336 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Urve b. Zübeyir, ona Hz. Aişe (r.anha) rivayet ettiğine göre Ebu Huzeyfe b. Utbe b. Rabîa b. Abdişems, Hz. Peygamber (sav) ile birlikte Bedir'e katılanlardandı. Ebu Huzeyfe, Salim'i evlat edinmişti. Onu erkek kardeşinin kızı Hind bt. Velîd b. Utbe b. Rabia ile evlendirmişti. Salim, Ensar'dan bir hanımın azatlısıydı. Hz. Peygamber (sav) de Zeyd'i evlat edinmişti. Cahiliye devrinde bir adam bir çocuğu evlat edinirse, artık onun evladı olarak anılır ve ona mirasçı olurdu. Cenâb-ı Hak "Onları babalarına nispet ediniz..." (Ahzab, 33/5) ayetini indirene kadar böyle devam etti. Babasının kim olduğu bilinmeyen ise sizin din kardeşiniz ve dostunuzdur. Ebu Huzeyfe'nin eşi ve Süheyl b. Amr el-Kuraşî el-Âmirî'nin kızı olan Sehle Hz. Peygamber'e (sav) gelip “ey Allah'ın Rasulü, Salim'i çocuğumuz olarak görüyorduk. Sonra Allah onun hakkında bu ayetleri indirdi” dedi. Ebu Yemân hadisi bu şekilde rivayet etmiştir.
Bize Musa b. İsmail, ona Cüveyriye, ona Nafi, ona Abdullah b. Ömer (ra) şöyle rivayet etmiştir: Cahiliye döneminde insanlar, dişi deveyi, onun doğuracağı dişi yavrusunun doğuracağı yavruya varıncaya kadar satarlardı. Peygamber (sav) bunu yasakladı. Nafi "habel'il-habele"yi, dişi devenin kendi karnındaki yavruyu doğurması şeklinde açıklamıştır.
Bize Musa b. İsmail, ona Vuheyb, ona İbn Tavus, ona babası (Tavus b. Keysan), ona da İbn Abbas (r.anhumâ) şöyle rivayet etmiştir: Müşrikler hac aylarında yapılan umreyi yeryüzünde işlenebilecek günahların en çirkini olarak görürler ve Muharrem ayını Safer ayı diye değiştirerek “Develerin arkasındaki yaralar iyileşir, izler silinir, Safer ayı da çıkarsa, umre yapmak isteyen için de umre yapmak helal olur” derlerdi. Nebi (sav) ve ashabı Zilhiccenin dördüncü gecesi sabahında, hac niyetiyle ihrama girmiş olarak (Mekke’ye) geldiklerinde, kendilerine bu niyetlerini umre niyeti olarak değiştirmelerini emretti. Böyle bir iş onlara ağır geldi ve “ey Allah’ın Rasulü, hangi şartlarda girdiğimiz ihramdan çıkalım?” dediler. Peygamber (sav) "yasak olan şeylerin tamamı helal olmak üzere ihramdan çıkın" buyurdu.
Bize Übeydullah b. Musa, ona İsrail, ona Ebu İshak, ona da Berâ şöyle demiştir. Cahiliye döneminde müşrikler ihrama girdikleri zaman, evlerine arka taraflarından girerlerdi. Bunun üzerine Allah "Evlere arkalarından girmeniz iyilik değildir. Asıl iyilik, Allah’a karşı gelmekten sakınan kimsenin iyiliğidir. Evlere kapılarından girin ve Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz" (Bakara, 189) ayetini indirdi.
Bize Muhammed, ona Mahled b. Yezîd, ona Amr b. Dînâr, ona da Câbir (ra) şöyle demiştir: Hz. Peygamber’le (sav) birlikte bir gazveye çıkmıştık. Muhacirlerden bir grup da ona katılmış ve sayıları artmıştı. Muhacirler arasında sürekli şaka yapan bir adam vardı. Derken şakayla Ensar’dan birinin arkasına tokat attı. Ensârlı bu davranışa karşısında çok öfkelendi. Birbirleriyle didişmeye başladılar. Ensârlı “yetişin ey Ensâr”, muhacir “yetişin, ey muhacirler” diye bağırdı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) oraya çıktı ve "cahiliye ehline mahsus bu yardım çağrıları da neyin nesi?" dedi. Ardından "onların derdi neymiş?" diye sordu. Muhacir birinin, Ensâr'dan birine tokat attığı Hz. Peygamber’e bildirildi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "bırakın bu pis cahiliye adetlerini" buyurdu. (bu olayı duyunca) Abdullah b. Übeyy b. Selûl “Bize karşı birbirlerini çağırdılar öyle mi, eğer Medine’ye dönersek, elbette aziz olan zelil olanı oradan çıkartacaktır” dedi. Hz. Ömer (ra), Abdullah için “ey Allah’ın Rasulü, şu pislik herifi neden öldürmüyoruz?” diye sordu. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "İnsanlar, Peygamber ashabını öldürüyor diye konuşmasınlar diye" buyurdu.
Bize Müslim, ona Vuheyb, ona İbn Tavus, ona babası (Tavus b. Keysan), ona da İbn Abbas (r.anhumâ) şöyle rivayet etmiştir: Müşrikler hac aylarında yapılan umreyi yeryüzünde işlenebilecek günahların en çirkini olarak görürler ve Muharrem ayını Safer ayı diye değiştirerek “Develerin arkasındaki yaralar iyileşir, izler silinir, Safer ayı da çıkarsa, umre yapmak isteyen için de umre yapmak helal olur” derlerdi. Nebi (sav) ve ashabı Zilhiccenin dördüncü gecesi sabahında, hac niyetiyle ihrama girmiş olarak (Mekke’ye) geldiklerinde, kendilerine bu niyetlerini umre niyeti olarak değiştirmelerini emretti. Böyle bir iş onlara ağır geldi ve “ey Allah’ın Rasulü, hangi şartlarda girdiğimiz ihramdan çıkalım?” dediler. Peygamber (sav) "yasak olan şeylerin tamamı helal olmak üzere ihramdan çıkın" buyurdu.
Bize Kuteybe, ona İsmail b. Cafer, ona Abdullah b. Dinâr, ona da Abdullah b. Ömer'in (r.anhuma) dediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Dikkat edin! Her kim yemin etmek zorunda kalırsa yalnız Allah adına yemin etsin." Abdullah der ki: Kureyş, babaları üstüne yemin ederdi. Peygamber (sav) onlara "babalarınızın üstüne yemin etmeyiniz" buyurdu.
Bize Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî, ona Süfyân, ona Mutarrif, ona Ebu Sefer, ona da İbn Abbas şöyle demiştir: Ey insanlar, size söyleyeceğim şeyleri iyi dinleyin, dinlediklerinizi de bana tekrarlayın ki sonra iyice anlamadan, gidip “İbn Abbas şöyle dedi, böyle dedi” demeyin. Her kim Kâbe'yi tavaf edecekse, Hicr'in arka tarafından tavaf etsin. Hicr'e, Hatîm demeyin. Çünkü Cahiliye devrinde herhangi birisi orada yemin eder ve (yeminine işaret olsun diye) oraya kamçısını yahut ayakkabısını ya da yayını atardı. (İşte bundan dolayı oraya Hatîm denilmiş).