Öneri Formu
Hadis Id, No:
279828, M002456-4
Hadis:
حَدَّثَنِى أَبُو الطَّاهِرِ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ أَخْبَرَنِى أَبُو سَلَمَةَ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ ح وَحَدَّثَنِى حَرْمَلَةُ بْنُ يَحْيَى وَأَحْمَدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْفِهْرِىُّ قَالاَ أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ أَخْبَرَنِى أَبُو سَلَمَةَ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ وَالضَّحَّاكُ الْهَمْدَانِىُّ أَنَّ أَبَا سَعِيدٍ الْخُدْرِىَّ قَالَ بَيْنَا نَحْنُ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ يَقْسِمُ قَسْمًا أَتَاهُ ذُو الْخُوَيْصِرَةِ وَهُوَ رَجُلٌ مِنْ بَنِى تَمِيمٍ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ اعْدِلْ . قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « وَيْلَكَ وَمَنْ يَعْدِلُ إِنْ لَمْ أَعْدِلْ قَدْ خِبْتَ وَخَسِرْتَ إِنْ لَمْ أَعْدِلْ » . فَقَالَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ رضى الله عنه يَا رَسُولَ اللَّهِ ائْذَنْ لِى فِيهِ أَضْرِبْ عُنُقَهُ . قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « دَعْهُ فَإِنَّ لَهُ أَصْحَابًا يَحْقِرُ أَحَدُكُمْ صَلاَتَهُ مَعَ صَلاَتِهِمْ وَصِيَامَهُ مَعَ صِيَامِهِمْ يَقْرَءُونَ الْقُرْآنَ لاَ يُجَاوِزُ تَرَاقِيَهُمْ يَمْرُقُونَ مِنَ الإِسْلاَمِ كَمَا يَمْرُقُ السَّهْمُ مِنَ الرَّمِيَّةِ يُنْظَرُ إِلَى نَصْلِهِ فَلاَ يُوجَدُ فِيهِ شَىْءٌ ثُمَّ يُنْظَرُ إِلَى رِصَافِهِ فَلاَ يُوجَدُ فِيهِ شَىْءٌ ثُمَّ يُنْظَرُ إِلَى نَضِيِّهِ فَلاَ يُوجَدُ فِيهِ شَىْءٌ - وَهُوَ الْقِدْحُ - ثُمَّ يُنْظَرُ إِلَى قُذَذِهِ فَلاَ يُوجَدُ فِيهِ شَىْءٌ سَبَقَ الْفَرْثَ وَالدَّمَ . آيَتُهُمْ رَجُلٌ أَسْوَدُ إِحْدَى عَضُدَيْهِ مِثْلُ ثَدْىِ الْمَرْأَةِ أَوْ مِثْلُ الْبَضْعَةِ تَدَرْدَرُ يَخْرُجُونَ عَلَى حِينِ فُرْقَةٍ مِنَ النَّاسِ » . قَالَ أَبُو سَعِيدٍ فَأَشْهَدُ أَنِّى سَمِعْتُ هَذَا مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَأَشْهَدُ أَنَّ عَلِىَّ بْنَ أَبِى طَالِبٍ - رضى الله عنه - قَاتَلَهُمْ وَأَنَا مَعَهُ فَأَمَرَ بِذَلِكَ الرَّجُلِ فَالْتُمِسَ فَوُجِدَ فَأُتِىَ بِهِ حَتَّى نَظَرْتُ إِلَيْهِ عَلَى نَعْتِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الَّذِى نَعَتَ .
Tercemesi:
Bana Ebu Tahir (Ahmed b. Amr b. Abdullah), ona Abdullah b. Vehb (b. Müslim), ona Yunus (b. Yezid b. Mişkan), ona İbn Şihab (ez-Zührî), ona Ebu Seleme b. Ambdurrahman (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf), ona Ebu Saîd el-Hudrî; (T) Bana Harmele b. Yahya ve Ahmed b. Abdurrahman el-Fihrî, onlara İbn Vehb (Abdullah b. Vehb b. Müslim), ona Yunus (b. Yezid b. Mişkan), ona İbn Şihab (ez-Zührî), ona da Ebu Seleme b. Ambdurrahman (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf) ve Dahhak el-Hemedanî'nin rivayet ettiğine göre Ebu Saîd el-Hudrî şöyle demiştir: Bir keresinde Rasulullah (sav) ganimet taksim ederken yanında bulunuyorduk. Bu sırada yanına Temimoğulları kabilesinden birisi olan Zülhüveysıra geldi ve "Ey Allah'ın Rasulü! (Ganimetleri taksim ederken) adil ol!" dedi. Rasulullah (sav) "Yazık sana! Ben de adil değilsem başka kim adil olabilir ki. Eğer adil olmasaydım sen (adil olmayan birine tabi/bağlı olmuş olacağın için) büsbütün kaybederdin." buyurdu. Ömer b. Hattab (ra) "İzin ver. Şunun boynunu vurayım." dedi. Rasulullah (sav) "Ona dokunma. Onun öyle arkadaşları vardır ki sizden birisi onların kıldığı namaza ve oruca bakınca kendi namazını ve orucunu azımsar. Onun bu arkadaşları Kur'an okuyan ancak, okudukları Kur'an boğazlarından aşağı geçmeyen ve okun avı (deldikten sonra) çıkıp gittiği gibi İslam'dan çıkan kimselerdir. Bu okun ucundaki demirli kısma bakılır (ama avdan ona bulaşan) hiç bir şey bulunamaz. Sonra okun ucunun üst kısmına bakılır, yine (avdan ona bulaşan) hiç bir şey bulunamaz. Sonra okun çubuğuna bakılır, ama yine (avdan ona bulaşan) hiç bir şey olmadığı görülür. Son olarak okun (en son kısmındaki) tüylere bakılır. Ancak okun delip geçtiği dışkı ve kandan hiç bir şey bulunamaz. Bunların alameti aralarında bulunan siyah bir adamdır. Bu adamın pazılarından birisi kadın göğsü veya titreyen bir et parçası gibidir. Onlar, Müslümanlar arasında ihtilaflar baş gösterdiğinde ortaya çıkacaklar." buyurdu. Ebu Saîd "Ben bu hadisi Rasulullah'tan (sav) işittiğime ve Ali b. Ebu Talib'in (ra) onlarla savaştığına tanıklık ederim. O savaşırken ben de yanındaydım. Sözü edilen adamın aranmasını emretmiş, adam bulunmuş ve getirilmişti. Baktım ki adam tam da Rasulullah'ın (sav) anlattığı şekildeydi." demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2456, /413
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Ebu Ubeydullah Ahmed b. Abdurrahman el-Kuraşi (Ahmed b. Abdurrahman b. Vehb b. Müslim)
Konular:
İman ve Amel, İman-amel bütünlüğü
KTB, İMAN
Münafık, Nifak / Münafık
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
279829, M002456-5
Hadis:
حَدَّثَنِى أَبُو الطَّاهِرِ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ أَخْبَرَنِى أَبُو سَلَمَةَ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ ح وَحَدَّثَنِى حَرْمَلَةُ بْنُ يَحْيَى وَأَحْمَدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْفِهْرِىُّ قَالاَ أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ أَخْبَرَنِى أَبُو سَلَمَةَ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ وَالضَّحَّاكُ الْهَمْدَانِىُّ أَنَّ أَبَا سَعِيدٍ الْخُدْرِىَّ قَالَ بَيْنَا نَحْنُ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ يَقْسِمُ قَسْمًا أَتَاهُ ذُو الْخُوَيْصِرَةِ وَهُوَ رَجُلٌ مِنْ بَنِى تَمِيمٍ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ اعْدِلْ . قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « وَيْلَكَ وَمَنْ يَعْدِلُ إِنْ لَمْ أَعْدِلْ قَدْ خِبْتَ وَخَسِرْتَ إِنْ لَمْ أَعْدِلْ » . فَقَالَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ رضى الله عنه يَا رَسُولَ اللَّهِ ائْذَنْ لِى فِيهِ أَضْرِبْ عُنُقَهُ . قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « دَعْهُ فَإِنَّ لَهُ أَصْحَابًا يَحْقِرُ أَحَدُكُمْ صَلاَتَهُ مَعَ صَلاَتِهِمْ وَصِيَامَهُ مَعَ صِيَامِهِمْ يَقْرَءُونَ الْقُرْآنَ لاَ يُجَاوِزُ تَرَاقِيَهُمْ يَمْرُقُونَ مِنَ الإِسْلاَمِ كَمَا يَمْرُقُ السَّهْمُ مِنَ الرَّمِيَّةِ يُنْظَرُ إِلَى نَصْلِهِ فَلاَ يُوجَدُ فِيهِ شَىْءٌ ثُمَّ يُنْظَرُ إِلَى رِصَافِهِ فَلاَ يُوجَدُ فِيهِ شَىْءٌ ثُمَّ يُنْظَرُ إِلَى نَضِيِّهِ فَلاَ يُوجَدُ فِيهِ شَىْءٌ - وَهُوَ الْقِدْحُ - ثُمَّ يُنْظَرُ إِلَى قُذَذِهِ فَلاَ يُوجَدُ فِيهِ شَىْءٌ سَبَقَ الْفَرْثَ وَالدَّمَ . آيَتُهُمْ رَجُلٌ أَسْوَدُ إِحْدَى عَضُدَيْهِ مِثْلُ ثَدْىِ الْمَرْأَةِ أَوْ مِثْلُ الْبَضْعَةِ تَدَرْدَرُ يَخْرُجُونَ عَلَى حِينِ فُرْقَةٍ مِنَ النَّاسِ » . قَالَ أَبُو سَعِيدٍ فَأَشْهَدُ أَنِّى سَمِعْتُ هَذَا مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَأَشْهَدُ أَنَّ عَلِىَّ بْنَ أَبِى طَالِبٍ - رضى الله عنه - قَاتَلَهُمْ وَأَنَا مَعَهُ فَأَمَرَ بِذَلِكَ الرَّجُلِ فَالْتُمِسَ فَوُجِدَ فَأُتِىَ بِهِ حَتَّى نَظَرْتُ إِلَيْهِ عَلَى نَعْتِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الَّذِى نَعَتَ .
Tercemesi:
Bana Ebu Tahir (Ahmed b. Amr b. Abdullah), ona Abdullah b. Vehb (b. Müslim), ona Yunus (b. Yezid b. Mişkan), ona İbn Şihab (ez-Zührî), ona Ebu Seleme b. Ambdurrahman (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf), ona Ebu Saîd el-Hudrî; (T) Bana Harmele b. Yahya ve Ahmed b. Abdurrahman el-Fihrî, onlara İbn Vehb (Abdullah b. Vehb b. Müslim), ona Yunus (b. Yezid b. Mişkan), ona İbn Şihab (ez-Zührî), ona da Ebu Seleme b. Ambdurrahman (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf) ve Dahhak el-Hemedanî'nin rivayet ettiğine göre Ebu Saîd el-Hudrî şöyle demiştir: Bir keresinde Rasulullah (sav) ganimet taksim ederken yanında bulunuyorduk. Bu sırada yanına Temimoğulları kabilesinden birisi olan Zülhüveysıra geldi ve "Ey Allah'ın Rasulü! (Ganimetleri taksim ederken) adil ol!" dedi. Rasulullah (sav) "Yazık sana! Ben de adil değilsem başka kim adil olabilir ki. Eğer adil olmasaydım sen (adil olmayan birine tabi/bağlı olmuş olacağın için) büsbütün kaybederdin." buyurdu. Ömer b. Hattab (ra) "İzin ver. Şunun boynunu vurayım." dedi. Rasulullah (sav) "Ona dokunma. Onun öyle arkadaşları vardır ki sizden birisi onların kıldığı namaza ve oruca bakınca kendi namazını ve orucunu azımsar. Onun bu arkadaşları Kur'an okuyan ancak, okudukları Kur'an boğazlarından aşağı geçmeyen ve okun avı (deldikten sonra) çıkıp gittiği gibi İslam'dan çıkan kimselerdir. Bu okun ucundaki demirli kısma bakılır (ama avdan ona bulaşan) hiç bir şey bulunamaz. Sonra okun ucunun üst kısmına bakılır, yine (avdan ona bulaşan) hiç bir şey bulunamaz. Sonra okun çubuğuna bakılır, ama yine (avdan ona bulaşan) hiç bir şey olmadığı görülür. Son olarak okun (en son kısmındaki) tüylere bakılır. Ancak okun delip geçtiği dışkı ve kandan hiç bir şey bulunamaz. Bunların alameti aralarında bulunan siyah bir adamdır. Bu adamın pazılarından birisi kadın göğsü veya titreyen bir et parçası gibidir. Onlar, Müslümanlar arasında ihtilaflar baş gösterdiğinde ortaya çıkacaklar." buyurdu. Ebu Saîd "Ben bu hadisi Rasulullah'tan (sav) işittiğime ve Ali b. Ebu Talib'in (ra) onlarla savaştığına tanıklık ederim. O savaşırken ben de yanındaydım. Sözü edilen adamın aranmasını emretmiş, adam bulunmuş ve getirilmişti. Baktım ki adam tam da Rasulullah'ın (sav) anlattığı şekildeydi." demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2456, /413
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Ebu Hafs Harmele b. Yahya et-Tücibi (Harmele b. Yahya b. Abdullah)
Konular:
İman ve Amel, İman-amel bütünlüğü
KTB, İMAN
Münafık, Nifak / Münafık
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
وَحَدَّثَنَاهُ أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَإِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ جَمِيعًا عَنْ أَبِى مُعَاوِيَةَ ح وَحَدَّثَنَاهُ نَصْرُ بْنُ عَلِىٍّ الْجَهْضَمِىُّ وَأَبُو سَعِيدٍ الأَشَجُّ قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ ح وَحَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا شُعْبَةُ ح وَحَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الدَّارِمِىُّ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ عَنْ سُفْيَانَ كُلُّهُمْ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى وَائِلٍ عَنْ أَبِى مَسْعُودٍ بِهَذَا الْحَدِيثِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِنَحْوِ حَدِيثِ جَرِيرٍ [كَانَ رَجُلٌ مِنَ الأَنْصَارِ يُقَالُ لَهُ أَبُو شُعَيْبٍ وَكَانَ لَهُ غُلاَمٌ لَحَّامٌ فَرَأَى رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَعَرَفَ فِى وَجْهِهِ الْجُوعَ فَقَالَ لِغُلاَمِهِ وَيْحَكَ اصْنَعْ لَنَا طَعَامًا لِخَمْسَةِ نَفَرٍ فَإِنِّى أُرِيدُ أَنْ أَدْعُوَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم خَامِسَ خَمْسَةٍ . قَالَ فَصَنَعَ ثُمَّ أَتَى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَدَعَاهُ خَامِسَ خَمْسَةٍ وَاتَّبَعَهُمْ رَجُلٌ فَلَمَّا بَلَغَ الْبَابَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ هَذَا اتَّبَعَنَا فَإِنْ شِئْتَ أَنْ تَأْذَنَ لَهُ وَإِنْ شِئْتَ رَجَعَ » . قَالَ لاَ بَلْ آذَنُ لَهُ يَا رَسُولَ اللَّهِ] . قَالَ نَصْرُ بْنُ عَلِىٍّ فِى رِوَايَتِهِ لِهَذَا الْحَدِيثِ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ حَدَّثَنَا شَقِيقُ بْنُ سَلَمَةَ حَدَّثَنَا أَبُو مَسْعُودٍ الأَنْصَارِىُّ . وَسَاقَ الْحَدِيثَ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4816, M005310
Hadis:
وَحَدَّثَنَاهُ أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَإِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ جَمِيعًا عَنْ أَبِى مُعَاوِيَةَ ح وَحَدَّثَنَاهُ نَصْرُ بْنُ عَلِىٍّ الْجَهْضَمِىُّ وَأَبُو سَعِيدٍ الأَشَجُّ قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ ح وَحَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا شُعْبَةُ ح وَحَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الدَّارِمِىُّ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ عَنْ سُفْيَانَ كُلُّهُمْ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى وَائِلٍ عَنْ أَبِى مَسْعُودٍ بِهَذَا الْحَدِيثِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِنَحْوِ حَدِيثِ جَرِيرٍ [كَانَ رَجُلٌ مِنَ الأَنْصَارِ يُقَالُ لَهُ أَبُو شُعَيْبٍ وَكَانَ لَهُ غُلاَمٌ لَحَّامٌ فَرَأَى رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَعَرَفَ فِى وَجْهِهِ الْجُوعَ فَقَالَ لِغُلاَمِهِ وَيْحَكَ اصْنَعْ لَنَا طَعَامًا لِخَمْسَةِ نَفَرٍ فَإِنِّى أُرِيدُ أَنْ أَدْعُوَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم خَامِسَ خَمْسَةٍ . قَالَ فَصَنَعَ ثُمَّ أَتَى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَدَعَاهُ خَامِسَ خَمْسَةٍ وَاتَّبَعَهُمْ رَجُلٌ فَلَمَّا بَلَغَ الْبَابَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ هَذَا اتَّبَعَنَا فَإِنْ شِئْتَ أَنْ تَأْذَنَ لَهُ وَإِنْ شِئْتَ رَجَعَ » . قَالَ لاَ بَلْ آذَنُ لَهُ يَا رَسُولَ اللَّهِ] . قَالَ نَصْرُ بْنُ عَلِىٍّ فِى رِوَايَتِهِ لِهَذَا الْحَدِيثِ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ حَدَّثَنَا شَقِيقُ بْنُ سَلَمَةَ حَدَّثَنَا أَبُو مَسْعُودٍ الأَنْصَارِىُّ . وَسَاقَ الْحَدِيثَ .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim birlikte, bunlara Ebu Muaviye; (T), Bize Nasr b. Ali el-Cahdami ve Ebu Said el-Eşecc, bu ikisine Ebu Üsame; (T), Bize Ubeydullah b. Muaz, ona babası, ona Şu’be; (T) Bize Abdullah b. Abdurrahman ed-Dârimî, ona Muhammed b. Yusuf, ona Süfyan, bunların tümüne A’meş, ona Ebu Vail, ona Ebu Mes’ud, bu hadisi Hz. Peygamber’den Cerir hadisi gibi rivayet etti.
Nasr b. Ali, bu hadisi bize Ebu Üsame, ona A’meş, ona Şakik b. Seleme, ona Ebu Mes’ud el-Ensarî rivayet etti diyerek nakletti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Eşribe 5310, /866
Senetler:
1. Ebu Mesud el-Ensarî (Ukbe b. Amr b. Sa'lebe b. Esire b. Asire)
2. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Müsenna Muaz b. Muaz el-Anberî (Muaz b. Muaz b. Nasr b. Hassan b. Hur b. Malik)
6. Ebu Amr Ubeydullah b. Muaz el-Anberî (Ubeydullah b. Muaz b. Muaz b. Nasr)
Konular:
Adab, yeme - içme adabı
Misafir, davetli başkasını davet edebilmesi için için ev sahibinden izin almalı
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17390, B005547
Hadis:
حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ فَضَالَةَ حَدَّثَنَا هِشَامٌ عَنْ يَحْيَى عَنْ بَعْجَةَ الْجُهَنِىِّ عَنْ عُقْبَةَ بْنِ عَامِرٍ الْجُهَنِىِّ قَالَ قَسَمَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بَيْنَ أَصْحَابِهِ ضَحَايَا ، فَصَارَتْ لِعُقْبَةَ جَذَعَةٌ . فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ صَارَتْ جَذَعَةٌ . قَالَ « ضَحِّ بِهَا » .
Tercemesi:
Bize Muaz b. Fedâle, ona Hişam [b. Ebu Abdullah], ona Yahya [b. Ebu Kesir], ona Ba'ce [b. Abdullah] el-Cühenî, ona da Ukbe b. Amir el-Cühenî şöyle demiştir: "Hz. Peygamber (sav) ashabı arasında kurbanlık hayvanları paylaştırdı. Ukbe'nin payına (yani bana) henüz bir yaşına girmemiş bir kuzu düştü. Bunun üzerine ben 'Ey Allah'ın Rasulü! Bana bir kuzu düştü' dedim. Rasulullah (sav) ise 'Sen onu kurban et' buyurdu."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Ezâhî 2, 2/419
Senetler:
1. Ebu Amr Ukbe b. Âmir el-Cühenî (Ukbe b. Âmir b. Abs b. Amr b. Adî)
2. Ba'ce b. Abdullah el-Cühenî (Ba'ce b. Abdullah b. Bedr)
3. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
4. Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevâî (Hişam b. Senber)
5. Ebu Zeyd Muaz b. Fedale ez-Zehrani (Muaz b. Fedale)
Konular:
Kurban, kurban ve adak
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30604, İM003255
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ الْخَلاَّلُ حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ مُوسَى حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ زَيْدٍ حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ دِينَارٍ قَهْرَمَانُ آلِ الزُّبَيْرِ قَالَ سَمِعْتُ سَالِمَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ طَعَامَ الْوَاحِدِ يَكْفِى الاِثْنَيْنِ وَإِنَّ طَعَامَ الاِثْنَيْنِ يَكْفِى الثَّلاَثَةَ وَالأَرْبَعَةَ وَإِنَّ طَعَامَ الأَرْبَعَةِ يَكْفِى الْخَمْسَةَ وَالسِّتَّةَ » .
Tercemesi:
Bize Hasan b. Ali el-Hallâl, ona Hasan b. Musa, ona Saîd b. Zeyd, ona Zübeyr ailesinin hizmetlisi Amr b. Dînâr, ona Sâlim b. Abdullah b. Ömer, ona babası, ona da dedesi Ömer b. el-Hattâb Rasulullah’ın (sav) şöyle dediğini rivayet etmiştir:
“Muhakkak ki, bir kişinin yiyeceği iki kişiye, iki kişinin yiyeceği üç-dört kişiye ve dört kişinin yiyeceği ise beş-altı kişiye yeter.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Et'ime 2, /530
Senetler:
()
Konular:
Bereket, yemeğin bereketi / bereketlenmesi
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
Teşvik edilenler, Yemek yedirmek, fazileti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4265, M005127
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى التَّمِيمِىُّ أَخْبَرَنَا حَجَّاجُ بْنُ مُحَمَّدٍ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ حَدَّثَنِى ابْنُ شِهَابٍ عَنْ عَلِىِّ بْنِ حُسَيْنِ بْنِ عَلِىٍّ عَنْ أَبِيهِ حُسَيْنِ بْنِ عَلِىٍّ عَنْ عَلِىِّ بْنِ أَبِى طَالِبٍ قَالَ أَصَبْتُ شَارِفًا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى مَغْنَمٍ يَوْمَ بَدْرٍ وَأَعْطَانِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم شَارِفًا أُخْرَى فَأَنَخْتُهُمَا يَوْمًا عِنْدَ بَابِ رَجُلٍ مِنَ الأَنْصَارِ وَأَنَا أُرِيدُ أَنْ أَحْمِلَ عَلَيْهِمَا إِذْخِرًا لأَبِيعَهُ وَمَعِىَ صَائِغٌ مِنْ بَنِى قَيْنُقَاعَ فَأَسْتَعِينَ بِهِ عَلَى وَلِيمَةِ فَاطِمَةَ وَحَمْزَةُ بْنُ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ يَشْرَبُ فِى ذَلِكَ الْبَيْتِ مَعَهُ قَيْنَةٌ تُغَنِّيهِ فَقَالَتْ أَلاَ يَا حَمْزَ لِلشُّرُفِ النِّوَاءِ فَثَارَ إِلَيْهِمَا حَمْزَةُ بِالسَّيْفِ فَجَبَّ أَسْنِمَتَهُمَا وَبَقَرَ خَوَاصِرَهُمَا ثُمَّ أَخَذَ مِنْ أَكْبَادِهِمَا . قُلْتُ لاِبْنِ شِهَابٍ وَمِنَ السَّنَامِ قَالَ قَدْ جَبَّ أَسْنِمَتَهُمَا فَذَهَبَ بِهَا . قَالَ ابْنُ شِهَابٍ قَالَ عَلِىٌّ فَنَظَرْتُ إِلَى مَنْظَرٍ أَفْظَعَنِى فَأَتَيْتُ نَبِىَّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَعِنْدَهُ زَيْدُ بْنُ حَارِثَةَ فَأَخْبَرْتُهُ الْخَبَرَ فَخَرَجَ وَمَعَهُ زَيْدٌ وَانْطَلَقْتُ مَعَهُ فَدَخَلَ عَلَى حَمْزَةَ فَتَغَيَّظَ عَلَيْهِ فَرَفَعَ حَمْزَةُ بَصَرَهُ فَقَالَ هَلْ أَنْتُمْ إِلاَّ عَبِيدٌ لآبَائِى فَرَجَعَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُقَهْقِرُ حَتَّى خَرَجَ عَنْهُمْ .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Yahya et-Temîmî, ona Haccâc b. Muhammed, ona İbn Cüreyc (Abdülaziz b. Abdulmelik), ona İbn Şihâb (ez-Zührî), ona Ali b. Hüseyin b. Ali, ona da babası Hüseyin b. Ali, Ali b. Ebu Talib'in (ra) şöyle dediğini rivayet etti:
Bedir savaşının olduğu gün, Allah'ın Resulü ile birlikte ganimetten hisseme yaşlı bir deve düştü. Allah'ın Resulü, bana bir yaşlı deve daha verdi. Bir gün ben bunları Ensar’dan birinin kapısı önünde çöktürdüm. Satmak için üzerlerine hasır otu yüklemek istiyordum. Yanımda Yahudi Kaynûka Kabilesinden bir kuyumcu vardı. Ondan Fatıma ile yapacağımız evliliğin düğün yemeği ile ilgili olarak yardım görüyordum. O esnada (amcam) Hamza b. Abdülmuttalib, önünde develerimi çöktürdüğüm evde içki içiyormuş. Onun yanında şarkı söyleyen bir cariye de vardı. Bir ara cariye :'Hamza! Şunlara bak! Amma da semiz ve yaşlı develer' dedi. Hamza hemen develere atılarak kılıcıyla onların hörgüçlerini uçuruverdi. Sonra böğürlerini yararak karaciğerlerini aldı. Bu arada İbn Cüreyc araya girerek şu bilgiyi veriyor: 'Ben İbn Şihâb'a 'Hörgüçten de mi almış?' diye sordum. İbn Şihâb 'Her iki devenin hörgüçlerini kesmiş ve götürmüş' dedi. İbn Şihâb anlatımını sürdürdü: Ali anlatmaya devam etti: 'Gördüğüm manzara karşısında çileden çıkmıştım. Bunun üzerine Allah'ın Peygamberi'nin (sav) yanına vardım. Yanında Zeyd b. Harise de vardı. Kendisine olanı biteni anlattım. O da beraberinde Zeyd olduğu halde dışarı çıktı. Ben de Efendimize (sav) katıldım. Derken Hamza'nın yanına girerek ona öfkelendiğini belli etti Hamza başını kaldırdı ve (bize), 'Siz, ancak benim atalarımın kölelerisiniz' dedi. Rasulullah (sav) gerisin geriye giderek yanlarından çıktı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Eşribe 5127, /843
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdullah Hüseyin b. Ali es-Sibt (Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib b. Abdulmuttalib b. Haşim b. Abdumenaf)
3. Ali b. Hüseyin Zeynelabidin (Ali b. Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
5. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
6. Ebu Muhammed Haccac b. Muhammed el-Mesîsî (Haccac b. Muhammed)
7. Ebu Zekeriyya Yahya b. Yahya en-Neysâbûrî (Yahya b. Yahya b. Bekir b. Abdurrahman)
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Hamza
İçki, yasaklanması
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
Yardım, Ehl-i Kitapla ticarette yardımlaşma
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4267, M005128
Hadis:
وَحَدَّثَنَا عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ أَخْبَرَنِى عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنِى ابْنُ جُرَيْجٍ بِهَذَا الإِسْنَادِ [حَدَّثَنِى ابْنُ شِهَابٍ عَنْ عَلِىِّ بْنِ حُسَيْنِ بْنِ عَلِىٍّ عَنْ أَبِيهِ حُسَيْنِ بْنِ عَلِىٍّ عَنْ عَلِىِّ بْنِ أَبِى طَالِبٍ] مِثْلَهُ [أَصَبْتُ شَارِفًا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى مَغْنَمٍ يَوْمَ بَدْرٍ وَأَعْطَانِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم شَارِفًا أُخْرَى فَأَنَخْتُهُمَا يَوْمًا عِنْدَ بَابِ رَجُلٍ مِنَ الأَنْصَارِ وَأَنَا أُرِيدُ أَنْ أَحْمِلَ عَلَيْهِمَا إِذْخِرًا لأَبِيعَهُ وَمَعِىَ صَائِغٌ مِنْ بَنِى قَيْنُقَاعَ فَأَسْتَعِينَ بِهِ عَلَى وَلِيمَةِ فَاطِمَةَ وَحَمْزَةُ بْنُ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ يَشْرَبُ فِى ذَلِكَ الْبَيْتِ مَعَهُ قَيْنَةٌ تُغَنِّيهِ فَقَالَتْ أَلاَ يَا حَمْزَ لِلشُّرُفِ النِّوَاءِ فَثَارَ إِلَيْهِمَا حَمْزَةُ بِالسَّيْفِ فَجَبَّ أَسْنِمَتَهُمَا وَبَقَرَ خَوَاصِرَهُمَا ثُمَّ أَخَذَ مِنْ أَكْبَادِهِمَا . قُلْتُ لاِبْنِ شِهَابٍ وَمِنَ السَّنَامِ قَالَ قَدْ جَبَّ أَسْنِمَتَهُمَا فَذَهَبَ بِهَا . قَالَ ابْنُ شِهَابٍ قَالَ عَلِىٌّ فَنَظَرْتُ إِلَى مَنْظَرٍ أَفْظَعَنِى فَأَتَيْتُ نَبِىَّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَعِنْدَهُ زَيْدُ بْنُ حَارِثَةَ فَأَخْبَرْتُهُ الْخَبَرَ فَخَرَجَ وَمَعَهُ زَيْدٌ وَانْطَلَقْتُ مَعَهُ فَدَخَلَ عَلَى حَمْزَةَ فَتَغَيَّظَ عَلَيْهِ فَرَفَعَ حَمْزَةُ بَصَرَهُ فَقَالَ هَلْ أَنْتُمْ إِلاَّ عَبِيدٌ لآبَائِى فَرَجَعَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُقَهْقِرُ حَتَّى خَرَجَ عَنْهُمْ].
Tercemesi:
Bize Abd b. Humeyd, ona Abdurrezzak,ona İbn Cüreyc bu isnadla bu hadîsin mislini haber verdi.[ona İbn Şihâb (ez-Zührî), ona Ali b. Hüseyin b. Ali, ona da babası Hüseyin b. Ali, Ali b. Ebu Talib'in (ra) şöyle dediğini rivayet etti:
Bedir savaşının olduğu gün, Allah'ın Resulü ile birlikte ganimetten hisseme yaşlı bir deve düştü. Allah'ın Resulü, bana bir yaşlı deve daha verdi. Bir gün ben bunları Ensar’dan birinin kapısı önünde çöktürdüm. Satmak için üzerlerine hasır otu yüklemek istiyordum. Yanımda Yahudi Kaynûka Kabilesinden bir kuyumcu vardı. Ondan Fatıma ile yapacağımız evliliğin düğün yemeği ile ilgili olarak yardım görüyordum. O esnada (amcam) Hamza b. Abdülmuttalib, önünde develerimi çöktürdüğüm evde içki içiyormuş. Onun yanında şarkı söyleyen bir cariye de vardı. Bir ara cariye :'Hamza! Şunlara bak! Amma da semiz ve yaşlı develer' dedi. Hamza hemen develere atılarak kılıcıyla onların hörgüçlerini uçuruverdi. Sonra böğürlerini yararak karaciğerlerini aldı. Bu arada İbn Cüreyc araya girerek şu bilgiyi veriyor: 'Ben İbn Şihâb'a 'Hörgüçten de mi almış?' diye sordum. İbn Şihâb 'Her iki devenin hörgüçlerini kesmiş ve götürmüş' dedi. İbn Şihâb anlatımını sürdürdü: Ali anlatmaya devam etti: 'Gördüğüm manzara karşısında çileden çıkmıştım. Bunun üzerine Allah'ın Peygamberi'nin (sav) yanına vardım. Yanında Zeyd b. Harise de vardı. Kendisine olanı biteni anlattım. O da beraberinde Zeyd olduğu halde dışarı çıktı. Ben de Efendimize (sav) katıldım. Derken Hamza'nın yanına girerek ona öfkelendiğini belli etti Hamza başını kaldırdı ve (bize), 'Siz, ancak benim atalarımın kölelerisiniz' dedi. Rasulullah (sav) gerisin geriye giderek yanlarından çıktı.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Eşribe 5128, /843
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdullah Hüseyin b. Ali es-Sibt (Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib b. Abdulmuttalib b. Haşim b. Abdumenaf)
3. Ali b. Hüseyin Zeynelabidin (Ali b. Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
5. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
6. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
7. Abd b. Humeyd el-Keşşi (Abdulhumeyd b. Humeyd b. Nasr)
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Hamza
İçki, yasaklanması
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
Yardım, Ehl-i Kitapla ticarette yardımlaşma
حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ مَرْحُومٍ حَدَّثَنَا حَاتِمُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِى عُبَيْدٍ عَنْ سَلَمَةَ - رضى الله عنه قَالَ خَفَّتْ أَزْوَادُ النَّاسِ وَأَمْلَقُوا ، فَأَتَوُا النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فِى نَحْرِ إِبِلِهِمْ ، فَأَذِنَ لَهُمْ ، فَلَقِيَهُمْ عُمَرُ فَأَخْبَرُوهُ فَقَالَ مَا بَقَاؤُكُمْ بَعْدَ إِبِلِكُمْ فَدَخَلَ عُمَرُ عَلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا بَقَاؤُهُمْ بَعْدَ إِبِلِهِمْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « نَادِ فِى النَّاسِ يَأْتُونَ بِفَضْلِ أَزْوَادِهِمْ » . فَدَعَا وَبَرَّكَ عَلَيْهِ ، ثُمَّ دَعَاهُمْ بِأَوْعِيَتِهِمْ ، فَاحْتَثَى النَّاسُ حَتَّى فَرَغُوا ، ثُمَّ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ ، وَأَنِّى رَسُولُ اللَّهِ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30222, B002982
Hadis:
حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ مَرْحُومٍ حَدَّثَنَا حَاتِمُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِى عُبَيْدٍ عَنْ سَلَمَةَ - رضى الله عنه قَالَ خَفَّتْ أَزْوَادُ النَّاسِ وَأَمْلَقُوا ، فَأَتَوُا النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فِى نَحْرِ إِبِلِهِمْ ، فَأَذِنَ لَهُمْ ، فَلَقِيَهُمْ عُمَرُ فَأَخْبَرُوهُ فَقَالَ مَا بَقَاؤُكُمْ بَعْدَ إِبِلِكُمْ فَدَخَلَ عُمَرُ عَلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا بَقَاؤُهُمْ بَعْدَ إِبِلِهِمْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « نَادِ فِى النَّاسِ يَأْتُونَ بِفَضْلِ أَزْوَادِهِمْ » . فَدَعَا وَبَرَّكَ عَلَيْهِ ، ثُمَّ دَعَاهُمْ بِأَوْعِيَتِهِمْ ، فَاحْتَثَى النَّاسُ حَتَّى فَرَغُوا ، ثُمَّ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ ، وَأَنِّى رَسُولُ اللَّهِ » .
Tercemesi:
Bize Bişr b. Merhûm, ona Hâtim b. İsmail, ona Yezîd b. Ebu Ubeyd, ona da Seleme (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Ordunun yiyeceği azalıp sıkıntıya düştüler. Bundan dolayı onlar, Nebî’ye (sav) gelip develerini kesmek için izin istediler. O (sav) de kendilerine izin verdi. Ömer onlarla karşılaştı, kendisine durumu arz ettiler, Ömer onlara: “Develerinizi kestikten sonra, sonunuz ne olacak?” dedi ve hemen Nebî’nin (sav) huzuruna varıp “Yâ Rasulullah (sav)! Onlar develerini kestikten sonra, sonları ne olacak?” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) “İnsanlara yiyeceklerinden kalanı getirmeleri için duyuruda bulun” buyurdu. Rasulullah (sav) dua edip bereketlenmesini istedikten sonra, onlara kaplarını getirmelerini istedi. İnsanlar doyuncaya kadar yiyeceği avuçladılar. Bunun üzerine Rasulullah (sav) “Allah’tan başka ilah olmadığına ve Allah’ın Rasulü olduğuma şahitlik ederim” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cihâd ve's-Siyer 123, 1/791
Senetler:
1. Ebu İyas Seleme b. Ekva' (Seleme b. Amr b. Sinan b. Abdullah)
2. Ebu Halid Yezid b. Ebu Ubeyd el-Eslemî (Yezid b. Ebu Ubeyd)
3. Ebu İsmail Hatim b. İsmail el-Harisî (Hatim b. İsmail b. Muhammed)
4. Bişr b. Ubeys el-Basrî (Bişr b. Ubeys b. Merhum)
Konular:
Bereket, yiyecek ve içeceklerin bereketlenmesi
Sahabe, çektikleri sıkıntılar, yiyecek sıkıntısı
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30603, İM003254
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الرَّقِّىُّ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ زِيَادٍ الأَسَدِىُّ أَنْبَأَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ أَنْبَأَنَا أَبُو الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « طَعَامُ الْوَاحِدِ يَكْفِى الاِثْنَيْنِ وَطَعَامُ الاِثْنَيْنِ يَكْفِى الأَرْبَعَةَ وَطَعَامُ الأَرْبَعَةِ يَكْفِى الثَّمَانِيَةَ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdullah er-Rakkî, ona Yahya b. Ziyâd el-Esedî, ona İbn Cüreyc, ona Ebu ez-Zübeyr, ona da Câbir b. Abdullah, Rasulullah’ın (sav) şöyle dediğini rivayet etmiştir:
“Bir kişinin yiyeceği iki kişiye, iki kişinin yiyeceği dört kişiye ve dört kişinin yiyeceği ise sekiz kişiye yeter.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Et'ime 1, /530
Senetler:
()
Konular:
Bereket, yemeğin bereketi / bereketlenmesi
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
Teşvik edilenler, Yemek yedirmek, fazileti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282535, M002439-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَابْنُ بَشَّارٍ قَالَ ابْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ أَخْبَرَنَا شُعْبَةُ قَالَ سَمِعْتُ قَتَادَةَ يُحَدِّثُ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ جَمَعَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الأَنْصَارَ فَقَالَ « أَفِيكُمْ أَحَدٌ مِنْ غَيْرِكُمْ » . فَقَالُوا لاَ إِلاَّ ابْنُ أُخْتٍ لَنَا . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ ابْنَ أُخْتِ الْقَوْمِ مِنْهُمْ » . فَقَالَ « إِنَّ قُرَيْشًا حَدِيثُ عَهْدٍ بِجَاهِلِيَّةٍ وَمُصِيبَةٍ وَإِنِّى أَرَدْتُ أَنْ أَجْبُرَهُمْ وَأَتَأَلَّفَهُمْ أَمَا تَرْضَوْنَ أَنْ يَرْجِعَ النَّاسُ بِالدُّنْيَا وَتَرْجِعُونَ بِرَسُولِ اللَّهِ إِلَى بُيُوتِكُمْ لَوْ سَلَكَ النَّاسُ وَادِيًا وَسَلَكَ الأَنْصَارُ شِعْبًا لَسَلَكْتُ شِعْبَ الأَنْصَارِ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsennâ ve İbn Beşşâr -hadisin lafzı Muhammed b. Müsennâya aittir-, ona Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona Katâde, ona da Enes b. Malik'in naklettiğine göre Rasulullah (sa) (bir gün) Ensar'ı toplar, "İçinizde sizden başka biri (yani Ensar'dan olmayan) var mı" diye sorar. Onlar da "Hayır. Kız kardeşimizin bir kızı hariç (hepimiz Ensar'danız)." diye cevap verir. Bunun üzerine Rasulullah (sa) "Kız kardeşin kızı da o topluma ait bir bireydir." dedikten sonra şunları söyler: "Kureyş mensupları, câhiliyeden ve musibetten yeni çıktılar. Bundan dolayı ben de onların ruh hallerini düzeltmek ve kalplerini kazanmak istedim. Başkaları (geçici) dünya malıyla evlerine dönerken siz Rasulullah ile dönmek istemez misiniz? (Şunu bilin ki) Bütün insanlar bir vadide yürüseler, Ensar da bir dağ yolunda yürüse ben onların gittiği yola giderim."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2439, /409
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Gunder Muhammed b. Cafer el-Hüzelî (Muhammed b. Cafer el-Hüzeli)
5. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Ensar, Ensara kin beslemek
Strateji, Müellefe-i Kulub
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
VEFAKARLIK