حدثنا محمد بن المثنى قال حدثنا عبد الوهاب قال حدثنا أيوب عن عمرو بن سعيد عن حميد بن عبد الرحمن قال حدثني ثلاثة من بنى سعد كلهم يحدث عن أبيه : أن رسول الله صلى الله عليه وسلم دخل على سعد يعوده بمكة فبكى فقال ما يبكيك قال خشيت أن أموت بالأرض التي هاجرت منها كما مات سعد قال اللهم اشف سعدا ثلاثا فقال لي مال كثير يرثنى ابنتى أفأوصى بمالى كله قال لا قال فبالثلثين قال لا قال فالنصف قال لا قال فالثلث قال الثلث والثلث كثير إن صدقتك من مالك صدقة ونفقتك على عيالك صدقة وما تأكل امرأتك من طعامك لك صدقة وإنك أن تدع أهلك بخير أو قال بعيش خير من أن تدعهم يتكففون الناس وقال بيده
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164760, EM000520
Hadis:
حدثنا محمد بن المثنى قال حدثنا عبد الوهاب قال حدثنا أيوب عن عمرو بن سعيد عن حميد بن عبد الرحمن قال حدثني ثلاثة من بنى سعد كلهم يحدث عن أبيه : أن رسول الله صلى الله عليه وسلم دخل على سعد يعوده بمكة فبكى فقال ما يبكيك قال خشيت أن أموت بالأرض التي هاجرت منها كما مات سعد قال اللهم اشف سعدا ثلاثا فقال لي مال كثير يرثنى ابنتى أفأوصى بمالى كله قال لا قال فبالثلثين قال لا قال فالنصف قال لا قال فالثلث قال الثلث والثلث كثير إن صدقتك من مالك صدقة ونفقتك على عيالك صدقة وما تأكل امرأتك من طعامك لك صدقة وإنك أن تدع أهلك بخير أو قال بعيش خير من أن تدعهم يتكففون الناس وقال بيده
Tercemesi:
— Sa'd'ın oğullarından üçü de babalarından rivayet ettiklerine göre, Resûlüllah (SaÜaliahü Aleyhi ve Sellenı), Mekke'de hasta olan Sa'd'ın ziyaretine vardı. Sa'd (Peygamberi görünce) ağladı. Peygamber ona sordu:
*— Neden ağlıyorsun?» Sa'd:
— Hicret etmiş olduğum yerde ölmekten korkuyorum. Nitekim Sa'd İbni Havle böyle olmuştu, (Medine'ye hicretinden sonra Mekke'de vefat etmişti.) dedi. Peygamber üç defa:
«— Allah'ım! Sa'd'a şifa ver!» diye dua etti. Sa'd dedi ki:
— Benim çok malım var; bana bir kızım varis oluyor. Malımın tamamını vasiyyet edeyim mi? Peygamber:
«— Hayır!» dedi. Sa'd :
— Üçte ikisini edeyim mi? dedi. Peygamber: «— Hayır!» dedi. Sa'd :
— Yarısını? dedi. Peygamber: «— Hayır!» buyurdu. Sa'd :
— Üçte birini? dedi. Peygamber :
«— Üçte biri (vasiyyet et), üçte bir çoktur. Malından verdiğin (fakirlere) sadakan bir sadakadır. Çoluk çocuğuna yedirdiğin tir sadakadır. Zevcenin, senin yemeğinden yediği de senin için hır sadakadır. Senin çoluk çocuğunu mal ile bırakman (yahut geçimle, dedi), onları insanlara avuç açıp dilenir bırakmandan daha hayırlıdır.» buyurdu.
Ravi demiştir ki:
— Peygamber eli ile (işaret ederek) söyledi.[1011]
Bu hadîs-i şerifi, Hz. Sa'd ibni E b i V a k k a s 'in üç oğlu babalarından rivayet etmişlerdir. Bu çocukları adları, Âmir, Mus'ab ve M u h a m m e d 'dir. Şimdi hatıra gelir ki, Sa'd hastalığında varis olarak geriye bir kız çocuğun bırakmak üzere olduğunu hastalık halinde Hz.
Peygamber'e ifade ettiğinde bu üç çocuklardan neden bahsedilmemişti?
Peygamber Efendimizin S a ' d hazretlerini ziyaret etmeleri. Veda Haccı ve bir rivayete göre de Mekke fethi zamanlarına tesadüf etmektedir. Peygamberimizin şifa ve bereket duaları makbul olmuş ve S a ' d bu hastalıktan kurtularak 45 yıl daha yaşamıştır. Bu müddet içerisinde hal terceme-sinde anlatıldığı gibi, İslâm'a pek çok yararları dokunmuş ve müşrikler kendisinden zarar görmüştür. İşte bu hastalığından sonra geçen 45 yıl içinde doğup yetişen çocukları, yukarda adları geçen oğulları oluyor.
Bilgi için ve 499 ve Sa'd İbni Ebi Vakkas'ın hal tercemesi için 24 sayılı hadîslere ve açıklamalarına bakılsın.
Sonuç olarak, hastaya şifa bulması İçin dua etmek sünnettir.[1012]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 520, /415
Senetler:
1. Ebu İshak Sa'd b. Ebu Vakkâs ez-Zührî (Malik b. Vüheyb b. Abdümenaf b. Zühre b. Kilab b. Mürre)
2. Selase Min Benî Sa'd (Selase Min Benî Sa'd)
3. Humeyd b. Abdurrahman el-Himyerî (Humeyd b. Abdurrahman)
4. Ebu Said Amr b. Saîd el-Kuraşî (Amr b. Saîd)
5. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
6. Ebu Muhammed Abdülvehhab b. Abdülmecid es-Sakafî (Abdulvehhab b. Abdulmecid b. Salt)
7. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Aile, eşler, arasında ilişkiler
Geçim, ailenin geçimini sağlamak, başkasına el açmamak
Hz. Peygamber, dua/beddua ettiği kişi/kabileler
Hz. Peygamber, duaları
KTB, ADAB
KTB, HASTA, HASTALIK
KTB, SADAKA
Sadaka, aileye yapılan harcama
Sadaka, çeşitleri
Sadaka, paylaşmaya önce yakınlardan başlamak
Vasiyet, malın ne kadarı?
Açıklama: İbn Ömer ile Halid b. Ebu İmran arasında inkıta bulunmaktadır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20997, T003502
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ أَخْبَرَنَا ابْنُ الْمُبَارَكِ أَخْبَرَنَا يَحْيَى بْنُ أَيُّوبَ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ زَحْرٍ عَنْ خَالِدِ بْنِ أَبِى عِمْرَانَ أَنَّ ابْنَ عُمَرَ قَالَ: قَلَّمَا كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُومُ مِنْ مَجْلِسٍ حَتَّى يَدْعُوَ بِهَؤُلاَءِ الْدعوات لأَصْحَابِهِ: « اللَّهُمَّ اقْسِمْ لَنَا مِنْ خَشْيَتِكَ مَا يَحُولُ بَيْنَنَا وَبَيْنَ مَعَاصِيكَ وَمِنْ طَاعَتِكَ مَا تُبَلِّغُنَا بِهِ جَنَّتَكَ وَمِنَ الْيَقِينِ مَا تُهَوِّنُ بِهِ عَلَيْنَا مُصِيبَاتِ الدُّنْيَا وَمَتِّعْنَا بِأَسْمَاعِنَا وَأَبْصَارِنَا وَقُوَّتِنَا مَا أَحْيَيْتَنَا وَاجْعَلْهُ الْوَارِثَ مِنَّا وَاجْعَلْ ثَأْرَنَا عَلَى مَنْ ظَلَمَنَا وَانْصُرْنَا عَلَى مَنْ عَادَانَا وَلاَ تَجْعَلْ مُصِيبَتَنَا فِى دِينِنَا وَلاَ تَجْعَلِ الدُّنْيَا أَكْبَرَ هَمِّنَا وَلاَ مَبْلَغَ عِلْمِنَا وَلاَ تُسَلِّطْ عَلَيْنَا مَنْ لاَ يَرْحَمُنَا » . قَالَ أَبُو عِيسَى :هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ . وَقَدْ رَوَى بَعْضُهُمْ هَذَا الْحَدِيثَ عَنْ خَالِدِ بْنِ أَبِى عِمْرَانَ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ .
Tercemesi:
Bize Ali b. Hucr (es-Sa'dî), ona Abdullah b. Mübarek (el-Hanzalî), ona Yahya b. Eyyüb (el-Ğafikî), ona Ubeydullah b. Zahr (ed-Damrî), ona da Halid b. Ebu İmrân,İbn Ömer (Abdullah b. Ömer el-Adevî)'nin (ra) şöyle dediğini rivayet etti:
Rasulullah (sav), bir meclisten kalkmak istediğinde ashabına şu duayı yapardı: " Allah’ım! Bize haşyetinden (korkundan) sana karşı işlenecek günahlar ile aramıza engel olacak bir pay ihsan eyle. Tâatinden bizi cennete ulaştıracak bir pay lütfeyle. Dünya musibetlerini hafifletecek güçlü bir iman nasib eyle. Allah’ım bizi yaşattıkça kulaklarımız gözlerimiz ve gücümüzden bizi faydalandır. Aynı şeyleri soyumuza da nasib et. Bize zulmedenlerden intikamımızı al. Düşmanlarımıza karşı bize yardım et. Bize musibetimizi dinimizden verme. Dünyayı en büyük gayemiz ve ilmimizin maksadı eyleme. Bize acımayanları üzerimize musallat eyleme." (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Tirmizî: Bazıları bu hadisi İbn Ömer, Nafi’ ve Halid b. Ebu İmran’dan rivayet ettiler.
Açıklama:
İbn Ömer ile Halid b. Ebu İmran arasında inkıta bulunmaktadır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Da'vât 79, 5/528
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Hâlid b. Ebu İmrân et-Tücibî (Halid b. Zeyd b. Ebî İmrân)
3. Ubeydullah b. Zahr ed-Damrî (Ubeydullah b. Zahr)
4. Yahya b. Eyyüb el-Gafikî (Yahya b. Eyyüb)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
6. Ebu Hasan Ali b. Hucr es-Sa'dî (Ali b. Hucr b. İyas b. Mukatil)
Konular:
Dua
Dua, dua etme adabı
Hz. Peygamber, duaları
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ حَدَّثَنَا الْمُؤَمِّلُ عَنْ حَمَّادِ بْنِ سَلَمَةَ عَنْ حُمَيْدٍ عَنْ أَنَسٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « أَلِظُّوا بِيَا ذَا الْجَلاَلِ وَالإِكْرَامِ » . قَالَ هَذَا حَدِيثٌ غَرِيبٌ وَلَيْسَ بِمَحْفُوظٍ . وَإِنَّمَا يُرْوَى هَذَا عَنْ حَمَّادِ بْنِ سَلَمَةَ عَنْ حُمَيْدٍ عَنِ الْحَسَنِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَهَذَا أَصَحُّ وَمُؤَمِّلٌ غَلِطَ فِيهِ فَقَالَ عَنْ حَمَّادٍ عَنْ حُمَيْدٍ عَنْ أَنَسٍ وَلاَ يُتَابَعُ فِيهِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21075, T003525
Hadis:
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ حَدَّثَنَا الْمُؤَمِّلُ عَنْ حَمَّادِ بْنِ سَلَمَةَ عَنْ حُمَيْدٍ عَنْ أَنَسٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « أَلِظُّوا بِيَا ذَا الْجَلاَلِ وَالإِكْرَامِ » . قَالَ هَذَا حَدِيثٌ غَرِيبٌ وَلَيْسَ بِمَحْفُوظٍ . وَإِنَّمَا يُرْوَى هَذَا عَنْ حَمَّادِ بْنِ سَلَمَةَ عَنْ حُمَيْدٍ عَنِ الْحَسَنِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَهَذَا أَصَحُّ وَمُؤَمِّلٌ غَلِطَ فِيهِ فَقَالَ عَنْ حَمَّادٍ عَنْ حُمَيْدٍ عَنْ أَنَسٍ وَلاَ يُتَابَعُ فِيهِ .
Tercemesi:
Bize Ebu Ahmed Mahmud b. Ğaylan el-Adevi, ona Ebu Abdurrahman Müemmel b. İsmail (el-Adevi), ona (Ebu Seleme) Hammad b. Seleme (el-Basrî), ona Humeyd (b. Ebu Humeyd et-Tavil), ona da Enes (b. Malik el-Ensarî) (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
“Ya ze'l-celâli ve'l-ikrâm” duâsına devam ediniz.” Tirmizî: Bu hadis garib olup mahfuz değildir. Bu hadis Hammad b. Seleme'den, Humeyd'den ve Hasan-ı Basri'den rivayet edildi ki bu rivayet daha sağlamdır. Müemmil hadisin senedinde yanılarak Humeyd’den ve Enes’den demiştir ki bu konuda onu destekleyen başka bir rivayet yoktur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Da'vât 91, 5/540
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Ubeyde Humeyd b. Ebu Humeyd et-Tavîl (Humeyd b. Tarhan)
3. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
4. Ebu Abdurrahman Müemmel b. İsmail el-Adevi (Müemmel b. İsmail)
5. Ebu Ahmed Mahmud b. Ğaylan el-Adevi (Mahmud b. Ğaylan)
Konular:
Dua, dua etme adabı
Hz. Peygamber, duaları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21964, B006215
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى مَرْيَمَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ قَالَ أَخْبَرَنِى شَرِيكٌ عَنْ كُرَيْبٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ - رضى الله عنهما - قَالَ بِتُّ فِى بَيْتِ مَيْمُونَةَ وَالنَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عِنْدَهَا ، فَلَمَّا كَانَ ثُلُثُ اللَّيْلِ الآخِرُ أَوْ بَعْضُهُ قَعَدَ فَنَظَرَ إِلَى السَّمَاءِ فَقَرَأَ ( إِنَّ فِى خَلْقِ السَّمَوَاتِ وَالأَرْضِ وَاخْتِلاَفِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ لآيَاتٍ لأُولِى الأَلْبَابِ ) .
Tercemesi:
Bize İbn Ebu Meryem (Said b. Ebu Meryem), ona Muhammed b. Cafer, ona Şerik (b. Abdullah), ona Küreyb (b. Ebu Müslim), ona da İbn Abbas (Abdullah b. Abbas) (ra) şöyle rivayet etmiştir: Ben bir gece (teyzem) Meymune'nin evinde kaldım. Hz. Peygamber de (sav) onun yanındaydı. Gecenin son üçte birlik kısmında veya bir kısmında (yatağından) kalktı, gökyüzüne doğru baktı ve şu ayeti okudu: "Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün farklı oluşunda aklıselim sahipleri için elbette ibretler vardır." (Ali İmran-190)
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Edeb 118, 2/528
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Rişdîn Küreyb b. Ebu Müslim el-Kuraşî (Küreyb b. Ebu Müslim)
3. Ebu Abdullah Şerik b. Abdullah el-Leysi (Şerik b. Abdullah b. Ebu Nemr)
4. Muhammed b. Cafer el-Ensari (Muhammed b. Cafer b. Ebu Kesir)
5. Said b. Ebu Meryem el-Cümehî (Said b. Hakem b. Muhammed b. Salim b. Meryem)
Konular:
Hz. Peygamber, duaları
İbadet, Hz. Peygamber'in gece ibadeti
KTB, ADAB
عبد الرزاق عن يونس بن سليم الصنعاني عن الزهري عن عروة عن عبد الرحمن بن عبد القاري قال : سمعت عمر بن الخطاب يقول : كان إذا نزل على النبي صلى الله عليه وسلم الوحي سمع عند وجهه كدوى النحل ، فنزل عليه فمكثنا ساعة فاستقبل القبلة ورفع يديه وقال : اللهم زدنا ولا تنقصنا ، وأكرمنا ولا تهنا ، وأعطنا ولا تحرمنا ، وآثرنا ولا تؤثر علينا ، وارض عنا ، ثم قال : أنزل على عشر آياتمن أقامهن دخل الجنة ثم قرأ علينا : (قد أفلح المؤمنون) حتى ختم العشر.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
82646, MA006038
Hadis:
عبد الرزاق عن يونس بن سليم الصنعاني عن الزهري عن عروة عن عبد الرحمن بن عبد القاري قال : سمعت عمر بن الخطاب يقول : كان إذا نزل على النبي صلى الله عليه وسلم الوحي سمع عند وجهه كدوى النحل ، فنزل عليه فمكثنا ساعة فاستقبل القبلة ورفع يديه وقال : اللهم زدنا ولا تنقصنا ، وأكرمنا ولا تهنا ، وأعطنا ولا تحرمنا ، وآثرنا ولا تؤثر علينا ، وارض عنا ، ثم قال : أنزل على عشر آياتمن أقامهن دخل الجنة ثم قرأ علينا : (قد أفلح المؤمنون) حتى ختم العشر.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Fedâilü'l-Kur'an 6038, 2/383
Senetler:
()
Konular:
Cennet, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Dua, dua ederken kıbleye yönelmek
Hz. Peygamber, duaları
Hz. Peygamber, vahiy geldiğindeki halleri
KTB, DUA
Kur'an, Surelerin, Ayetlerin Faziletleri
حدثنا محمد بن سلام قال أخبرنا مروان بن معاوية الفزاري عن عبد الرحمن بن زياد بن أنعم عن عبد الرحمن بن رافع التنوخي عن عبد الله بن عمرو : أن رسول الله صلى الله عليه وسلم كان يكثر أن يدعو اللهم إني أسألك الصحة والعفة والأمانة وحسن الخلق والرضا بالقدر
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164311, EM000307
Hadis:
حدثنا محمد بن سلام قال أخبرنا مروان بن معاوية الفزاري عن عبد الرحمن بن زياد بن أنعم عن عبد الرحمن بن رافع التنوخي عن عبد الله بن عمرو : أن رسول الله صلى الله عليه وسلم كان يكثر أن يدعو اللهم إني أسألك الصحة والعفة والأمانة وحسن الخلق والرضا بالقدر
Tercemesi:
Abdullah ibni Amr'dan rivayet edildiğine göre.Resûlüllah şu duayı çok ederlerdi:
«— Ey Allah'ım! Senden sıhhat, iffet, emanet, güzel ahlâk ve kadere rıza isterim.»[606]
Hazretİ Peygamber'in Allah Tealâ'ya olan duaları içerisinde fazlaca tekrar ettikleri rivayet olunan bu dua İle Allah'dan şu beş şeyi isterlerdi :
1— Sıhhat: Bundan önceki hadîs-i şeriflerde sıhhatin ne derece önemli olduğu bildirilmişti. öy!«ki sıhhat olmayınca acziyet ve zafiyet olur. Aczİ-yetle ne Allah'a ibadet edilebilir, ne de cemiyet içinde gerekli şahsî veya umumî işler görülebilir. Üstelik ızdırapla yaşama olur. Onun İçin sıhhat, her şeyin başında gelen önemli bir nimettir ve bunu Allah dan istemek her kulun başlıca dileği olmalıdır. Zaten Peygamberin ibadetlerinin iki yönü vardır: Birisi Allah'a karşı olan kulluk vazifesidir, diğeri de ümmete örnek olmaları ve ümmete nasıl ibadet edecek'erinî öğretmeleridir.
2— İffet: Allah'dan iffet istemek, yasak şeylerden ve hoşlanılmayar şeylerden korunmuş olmayı dilemektir. Her iş ve harekette günaha ve hataya düşmemek için Allah'ın yardım ve muhafazasını istemek demektir. Allah'ın koruduğunu da kimse sapıtamaz. Haktan sapmayıp hak üzere yaşayan ise selâmet bulmuştur. Bu bakımdan Allah'dan iffet istemenin manası büyüktür.
3— Emanet: Allah'dan emanet istemek, Allah'ın vermiş olduğu mukaddes vazifeleri hakkıyle yerine getirmek, onları koruyup tebliğ etmek demektir. Bunları yapmamak hainlik olur. Hz. Peygamber ve diğer bütün peygamberler «Emanet» sıfatı İle vasıflanmış oldukları halde yine emaneti istemeleri, kulluk ifadesidir ve ümmete dua şeklini öğretiştir. Zİra peygamberlerde bulunması şart kılman sıfatlardan biri de «Emanet» sıfatıdır. Bu sıfata mazhar olmayan peygamber olamaz.
4— Güzel ahlâk : Güzel ah!â'
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 307, /269
Senetler:
()
Konular:
Dua, her konuda
Hz. Peygamber, duaları
İman, Esasları, Kaza ve Kader
KTB, İMAN
Seçki, Güzel ahlak
حدثنا علي قال حدثنا سفيان قال حدثنا أبو الزناد عن الأعرج عن أبى هريرة قال قدم الطفيل بن عمرو الدوسي على رسول الله صلى الله عليه وسلم فقال : يا رسول الله إن دوسا قد عصت وأبت فادع الله عليها فاستقبل رسول الله صلى الله عليه وسلم القبلة ورفع يديه فظن الناس أنه يدعو عليهم فقال اللهم اهد دوسا وائت بهم
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164884, EM000611
Hadis:
حدثنا علي قال حدثنا سفيان قال حدثنا أبو الزناد عن الأعرج عن أبى هريرة قال قدم الطفيل بن عمرو الدوسي على رسول الله صلى الله عليه وسلم فقال : يا رسول الله إن دوسا قد عصت وأبت فادع الله عليها فاستقبل رسول الله صلى الله عليه وسلم القبلة ورفع يديه فظن الناس أنه يدعو عليهم فقال اللهم اهد دوسا وائت بهم
Tercemesi:
— Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
— Devs kabilesinden Tufeyl îbni Arar, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'Q gelip dedi ki:
— Ey Allah'ın Resulü! Devs kabilesi isyan etmiştir ve îslâmdan yüz çevirmiştir. Onların aleyhine duâ et. Kesûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Seîîem) de kıbleye döndü ve ellerini kaldırdı. însanlar zannetti ki, Peygamber onlara beddua edecek. Peygamber şöyle dedi:
«— Allah'ım! Devs kabilesine hidayet ver ve onları (hak din olan îsîâma) getir.»[1185]
Peygamber Efendimiz hak yoldan ayrılanları hiç bir zaman lanetlememiş, onların hidayete ermelerine daima dua etmiştir. Gaye beşeriyeti saadet ve selâmete çıkarmaktır, yoksa helaklerini istemek değildir. Bu dualarında da ellerini kaldırdıkları sabit olmuştur.
Tufeyl Ibni Amr kimdir? :
ZG'n-Nûr lâkabı ile meşhur olup, Devs kabilesindendir. İslâm'ı kabul edişini şöyle anlatır:
«— Ben kavmimin ulularından şair bir adamdım. Mekke'ye gittim. Orada Kureyş kabilesinden bir takım erkeklerle görüştüm. Bana dediler ki:
— Sen kavmin içinde itaat olunan şair bîr efendisin. Biz senin bu adamla (Peygamberle! karşılaşmandan korkuyoruz. Sana bazı sözler söyliyebİlir. Onun sözleri sihir gibi tesir eder-, onun için kendisinden sakın kir ne seninle ne de kavminle karşılaşmasın. Bİzim içimize ve kavmimiz arasına soktuğu ayrılığı sokmasın. Çünkü o, baba r!e evlâd arasını, kan İle koca arasını, oğulla baba arasını ayırır.
— Vallahi, bana o kadar söylediler ki, artık peygamberin sözünü işitmemek için kulaklarımı tıkamaya ve ondan sonra Mescid'e girmeye karar verdim. Her iki kulağımı pamukla tıkayıp sabahleyin Mescid'e gittim. Baktım ki, Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Mescid'de ayakta duruyor. Ben ona yakın durdum. Ben ne kadar işitmemek istiyordu m sa da o, bazı sözlerini bana duyuruyordu. Kendi kendime dedim ki, bu bir mucizedir. Ben sağlam görüşlü bir adamım. İşlerin iyisini ve kötüsünü ayrıt edebilirim. Vallahi onun sözlerini dinleyeceğim. Eğer doğru bulursam onu kabul edeceğim, değilse kendisinden uzaklaşacağım. Bunun üzerine kulaklarımdan pamukları çıkarıp yere attım; sonra onu dinledim. Onun konuştuğu kelâmdan daha güzel bir kelâm asla işîtmemiştİm. Kendi kendime diyordum ki, Allah'ım! Bugün işittiğim sözden daha iyi ve daha güzel bir söz işitmiş değilim. Sonra Peygamber ayrılıncaya kadar bekledim. Ayrılınca ben onu takip ettim ve onunla beraber evine girdim. Kendisine dedim ki :
— Senin kavminden bir takım kimseler bana gelip senin için şunu ve şunu söylediler. Böylece dediklerini Peygambere anlattım; ve dedim ki:
— Bununla beraber senin sözlerini bana Allah duyurdu ve kalbime bunlarrn gerçek olduğu fikri düştü, bana dinini arz et, emir ve yasaklarını bildir. Bunun üzerine Hz. Peygamber bana İslâm'ı arz etti, ben de kabul ettim. Sonra şöyle dedim :
— Ey Allah'ın Resûlül Ben kavmi içinde hürmet gören ve itaat olunan bir kimseyim. Ben, Devs kabilemi İslâm'a davet edeceğim, olur kİ Allah onlara hidayet verir. Benim için Allah'a dua et ki, onlar üzerine bana yardımcı olacak bir alâmet bana versin. Böylece davetimde basan sağlayayım. Hz. Peygamber şöyle buyurdu :
«— Allah'ım! Buna bir âyet (nişan) ver ki, niyet ettiği hayırlı işte
ona yardımcı olsun.»
— Bundan sonra memleketime dönmek üzere ayrıldım. Evime yaklaştığım zaman kamçımın ucunda ışık veren bir nur peyda oldu. Evde yaşlı anne ve babamla bir hanımım vardı. Hayvanımın üzerinde onlara doğru yürüyordum, kamçımın ucunda da sanki bir kandil yanıyordu. Eve varınca babam yanıma geldi. Ben dedim ki :
— Artık uzak ol, ben senden değilim ve sen de benden değilsin. Babam:
— Yavrum, bu neden icab ediyor? dedi. Dedim ki:
— Ben Müslüman oldum ve Hz. Muhammed'in dinine tâbi oldum. Babam şöyle cevap verdi:
— Benim dinim senin dinindir. Böylece babam İslâm'ı kabul etti ve Müslümanlığı güzel oldu. Sonra zevcem bana geldi, ona da aynı şeyi söyledim :
— Artık birbirimize helâl değiliz, dedim. O da :
— Senin dinin benim de dinİmdir, dedi ve yıkanıp temizlenerek İslâm'ı kabul etti.
Sonra Devs kabilesini İslâm'a çağırdım. Bunlar yüz çevirip isyan ettiler. Bundan dolayı tekrar Mekke'ye döndüm ve Hz. Peygamberin huzuruna vardım. Dedim kî:
— Ey Allah'ın Resulü! Devs kabilesinde faiz ve zina taşkınlıkları aldı yürüdü, İslâm'a yüz çeviriyorlar; bunlara beddua et. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle buyurdu :
«— Allah'ım! Devs kabilesine hidayet et ve onları İslâm'a getir.» Sonra ben kabileme döndüm, Peygamber de Medine'ye hicret etti. Ben kavmim içinde kalıp onları İslâm'a davet ettim ve onların çoğu Müslüman oldu. Bu meşguliyetimden dolayı Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarında Peygamberle bulunamadım. Sonra 80 veya 90 kişilik Devs kabilesinden bîr heyetle birlikte Medine'ye hareket ederek Peygamberin huzuruna vard'k. Ben Mekke'nin fethine kadar orada kaldım. Peygamberin emri ile Zi'l-Keffeyn putunu yaktım. Sonra Peygamberin yanından vefatlarına kadar ayrılmadım.»[1186]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 611, /483
Senetler:
()
Konular:
Dua, dua ederken kıbleye yönelmek
Dua, hidayet istemek
Hz. Peygamber, affediciliği
Hz. Peygamber, dua/beddua ettiği kişi/kabileler
Hz. Peygamber, duaları
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri