Giriş

Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyan, ona Amr b. Mürre, ona Abdullah b. el-Haris, ona Tuleyk b. Kays, ona da İbn Abbas'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şu sözlerle dua ederdi: "Rabbim, bana yardım eyle! Benim aleyhime başkalarına yardım eyleme! Beni destekle! Benim aleyhime başkalarına destek verme! Hilelere karşı bana çıkış yolunu göster! Bana karşı kurulan tuzaklara imkân verme! Bana doğru yolu göster! Doğru yola girmeyi bana kolaylaştır! Özellikle bana zulmeden ve tecavüze yeltenenlere karşı yardım eyle! ِAllah'ım! Beni sana şükreden, seni zikreden, senden korkan, sana itaat eden, sana huşû ve ihlâs ile bağlanan, sana karşı bağrı yanan ve daima sana sığınan bir kul yap! Ey Rabbim! Tövbemi kabul eyle! Günahlarımı sil! Duamı kabul eyle! Delilimi sağlam kıl! Kalbime hidâyet ver! Dilimi doğrult! Kalbimdeki kin ve nefreti çıkar!"


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: اللهم تَقَبَّلْ تَوْبَتِى وَاغْسِلْ حَوْبَتِى

    Öneri Formu
10357 D001510 Ebu Davud, Tefriu' ebvabi'l-vitr, 25

Bize Davud b. Ümeye, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Ebû Talha'nın âzâdlısı Muhammed b. Abdurrahman, ona Küreyb, ona da İbn Abbas rivayet etmiştir: Cüveyriyye -ki asıl adı Berre idi, Hz. Peygamber ismini değiştirmişti- namazgâhında iken Rasulullah (sav) onun yanından çıkmıştı. Bir müddet sonra dönünce, o yine namazgâhında idi. "Hala namazgâhında mısın?" diye sorunca o da "evet" demiştir. Bunu üzerine Hz. Peygamber şunları söylemiştir: "Ben senden sonra şu dört cümleyi üç defa tekrarladım; eğer bu sözler, senin gün boyu söylediğin sözlerle tartılacak olsa (sevap itibariyle) daha ağır gelirdi. Bu sözler şöyledir: Allah'ı, mahlukatı sayısınca, zatının rızası miktarınca, Arşının ağırlığınca ve kelimelerinin sayısınca tesbih eder, O'na hamd ederim."


    Öneri Formu
10347 D001503 Ebu Davud, Tefriu' ebvabi'l-vitr, 24

Bize Ubeydullah b. Muaz, ona babası, ona Abdülaziz b. Ebu Seleme, ona amcası el-Mâcişûn b. Ebî Seleme, ona Abdurrahman el-A'rac, ona Ubeydullah b. Ebu Râfi', ona da Ali b. Ebu Talib rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) namazda selam verince şöyle söylerdi: "Ey Allah'ım, beni bağışla! İşlediğim ve işleyeceğim, gizlice ve açıktan yaptığım, haddi aşarak yaptığım ve senin benden daha iyi bildiğin bütün günahlarımı affet! Öne geçiren de sensin, geride bırakan da! Senden başka ilâh yoktur."


    Öneri Formu
10353 D001509 Ebu Davud, Tefriu' ebvabi'l-vitr, 25

Bize Müsedded, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona Müseyyib b. Rafi', ona Muğîra b. Şube'nin âzâdlısı Verrâd, ona da Muğîra b. Şube rivayet etmiştir: Halife Muaviye, el-Muğîra b. Şube'ye bir mektup yazazarak Rasulullah'ın (sav) namazda selâm verince hangi zikirleri okuduğunu sordu. Muğîra bana şunları yazdırıp Muaviye'ye gönderdi: Rasulullah (sav) şöyle derdi: "Tek olan Allah'tan başka ilah yoktur. Onun hiçbir ortağı yoktur. Mülk sadece O'nundur, hamd da sadece O'nadır. O, her şeye muktedirdir. Ey Allah'ım! Senin verdiğine engel olacak ve vermediğini verebilecek hiç bir güç yoktur. Sana rağmen zengine de zenginliğinin faydası olmaz."


    Öneri Formu
10349 D001505 Ebu Davud, Tefriu' ebvabi'l-vitr, 25

Bize Müsedded, ona Yahya, ona Süfyan, ona Amr b. Mürre önceki hadisle aynı mana ve isnâdla şunu da ilave etmiştir: "Bana hidâyeti yolunu kolaylaştır." Bu cümleyi söylerken "hüdâye" kelimesini değil, "el-hüdâ" kelimesini kullandı. Ebu Davud şöyle demiştir: Süfyan, Amr b. Murra'dan sema' yoluyla hadis rivayet etmiştir. (Muhaddisler) bu hadislerin sayısının on sekiz olduğunu söylemişlerdir.


    Öneri Formu
10360 D001511 Ebu Davud, Tefriu' ebvabi'l-vitr, 25

Bize Müsedded (b. Müserhed), ona Ebu Avane (Vazzah b. Abdullah), ona Ebu Bişr (Cafer b. Ebu Vahşiyye), ona da Ebu Mütevekkil (Ali b. Davud), Ebu Said el-Hudrî'nin şöyle dediğini rivayet etti: Rasulüllah'ın (sav) ashabından bir grup bir sefere çıktı ve Arap kabilelerinden birisinin yanında konakladı. Onlardan kendilerini misafir etmelerini istediler. Kabiledekiler ise misafir etmekten kaçındılar. (O esnada) kabilenin reisini akrep soktu. Onun için her şeyle şifa aradılar ama hiçbir şey fayda vermiyordu. Onlardan bazıları, şu yanınıza konaklayan kafileye gitseniz, belki onların birinde reisinize fayda verecek bir şey vardır, dediler. Bunun üzerine birkaç kişi (kafileye gelip) reisimizi akrep soktu; kendisi için her çareye başvurduk fakat hiçbir şey fayda vermiyor. Sizden birinizin yanında arkadaşımıza şifa verecek bir şey, yani rukye (dua) var mı? diye sordular. Kafileden bir adam (ki o Ebu Said'dir): Ben dua ederim ama sizden bizi misafir etmenizi istedik, fakat siz misafir etmekten kaçındınız. Onun için ben de şimdi benim için bir ücret tayin edinceye kadar dua etmiyorum, dedi. Bunun üzerine onun için bir sürü koyun kararlaştırdılar, o da hastaya gelip üzerine Fatiha suresini okudu ve üfledi. Nihayet adam iyileşti, sanki bağından kurtulmuş (hayvan) gibi idi. (Kabile reisi) kafileye anlaştıkları ücreti verdi. Kafiledekiler sürüyü paylaşınız dediler. Okuyup dua eden (Ebu Said) ise Rasulullah'a (sav) gidip de meseleyi danışmadıkça yapmayınız, dedi. Onlar da Rasulullah'a (sav) gidip hâdiseyi anlattılar. Rasulullah (sav): "Onun (Fâtiha'nın) bu kadar tesirli bir dua olduğunu nereden bildiniz? İyi yapmışsınız, sizinle bana da bir pay ayırınız" buyurdu.


    Öneri Formu
22383 D003418 Ebu Davud, Büyu' (icare), 37


    Öneri Formu
19693 D003067 Ebu Davud, Harac, Fey' ve 'İmare, 34, 36


    Öneri Formu
17199 D002747 Ebu Davud, Cihad, 145


    Öneri Formu
20161 D003200 Ebu Davud, Cenaiz, 54, 56


    Öneri Formu
20163 D003201 Ebu Davud, Cenaiz, 54, 56