Öneri Formu
Hadis Id, No:
7436, M006295
Hadis:
وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَابْنُ بَشَّارٍ - وَاللَّفْظُ لاِبْنِ الْمُثَنَّى - قَالاَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ سَعْدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ كُنْتُ أَسْمَعُ أَنَّهُ لَنْ يَمُوتَ نَبِىٌّ حَتَّى يُخَيَّرَ بَيْنَ الدُّنْيَا وَالآخِرَةِ - قَالَتْ - فَسَمِعْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فِى مَرَضِهِ الَّذِى مَاتَ فِيهِ وَأَخَذَتْهُ بُحَّةٌ يَقُولُ ( مَعَ الَّذِينَ أَنْعَمَ اللَّهُ عَلَيْهِمْ مِنَ النَّبِيِّينَ وَالصِّدِّيقِينَ وَالشُّهَدَاءِ وَالصَّالِحِينَ وَحَسُنَ أُولَئِكَ رَفِيقًا ) قَالَتْ فَظَنَنْتُهُ خُيِّرَ حِينَئِذٍ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsennâ ile İbn Beşşâr rivayet ettiler. Lafız İbn Müsennâ'nındır. Dediler ki: Bize Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Sa'd b. İbrahim, ona Urve, o da Hz. Âişe şöyle rivayet dedi:
“Ben hiçbir Peygamber’in, dünya ile âhiret arasında muhayyer bırakılmadan ölmeyeceğini işitiyordum. Hz. Peygamber’in vefat ettiği hastalığı sırasında, sesinin ağırlaştığı esnada; ‘Allah’ın kendilerine nimetler ihsân ettiği Peygamberler, sıddîklar, şehîdler ve sâlihlerle beraber... Bunlar ne güzel arkadaştırlar’ (en-Nisâ, 4/69) dediğini işittim. Anladım ki o sırada muhayyer bırakılmıştı.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fedâilü's-sahâbe 6295, /1018
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu İshak Sa'd b. İbrahim el-Kuraşi (Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Gunder Muhammed b. Cafer el-Hüzelî (Muhammed b. Cafer el-Hüzeli)
6. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Hastalık, Hz. Peygamber, hastalığı
Hz. Peygamber, duaları
Hz. Peygamber, irtihali
İman, Esasları, Ahirete, üstünlüğü
KTB, İMAN
Açıklama: Elbani bu hadisn hasen sahih olduğunu ifade etmiştir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14072, İM001356
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا زَيْدُ بْنُ الْحُبَابِ عَنْ مُعَاوِيَةَ بْنِ صَالِحٍ حَدَّثَنِى أَزْهَرُ بْنُ سَعِيدٍ عَنْ عَاصِمِ بْنِ حُمَيْدٍ قَالَ سَأَلْتُ عَائِشَةَ مَاذَا كَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَفْتَتِحُ بِهِ قِيَامَ اللَّيْلِ قَالَتْ لَقَدْ سَأَلْتَنِى عَنْ شَىْءٍ مَا سَأَلَنِى عَنْهُ أَحَدٌ قَبْلَكَ كَانَ يُكَبِّرُ عَشْرًا وَيَحْمَدُ عَشْرًا وَيُسَبِّحُ عَشْرًا وَيَسْتَغْفِرُ عَشْرًا وَيَقُولُ « اللَّهُمَّ اغْفِرْ لِى وَاهْدِنِى وَارْزُقْنِى وَعَافِنِى » . وَيَتَعَوَّذُ مِنْ ضِيقِ الْمُقَامِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Zeyd b. el-Hubab, ona Muaviye b. Salih, ona Ezher b. Said, ona Âsım b. Humeyd’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Aişe’ye:
-Nebi (sav) geceleyin namaza kalktığı zaman ilk olarak ne yapardı, dedim. O şöyle dedi:
-Sen senden önce hiçbir kimsenin bana hakkında soru sormadığı bir hususa dair soru sordun. O, on defa Allahu Ekber der, on defa Elhamdülillah, on defa Subhanallah, on defa Estağfirullah der ve: Allahumm’ağfir lî, vehdinî, verzuknî ve âfinî: Allah’ım bana günahlarımı bağışla, beni doğru yola ilet, bana (bol) rızık ihsan et ve bana afiyet ver, der ve Kıyamet gününde sıkıntılı bir konumda durdurulmaktan Allah’a sığınırdı, dedi.
Açıklama:
Elbani bu hadisn hasen sahih olduğunu ifade etmiştir
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, İkâmetu's-salât ve's-sünnetü fîhâ 180, /219
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Asım b. Humeyd es-Sekûnî (Asım b. Humeyd)
3. Ezher b. Said el-Harrâzi (Ezher b. Abdullah b. Cümey')
4. Ebu Hamza Muaviye b. Salih el-Hadramî (Muaviye b. Salih b. Hudeyr b. Said)
5. Ebu Huseyin Zeyd b. Hubab et-Temimi (Zeyd b. Hubab b. Reyyan)
6. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Dua, geceleri yapılacak dualar
Dua, hidayet istemek
Dua, Hz. Peygamber'in teheccüde kalkınca yaptığı
Hz. Peygamber, duaları
KTB, DUA
KTB, NAMAZ,
Namaz, Teheccüt namazı
حَدَّثَنَا حِبَّانُ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ عَنْ خَالِدِ بْنِ سَعِيدٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أُمِّ خَالِدٍ بِنْتِ خَالِدِ بْنِ سَعِيدٍ قَالَتْ أَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَعَ أَبِى وَعَلَىَّ قَمِيصٌ أَصْفَرُ ، قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « سَنَهْ سَنَهْ » . قَالَ عَبْدُ اللَّهِ وَهْىَ بِالْحَبَشِيَّةِ حَسَنَةٌ . قَالَتْ فَذَهَبْتُ أَلْعَبُ بِخَاتَمِ النُّبُوَّةِ ، فَزَجَرَنِى أَبِى . قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « دَعْهَا » . ثُمَّ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَبْلِى وَأَخْلِقِى ، ثُمَّ أَبْلِى وَأَخْلِقِى ، ثُمَّ أَبْلِى وَأَخْلِقِى » . قَالَ عَبْدُ اللَّهِ فَبَقِيَتْ حَتَّى ذَكَرَ . يَعْنِى مِنْ بَقَائِهَا .
Açıklama: Habeş dili, günümüzde Habeşçe veya Amharca olarak bilinmektedir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19634, B005993
Hadis:
حَدَّثَنَا حِبَّانُ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ عَنْ خَالِدِ بْنِ سَعِيدٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أُمِّ خَالِدٍ بِنْتِ خَالِدِ بْنِ سَعِيدٍ قَالَتْ أَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَعَ أَبِى وَعَلَىَّ قَمِيصٌ أَصْفَرُ ، قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « سَنَهْ سَنَهْ » . قَالَ عَبْدُ اللَّهِ وَهْىَ بِالْحَبَشِيَّةِ حَسَنَةٌ . قَالَتْ فَذَهَبْتُ أَلْعَبُ بِخَاتَمِ النُّبُوَّةِ ، فَزَجَرَنِى أَبِى . قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « دَعْهَا » . ثُمَّ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَبْلِى وَأَخْلِقِى ، ثُمَّ أَبْلِى وَأَخْلِقِى ، ثُمَّ أَبْلِى وَأَخْلِقِى » . قَالَ عَبْدُ اللَّهِ فَبَقِيَتْ حَتَّى ذَكَرَ . يَعْنِى مِنْ بَقَائِهَا .
Tercemesi:
Bize Hibban (b. Musa), ona Abdullah (b. Mübarek), ona Halid b. Said, ona babası (Said b. Amr), ona da Halid b. Said'in kızı Ümmü Halid şöyle demiştir: "Ben babamla birlikte üzerimde sarı renkli bir gömlek varken Rasulullah'ın (sav) yanına gelmiştim. Rasulullah (sav) 'Güzel, güzel' buyurdu." -Abdullah b. Mübarek: 'Seneh' kelimesi Habeş dilinde 'Hasene (Güzel şey)' manasındadır. dedi.- Ümmü Halid şöyle devam etti: "Bu sırada ben Peygamberlik Mührü ile oynamaya başladım. Babam da bundan dolayı beni azarladı. Bunun üzeirne Rasulullah (sav) babama: 'Çocuğu kendi haline bırak' dedi. Sonra da bana üç defa: '(Çok yaşa da) gömleğini eskit, yırt! Sonra yine eskit ve yırt, Sonra yine eskit ve yırt' buyurdu." Abdullah b. Mübarek: "Ümmü Halid çok uzun bir süre yaşadı, yani ömrü uzun oldu."
Açıklama:
Habeş dili, günümüzde Habeşçe veya Amharca olarak bilinmektedir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Edeb 17, 2/492
Senetler:
1. Ebu Abdullah Ümeyye b. Halid el-Kaysî (Ümeyye b. Halid b. Esved)
2. Said b. Amr el-Ümevi (Said b. Amr b. Said b. As b. Said)
3. Hâlid b. Said el-Kuraşî (Hâlid b. Said b. Amr b. Said b. Âs)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
5. Hibbân b. Musa el-Mervezî (Hibbân b. Musa b. Sevvâr)
Konular:
Hz. Peygamber, çocuklara verdiği önem
Hz. Peygamber, duaları
Hz. Peygamber, nübüvvet mührü
KTB, ADAB
KTB, LİBAS, GİYİM-KUŞAM
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17599, İM001796
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ شُعْبَةَ عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ قَالَ سَمِعْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ أَبِى أَوْفَى يَقُولُ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِذَا أَتَاهُ الرَّجُلُ بِصَدَقَةِ مَالِهِ صَلَّى عَلَيْهِ فَأَتَيْتُهُ بِصَدَقَةِ مَالِى فَقَالَ « اللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى آلِ أَبِى أَوْفَى » .
Tercemesi:
Bize Ali b. (Muhammed el-Kûfî), ona Veki' b. (Cerrah) ona Şube (b. Haccâc), ona da Amr b. Mürre, Semüra b. Cündüb (ra), Abdullah b. Ebu Evfâ’nın (ra) şöyle dediğini rivayet etti:
Her hangi bir adam malının zekatını Rasulullah’ın (sav) yanına getirdiği zaman [Hz. Peygamber (sav)] ona rahmet ve mağfiretle dua ederdi. Ben de malımın zekatını O'nun huzuruna getirdim. [Efendimiz (sav)]: Allah’ım! Ebu Evfâ ailesine rahmet ve mağfiret eyle.” diye duâ buyurdu.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Zekât 8, /287
Senetler:
1. Ebu İbrahim Abdullah b. Ebu Evfâ el-Eslemî (Abdullah b. Alkame b. Halid b. Haris)
2. Amr b. Mürre el-Muradî (Amr b. Mürre b. Abdullah b. Tarık)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
5. Ali b. Muhammed el-Kûfî (Ali b. Muhammed b. İshak)
Konular:
Dua, iyilik yapana dua edilmeli
Hz. Peygamber, duaları
Zekat, zekat alma veya verme adabı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
274832, DM001636-2
Hadis:
أَخْبَرَنَا يَحْيَى بْنُ حَسَّانَ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ سَعْدٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنِ ابْنِ الْمُسَيَّبِ وَأَبِى سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- كَانَ إِذَا أَرَادَ أَنْ يَدْعُوَ عَلَى أَحَدٍ أَوْ يَدْعُوَ لأَحَدٍ قَنَتَ بَعْدَ الرُّكُوعِ ، فَرُبَّمَا قَالَ إِذَا قَالَ :« سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ رَبَّنَا وَلَكَ الْحَمْدُ ، اللَّهُمَّ أَنْجِ الْوَلِيدَ بْنَ الْوَلِيدِ وَسَلَمَةَ بْنَ هِشَامٍ وَعَيَّاشَ بْنَ أَبِى رَبِيعَةَ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ ، اللَّهُمَّ اشْدُدْ وَطْأَتَكَ عَلَى مُضَرَ وَاجْعَلْهَا سِنِينَ كَسِنِى يُوسُفَ ». وَيَجْهَرُ بِذَلِكَ يَقُولُ فِى بَعْضِ صَلاَتِهِ فِى صَلاَةِ الْفَجْرِ :« اللَّهُمَّ الْعَنْ فُلاَناً وَفُلاَناً ». لِحَيَّيْنِ مِنْ أَحْيَاءِ الْعَرَبِ ، فَأَنْزَلَ اللَّهُ تَعَالَى {لَيْسَ لَكَ مِنَ الأَمْرِ شَىْءٌ أَوْ يَتُوبَ عَلَيْهِمْ أَوْ يُعَذِّبَهُمْ فَإِنَّهُمْ ظَالِمُونَ}
Tercemesi:
Bize Yahya b. Hassan rivayet edip (dedi ki), bize İbrahim b. Sa'd, ez-Zühri'den, (O) İbnu'l-Museyyeb ile Ebû Seleme b. Abdirrahman'dan (onlar da) Ebû Hureyre'den (naklen) rivayet etti ki; Hz. Peygamber (s.) birine beddua etmek veya birine hayır dua etmek istediğinde rukû'dan sonra dua eder ve bazan; "Semia'llahu Limen Hamideh, Rebbenâ ve Leke'l-Hamd" deyince peşine şöyle dua edermiş: "Allah'ım, el-Velîd İbnu'l-Velîd'i, Seleme b. Hişâm'ı, Ayyaş b. Ebl Rebîa'yı ve zayıf-hakir görülen mü'minleri kurtar! Allah'ım, Mudar kabilesine kahır ve şiddetini artır ve bu (kahrını), Yûsuf'un (kıtlık ve sıkıntı) yılları gibi (kıtlık ve sıkıntı) yılları yap!" (Hz. Peygamber) bunu yüksek sesle söylermiş. O, sabah namazında bazı namazlarında ise, Arap kabilelerinden iki kabile için; "Allah'ım, falana ve falana lanet et!" diye beddua edermiş. Bunun üzerine yüce Allah; "Sana o işten hiçbir şey düşmez. (Allah) ya onların tevbesini kabul eder, yahud onlara, zâlim olduklarından dolayı azâbeder" (mealindeki âyeti) indirmiş .
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Salât 216, 2/994
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu İshak İbrahim b. Sa'd ez-Zührî (İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
5. Ebu Zekeriyya Yahya b. Hassan el-Bekrî (Yahya b. Hassan b. Hayyan)
Konular:
Hz. Peygamber, beddua ettiği kimseler
Hz. Peygamber, dua/beddua ettiği kişi/kabileler
Hz. Peygamber, duaları
KTB, NAMAZ,
Lanet, Hz. Peygamber'in laneti
Namaz, Namazda dua
Namaz, rüku'dan kalkınca ne denileceği
Öneri Formu
Hadis Id, No:
45389, DM002715
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَسَّانَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ عَلِىِّ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ الْبَارِقِىِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- كَانَ إِذَا سَافَرَ فَرَكِبَ رَاحِلَتَهُ كَبَّرَ ثَلاَثاً وَيَقُولُ {سُبْحَانَ الَّذِى سَخَّرَ لَنَا هَذَا وَمَا كُنَّا لَهُ مُقْرِنِينَ ، وَإِنَّا إِلَى رَبِّنَا لَمُنْقَلِبُونَ} اللَّهُمَّ إِنِّى أَسْأَلُكَ فِى سَفَرِى هَذَا الْبِرَّ وَالتَّقْوَى ، وَمِنَ الْعَمَلِ مَا تَرْضَى ، اللَّهُمَّ هَوِّنْ عَلَيْنَا السَّفَرَ وَاطْوِ لَنَا بُعْدَ الأَرْضِ ، اللَّهُمَّ أَنْتَ الصَّاحِبُ فِى السَّفَرِ وَالْخَلِيفَةُ فِى الأَهْلِ ، اللَّهُمَّ اصْحَبْنَا فِى سَفَرِنَا وَاخْلُفْنَا فِى أَهْلِنَا بِخَيْرٍ ».
Tercemesi:
Bize Yahya b. Hassan haber verip (dedi ki), Bize Hammâd b. Seleme, Ebu'z-Zübeyr'den, (O) Ali b. Abdillah el-Bâriki'den, (O da) Abdullah b. Ömer'den (naklen) rivayet etti ki; Rasulullah (Sallallaku Aleyhi ve Sellem) yolculuğa çıktığında, devesine binince üç defa "Allahu Ekber!" der ve sözüne şöyle devam edermiş: "Bunu bizim hizmetimize veren (Allah'ın) sânı yücedir. Aksi halde biz buna güç yetiremezdik. Biz muhakkak Rabb'imize döneceğiz!645 Allah'ım! Muhakkak ki ben bu yolculuğumda senden iyilik ile takvayı, (emirlerine uyup yasaklarından kaçınmayı) ve razı olacağın işler (yapmayı nasip etmeni) istiyorum. Allah'ım, bize yolculuğu kolaylaştır! Bize uzak yeri yakın et. Allah'ım, yolculukta yardımcı ve koruyucu, (geride kalan) ailede vekil sensin! Allah'ım, yolculuğumuzda sen bize yardım et ve (geride kalan) ailemizde bize hayırla vekil ol!"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, İsti'zân 42, 3/1749
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ali b. Abdullah el-Ezdî (Ali b. Abdullah)
3. Ebu Zübeyr Muhammed b. Müslim el-Kuraşi (Muhammed b. Müslim b. Tedrus)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Ebu Zekeriyya Yahya b. Hassan el-Bekrî (Yahya b. Hassan b. Hayyan)
Konular:
Dua, sefere çıkarken, dönerken, konaklama yerinde
Hz. Peygamber, duaları
KTB, DUA
VEKALET
Öneri Formu
Hadis Id, No:
142600, BS005842
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو عَلِىٍّ الرُّوذْبَارِىُّ أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَكْرٍ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ الْمُفَضَّلِ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ يَعْنِى ابْنَ إِسْحَاقَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ مُعَاوِيَةَ عَنِ ابْنِ أَبِى ذُبَابٍ عَنْ سَهْلِ بْنِ سَعْدٍ قَالَ : مَا رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- شَاهِرًا يَدَيْهِ قَطُّ يَدْعُو عَلَى مِنْبَرِهِ ، وَلاَ عَلَى غَيْرِهِ ، وَلَكِنْ رَأَيْتُهُ يَقُولُ هَكَذَا وَأَشَارَ بِالسَّبَّابَةِ وَعَقَدَ الْوُسْطَى بِالإِبْهَامِ. وَالْقَصْدُ مِنَ الْحَدِيثَيْنِ إِثْبَاتُ الدُّعَاءِ فِى الْخُطْبَةِ ثُمَّ فِيهِ مِنَ السُّنَّةِ أَنْ لاَ يَرْفَعَ يَدَيْهِ فِى حَالِ الدُّعَاءِ فِى الْخُطْبَةِ وَيَقْتَصِرَ عَلَى أَنْ يُشِيرَ بِإِصْبَعِهِ وَثَابِتٌ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ عَنِ النَّبِىِّ -صلى الله عليه وسلم- أَنَّهُ مَدَّ يَدَيْهِ وَدَعَا وَذَلِكَ حِينَ اسْتَسْقَى فِى خُطْبَةِ الْجُمُعَةِ فَرُوِّينَا عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ عَنِ النَّبِىِّ -صلى الله عليه وسلم- أَنَّهُ كَانَ لاَ يَرْفَعُ يَدَيْهِ فِى شَىْءٍ مِنْ دُعَائِهِ إِلاَّ فِى الاِسْتِسْقَاءِ حَتَّى يُرَى بَيَاضُ إِبْطَيْهِ. وَرُوِّينَا عَنِ الزُّهْرِىِّ أَنَّهُ قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- إِذَا خَطَبَ يَوْمَ الْجُمُعَةِ دَعَا فَأَشَارَ بِإِصْبَعِهِ وَأَمَّنَ النَّاسُ. وَرَوَاهُ قُرَّةُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ مَوْصُولاً وَلَيْسَ بِصَحِيحٍ وَاللَّهُ أَعْلَمُ.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Cumu'a 5842, 6/331
Senetler:
1. Sehl b. Sa'd es-Sâidi (Sehl b. Sa'd b. Malik b. Halid b. Sa'lebe)
2. ibn Ebu Zübab Abdullah b. Abdurrahman Devsi (Abdullah b. Abdurrahman b. Haris b. Sa'd)
3. Ebu Huveyris Abdurrahman b. Muaviye el-Muradî (Abdurrahman b. Muaviye)
4. Abdurrahman b. İshak el-Âmirî (Abdurrahman b. İshak b. Abdullah b. Hâris)
5. Ebu İsmail Bişr b. Mufaddal er-Rakâşi (Bişr b. Mufaddal b. Lahik)
6. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
7. Ebû Dâvûd es-Sicistânî (Süleyman b. el-Eş'as b. İshak es-Sicistâni)
8. Ebû Bekir Muhammed b. Dâse el-Basrî (Muhammed b. Bekir b. Muhammed b. Abdurrezzak b. Dâse)
9. Ebu Ali Hasan b. Muhammed et-Tûsî (Hüseyin b. Muhammed b. Muhammed b. Ali b. Hâtim)
Konular:
Dua, dua ederken ellerin kaldırılması
Dua, dua ederken işaret parmağını kaldırmak
Dua, dua etme adabı
Hutbe, Cuma Namazı, cuma namazının hutbesi
Hutbe, hutbe okumada usul
Hz. Peygamber, duaları
Hz. Peygamber, hitabeti
KTB, CUMA