1631 Kayıt Bulundu.
Bize Hasan, ona (Abdullah) b. Lehîa, ona Huyey b. Abdullah, ona Ebu Abdurrahman, ona da Abdullah b. Amr şöyle haber vermiştir: Hz. Peygamber (sav) uyumak için uzandığı zaman şöyle derdi. "Bismike rabbi vada'tü cenbî, fa'ğfirlî zenbî. (Rabbim senin adınla yanım üzerine uzandım, günahlarımı bağışla.)"
Açıklama: Hasen li ğayrihî'dir. Bu isnad İbn Lehi'a ve Huyey b. Abdillah'ın (el-Me'âfirî) za'fından dolayı zayıftır. el-Heysemî "el-Mecma'" eserinde bunu hasen saymıştır.
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Süleyman, ona Ebu Müslim, ona Tavus, ona da İbn Abbas (ra) “Peygamber (sav) gece teheccüd namazı kılmak için kalktığı zaman şöyle dua ederdi” demiştir: "Allahumme leke'l-hamdu ente kayyimu's-semâvâti vel-ardı ve menfîhinne. Ve leke'l-hamdu leke mülkü's-semâvâti ve'l-ardi ve men fîhinne. Ve leke'l-hamdu nuru's-semâvâti ve'l-ardi. Ve leke'l-hamdu ente hakku ve va'dukel-hakku ve likâuke hakkun, ve kavluke hakkun ve'l-cennetü hakkun ve'n-nâru hakkun. Ve'n-nebiyyûne hakkun ve Muhammedun hakkun ve's-sâatu hakkun. Allâhumme leke eslemtu ve bike âmentu ve aleyke tevekkeltu. Ve ileyke enebtu ve bike hâsamtu ve ileyke hâkemtu. Fağfir lîmâ kad demtü ve mâ ahhartü ve mâ esrartü ve mâ a'lentü entel-mukaddimu ve ente'l-muahhiru. Lâ ilahe illâ ente ev lâ ilahe gayruke." "Allah'ım! Her hamd Sana mahsustur. Sen göklerin, yerin ve arasındaki her şeyin müdebbirisin. Yine her hamd Sana mahsustur; göklerin, yerin ve arasındaki her şeyin sahibi Sen'sin. Her hamd Sana mahsustur, Sen göklerin, yerin ve bunlardaki her şeyin nurusun. Yine her hamd yalnız Sen'indir. Sen haksın; Sen'in vaadin de haktır, Sana kavuşmak da haktır, Sen'in sözün de haktır. Cennet de haktır, ateş de haktır, Peygamberler de haktır, Muhammed de haktır. Kıyamet günü de haktır. Allah'ım! Yalnız Sana teslim oldum, yalnız Sana iman ettim, yalnız Sana güvendim, yalnız Sana döndüm. Yalnız Sana dayandım. Sadece Sen'i hakem kıldım. Allah'ım! Önce işlediğim, sonra işlerim sandığım, gizli yaptığım ve açıktan işlediğim bütün günahlarımı bağışla. Öne geçiren de geriye bırakan ancak Sen'sin. Sen'den başka tanrı yoktur, veya Sen'in dışında ilah yoktur." [Süfyan der ki: Abdülkerim Ebu Ümeyye: "Velâ havle velâ kuvvete illâ billahi" ifadesini eklemiştir. Yine Süfyan der ki: Süleyman b. Ebu Müslim, bu hadisi Tavus'tan; o da İbn Abbas'tan; o da Peygamber'den (sav) duymuştur.]
Bize Hişam b. Ammâr, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Süleyman el-Ahvel, ona Tavus, o İbn Abbas’dan şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) geceleyin teheccüde kalktığı vakit şöyle derdi: "Allah’ım hamd yalnız sanadır, göklerin, yerin ve onlarda bulunanların nuru sensin. Hamd sana mahsustur, gökleri, yeri ve onlarda bulunanları ayakta tutan sensin. Hamd sana mahsustur, göklerin ve yerin ve onlarda bulunanların mutlak maliki (egemeni) yalnız sensin. Hamd yalnız senindir, hak sensin, vaadin haktır, huzuruna varmak haktır, sözün haktır, cennet haktır, cehennem haktır, kıyamet haktır, nebiler haktır, Muhammed haktır. Allah’ım, sana teslim oldum, sana iman ettim, sana tevekkül ettim, sana yöneldim, senin adın ile davalaştım, anlaşmazlıkların hükmünü sana havale ettim, geçmişte yaptıklarımı da sonradan yapacaklarımı da, gizlediklerimi de açıkta yaptıklarımı da bana bağışla! Öne geçiren de sensin, geri bırakan da sensin, senden başka hiçbir ilah yoktur, bir ve tek ilah sensin, senin gücün olmadan kendimi günahtan koruyamam, senin gücün olmadan hiçbir itaatte bulunamam." [Bize Ebu Bekr b. Hallâd el-Bâhilî, ona Süfyan b. Uyeyne, ona İbn Ebu Necih’in dayısı Süleyman b. Ebu Muslim el-Ahvel, ona Tavus, ona da İbn Abbas “Rasulullah (sav) geceleyin teheccüde kalktığı zaman…” deyip hadisin benzerini zikretmiştir.]
Bize Yahya b. Hassan, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Süleyman el-Ahvel, ona Tavus, ona da İbn Abbas “Rasulullah (sav) geceleyin teheccüd kılmak üzere kalktığı vakit şöyle derdi” demiştir: "Allahumme leke’l hamdu ente nuru’s-semâvâti ve’l-ardi ve men fihinne ve leke’l hamdu ente kayyimu’s-semavati ve’l-ardi ve men fihinne ve leke’l hamdu ente meliku’s-semavati ve’l-ardi ve men fihinne ente’l-hakku ve kavluke’l-hakku ve vaduke’l-hakku ve likaauke hakkun, ve’l-cennetu hakkun, ve’n-naru hakkun, ve’l-ba‘su hakkun, ve’n-nebiyyune hakkun ve Muhammedun hakkun, Allahumme leke eslemtu ve bike âmentü ve aleyke tevekkeltu ve ileyke enebtu ve bike hâsemtu ve ileyke hâkemtu fağfir li mâ kaddemdu ve mâ ahhertu ve ma a’lentu ve ma esrartu, ente’l-mukaddimu ve ente’l-muahhir, lâ ilahe illâ ente ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ bik" "Allah’ım, hamd sana mahsustur, göklerin, yerin ve içinde olanların nuru sensin, hamd sana mahsustur, gökleri yeri ve içinde bulunanları ayakta tutan sensin, hamd yalnız sanadır, göklerin yerin ve içinde olanların mutlak maliki ve egemeni sensin, sen haksın, sözün haktır, vaadin haktır, sana kavuşmak haktır, cennet haktır, cehennem haktır, ölümden sonra diriliş haktır, nebiler haktır, Muhammed haktır, Allah’ım, ben yalnız sana teslim oldum, sana iman ettim, yalnız sana güvenip dayandım, sana döndüm, senin adına başkalarıyla davalaştım, senin hükmüne başvurarak mahkemeleştim, önden işlediklerimi de sonradan yapacaklarımı da, açıktan yaptıklarımı da, gizli işlediklerimi de bana bağışla, öne geçiren de geriye bırakan da sensin, senden başka ilah yoktur, ancak senin verdiğin güç ile itaatte bulunabilir, ancak senin verdiğin kuvvet ile mâsiyetlerden uzak kalabilirim."
Bize Hişam b. Ammâr, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Süleyman el-Ahvel, ona Tavus, o İbn Abbas’dan şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) geceleyin teheccüde kalktığı vakit şöyle derdi: "Allah’ım hamd yalnız sanadır, göklerin, yerin ve onlarda bulunanların nuru sensin. Hamd sana mahsustur, gökleri, yeri ve onlarda bulunanları ayakta tutan sensin. Hamd sana mahsustur, göklerin ve yerin ve onlarda bulunanların mutlak maliki (egemeni) yalnız sensin. Hamd yalnız senindir, hak sensin, vaadin haktır, huzuruna varmak haktır, sözün haktır, cennet haktır, cehennem haktır, kıyamet haktır, nebiler haktır, Muhammed haktır. Allah’ım, sana teslim oldum, sana iman ettim, sana tevekkül ettim, sana yöneldim, senin adın ile davalaştım, anlaşmazlıkların hükmünü sana havale ettim, geçmişte yaptıklarımı da sonradan yapacaklarımı da, gizlediklerimi de açıkta yaptıklarımı da bana bağışla! Öne geçiren de sensin, geri bırakan da sensin, senden başka hiçbir ilah yoktur, bir ve tek ilah sensin, senin gücün olmadan kendimi günahtan koruyamam, senin gücün olmadan hiçbir itaatte bulunamam." [Bize Ebu Bekr b. Hallâd el-Bâhilî, ona Süfyan b. Uyeyne, ona İbn Ebu Necih’in dayısı Süleyman b. Ebu Muslim el-Ahvel, ona Tavus, ona da İbn Abbas “Rasulullah (sav) geceleyin teheccüde kalktığı zaman…” deyip hadisin benzerini zikretmiştir.]
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Süleyman, ona Ebu Müslim, ona Tavus, ona da İbn Abbas (ra) “Peygamber (sav) gece teheccüd namazı kılmak için kalktığı zaman şöyle dua ederdi” demiştir: "Allahumme leke'l-hamdu ente kayyimu's-semâvâti vel-ardı ve menfîhinne. Ve leke'l-hamdu leke mülkü's-semâvâti ve'l-ardi ve men fîhinne. Ve leke'l-hamdu nuru's-semâvâti ve'l-ardi. Ve leke'l-hamdu ente hakku ve va'dukel-hakku ve likâuke hakkun, ve kavluke hakkun ve'l-cennetü hakkun ve'n-nâru hakkun. Ve'n-nebiyyûne hakkun ve Muhammedun hakkun ve's-sâatu hakkun. Allâhumme leke eslemtu ve bike âmentu ve aleyke tevekkeltu. Ve ileyke enebtu ve bike hâsamtu ve ileyke hâkemtu. Fağfir lîmâ kad demtü ve mâ ahhartü ve mâ esrartü ve mâ a'lentü entel-mukaddimu ve ente'l-muahhiru. Lâ ilahe illâ ente ev lâ ilahe gayruke." "Allah'ım! Her hamd Sana mahsustur. Sen göklerin, yerin ve arasındaki her şeyin müdebbirisin. Yine her hamd Sana mahsustur; göklerin, yerin ve arasındaki her şeyin sahibi Sen'sin. Her hamd Sana mahsustur, Sen göklerin, yerin ve bunlardaki her şeyin nurusun. Yine her hamd yalnız Sen'indir. Sen haksın; Sen'in vaadin de haktır, Sana kavuşmak da haktır, Sen'in sözün de haktır. Cennet de haktır, ateş de haktır, Peygamberler de haktır, Muhammed de haktır. Kıyamet günü de haktır. Allah'ım! Yalnız Sana teslim oldum, yalnız Sana iman ettim, yalnız Sana güvendim, yalnız Sana döndüm. Yalnız Sana dayandım. Sadece Sen'i hakem kıldım. Allah'ım! Önce işlediğim, sonra işlerim sandığım, gizli yaptığım ve açıktan işlediğim bütün günahlarımı bağışla. Öne geçiren de geriye bırakan ancak Sen'sin. Sen'den başka tanrı yoktur, veya Sen'in dışında ilah yoktur." [Süfyan der ki: Abdülkerim Ebu Ümeyye: "Velâ havle velâ kuvvete illâ billahi" ifadesini eklemiştir. Yine Süfyan der ki: Süleyman b. Ebu Müslim, bu hadisi Tavus'tan; o da İbn Abbas'tan; o da Peygamber'den (sav) duymuştur.]