Öneri Formu
Hadis Id, No:
3899, M005102
Hadis:
وَحَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عُمَرَ وَعَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ قَالَ ابْنُ أَبِى عُمَرَ حَدَّثَنَا وَقَالَ عَبْدٌ أَخْبَرَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَالِمٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَهَى أَنْ تُؤْكَلَ لُحُومُ الأَضَاحِى بَعْدَ ثَلاَثٍ . قَالَ سَالِمٌ فَكَانَ ابْنُ عُمَرَ لاَ يَأْكُلُ لُحُومَ الأَضَاحِىِّ فَوْقَ ثَلاَثٍ . وَقَالَ ابْنُ أَبِى عُمَرَ بَعْدَ ثَلاَثٍ .
Tercemesi:
Bize İbn Ebu Ömer ve Abd b. Humeyd -İbn Ebu Ömer 'Haddesena', Abd ise'Ahberana' tâbirini kullandı.-,onlara Abdürrezzak (b. Hemmam), ona Ma'mer (b. Raşid), ona (Muhammed b. Şihâb) ez-Zührî, ona Salim (b. Abdullah), Abdullah b. Ömer’in (r.anhüma) şöyle dediğini rivayet etti:
"Rasulullah (sav) üç geceden sonra kurban etlerinin yemesini yasakladı."
Salim şöyle dedi: 'Bundan dolayı İbn Ömer üç günden sonra geriye kalan kurban etlerini yemezdi.' İbn Ebu Ömer: 'Üç geceden sonra', dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Edâhî 5102, /839
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Abd b. Humeyd el-Keşşi (Abdulhumeyd b. Humeyd b. Nasr)
Konular:
Kurban, eti
Sünnet, Abdullah b. Ömer'in uygulamaları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282291, M005102-2
Hadis:
وَحَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عُمَرَ وَعَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ قَالَ ابْنُ أَبِى عُمَرَ حَدَّثَنَا وَقَالَ عَبْدٌ أَخْبَرَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَالِمٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَهَى أَنْ تُؤْكَلَ لُحُومُ الأَضَاحِى بَعْدَ ثَلاَثٍ . قَالَ سَالِمٌ فَكَانَ ابْنُ عُمَرَ لاَ يَأْكُلُ لُحُومَ الأَضَاحِىِّ فَوْقَ ثَلاَثٍ . وَقَالَ ابْنُ أَبِى عُمَرَ بَعْدَ ثَلاَثٍ .
Tercemesi:
Bize İbn Ebu Ömer ve Abd b. Humeyd -İbn Ebu Ömer 'Haddesena', Abd ise'Ahberana' tâbirini kullandı.-,onlara Abdürrezzak (b. Hemmam), ona Ma'mer (b. Raşid), ona (Muhammed b. Şihâb) ez-Zührî, ona Salim (b. Abdullah), Abdullah b. Ömer’in (r.anhüma) şöyle dediğini rivayet etti:
"Rasulullah (sav) üç geceden sonra kurban etlerinin yemesini yasakladı."
Salim şöyle dedi: 'Bundan dolayı İbn Ömer üç günden sonra geriye kalan kurban etlerini yemezdi.' İbn Ebu Ömer: 'Üç geceden sonra', dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Edâhî 5102, /839
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Muhammed b. Ebu Ömer el-Adenî (Muhammed b. Yahya b. Ebu Ömer)
Konular:
Kurban, eti
Sünnet, Abdullah b. Ömer'in uygulamaları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
34773, MU000156
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ نَافِعٍ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ سَمِعَ الإِقَامَةَ وَهُوَ بِالْبَقِيعِ فَأَسْرَعَ الْمَشْىَ إِلَى الْمَسْجِدِ .
Tercemesi:
O bana, ona Malik, ona Nafi‘in rivayet ettiğine göre Abdullah b. Ömer, Baki‘de iken namaz için kamet getirildiğini işitince hızlıca mescide gitti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Salât 156, 1/24
Senetler:
()
Konular:
KTB, NAMAZ,
Sünnet, Abdullah b. Ömer'in uygulamaları
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ حَاتِمٍ وَابْنُ رَافِعٍ قَالاَ حَدَّثَنَا شَبَابَةُ حَدَّثَنِى وَرْقَاءُ عَنْ عَمْرٍو عَنْ مُجَاهِدٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « ائْذَنُوا لِلنِّسَاءِ بِاللَّيْلِ إِلَى الْمَسَاجِدِ » . فَقَالَ ابْنٌ لَهُ يُقَالُ لَهُ وَاقِدٌ إِذًا يَتَّخِذْنَهُ دَغَلاً . قَالَ فَضَرَبَ فِى صَدْرِهِ وَقَالَ أُحَدِّثُكَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَتَقُولُ لاَ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
281605, M000994-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ حَاتِمٍ وَابْنُ رَافِعٍ قَالاَ حَدَّثَنَا شَبَابَةُ حَدَّثَنِى وَرْقَاءُ عَنْ عَمْرٍو عَنْ مُجَاهِدٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « ائْذَنُوا لِلنِّسَاءِ بِاللَّيْلِ إِلَى الْمَسَاجِدِ » . فَقَالَ ابْنٌ لَهُ يُقَالُ لَهُ وَاقِدٌ إِذًا يَتَّخِذْنَهُ دَغَلاً . قَالَ فَضَرَبَ فِى صَدْرِهِ وَقَالَ أُحَدِّثُكَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَتَقُولُ لاَ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Hâtim ve İbn Rafi‘, onlara Şebâbe, ona Verkâ, ona Amr, ona Mücahid, ona İbn Ömer’in şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav): “Kadınlara geceleyin mescide gitmeleri için izin verin” buyurdu.
İbn Ömer’in Vâkid adındaki bir oğlu: O vakit onlar bunu fitneye, fesada vesile edinirler, dedi. (Râvi) dedi ki: Onun göğsüne vurdu ve: Ben sana Rasulullah’dan (sav) hadis rivayet ederken “hayır” diyorsun öyle mi? dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salât 994, /185
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Haccac Mücahid b. Cebr el-Kuraşî (Mücahid b. Cebr)
3. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
4. Ebu Bişr Verkâ b. Ömer el-Yeşkürî (Verkâ b. Ömer b. Küleyb)
5. Ebu Amr Şebabe b. Sevvar el-Fezarî (Şebabe b. Sevvar)
6. Ebu Abdullah Muhammed b. Hatim es-Semîn (Muhammed b. Hatim b. Meymun)
Konular:
Kadın, bayram namazına katılması
Kadın, mescitte namaz kılması
KTB, NAMAZ,
Sahâbe, sahabiler ve hadîs
Sahâbe, sahabilerin sünnete uyma hassasiyetleri
Sünnet, Abdullah b. Ömer'in uygulamaları
Sünnet, sünnete uymak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20791, B006134
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ حَدَّثَنَا رَوْحُ بْنُ عُبَادَةَ حَدَّثَنَا حُسَيْنٌ عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِى كَثِيرٍ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو قَالَ دَخَلَ عَلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « أَلَمْ أُخْبَرْ أَنَّكَ تَقُومُ اللَّيْلَ وَتَصُومُ النَّهَارَ » . قُلْتُ بَلَى . قَالَ « فَلاَ تَفْعَلْ ، قُمْ وَنَمْ ، وَصُمْ وَأَفْطِرْ ، فَإِنَّ لِجَسَدِكَ عَلَيْكَ حَقًّا ، وَإِنَّ لِعَيْنِكَ عَلَيْكَ حَقًّا ، وَإِنَّ لِزَوْرِكَ عَلَيْكَ حَقًّا ، وَإِنَّ لِزَوْجِكَ عَلَيْكَ حَقًّا ، وَإِنَّكَ عَسَى أَنْ يَطُولَ بِكَ عُمُرٌ ، وَإِنَّ مِنْ حَسْبِكَ أَنْ تَصُومَ مِنْ كُلِّ شَهْرٍ ثَلاَثَةَ أَيَّامٍ ، فَإِنَّ بِكُلِّ حَسَنَةٍ عَشْرَ أَمْثَالِهَا فَذَلِكَ الدَّهْرُ كُلُّهُ » . قَالَ فَشَدَّدْتُ فَشُدِّدَ عَلَىَّ فَقُلْتُ فَإِنِّى أُطِيقُ غَيْرَ ذَلِكَ . قَالَ « فَصُمْ مِنْ كُلِّ جُمُعَةٍ ثَلاَثَةَ أَيَّامٍ » . قَالَ فَشَدَّدْتُ فَشُدِّدَ عَلَىَّ قُلْتُ أُطِيقُ غَيْرَ ذَلِكَ . قَالَ « فَصُمْ صَوْمَ نَبِىِّ اللَّهِ دَاوُدَ » . قُلْتُ وَمَا صَوْمُ نَبِىِّ اللَّهِ دَاوُدَ قَالَ « نِصْفُ الدَّهْرِ » .
Tercemesi:
Bize İshak b. Mansur, ona Ravh b. Ubade, ona Hüseyin (b. Zekvan), ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Abdullah b. Amr şöyle demiştir: Rasulullah (sav) benim yanıma girdi ve: "Geceleri namaza kalktığın, gündüzleri de oruç tuttuğun bana haber verilmedi mi sanıyorsun?" Ben de: 'Evet (haber veriliyor)' dedim. Rasulullah (sav): "Böyle yapma, (geceleyin) hem uyu hem de (ibadet için) kalk. Bazen oruç tut bazen de tutma. Çünkü bedeninin senin üzerinde hakkı vardır, gözlerinin senin üzerinde hakkı vardır, misafirlerinin senin üzerinde hakkı vardır, eşinin senin üzerinde hakkı vardır. Senin ömrünün uzun olması ümit edilir. Her ay üç gün oruç tutman senin için yeterlidir. Çünkü her iyiliğe karşılık onun on katı sevap vardır. Böylece tüm sene (her zaman) oruç tutmuş gibi olunur." (Abdullah b. Amr) şöyle dedi: 'Ben ısrar ettim ve zora düştüm. Ben bundan daha fazlasına güç yetirebilirim' dedim. Rasulullah (sav): "Öyleyse her Cuma'dan (her haftadan) üç gün tut" buyurdu. (Abdullah) dedi ki: 'Ben ısrar ettim ve zora düştüm. Bundan daha fazlasına da güç yetirebilirim' dedim. Rasulullah (sav): "Öyleyse Davud peygamberin orucu gibi oruç tut" buyurdu. Ben: 'Davud peygamberin orucu nedir' diye sordum. Rasulullah da (sav) "yılın yarısıdır" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Edeb 84, 2/513
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
4. Hüseyin b. Zekvan el-Muallim (Hüseyin b. Zekvan)
5. Ebu Muhammed Ravh b. Ubade el-Kaysî (Ravh b. Ubade b. Alâ b. Hasan b. Amr b. Mersed)
6. İshak b. Mansur el-Kevsec (İshak b. Mansur b. Behram)
Konular:
İbadet, Nafile ibadet miktarı
KTB, ADAB
Müslüman, Hakka riayet etmek
Nafile ibadet, geceleyin
Nafile Oruç, nafile
Oruç, ara vermeden
Oruç, bayram günleri
Oruç, bütün yıl oruç tutmuş gibi olmak
Peygamberler, Hz. Davud
SAĞLIK, ÖNEMİ VE KORUNMASI
Sünnet, Abdullah b. Ömer'in uygulamaları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
43640, DM002277
Hadis:
أَخْبَرَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أنبأنا عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ أَبِى سُلَيْمَانَ قَالَ سَمِعْتُ سَعِيدَ بْنَ جُبَيْرٍ يَقُولُ : سُئِلْتُ عَنِ الْمُتَلاَعِنَيْنِ فِى إِمَارَةِ مُصْعَبِ بْنِ الزُّبَيْرِ أَيُفَرَّقُ بَيْنَهُمَا؟ فَمَا دَرَيْتُ مَا أَقُولُ - قَالَ - فَقُمْتُ حَتَّى أَتَيْتُ مَنْزِلَ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ فَقُلْتُ لِلْغُلاَمِ : اسْتَأْذِنْ لِى عَلَيْهِ. فَقَالَ : إِنَّهُ قَائِلٌ لاَ تَسْتَطِيعُ أَنْ تَدْخُلَ عَلَيْهِ. قَالَ : فَسَمِعَ ابْنُ عُمَرَ صَوْتِى فَقَالَ : ابْنُ جُبَيْرٍ؟ فَقُلْتُ : نَعَمْ. فَقَالَ : ادْخُلْ ، فَمَا جَاءَ بِكَ هَذِهِ السَّاعَةَ إِلاَّ حَاجَةٌ. قَالَ : فَدَخَلْتُ عَلَيْهِ فَوَجَدْتُهُ وَهُوَ مُفْتَرِشٌ بَرْذَعَةَ رَحْلِهِ مُتَوَسِّدٌ مِرْفَقَةً أَوْ قَالَ نُمْرُقَةً - شَكَّ عَبْدُ اللَّهِ - حَشْوُهَا لِيفٌ فَقُلْتُ : يَا أَبَا عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْمُتَلاَعِنَانِ أَيُفَرَّقُ بَيْنَهُمَا؟ قَالَ : سُبْحَانَ اللَّهِ ، نَعَمْ ، إِنَّ أَوَّلَ مَنْ سَأَلَ عَنْ ذَلِكَ فُلاَنٌ فَقَالَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ أَرَأَيْتَ لَوْ أَنَّ أَحَدَنَا رَأَى امْرَأَتَهُ عَلَى فَاحِشَةٍ كَيْفَ يَصْنَعُ؟ إِنْ سَكَتَ سَكَتَ عَلَى أَمْرٍ عَظِيمٍ ، وَإِنْ تَكَلَّمَ فَمِثْلُ ذَلِكَ. قَالَ : فَسَكَتَ النَّبِىُّ -صلى الله عليه وسلم- فَلَمْ يُجِبْهُ فَقَامَ لِحَاجَتِهِ فَلَمَّا كَانَ بَعْدَ ذَلِكَ أَتَى النَّبِىَّ -صلى الله عليه وسلم- فَقَالَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ الَّذِى سَأَلْتُكَ عَنْهُ قَدِ ابْتُلِيتُ بِهِ. قَالَ : فَأَنْزَلَ اللَّهُ تَعَالَى هَؤُلاَءِ الآيَاتِ الَّتِى فِى سُورَةِ النُّورِ {وَالَّذِينَ يَرْمُونَ أَزْوَاجَهُمْ وَلَمْ يَكُنْ لَهُمْ شُهَدَاءُ إِلا أَنْفُسُهُمْ فَشَهَادَةُ أَحَدِهِمْ أَرْبَعُ شَهَادَاتٍ بِاللَّهِ إِنَّهُ لَمِنَ الصَّادِقِينَ وَالْخَامِسَةُ أَنَّ لَعْنَةَ اللَّهِ عَلَيْهِ إِنْ كَانَ مِنَ الْكَاذِبِينَ وَيَدْرَأُ عَنْهَا الْعَذَابَ أَنْ تَشْهَدَ أَرْبَعَ شَهَادَاتٍ بِاللَّهِ إِنَّهُ لَمِنَ الْكَاذِبِينَ وَالْخَامِسَةَ أَنَّ غَضَبَ اللَّهِ عَلَيْهَا إِنْ كَانَ مِنَ الصَّادِقِينَ} حَتَّى خَتَمَ هَؤُلاَءِ الآيَاتِ قَالَ : فَدَعَا الرَّجُلَ فَتَلاَهُنَّ عَلَيْهِ وَذَكَّرَهُ بِاللَّهِ وَأَخْبَرَهُ أَنَّ عَذَابَ الدُّنْيَا أَهْوَنُ مِنْ عَذَابِ الآخِرَةِ فَقَالَ : مَا كَذَبْتُ عَلَيْهَا. ثُمَّ دَعَا الْمَرْأَةَ فَوَعَظَهَا وَذَكَّرَهَا وَأَخْبَرَهَا أَنَّ عَذَابَ الدُّنْيَا أَهْوَنُ مِنْ عَذَابِ الآخِرَةِ فَقَالَتْ : وَالَّذِى بَعَثَكَ بِالْحَقِّ إِنَّهُ لَكَاذِبٌ. فَدَعَا الرَّجُلَ فَشَهِدَ أَرْبَعَ شَهَادَاتٍ بِاللَّهِ إِنَّهُ لَمِنَ الصَّادِقِينَ ، وَالْخَامِسَةُ أَنَّ لَعْنَةَ اللَّهِ عَلَيْهِ إِنْ كَانَ مِنَ الْكَاذِبِينَ ، ثُمَّ أُتِىَ بِالْمَرْأَةِ فَشَهِدَتْ أَرْبَعَ شَهَادَاتٍ بِاللَّهِ إِنَّهُ لَمِنَ الْكَاذِبِينَ ،وَالْخَامِسَةَ أَنَّ غَضَبَ اللَّهِ عَلَيْهَا إِنْ كَانَ مِنَ الصَّادِقِينَ، ثُمَّ فَرَّقَ بَيْنَهُمَا .
Tercemesi:
Bize Yezid b. Harun (el-Vasitî), ona da Abdülmelik b. Ebu Süleyman rivayet etmiştir:
“Said b. Cübeyr’in (el-Esedî) şöyle dediğini duydum: ‘Mus’ab b. Zübeyr’in emirliği döneminde bana, mülâane kapsamında karşılıklı lanetleşen eşlerle ilgili olarak söz konusu eşlerin birbirinden tefrik edilip edilemeyeceği soruldu. Ne diyeceğimi bilemedim. Hemen kalktım ve Abdullah b. Ömer’in (ra) evine gittim. Hizmetçiye; ‘Huzuruna girmem için kendisinden izin ister misin?’ dedim. Hizmetçi; ‘O, öğle uykusunda. Yanına giremezsin.’ diye karşılık verdi. Bu arada (Abdullah) b. Ömer (ra), sesimi duydu ve ‘İbn Cübeyr? (Sen misin?)’ dedi. ‘Evet.’ dedim. ‘İçeri gir. Bu saatte seni buraya olsa olsa önemli bir mesele getirmiştir.’ dedi. Ben de huzuruna girdim. Onu, devesinin çulunu sermiş, içi lif dolu bir yastığa ya da (ravi tereddüt etmiştir) kırlente başını koymuş bir halde buldum . ‘Ey Ebu Abdurrahman! Mülâane kapsamında lanetleşen eşler tefrik edilir mi?’ diye sordum. ‘Sübhanallah! Elbette. Hiç şüphesiz bu meseleyi ilk soran kişi, falancaydı. Demişti ki; ‘Ya Rasulallah! Ne dersiniz? Birimiz karısını büyük bir kötülük işlerken yakalasa, ne yapması gerekir? Eğer susarsa büyük bir günahın karşısında susmuş olacaktır. Yok, eğer anlatırsa yine aynı sıkıntı?’ Hz. Peygamber (sav) sustu ve bir cevap vermedi. Bir ihtiyacı için kalkıp gitti. Ertesi gün olunca o kişi Hz. Peygamber’e (sav) tekrar geldi ve ‘Ya Rasulallah! Sana sorduğum soru, benim başıma geldi!’ dedi. Bunun üzerine Allah Teâlâ, Nur Suresi’nde yer alan şu ayetleri indirdi: ‘Eşlerine zina isnadında bulunup da kendilerinden başka şahitleri olmayanlara gelince, onların her birinin şahitliği, kendisinin doğru söyleyenlerden olduğuna dair dört defa Allah adına yemin ederek şahitlik etmesi; beşinci defa da eğer yalan söyleyenlerden ise Allah'ın lânetinin kendi üzerine olmasını dilemesidir. Beşinci defa da eğer yalan söyleyenlerden ise Allah'ın lânetinin kendi üzerine olmasını dilemesidir. Kadının, kocasının yalan söyleyenlerden olduğuna dair dört defa Allah adına yemin ve şahitlik etmesi, kendisinden cezayı kaldırır. Beşinci defa da, eğer (kocası) doğru söyleyenlerden ise Allah'ın gazabının kendi üzerine olmasını diler.’ (Nur 24/6-9) -Abdullah b. Ömer (ra), bu ayetleri sonuna kadar okudu.- Ardından Hz. Peygamber (sav), adamı çağırdı ve bu ayetleri kendisine okudu. Ona Allah’ı hatırlattı, Dünya’daki azabın Ahiret’teki azaptan çok daha hafif olduğunu bildirdi. Adam; ‘Ona karşı yalan söylemiyorum.’ dedi. Sonra da kadını çağırdı ve ona da nasihat edip hatırlatmalarda bulundu, Dünya’daki azabın Ahiret’teki azaptan çok daha hafif olduğunu bildirdi. Kadın; ‘Seni hak ile gönderene yemin ederim ki o, yalan söylüyor.’ dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) adamı çağırdı. Adam, doğru söyleyenlerden olduğuna dair Allah adına dört kez şahitlikte bulundu. Beşinci şahitliği de yalan söyleyenlerden ise Allah’ın lanetinin kendi üzerine olması şeklindeydi. Sonra kadın getirildi. O da yalan söyleyenlerden olmadığına dair Allah adına dört kez şahitlikte bulundu. Adam doğru söyleyenlerden ise Allah’ın gazabının kendi üzerine olması şeklinde de beşinci şahitliğini de yerine getirdi. Bunun ardından Hz. Peygamber (sav) onları birbirinden ayırdı.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Nikah 39, 3/1431
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Abdullah Said b. Cübeyr el-Esedî (Said b. Cübeyr)
3. Ebu Süleyman Abdülmelik b. Meysera el-Fezârî (Abdülmelik b. Meysera)
4. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
Konular:
Boşanma, Lian, lian sonrası
Boşanma, Liân-mülâane
Suçlar, Cinsel: Zina ithamı
Sünnet, Abdullah b. Ömer'in uygulamaları
Zina, zina isnadı / kazf
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِى سَعِيدٍ الْمَقْبُرِىِّ عَنْ عُبَيْدِ بْنِ جُرَيْجٍ أَنَّهُ قَالَ لِعَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ يَا أَبَا عَبْدِ الرَّحْمَنِ رَأَيْتُكَ تَصْنَعُ أَرْبَعًا لَمْ أَرَ أَحَدًا مِنْ أَصْحَابِكَ يَصْنَعُهَا . قَالَ وَمَا هُنَّ يَا ابْنَ جُرَيْجٍ قَالَ رَأَيْتُكَ لاَ تَمَسُّ مِنَ الأَرْكَانِ إِلاَّ الْيَمَانِيَيْنِ وَرَأَيْتُكَ تَلْبَسُ النِّعَالَ السِّبْتِيَّةَ وَرَأَيْتُكَ تَصْبُغُ بِالصُّفْرَةِ وَرَأَيْتُكَ إِذَا كُنْتَ بِمَكَّةَ أَهَلَّ النَّاسُ إِذَا رَأَوُا الْهِلاَلَ وَلَمْ تُهْلِلْ أَنْتَ حَتَّى يَكُونَ يَوْمُ التَّرْوِيَةِ . فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ أَمَّا الأَرْكَانُ فَإِنِّى لَمْ أَرَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَمَسُّ إِلاَّ الْيَمَانِيَّيْنِ وَأَمَّا النِّعَالُ السِّبْتِيَّةُ فَإِنِّى رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَلْبَسُ النِّعَالَ الَّتِى لَيْسَ فِيهَا شَعَرٌ وَيَتَوَضَّأُ فِيهَا فَأَنَا أُحِبُّ أَنْ أَلْبَسَهَا وَأَمَّا الصُّفْرَةُ فَإِنِّى رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَصْبُغُ بِهَا فَأَنَا أُحِبُّ أَنْ أَصْبُغَ بِهَا وَأَمَّا الإِهْلاَلُ فَإِنِّى لَمْ أَرَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُهِلُّ حَتَّى تَنْبَعِثَ بِهِ رَاحِلَتُهُ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35953, MU000739
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِى سَعِيدٍ الْمَقْبُرِىِّ عَنْ عُبَيْدِ بْنِ جُرَيْجٍ أَنَّهُ قَالَ لِعَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ يَا أَبَا عَبْدِ الرَّحْمَنِ رَأَيْتُكَ تَصْنَعُ أَرْبَعًا لَمْ أَرَ أَحَدًا مِنْ أَصْحَابِكَ يَصْنَعُهَا . قَالَ وَمَا هُنَّ يَا ابْنَ جُرَيْجٍ قَالَ رَأَيْتُكَ لاَ تَمَسُّ مِنَ الأَرْكَانِ إِلاَّ الْيَمَانِيَيْنِ وَرَأَيْتُكَ تَلْبَسُ النِّعَالَ السِّبْتِيَّةَ وَرَأَيْتُكَ تَصْبُغُ بِالصُّفْرَةِ وَرَأَيْتُكَ إِذَا كُنْتَ بِمَكَّةَ أَهَلَّ النَّاسُ إِذَا رَأَوُا الْهِلاَلَ وَلَمْ تُهْلِلْ أَنْتَ حَتَّى يَكُونَ يَوْمُ التَّرْوِيَةِ . فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ أَمَّا الأَرْكَانُ فَإِنِّى لَمْ أَرَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَمَسُّ إِلاَّ الْيَمَانِيَّيْنِ وَأَمَّا النِّعَالُ السِّبْتِيَّةُ فَإِنِّى رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَلْبَسُ النِّعَالَ الَّتِى لَيْسَ فِيهَا شَعَرٌ وَيَتَوَضَّأُ فِيهَا فَأَنَا أُحِبُّ أَنْ أَلْبَسَهَا وَأَمَّا الصُّفْرَةُ فَإِنِّى رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَصْبُغُ بِهَا فَأَنَا أُحِبُّ أَنْ أَصْبُغَ بِهَا وَأَمَّا الإِهْلاَلُ فَإِنِّى لَمْ أَرَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُهِلُّ حَتَّى تَنْبَعِثَ بِهِ رَاحِلَتُهُ .
Tercemesi:
Bana Yahya b. Yahya, ona Malik (b. Enese), ona Said Ebu Said el-Makburî, ona da Ubeyd b. Cüreyc (et-Temîmî) rivayet etmiştir:
Ubeyd b. Cüreyc, Abdullah b. Ömer'e; "Ey Ebu Abdurrahman! Seni, arkadaşlarından hiçbirini yaparken görmediğim dört şeyi yaparken gördüm." Abdullah b. Ömer; "Ey İbn Cüreyc! Nedir [bakalım] onlar?" diye sordu. Ubeyd b. Cüreyc; "[Öncelikle] seni, Kâbe'nin köşelerinden sadece Yemen tarafına bakan iki köşesine el sürerken gördüm. [İkinci olarak] seni, tabaklanarak tüyleri ve kılları alınmış yumuşak derili terlik giyerken gördüm. [Üçüncü olarak] seni, elbiselerini sarıya boyarken gördüm. [Son olarak] sen de Mekke'deyken hilali gördükleri zaman insanlar telbiye getirip ihrama girerlerken senin, terviye günü (Zilhicce'nin sekizinci günü) gelinceye kadar ihrama girmediğini gördüm." dedi. Bunun üzerine Abdullah b. Ömer şöyle dedi: "Kâbe'nin köşeleri meselesine gelince; ben, Rasulullah'ı (sav) sadece Yemen tarafına bakan iki köşeye el sürerken gördüm. Tabaklanıp tüy ve kılları alınmış deriden terlik meselesine gelince; ben, Rasulullah'ı (sav) üzerinde tüy ve kıl bulunmayan terlik giyerken ve abdest alıp ıslak ayaklarıyla o terlikleri giyerken gördüm ve ben de bu tür terlikleri giymeyi seviyorum. Sarı boya meselesine gelince; ben, Rasulullah'ı (sav) elbisesini sarıya boyarken gördüm ve ben de elbiselerimi sarıya boyamayı seviyorum. Telbiye getirip ihrama girme meselesine gelince de ben, bineği kendisini yola düşürmedikçe [yani hac ibadetlerinin başlama zamanı gelmedikçe] Rasulullah'ın (sav) telbiye getirip ihrama girdiğini görmedim."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 739, 1/118
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ubeyd b. Cüreyc et-Temimi (Ubeyd b. Cüreyc)
3. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
Konular:
Dinî semboller, Haceru'l-esved
Eğitim, Hz. Peygamberi taklit
Hac, Hz. Peygamber'in haccı
Hac, ihrama girmek
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Sünnet, Abdullah b. Ömer'in uygulamaları
أخبرنا عبد الرزاق عن معمر عن سعيد بن حبان عن يحيى بن يعمر قال : قلت لابن عمر : إن ناسا عندنا يقولون : إن الخير والشر بقدر ، وناس يقولون : إن الخير والشر ليس بقدر ، فقال ابن عمر : إذا رجعت إليهم فقل لهم : إن ابن عمر يقول لكم : إنه منكم برئ وأنتم منه برآء.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
88252, MA020072
Hadis:
أخبرنا عبد الرزاق عن معمر عن سعيد بن حبان عن يحيى بن يعمر قال : قلت لابن عمر : إن ناسا عندنا يقولون : إن الخير والشر بقدر ، وناس يقولون : إن الخير والشر ليس بقدر ، فقال ابن عمر : إذا رجعت إليهم فقل لهم : إن ابن عمر يقول لكم : إنه منكم برئ وأنتم منه برآء.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Câmi' 20072, 11/114
Senetler:
()
Konular:
Hayır ve Şer, Hayır ve Şer algısı
İman, Esasları, Kaza ve Kader
KTB, İMAN
KTB, KADER
Sahabe, kader ve kaza anlayışları
Sünnet, Abdullah b. Ömer'in uygulamaları