120 Kayıt Bulundu.
Bize Adem b. Ebu İyas, ona İbn Ebu Zi'b, ona Said el-Makburî, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle dediğini nakletmiştir: "Bir kul abdestini bozmaksızın mescitte namazı beklediği sürece namazda sayılır." Bunun üzerine yabancı bir adam 'Peki hades (abdesti bozan şey) nedir, Ey Ebu Hureyre?' diye sormuş, Ebu Hureyre de yellenmeyi kastederek '(abdesti bozan şey) sestir' demiştir.
Bize Muhammed b. Abdullah b. Havşeb, ona Abdülvehhab, ona Humeyd, ona da Enes'in rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Ey Selime oğulları, siz neden (Mescid-i Nebevî'ye gelirken) attığınız adımların ecrini (Allah’tan) beklemiyorsunuz?" Mücahid, Yüce Allah’ın: "Biz onların önden gönderdiklerini ve onların izlerini yazıyoruz." (Yasin, 36/12) buyruğunu: 'Onların adımlarını (yazıyoruz)' demektir, şeklinde açıklamıştır.
Bize Ali b. Abdullah, ona Yezid b. Harun, ona Muhammed b. Mutarrif, ona Zeyd b. Eslem, ona Ata b. Yesar, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Her kim namaz için mescide gidip gelirse, her gidip gelmesinde Allah ona cennetteki konağını hazırlar."
Bize Muhammed b. Seleme el-Murâdî, ona İbn Vehb, ona Yahya b. Eyyüb, ona Zebbân b. Fâid, ona Sehl b. Muâz b. Enes el-Cühenî, ona da babasının (Ebu Sehl b. Muâz) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Kim sabah namazını bitirdikten sonra namaz kıldığı yerde kuşluk namazının iki rekâtını kılıncaya kadar oturur ve bu esnada hayırdan başka bir şey de söylemezse, onun günahları deniz köpüğünden daha çok olsa dahi bağışlanır."
Bize İbn Ebu Meryem, ona Yahya b. Eyyûb, ona Humeyd, ona da Enes şöyle rivayet etmiştir: Selimeoğulları kaldıkları mahallelerinden taşınıp Nebi’ye (sav) yakın bir yere yerleşmek istediler. Fakat Rasulullah (sav) onların Medine’yi tenhalaştırmalarını hoş görmediğinden: "Neden (Mescid-i Nebevî'ye gidip gelirlen) (attığınız adımların) izlerini (mükâfatını) hesaba katmıyorsunuz?" buyurdu. Mücahid de dedi ki: Onların adımları, ayaklarıyla yerde yürürken bıraktıkları izleridir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Said b. Ebu Meryem arasında inkita vardır.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Yahya b. Ebu Bükeyr, ona Züheyr b. Muhammed, ona Abdullah b. Muhammed b. Akîl, ona Said b. el-Müseyyeb, ona da Ebu Said el-Hudrî'nin rivayet ettiğine göre, Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Allah’ın günahları affetmesine ve hasenatı arttırmasına sebep olan şeyleri söyleyeyim mi?" Ashâb, "Buyur, ey Allah’ın Rasulü!" deyince, O (Rasulullah (sav)) "Güçlüklere rağmen adabına riayet ederek iyice abdest almak,, mescitlere gitmek için yürümek ve namazdan sonra diğer namazı beklemek" buyurdu.
Açıklama: Elbani bu hadisn hasen sahih olduğunu ifade etmiştir
Bize Züheyr b. Harb ve Muhammed b. Müsennâ, o ikisine Yahya b. Said el-Kattan, ona Ubeydullah, ona Hubeyb b. Abdurrahman, ona Hafs b. Asım, ona da Ebu Hüreyre, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Cenab-ı Hak, kendi gölgesinden başka hiçbir gölgenin olmadığı (kıyamet) günü yedi (sınıf insanı) kendi gölgesinde gölgelendirecektir. Bunlar: Adalet sahibi yönetici, Allah'a ibadet ile yetişen genç, kalbi mescitlere bağlı kimse, birbirlerini Allah için sevip O'nun için bir araya gelip (yine) onun için ayrılan iki kişi, mevki ve güzellik sahibi bir kadının kendisini (gayr-ı meşru ilişki) için çağırması durumunda 'Ben Allah'tan korkarım!' diyen adam, infakta bulunup sol elinin verdiğini sağ eli bilmeyecek kadar onu gizleyen kimse ve tek başına kaldığında Allah'ı zikredip gözleri yaşaran kimse."
Bize Ömer b. Hafs, ona babası (Ebu Ömer Hafs b. Gıyâs), ona el-A'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Şüphesiz ki münafıklara sabah ve yatsı namazından daha ağır gelen hiçbir namaz yoktur. İnsanlar bbu iki namazda bulunan fazileti bilselerdi, emekleyerek bile olsa mutlaka cemaate gelirlerdi. İçimden, müezzine emredeyim namaz için kamet getirsin sonra bir adama emredeyim o da insanlara namazda imamlık etsin sonra da ateşten meşaleler alarak cemaatle namaza gelmeyenlerin evlerini yakmayı düşündüm!."
Bize Yakub b. Humeyd b. Kâsib, ona Süfyân b. Hamza, ona Kesîr b. Zeyd, ona Velid b. Rabâh, ona da Ebu Hüreyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Güçlüklere rağmen adabına riayet ederek abdest almak, mescitlere gitmek için yürümek ve (bir) namazdan sonra da diğer namazı beklemek günahlara kefarettir."
Bize Malik, ona el-Alâ b. Abdurrahman, ona babası, ona da ilk ravi Ebu Hüreyre Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Size Allah'ın (cc) kendileri sayesinde günahları bağışladığı ve dereceleri yükselttiği şeyleri bildireyim mi? Mescitlere gitmek üzere atılan adımlar, meşakkat sırasında bile uzuvlarını iyice yıkayarak abdest almak, bir namazın ardından diğer namazı beklemek. İşte bu asıl ribattır (düşmana karşı sınır boylarında nöbet tutmak), işte bu asıl ribattır."