِرْتَ إِنْ لَمْ أَعْدِلْ » . فَقَالَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ رضى الله عنه يَا رَسُولَ اللَّهِ ائْذَنْ لِى فِيهِ أَضْرِبْ عُنُقَهُ . قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « دَعْهُ فَإِنَّ لَهُ أَصْحَابًا يَحْقِرُ أَحَدُكُمْ صَلاَتَهُ مَعَ صَلاَتِهِمْ وَصِيَامَهُ مَعَ صِيَامِهِمْ يَقْرَءُونَ الْقُرْآنَ لاَ يُجَاوِزُ تَرَاقِيَهُمْ يَمْرُقُونَ مِنَ الإِسْلاَمِ كَمَا يَمْرُقُ السَّهْمُ مِنَ الرَّمِيَّةِ يُنْظَرُ إِلَى نَصْلِهِ فَلاَ يُوجَدُ فِيهِ شَىْءٌ ثُمَّ يُنْظَرُ إِلَى رِصَافِهِ فَلاَ يُوجَدُ فِيهِ شَىْءٌ ثُمَّ يُنْظَرُ إِلَى نَضِيِّهِ فَلاَ يُوجَدُ فِيهِ شَىْءٌ - وَهُوَ الْقِدْحُ - ثُمَّ يُنْظَرُ إِلَى قُذَذِهِ فَلاَ يُوجَدُ فِيهِ شَىْءٌ سَبَقَ الْفَرْثَ وَالدَّمَ . آيَتُهُمْ رَجُلٌ أَسْوَدُ إِحْدَى عَضُدَيْهِ مِثْلُ ثَدْىِ الْمَرْأَةِ أَوْ مِثْلُ الْبَضْعَةِ تَدَرْدَرُ يَخْرُجُونَ عَلَى حِينِ فُرْقَةٍ مِنَ النَّاسِ » . قَالَ أَبُو سَعِيدٍ فَأَشْهَدُ أَنِّى سَمِعْتُ هَذَا مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَأَشْهَدُ أَنَّ عَلِىَّ بْنَ أَبِى طَالِبٍ - رضى الله عنه - قَاتَلَهُمْ وَأَنَا مَعَهُ فَأَمَرَ بِذَلِكَ الرَّجُلِ فَالْتُمِسَ فَوُجِدَ فَأُتِىَ بِهِ حَتَّى نَظَرْتُ إِلَيْهِ عَلَى نَعْتِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الَّذِى نَعَتَ .
Tercemesi:
Bana Ebu Tahir (Ahmed b. Amr b. Abdullah), ona Abdullah b. Vehb (b. Müslim), ona Yunus (b. Yezid b. Mişkan), ona İbn Şihab (ez-Zührî), ona Ebu Seleme b. Ambdurrahman (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf), ona Ebu Saîd el-Hudrî; (T) Bana Harmele b. Yahya ve Ahmed b. Abdurrahman el-Fihrî, onlara İbn Vehb (Abdullah b. Vehb b. Müslim), ona Yunus (b. Yezid b. Mişkan), ona İbn Şihab (ez-Zührî), ona da Ebu Seleme b. Ambdurrahman (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf) ve Dahhak el-Hemedanî'nin rivayet ettiğine göre Ebu Saîd el-Hudrî şöyle demiştir: Bir keresinde Rasulullah (sav) ganimet taksim ederken yanında bulunuyorduk. Bu sırada yanına Temimoğulları kabilesinden birisi olan Zülhüveysıra geldi ve "Ey Allah'ın Rasulü! (Ganimetleri taksim ederken) adil ol!" dedi. Rasulullah (sav) "Yazık sana! Ben de adil değilsem başka kim adil olabilir ki. Eğer adil olmasaydım sen (adil olmayan birine tabi/bağlı olmuş olacağın için) büsbütün kaybederdin." buyurdu. Ömer b. Hattab (ra) "İzin ver. Şunun boynunu vurayım." dedi. Rasulullah (sav) "Ona dokunma. Onun öyle arkadaşları vardır ki sizden birisi onların kıldığı namaza ve oruca bakınca kendi namazını ve orucunu azımsar. Onun bu arkadaşları Kur'an okuyan ancak, okudukları Kur'an boğazlarından aşağı geçmeyen ve okun avı (deldikten sonra) çıkıp gittiği gibi İslam'dan çıkan kimselerdir. Bu okun ucundaki demirli kısma bakılır (ama avdan ona bulaşan) hiç bir şey bulunamaz. Sonra okun ucunun üst kısmına bakılır, yine (avdan ona bulaşan) hiç bir şey bulunamaz. Sonra okun çubuğuna bakılır, ama yine (avdan ona bulaşan) hiç bir şey olmadığı görülür. Son olarak okun (en son kısmındaki) tüylere bakılır. Ancak okun delip geçtiği dışkı ve kandan hiç bir şey bulunamaz. Bunların alameti aralarında bulunan siyah bir adamdır. Bu adamın pazılarından birisi kadın göğsü veya titreyen bir et parçası gibidir. Onlar, Müslümanlar arasında ihtilaflar baş gösterdiğinde ortaya çıkacaklar." buyurdu. Ebu Saîd "Ben bu hadisi Rasulullah'tan (sav) işittiğime ve Ali b. Ebu Talib'in (ra) onlarla savaştığına tanıklık ederim. O savaşırken ben de yanındaydım. Sözü edilen adamın aranmasını emretmiş, adam bulunmuş ve getirilmişti. Baktım ki adam tam da Rasulullah'ın (sav) anlattığı şekildeydi." demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2456, /413
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Said Dahhâk b. Şurâhîl el-Hemdânî (Dahhâk b. Şurâhîl)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Ebu Hafs Harmele b. Yahya et-Tücibi (Harmele b. Yahya b. Abdullah)
Konular:
İman ve Amel, İman-amel bütünlüğü
KTB, İMAN
Münafık, Nifak / Münafık
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18459, B002486
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ أُسَامَةَ عَنْ بُرَيْدٍ عَنْ أَبِى بُرْدَةَ عَنْ أَبِى مُوسَى قَالَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ الأَشْعَرِيِّينَ إِذَا أَرْمَلُوا فِى الْغَزْوِ ، أَوْ قَلَّ طَعَامُ عِيَالِهِمْ بِالْمَدِينَةِ جَمَعُوا مَا كَانَ عِنْدَهُمْ فِى ثَوْبٍ وَاحِدٍ ، ثُمَّ اقْتَسَمُوهُ بَيْنَهُمْ فِى إِنَاءٍ وَاحِدٍ بِالسَّوِيَّةِ ، فَهُمْ مِنِّى وَأَنَا مِنْهُمْ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Alâ, ona Hammâd b. Üsame, ona Büreyd (b. Abdullah), ona Ebu Bürde (b. Ebu Musa el-Eş'arî), ona da Ebu Musa (Abdullah b. Kays el-Eş'arî) (ra), Nebi’nin (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
" Eşarîler gazada azıklarını bitirirlerken yâhut Medine'de ailelerinin yiyeceği azaldığında hemen yanlarındaki erzakı bir tek bez içine toplarlar, sonra bir kap içinde (ölçerek) aralarında eşit olarak taksim ederler. Binaenaleyh Eşarîler bendendir, ben de Eşarîler'denim."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Şerike 1, 1/685
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Bürde b. Ebu Musa el-Eş'arî (Amir b. Abdullah b. Kays b. Süleym)
3. Büreyd b. Abdullah el-Eşari (Büreyd b. Abdullah b. Ebu Bürde)
4. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
5. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
Yardımseverlik, yardımlaşma
حَدَّثَنِى أَحْمَدُ بْنُ يُوسُفَ الأَزْدِىُّ حَدَّثَنَا النَّضْرُ - يَعْنِى ابْنَ مُحَمَّدٍ الْيَمَامِىَّ - حَدَّثَنَا عِكْرِمَةُ - وَهُوَ ابْنُ عَمَّارٍ - حَدَّثَنَا إِيَاسُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ أَبِيهِ قَالَ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى غَزْوَةٍ فَأَصَابَنَا جَهْدٌ حَتَّى هَمَمْنَا أَنْ نَنْحَرَ بَعْضَ ظَهْرِنَا فَأَمَرَ نَبِىُّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَجَمَعْنَا مَزَاوِدَنَا فَبَسَطْنَا لَهُ نِطَعًا فَاجْتَمَعَ زَادُ الْقَوْمِ عَلَى النِّطَعِ قَالَ فَتَطَاوَلْتُ لأَحْزُرَهُ كَمْ هُوَ فَحَزَرْتُهُ كَرَبْضَةِ الْعَنْزِ وَنَحْنُ أَرْبَعَ عَشْرَةَ مِائَةً قَالَ فَأَكَلْنَا حَتَّى شَبِعْنَا جَمِيعًا ثُمَّ حَشَوْنَا جُرُبَنَا فَقَالَ نَبِىُّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « فَهَلْ مِنْ وَضُوءٍ » . قَالَ فَجَاءَ رَجُلٌ بِإِدَاوَةٍ لَهُ فِيهَا نُطْفَةٌ فَأَفْرَغَهَا فِى قَدَحٍ فَتَوَضَّأْنَا كُلُّنَا نُدَغْفِقُهُ دَغْفَقَةً أَرْبَعَ عَشْرَةَ مِائَةً . قَالَ ثُمَّ جَاءَ بَعْدَ ذَلِكَ ثَمَانِيَةٌ فَقَالُوا هَلْ مِنْ طَهُورٍ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « فَرِغَ الْوَضُوءُ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2195, M004518
Hadis:
حَدَّثَنِى أَحْمَدُ بْنُ يُوسُفَ الأَزْدِىُّ حَدَّثَنَا النَّضْرُ - يَعْنِى ابْنَ مُحَمَّدٍ الْيَمَامِىَّ - حَدَّثَنَا عِكْرِمَةُ - وَهُوَ ابْنُ عَمَّارٍ - حَدَّثَنَا إِيَاسُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ أَبِيهِ قَالَ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى غَزْوَةٍ فَأَصَابَنَا جَهْدٌ حَتَّى هَمَمْنَا أَنْ نَنْحَرَ بَعْضَ ظَهْرِنَا فَأَمَرَ نَبِىُّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَجَمَعْنَا مَزَاوِدَنَا فَبَسَطْنَا لَهُ نِطَعًا فَاجْتَمَعَ زَادُ الْقَوْمِ عَلَى النِّطَعِ قَالَ فَتَطَاوَلْتُ لأَحْزُرَهُ كَمْ هُوَ فَحَزَرْتُهُ كَرَبْضَةِ الْعَنْزِ وَنَحْنُ أَرْبَعَ عَشْرَةَ مِائَةً قَالَ فَأَكَلْنَا حَتَّى شَبِعْنَا جَمِيعًا ثُمَّ حَشَوْنَا جُرُبَنَا فَقَالَ نَبِىُّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « فَهَلْ مِنْ وَضُوءٍ » . قَالَ فَجَاءَ رَجُلٌ بِإِدَاوَةٍ لَهُ فِيهَا نُطْفَةٌ فَأَفْرَغَهَا فِى قَدَحٍ فَتَوَضَّأْنَا كُلُّنَا نُدَغْفِقُهُ دَغْفَقَةً أَرْبَعَ عَشْرَةَ مِائَةً . قَالَ ثُمَّ جَاءَ بَعْدَ ذَلِكَ ثَمَانِيَةٌ فَقَالُوا هَلْ مِنْ طَهُورٍ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « فَرِغَ الْوَضُوءُ » .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Yusuf el-Ezdî, ona Nadr b. Muhammed el-Yemâmî, ona İkrime b. Ammâr, ona İyâs b. Seleme, ona da babası (Seleme b. Ekva') şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) ile beraber bir gazveye çıktık da (yiyecek-içecek) sıkıntısına dûçâr olduk. Öyle ki, bazı hayvanlarımızı kesip (yemeği) düşündük. Allah'ın Nebî'si (sav), emretti; bizler de azıklarımızı toplayıp onlar için bir örtü yaydık. Böylece ordunun azığı örtüde toplanmış oldu. Ben, ne kadar (toplandığını) tahmin etmek için elimi (azık içerisine) uzattım da onun keçi ağılı kadar olduğunu takdir ettim. (Halbuki) bizler, 114 kişi idik. Hepimiz doyana dek (ondan) yedik. Ardından azıklarımızı da doldurduk. Hz. Peygamber (sav), ''abdest (suyu) var mı'' buyurdu. (Bunun üzerine) bir adam, içerisinde az bir (su) bulunan kabını getirip onu bir çanağa döktü. Hepimiz, (yani) 114 (kişi), bol bol dökerek (ondan) abdest aldık. Bundan sonra 8 kişi gelip ''abdest suyu var mı'' dediler. Rasulullah (sav) de ''abdest suyu bitti'' buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Meğâzî 4518, /737
Senetler:
()
Konular:
Bereket, yiyecek ve içeceklerin bereketlenmesi
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2194, M004517
Hadis:
حَدَّثَنَا شَيْبَانُ بْنُ فَرُّوخَ حَدَّثَنَا أَبُو الأَشْهَبِ عَنْ أَبِى نَضْرَةَ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ بَيْنَمَا نَحْنُ فِى سَفَرٍ مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم إِذْ جَاءَ رَجُلٌ عَلَى رَاحِلَةٍ لَهُ قَالَ فَجَعَلَ يَصْرِفُ بَصَرَهُ يَمِينًا وَشِمَالاً فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ كَانَ مَعَهُ فَضْلُ ظَهْرٍ فَلْيَعُدْ بِهِ عَلَى مَنْ لاَ ظَهْرَ لَهُ وَمَنْ كَانَ لَهُ فَضْلٌ مِنْ زَادٍ فَلْيَعُدْ بِهِ عَلَى مَنْ لاَ زَادَ لَهُ » . قَالَ فَذَكَرَ مِنْ أَصْنَافِ الْمَالِ مَا ذَكَرَ حَتَّى رَأَيْنَا أَنَّهُ لاَ حَقَّ لأَحَدٍ مِنَّا فِى فَضْلٍ .
Tercemesi:
Bize Şeybân b. Ferrûh rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Ebû'l-Eşheb, Ebû Nadra'dan, o da Ebû Saîd-i Hudrî'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş:
Bir defa biz Peygamber (Sallallahü <4leyhi ve Sellem)'\e beraber bir seferde iken devesi üzerinde bir adam geliverdi. Ve gözünü sağa sola çevirmeye başladı. Bunun üzerine Resûlüllah (Saltallafıü Aleyhi ve Sellem):
«Kimin yanında fazla hayvan varsa onu hayvanı olmayana versin! Ve kimin fazla azığı varsa -onu azığı olmayana versin!» buyurdular.
Râvi demiş ki: Mal çeşitlerinden söylediğim söyledi. Hattâ bir artan inalda hiç birimizin hakkı olmadığı düşüncesine vardık.
Gelen zâtın gözünü sağa sola çevirmesini, aç olduğunu ve istemeden kendisine yiyecek bir şey verilmesini imâ içindir. Fahr-i Kâinat (Sallallahü Aleyhİ ve Sellem) Efendimiz bunu derhal anlamış, fakat kemâl-i nezaketinden dolayı:
«Buna yiyecek verin!» demeyip;
«Kimin fazla azığı varsa onu azığı olmayana versin!» buyurmuşlardır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Meğâzî 4517, /737
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Nadre Münzir b. Malik el-Avfî (Münzir b. Malik b. Kuta'a)
3. Ebu Eşheb Cafer b. Hayyan es-Sa'dî (Cafer b. Hayyan)
4. Şeyban b. Ebu Şeybe el-Habati (Şeyban b. Ferruh)
Konular:
İNSANLAR ARASI SEVGİ VE SAYGI
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
25094, B002672
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا جَرِيرُ بْنُ عَبْدِ الْحَمِيدِ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « ثَلاَثَةٌ لاَ يُكَلِّمُهُمُ اللَّهُ ، وَلاَ يَنْظُرُ إِلَيْهِمْ وَلاَ يُزَكِّيهِمْ ، وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ رَجُلٌ عَلَى فَضْلِ مَاءٍ بِطَرِيقٍ يَمْنَعُ مِنْهُ ابْنَ السَّبِيلِ ، وَرَجُلٌ بَايَعَ رَجُلاً لاَ يُبَايِعُهُ إِلاَّ لِلدُّنْيَا ، فَإِنْ أَعْطَاهُ مَا يُرِيدُ وَفَى لَهُ ، وَإِلاَّ لَمْ يَفِ لَهُ ، وَرَجُلٌ سَاوَمَ رَجُلاً بِسِلْعَةٍ بَعْدَ الْعَصْرِ ، فَحَلَفَ بِاللَّهِ لَقَدْ أُعْطِىَ بِهِ كَذَا وَكَذَا ، فَأَخَذَهَا » .
Tercemesi:
-.......Ebû Hureyre (R) şöyle demiştir: Rasûlullah (S) şöyle buyurdu: "Üç (şahıs vardır ki) Allah kıyamet gününde onlarla konuşmaz, onlara bakmaz, onları temizlemez ve onlar için elemli bir azâb da vardır: Biri ki, onun yol üstünde (ihtiyâcından) fazla suyu bulunur da yolcuları ondan men' eder. ikincisi ki, o da devlet başkanına yalnız dünyâ metâ'ı için (itaat etmeye) bey'at eder; devlet başkanı onun istemekte olduğu dünyalığı verirse ona yaptığı itaat bey 'atına vefa eder, vermezse ahdine vefa etmez- Üçüncü kimse şudur: Malını ikindiden sonra pazara çıkarır da: Allah'a yemin ederim ki ben bu mala muhakkak şöyle şöyle para vermişimdir, şeklinde yemin ederek bir müşteri ile pazarlığa girişir. Müşteri de bunu doğru sanarak o fiatla malı satın alır'*
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Şehâdât 22, 1/724
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Abdullah Cerir b. Abdulhamid ed-Dabbî (Cerir b. Abdülhamid b. Cerir b. Kurt b. Hilal b. Ekyes)
5. Ebu Hasan Ali b. el-Medînî (Ali b. Abdullah b. Cafer b. Necîh)
Konular:
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
Yemin, alış-verişte
Yönetici, itaat ve sınırları
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنْ أَبِى الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ يُمْنَعُ فَضْلُ الْمَاءِ لِيُمْنَعَ بِهِ فَضْلُ الْكَلإِ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
27503, B006962
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنْ أَبِى الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ يُمْنَعُ فَضْلُ الْمَاءِ لِيُمْنَعَ بِهِ فَضْلُ الْكَلإِ » .
Tercemesi:
-.......Bize Mâlik, Ebu'z-Zinâd'dan; o da el-A'rec'den; o da Ebû Hureyre(R)'den tahdîs etti ki, Rasûlullah (S): "Su fazlası kimseden men' edilmez ki, bu men' ile neticede (mübâh olan) ot fazlası (hayvan sâhiblerinden) men' edilmiş olur" buyurmuştur
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hıyel 5, 2/663
Senetler:
()
Konular:
Doğal kaynaklar, Su, ortak kullanımı
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
أخبرنا عبد الرزاق قال : أخبرنا سعيد بن السائب ابن يسار قال : أخبرني إبراهيم بن ميسرة أنه بلغه أن رسول الله صلى الله عليه وسلم نهى عن بيع فضل الماء وعن شبر الجمل ، يعني بذلك أجر ضرابه .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
82265, MA014497
Hadis:
أخبرنا عبد الرزاق قال : أخبرنا سعيد بن السائب ابن يسار قال : أخبرني إبراهيم بن ميسرة أنه بلغه أن رسول الله صلى الله عليه وسلم نهى عن بيع فضل الماء وعن شبر الجمل ، يعني بذلك أجر ضرابه .
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Buyû' 14497, 8/106
Senetler:
()
Konular:
Doğal kaynaklar, Su, ortak kullanımı
İnfak, ihtiyacından artandan
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
Ticaret, Kiralama-İcare, tarla vs.