حدثنا عمرو بن خالد قال حدثني الليث عن يحيى بن سعيد عن محمد بن يحيى بن حبان عن لؤلؤة عن أبي صرمة قال كان رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول : اللهم اني أسألك غناي وغنى مولاي
حدثنا أحمد بن يونس قال حدثنا زهير قال حدثني يحيى عن محمد بن يحيى عن مولى لهم عن أبي صرمة عن النبي صلى الله عليه وسلم : مثله
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164938, EM000662
Hadis:
حدثنا عمرو بن خالد قال حدثني الليث عن يحيى بن سعيد عن محمد بن يحيى بن حبان عن لؤلؤة عن أبي صرمة قال كان رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول : اللهم اني أسألك غناي وغنى مولاي
حدثنا أحمد بن يونس قال حدثنا زهير قال حدثني يحيى عن محمد بن يحيى عن مولى لهم عن أبي صرمة عن النبي صلى الله عليه وسلم : مثله
Tercemesi:
— Ebû Sırme'den rivayet edildiğine göre, Resûlüllah (Sallatlahü Aleyhi ve Selîem) şöyle buyururdu:
«— Allah'ım! Senden nefsimin zenginliğini, yakınımın da zenginliğini isterim.»[45]
Mevlâ1 kelimesinin birbirinden farklı ve birbirine zıd olacak kadar çok manâları vardır. Burada yakın, akraba, komşu, dost ve arkadaş manâsı uygun bulunmuştur. Zenginlik esasta muhtaç olmamak, ihtiyaç göstermemek demektir. Peygamber Efendimizin istediği de, nefsin zenginliğidir. Yani; başkasına muhtaç olmamaktır. Bununla beraber mal zenginliğini istemiş olması da uzak değildir. Bu takdirde mat çokluğunun Allah yolunda ve hayır cihetlerinde harcanması bakımından istenmiş olmasında bir mahzuru yoktur.
Peygamber (Sallalîahü Aleyhi ve Seîlem) kendisi için istediği nefis zerv-ginüğini, yakınları ve dostları için de istemiş olmakla, ümmetine birbirlerine karşı İyi duygularla dua etmenin örneğini vermişlerdir.
«... Bu hadîsi şerifin benzeri Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) den yine E b û S ı r m e rivayeti ile ve başka senedlerle nakledilmiştir.»
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 662, /519
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, duaları
حدثنا يحيى بن موسى قال حدثنا وكيع قال حدثنا سعد بن أوس عن بلال بن يحيى عن شتير بن شكل بن حميد عن أبيه قال قلت : يا رسول الله علمني دعاء أنتفع به قال قل اللهم عافني من شر سمعي وبصري ولساني وقلبي وشر منيي قال وكيع منيي يعني الزنى والفجور
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164940, EM000663
Hadis:
حدثنا يحيى بن موسى قال حدثنا وكيع قال حدثنا سعد بن أوس عن بلال بن يحيى عن شتير بن شكل بن حميد عن أبيه قال قلت : يا رسول الله علمني دعاء أنتفع به قال قل اللهم عافني من شر سمعي وبصري ولساني وقلبي وشر منيي قال وكيع منيي يعني الزنى والفجور
Tercemesi:
— Şuteyr, babası Şekl ibni Humeyd'den rivayet ettiğine göre, babası şöyle anlatmıştır:
Dedim ki, ey Allah'ın Resulü! Bana bir dua öğret ki, onunla faydalanayım. Peygamber buyurdu:
— De ki: Allah'ım! Kulağımın, gözümün, dilimin, kalbimin şerrinden ve şehvetimin şerrinden bana afiyet ve korumış ver.»[47]
Ravİlerden Ve kî" demiştir ki, hadîste geçen «menî» zina ve fucür dernektir.
fnsanı günah işlemeye götüren başlıca aza ve duygular kulak, göz, dil, kalb ve şehvettir. Bunlar kötülüklerden korundukları zaman insan selâmete erer ve ebedî kurtuluşa kavuşur. Kulak, dedi-kodu, gıybet ve kötü sözleri dinlemekten uzak kalırsa, şerrinden emin bulunulur. Göz, haram şeylere bakmaktan beri olursa, tecavüz şerrinden kurtulur. Dİ!, hezeyan ve küfür ifadelerinden arınırsa insan edeb sahibi olur, günahtan kurtulur. Kalb, temiz duygularla bezenîp zararlı tasavvur ve kuruntulardan boşanmış olursa, insan kemal bulur. Şehvetin sebep olduğu zinanın şerrinden selâmette olmak; en büyük haramdan kurtulmak olur. Böylece beş aza ve duygunun fenalığından kurtulmuş olan kimse, tüm olarak dünya ve âhiret saadetine nail olacağından bu duaya devam etmenin fazileti büyüktür.
Bu beş azanın şerrinden kurtulamayıp, onların kötülüğü altında bulunanlar da aksine olarak dünya ve âhiret felâketine uğramış olurlar.[48]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 663, /519
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, duaları
Hz. Peygamber, öğreticiliği
حدثنا قبيصة قال حدثنا سفيان عن عمرو بن مرة عن عبد الله بن الحارث عن طليق بن قيس عن عبد الله بن عباس قال كان النبي صلى الله عليه وسلم يقول : اللهم أعني ولا تعن علي وانصرني ولا تنصر علي ويسر الهدى لي
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164941, EM000664
Hadis:
حدثنا قبيصة قال حدثنا سفيان عن عمرو بن مرة عن عبد الله بن الحارث عن طليق بن قيس عن عبد الله بن عباس قال كان النبي صلى الله عليه وسلم يقول : اللهم أعني ولا تعن علي وانصرني ولا تنصر علي ويسر الهدى لي
Tercemesi:
— Abdullah ibni Abbas'dan rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir :
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyururdu:
«— Allah'ım, bana (her hayırlı şeyde) yardım et, aleyhime olan şeyde yardım etme. Bana zafer ver ve kimseyi üzerime musallat etme. Hidayete uymayı da tan» kolaylaştırıp, hayır sebeplerini bana hazırla.»[49]
Peygamber Efendimiz bu dualanyle bütün ibadet ve çalışmalarında, söz ve hareketlerinde Allah'dan yardım ve nusrat dilemişler, hak ve hidayetin gerçekleşmesi sebeplerinin hazırlanmasında da kolaylık istemişlerdir. Çünkü Allah'ın yardım ve iradesi olmaksızın hiç bir şey meydana gelemez.
Tirmizî, bu hadîs-i şerifi yine dua bölümünde ziyadesiyle rivayet etmiştir.[50]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 664, /520
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, duaları
حدثنا أبو حفص قال حدثنا يحيى قال حدثنا سفيان قال سمعت عمرو بن مرة قال سمعت عبد الله بن الحارث قال سمعت طليق بن قيس عن بن عباس قال : سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يدعو بهذا رب أعني ولا تعن علي وانصرني ولا تنصر علي وامكر لي ولا تمكر علي ويسر لي الهدى وانصرني على من بغى علي رب اجعلني شكارا لك ذكارا راهبا لك مطواعا لك مخبتا لك أواها منيبا تقبل توبتي واغسل حوبتي وأجب دعوتي وثبت حجتي واهد قلبي وسدد لساني واسلل سخيمة قلبي
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164942, EM000665
Hadis:
حدثنا أبو حفص قال حدثنا يحيى قال حدثنا سفيان قال سمعت عمرو بن مرة قال سمعت عبد الله بن الحارث قال سمعت طليق بن قيس عن بن عباس قال : سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يدعو بهذا رب أعني ولا تعن علي وانصرني ولا تنصر علي وامكر لي ولا تمكر علي ويسر لي الهدى وانصرني على من بغى علي رب اجعلني شكارا لك ذكارا راهبا لك مطواعا لك مخبتا لك أواها منيبا تقبل توبتي واغسل حوبتي وأجب دعوتي وثبت حجتي واهد قلبي وسدد لساني واسلل سخيمة قلبي
Tercemesi:
— (Abdullah) Ibni Abbas'dan rivayet edildiğine göre demiştir ki, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Seltem)'in şu sözlerle dua ettiğini işittim:
— Rabbim, (düşmanlarıma karşı) bana yardım et; ban» karşı (onlara) yardım etme. (Düşmanlarıma karşı) bana nusrat ver; bana karşı (onlara) nusrat verme. (Düşmanlarımı) pusuya düşürmek için bana imkan ver; beni pusuya düşürme imkânını (onlara) verme. Hidayet yolunu bana kola ylaştır ve bana isyan edenlere karşı, bana yardım et.
Rabbim, beni, sana çok çok şükreden, senden korkarak zikreden, sana boyun eğip itaat eden, çok çok yakarıp sana iltica eden yap. Benim tevbe-mi kabul et ve günahımı yıka. Duamı kabul et ve hak olan dâvamı sabit kıl ve dinî gerçekleri anlamakta kalbime hidayet ver, dilime doğruluk ver ve kalbimin karartısını sıyırıver.»[51]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 665, /520
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, duaları
حدثنا يحيى بن بشر قال حدثنا أبو قطن عن بن أبي سلمة يعني عبد العزيز عن قدامة بن موسى عن أبي صالح عن أبي هريرة قال : كان رسول الله صلى الله عليه وسلم يدعو اللهم أصلح لي ديني الذي هو عصمة أمري وأصلح لي دنياي التي فيها معاشي واجعل الموت رحمة لي من كل سوء أو كما قال
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164947, EM000668
Hadis:
حدثنا يحيى بن بشر قال حدثنا أبو قطن عن بن أبي سلمة يعني عبد العزيز عن قدامة بن موسى عن أبي صالح عن أبي هريرة قال : كان رسول الله صلى الله عليه وسلم يدعو اللهم أصلح لي ديني الذي هو عصمة أمري وأصلح لي دنياي التي فيها معاشي واجعل الموت رحمة لي من كل سوء أو كما قال
Tercemesi:
— Ebû Hüreyre ifade ettiğine göre, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Seltem) şöyle dua ederdi:
«— Allah'ım! işimin ismeti olan dinimi bana salih kıl, yaşayışımın bulunduğu yer olan dünyamı da bana salih kıl; ve ölümü, her türlü fenalıktan an olan bir rahmet kıl bana...» Yahud bunun benzerini söyledi.[57]
Bu hadîs-i şerif, din ve dünyanın salâhını kapsadığından kelimeleri az, fayda ve manâsı geniş olan bir ifadedir. Dinin dürüst ve kıvamı üzere bulunması, insanın gayesi ve asıl sermayesidir. Buna kavuşmak ebedî saadeti elde etmektir. Bir de insan dünyada yaşamak mecburiyetinde olduğundan, hayatı boyunca salah ve selâmet üzere bulunmasını isteyip ona kavuşması, dünya nimetini elde etmek olur.
Ölüm, her canlının tadacağı bir haldir. Burada ömrün bir an önce sona ermesini istemek diye bir manâ hatıra gelmemelidir. Nasıl olsa tadılacak olan ölümün, kederlerden arî olarak rahmetle neticelenmesini talep vardır. Ancak şöyle dua edilebilir: Ya Rab, eğer yaşamak benim için hayırlı ise, ömrümü uzat; eğer hakkımda ölüm hayırlı İse ruhumu al.
işte bu dua ile, dünya, ölüm ve âhiretten ibaret insanoğlunun üç safhası teminat altına alınmak istenmektedir. Cenab-ı Hak, bu dua ile İstenen gerçeklere hepimizi kavuştursun.[58]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 668, /522
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, duaları
حدثنا علي قال حدثنا سفيان قال حدثنا سمي عن أبي صالح عن أبي هريرة قال : كان النبي صلى الله عليه وسلم يتعوذ من جهد البلاء ودرك الشقاء وسوء القضاء وشماتة الأعداء قال سفيان في الحديث ثلاث زدت أنا واحدة لا أدري أيتهن
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164948, EM000669
Hadis:
حدثنا علي قال حدثنا سفيان قال حدثنا سمي عن أبي صالح عن أبي هريرة قال : كان النبي صلى الله عليه وسلم يتعوذ من جهد البلاء ودرك الشقاء وسوء القضاء وشماتة الأعداء قال سفيان في الحديث ثلاث زدت أنا واحدة لا أدري أيتهن
Tercemesi:
— Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre demiştir ki, Peygamber (Salkflîahü Aleyhi ve Sellem)
«— Güç yetirilemiyecek belâdan, kötü akıbete kavuşmaktan, (elem ve keder veren) fena kazalardan ve düşmanların sevinmesinden» Allah'a sığınırdı. Son ravi Süfyan demiştir ki, hadîste üç madde vardır; ben bir daha ilâve ettim, fakat üç tanesi hangisidir (kesin olarak) bilemiyorum.[59]
İmam Celâdeddin Suyutî, bu hadîs-i şerifin açıklanmasında demiştir ki, cehd-i belâ, büyük bir musibettir. Oyleki, buna ölüm tercih edilir. Bir de evlât ve iyal çokluğu olup, mal bulunmaması hali ile de izah edilmiştir.
Derek-i'ş-Şekâ, kötü sonuca düşmek, Allah korusun imansız gitmek manâsını taşır. Peygamberler masum olduğu için, bunlar Peygamber hakkında düşünülemez. Peygamberimiz ümmetine dua şekillerini öğretmek İçin bunları buyurmuşlardır.
Sû'-i kaza, elem ve keder veren her çeşit kazalardır. Zelzele, yangın, sel ve trafik felâketleri gibi... Bunlardan korunmak İçin Allah'a sığınmamızı yine bize Peygamber'imİz öğretiyor.
Şematet-i a'dâ, müslümanın kederli duruma düşüp de düşmanların se-vinçlİk ve ferah duymalarıdır. Bu hal düşmanların üstünlüğü demektir ki, bu duruma düşmekten de Allah'a sığınmak icab eder.[60]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 669, /523
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, duaları
Hz. Peygamber, istiazesi
حدثنا عبد الله بن عبد الوهاب قال حدثنا خالد بن الحارث قال حدثنا عبد الرحمن المسعودي عن علقمة بن مرثد عن أبي الربيع عن أبي هريرة قال : كان من دعاء النبي صلى الله عليه وسلم اللهم اغفر لي ما قدمت وما أخرت وما أسررت وما أعلنت وما أنت أعلم به مني انك أنت المقدم والمؤخر لا اله الا أنت
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164952, EM000673
Hadis:
حدثنا عبد الله بن عبد الوهاب قال حدثنا خالد بن الحارث قال حدثنا عبد الرحمن المسعودي عن علقمة بن مرثد عن أبي الربيع عن أبي هريرة قال : كان من دعاء النبي صلى الله عليه وسلم اللهم اغفر لي ما قدمت وما أخرت وما أسررت وما أعلنت وما أنت أعلم به مني انك أنت المقدم والمؤخر لا اله الا أنت
Tercemesi:
— Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre demiştir ki, Peygamber (Saliallahü Aleyhi ve Sellem)'in dualarından biri şu idi:
«Allah'ım! Bundan önce işlediğim ve geriye bıraktığım, gizlediğim ve aşikâr kıldığım ve senin, benden çıktığını bildiğin günahlarımı bağışla. Muhakkak ki sen, öne geçirip yükselten ve geri bırakıp düşürensin, senden başka bir ilâh yoktur.»[67]
Peygamberler nübüvvetten sonra, âlimlerin ittifakı üzere günah işle* m ekten korunmuş oldukları halde, Peygamber Efendimizin yine günahlardan korunmak için Allah'a dua edişlerinde hikmetler vardır:
1— Önce Allah'ın bir kulu olmaları itibariyle Cenab-ı Hakka karşı kulluk görevini hakkıyle yerine getirmek için ona karşı en büyük tevazu ve saygıyı göstermiş oluyorlar.
2— Nübüvvetten önce kendilerinden sadır olduğu düşünülebilen küçük hata ve zellelerden af dilemek için dua etmişlerdir.
3— Bu şekilde dua edişleri, ümmete yol göstermek ve onlara dua şekillerini öğretmek için olmuştur.[68]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 673, /527
Senetler:
()
Konular:
Dua, tevbe istiğfar duası
Hz. Peygamber, duaları
حدثنا عمرو بن مرزوق قال أخبرنا شعبة عن أبي إسحاق عن أبي الأحوص عن عبد الله قال : كان النبي صلى الله عليه وسلم يدعو اللهم اني أسألك الهدى والعفاف والغنى وقال أصحابنا عن عمرو والتقى
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164953, EM000674
Hadis:
حدثنا عمرو بن مرزوق قال أخبرنا شعبة عن أبي إسحاق عن أبي الأحوص عن عبد الله قال : كان النبي صلى الله عليه وسلم يدعو اللهم اني أسألك الهدى والعفاف والغنى وقال أصحابنا عن عمرو والتقى
Tercemesi:
— Abdullah'dan rivayet edildiğine göre, Peygamber (Sallaltahü Aleyhi ve SelUm) şöyle dua ederdi:
«— Allah'ım! Senden hidayet, dünya arzularından korunma ve nefis zenginliği isterim.»
Buharî demiştir ki, (ashabımız Amır'dan rivayetlerinde «Takva» kelimesini de söylemiştir, yani Peygamber (SalUtllahü A leyhi ve Sellem) dualarında, Allah'dan, takva da istemişlerdir.)[69]
Peygamber (Salîalhhü Aleyhi ve Setlem) bu dualarında Allahdan üç şey ve bir rivayete göre de dört şey İstemişlerdir:
1— Hidayet: Allah'ın kendilerine nimet verdiği ve Peygamber'lerİn özerinde yürüdüğü dosdoğru yolda sabit ve devamlı olmak.
2— Afaf: Geçici ve muvakkat dünya zevk ve ihtiraslarından korunmuş otmak, her türlü yasaktan uzak kalmak.
3— Zenginlik : Burada zenginlik, mal zenginliği değil, nefis zenginliğidir. İnsanlara ihtiyaç göstermemek ve onlara muhtaç kalmamaktır. Aynı zamanda Allah'a ibadet ve itaattan alıkoymayacak yeteri kadar nimete sahip olmak manâsını taşır.
4— Takva : Allah'ın emirlerini yerine getirmek ve yasaklarından sakınmaktır ki, kısaca Allah dan korkmak ve onun emirlerine saygılı olmak demektir. Takvası en üstün olan, Allah'ın en iyi kuludur. Bu özelliğine binaen Allahdan takva istemek en üstün bir dilek olur.[70]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 674, /528
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, duaları
حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا أبو عامر قال حدثنا إسرائيل عن مجزأة عن عبد الله بن أبي أوفى : أن النبي صلى الله عليه وسلم كان يقول اللهم طهرني بالثلج والبرد والماء البارد كما يطهر الثوب الدنس من الوسخ اللهم ربنا لك الحمد ملء السماء وملء الأرض وملء ما شئت من شيء بعد
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164955, EM000676
Hadis:
حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا أبو عامر قال حدثنا إسرائيل عن مجزأة عن عبد الله بن أبي أوفى : أن النبي صلى الله عليه وسلم كان يقول اللهم طهرني بالثلج والبرد والماء البارد كما يطهر الثوب الدنس من الوسخ اللهم ربنا لك الحمد ملء السماء وملء الأرض وملء ما شئت من شيء بعد
Tercemesi:
— Abdullah ibni Ebî Evfa'dan rivayet edildiğine göre, Peygamber (Sallaîlahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyururdu:
«— Allah'ım! Beni kar ile, dolu ile ve soğuk su ile temizle; kirli elbise, kirden temizlendiği gibi... Ey Babbimiz olan Allah'ım! Gökler dolusu, yerler dolusu ve bundan başka dilediğin herhangi bir şey dolusu hamd sana mahsustur.»[73]
Hatıra gelir ki, sıcak su, soğuk sudan daha İyi bir şekilde temizleyici olduğu halde, soğuk su ile günahların temizlenmesinin hikmeti nedir? Hafız ibni Teymiye, buna şu cevabı veriyor: Günahlar kalbe hararet ve zafiyet verir. Hararet ve zafiyeti yok etmekte soğuk su, sıcak sudan daha müessirdir. Soğukluk, harareti giderir ve vücuda kuvvet, canlılık verir. Bu bakımdan günahların temizlenmesi soğuk su kısımları ile istenmiştir.
Yer ve gök dolusu hamd'i Allah'a tahsis etmek, onun sonsuz derecede hamd'e lâyık bulunduğuna delâlet eder; ölçü ve tartı hesabına bağlı değildir.[74]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 676, /528
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, duaları
حدثنا عمرو بن مرزوق قال أخبرنا شعبة قال حدثنا ثابت عن أنس : أن النبي صلى الله عليه وسلم كان يكثر أن يدعو بهذا الدعاء اللهم آتنا في الدنيا حسنة وفي الآخرة حسنة وقنا عذاب النار قال شعبة فذكرته لقتادة فقال كان أنس يدعو به ولم يرفعه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164956, EM000677
Hadis:
حدثنا عمرو بن مرزوق قال أخبرنا شعبة قال حدثنا ثابت عن أنس : أن النبي صلى الله عليه وسلم كان يكثر أن يدعو بهذا الدعاء اللهم آتنا في الدنيا حسنة وفي الآخرة حسنة وقنا عذاب النار قال شعبة فذكرته لقتادة فقال كان أنس يدعو به ولم يرفعه
Tercemesi:
— Enes'den rivayet edildiğine göre, Peygamber (Saltallahü Aleyhi ve Setten) şu duayı çok söylerdi:
— Allah'ım, bize dünyada güzellik ver, âhirette de güzellik ver ve bizi Cehennem azabından koru.»
Ravilerden Şu'be demiştir ki, ben bu hadîsi Katade'ye anlattım da o şöyle dedi: Enes böyle dua ederdi; bunu Peygambere kadar yükseltip ona nispet etmemiştir.[75]
Dünyada hasene, helâl yönden dünyada kula verilen nzık, geçim vasıtaları, ilim, sıhhat ve ibadet gibi güzel şeylerin hepsidir.
Âhirette hasene, Allah'ın rahmetine kavuşmak ve Cennet nimetleriyle nimetlenmektir.
Cehennem'den korunmak, Cehennem azabını gerektiren her çeşit günahtan beri bulunmak demektir. Bu duanın kısa, fakat çok geniş ve çok faydalı manâları İçine olmasındandır ki. Peygamber (SalîalUıhü Aleyhi ve SeÜemf'm en çok sevdiği bir dva olduğu rivayeti vardır.[76]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 677, /529
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, duaları